Dolar 32,3270
%0.24
Euro 35,0727
%-0.14
Altın 2.298,020
%0.9
Bist-100 8,99
%2.04

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Umutoğulları’ndan Filiz Sengel’e ‘dava’ tepkisi: Yargı sopası ile susturamazsın

Umutoğulları’ndan Filiz Sengel’e ‘dava’ tepkisi: Yargı sopası ile susturamazsın

Gazeteci Mithat Umutoğulları Büyük İzmirTV’de Figen Avcıoğlu’nun moderatörlüğünde yayınlanan 8. Gün programında kent gündemini değerlendirdi. Selçuk’ta ortaya çıkan ‘kaçak villa' inşaatıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yapan Umutoğulları, ‘’Bugün iktidar partisinin de yaptığı gibi gazetecilerin üzerine yargı sopası ile giderek susturamazsın. Filiz Sengel de bizi yargı sopası ile susturamayacak. Yargı biraz yavaş ve topal işliyor ama filmin sonunda ne olduğunu göreceğiz’’ dedi.

  • Ege Postası
  • 06.10.2022 - 19:53

EGEPOSTASI- Gazeteci Mithat Umutoğulları Büyük İzmirTV’de Figen Avcıoğlu’nun moderatörlüğünde yayınlanan 8. Gün programında kent gündemine dair önemli açıklamalar yaptı. 

AK Parti İzmir İl Başkanı ile bir grup AK Partili siyasetçinin Çiğli İleri Biyolojik Arıtma Tesisindeki basın açıklaması sırasında güvenlik görevlileri ile yaşanan arbede gündeme bomba gibi düşmüştü. Dün yaşanan olayı değerlendiren Mithat Umutoğulları Kemal Kılıçdaroğlu’nun TÜİK, Et ve Süt Kurumu, SADAT gibi kurumlara ziyaretlerinde yaşanan olayları hatırlattı. Umutoğulları açıklamasında, ‘’Kılıçdaroğlu’nun ziyaretlerine izin almadan geldiler, bu zorbalıktır dediler. Şimdi aynı şeyi AK Partililer yaşadı. Biz artık kavga istemiyoruz. AK Parti’nin burada yapmak istediği, dikkat çekmek istediği konu açıkcası kokuydu… İktidar partisinin tarafından alışık olmadığımız bir eylem tarzını gördük. Türkiye’de genelde bu eylemleri muhalefet yapıyor. Ben iktidar partisinin mensuplarının bu eylemlerini doğru bulmuyorum, vizyonlarına yakışır bir durum deği’’ dedi. 

Koku problemi ne oldu? 

İzmir’i esir alan koku sorununun arbedenin gölgesinde kaldığını belirten Mithat Umutoğulları, ‘’Koku problemine dikkat  çekilmesi ve yerel yönetimin yanlışlarına dikkat çekilmesi gerekiyordu. Dolayısıyla bu yapılmak istenen eylem şeklini doğru bulmuyorum. Başkan Sürekli kapının önünde de dursa arkasında da dursa medyada yer alacak. Medyada oradaki arbede konuşuldu, koku problemi ne oldu? Dikkat çekilmek istenen husus kentte yaşanan problem olacaktı, biz şu an polemiği konuşuruyoruz. Buradaki eylem bir şeye dikkat çekmek yerine daha çok bunu kavga ile bir adım öne götürdü. Seçimler yaklaşıyor bütün siyasiler sadece genel seçime yönelik hamleler yapıyor. Bu hamleler İzmir’e ne katıyor? ‘’ ifadelerini kullandı. 

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal’ın izin almadan Çiğli Arıtma Tesisi’ne girmek istemesini eleştiren Gazeteci Umutoğulları, ‘’ İcracı makam belediye, meclis üyesi ise yürütmededir. Siz meclis üyelerinin görevleri ve yetkileri bellidir. Siz belediyenin ilgili kurumlarına elinizi kolunuzu sallayarak gidemezsiniz. Bir yere gitmek istiyorsanız ilgili kuruma yazarsınız ve makamdan izin istersiniz. Ben meclis üyesiyim her yere girerim mantığı doğru değil. Kerem Ali Sürekli’yi yillardır tanırız ama o bariyerin üzerine çıkması bizi çok şaşırttı, çok sinirliydi. Soyer’in suç duyurusuna da alışık değiliz’’ dedi. 

Soyer artık belediye icraatleri ile gündeme gelmek istiyor

İzmir siyasetinde gerilimin yükseleceği günlerin yaklaştığını ileri süren Gazeteci Umutoğulları, ‘’İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer 9 Eylül’de Tarkan konseri ile muhteşem bir iş yaptı ama bütün ülke ‘Vahdettin’ açıklamasını konuştu. Soyer artık belediye icraatleri ile gündeme gelmek istiyor. Soyer poelmik üzerinden ülke gündemine oturdu. Soyer artık  AK Parti kavga etmek istediğinde bunun naif bir şekilde geçiştirmiyor.  Onların anladığı dilden kavga ederek cevap veriyor.  Soyer’in tabana verdiği mesaj bu. Tunç Soyer artık AK Parti’nin yapacağı eylem şekline göre tavrını belli ediyor. Görünen o ki bundan sonraki tarz ve üslupla artık İzmir siyaseti kavga ve polemiklerle karşımızda olacak. Ben bir siyasi değilim, kavgacı üslubun İzmir’e hiçbir şey katmayacağını, sadece bir belediye başkanı bir konuda başarısızsa, başarısızlığını çözmek yerine, bunun üzerine siyaset yapmak ve buradan bir durum çıkartılıyor’’ dedi. 

İzmir’in siyasi polemiklerle kan kaybettiğine dikkat çeken Gazeteci Umutoğulları, ‘’ Çözüm yerine sorunları büyüterek İzmirlilerin hayatı zorlaştırılıyor. Biz İzmirliler olarak artık 
sorun istemiyoruz. hizmetlerde aksamalar yaşanıyor böyle bir kentte yaşamak zorunda kalmak istemiyoruz. Yerel yöneticilerin kavgalarından yorulduk. Bu kentin problemini çözecek bir siyasi anlayış istiyorum. Bu kavgalar siyasilere bir imtiyaz sağlayabilir ama hizmet açısından hiçbir kazanım yok. AK Parti’ye bu durumlar eksi yazar. 2014 yerel seçimlerinde  AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ CHP kadrolarında aday olanların terör ihtisaslı olanların olduğunu söylemişti. Ardından ses çıkmadı, İzmirliler sormaya başladı ‘hani terör ile ihtisaslı kişiler’?  Bunlar üzerinden siyaset yapmak  AK Parti’ye bir şey kazandırmıyor. Soyer son 6 aydır siyasetin göbeğine girmiş durumda. Soyer’i CHP tabanı üzerinde inanılmaz popülar bir siyasetçi haline getiriyor. Tunç Soyer İzmirliler üzerinde ciddi bir destek aldı. İzmir’de bu kadar önemli siaysetçiler varken Soyer’in siyasi bir figur olmaması gerekiyordu. AK Parti’nin farklı bir muhalefet anlayışı getirmesi gerekiyor. Yapılan her yanlış davranış Soyer’e artı yazıyor’’ dedi. 

‘Siyasiler geçici ama sorunlar kalıcı olacaktır’

Siyasi polemiklerin bir kenarı bırakılması ve uzlaşının sağlanması gerektiğine dikkat çeken Umutoğulları, ‘’AK Parti karşıtı bir İzmir bugüne kadar  AK Parti’nin 20 yıllık iktidarında kaleyi teslim etmedi. Burada AK Parti’ye karşı bir efsane doğuyor. Soyer bu şekilde giderse 4 yıl sonra bu kentin efsane siyasetçisi olacak. Artık bir uzlaşı olması gerekiyor. Soyer’in arbede sonrası yaptığı açıklama çok akıllıca. AK Parti bugün çıkıp izin istediklerini söyleseydi kamuoyunda herkes bunu konuşur olurdu. Ama hiç izin istememişler. Siyaset bıçak sırtı gibi… Önümüzdeki süreç ile ilgili gözüken şu, ülkede siyaset çok sert geçecek. Yereli düşündüğümüzde bu tempoa yumruk yumruğa giren, birbirine bardak fırlatan siyasetçiler göreceğiz.  Bu kentin geleceğini kurtaracak hamleler yapılmalı. Siyasiler geçici ama sorunlar kalıcı olacaktır’’ dedi. 

‘Bu yasa ile gazetecilerin elini, kolunu bağlamak istiyorlar’

Kamuoyunda “Sansür Yasası” olarak bilinen, internet medyası ve sosyal medyaya yeni yaptırımlar öngören kanun teklifinini değerlendiren Mithat Umutoğulları, ‘’ Yasa neye göre çıkar? Taleplere göre çıkıyor. Bir anayasa değişikliği ya ada hükümet kendince enformasyona karşı bir tedbir olarak söylüyor ama içinde yaptığı değişikliklerle cezanın şekilini değiştiriyor. Aslında bu yasa ile gazetecilerin elini, ayağını bağlamak istiyorlar. Burada temel sorun Türkiye’de bir adalet duygusu ile ilgili sorun var. Muhalif biri mahkemeye gittiğinde yargılanma şekline bakalım, açılan davaların şekline  bakalım. Cumhurbaşkanına hakaretten dava açılıyor, neye göre hakaret. Eskiden Cumhurbaşkanının siyasi parti ile ilişkisi olmazdı.  Şimdi AK Parti’nin Genel Başkanı hem de Cumhurbaşkanı… Siz partinin Genel Başkanı olarak meclis grubunda bir şey konuştuğunuzda ben yorum yaptığımda Cumhurbaşkanını mı genel başkanı mı eleştiriyorum? Türkiye’de bir Cumhurbaşkanı ya da milletvekili ya da belediye başkanı neden korumayla gezmek zorunda kalıyor. Sokaktaki vatandaş sana oy vermiş, sen vatandaştan neden korunuyorsun. Siyasetçiler bir yere geldikten sonra neden korunma ihtiyacı duyuyorlar? Aynı şeyi Cumhurbaşkanı içinde söyleyebiliriz’’ dedi. 

Yargının yozlaştığı bir ülkede... 

Türkiye’de en çok yapılan hizmet cezaevi ve adliye sarayları olduğunu vurgulayan Umutoğulları, ‘’ Cezaevine ve adliye saraylarına neden ihtiyaç duyuluyor? Dünyada en çok tutuklu olan gazeteciler bizim ülkemizde.  Neden basın yasasına ihtiyaç duyuluyor? Niye gazetcilere cezayı arttırmak için yasaya ihtiyaç duyuluyor? Susturmak için… Muhalefet partisine küfür eden hakaret eden gazeteci gittiğinde basın özgürülüğü diyorlar ama iktidara muhalif olan gazeteci gittiğinde hakkında dava açıp, ceza veriliyor. Yalan haber kime göre yalan haber? Bugün hepimiz konuşurken kaygılanıyoruz. Bu ülke Kuvay-ı Milliye ruhuyla bütün toprakları düşman işgalindeyken bağımzıslık kazanmış bir ülke. Bu ülkede iktidar yanlış işler yapıyorsa bunu yasa ile baskı ile çözemezsiniz.  İnsanların konuşmasından neden korkuyorsunuz? İktidar eleştirilmekten neden korkuyor? Bir insan sizin siyasi anlayışınızı beğenmeyebilir. ‘Herkes padişahım yok yaşa’ derse, adalet duygumuz yok olursa yasalara nasıl inanacağız?  Bugün Cumhurbaşkanına hakaretten hakim karşısına çıkan birine beraat verilebilir mi, verilemez, Hiçbir hakim veremez, korkar. Yargının yozlaştığı bir ülkede gazeteciler hakkında çıkan yasaya biz nasıl iyi niyetli bir enformasyon yasası olarak bakabiliriz’’ ifadelerine yer verdi. 

CHP Medya ve İletişimden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan'ın, “Sansür Yasası’nın” TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmayı değerlendiren Gazeteci Umutoğulları, ‘’ Tuncay Özkan bence çok önemli bir gazeteci ve siyasetçi. Tuncay Özkan Parti Meclisi'ne girmedikten sonra tekrar aynı makamı alamadı ve Kılıçdaroğlu, Özkan’ı başdanışmanı olarak Genel Merkez'de tuttu. Özkan’ın dün yaptığı konuşma ile Kılıçdaroğlu’nun ne kadar önemli bir şey yaptığını gördük ve Özkan’ın ne kadar önemli bir siyasetçi olduğunu anladık. Özkan’ın yaptığı konuşma çok büyük etki yarattı. Hem sosyal medyada hem gazeteciler üzerinde… Kılıçdaroğlu’nun parti içerisinde yaşanan çekişmeden kaynaklı Parti Meclisi'ne giremeyen bir siyasetçiyi nasıl tuttuğunu gördük. CHP içerisinde alevi düşmanlığı yaptığını söyleyenlerin ne kadar haksız olduğunu gördük. Türkiye’de böyle cesur güçlü siyasetçilerin olması gerekiyor. Ben bir İzmirli olarak böyle bir milletvekilinin İzmir’de olmasını minnetle karşıladım. Umarım diğer partiler de böyle aklı selim milletvekilleri çıkarabilir’’ dedi. 

‘Vallahi de billahi de susmayacağız’

Selçuk Belediyesi’nin Çamlık Mahallesi'ndeki 5 bin 400 metrekarelik tarım arazisi vasıflı alana yapılan 7 adet villaya ruhsat kesmesiyle ilgili önemli açıklamalarda bulunan Gazeteci Mithat Umutoğulları, ‘’Başkan Filiz Ceritoğlu sürekli bu konun üzerini kapatmak istiyor. Filiz hanımdan ben şunu bekliyorum bana açılan tanzimat  davasında üç-dört madde var, maddelerin konuyla alakası yok.  Orada bir yolsuzluk var mı? gibi cümlelerime dava açılmamış. Kocasının otelinde çalıştırdığı personel vefat ediyor. Öldükten sonra sigortası yapılıyor.  Bize dava açma sebebi, susalım. Vallahi de billahi de susmayacağız. O kaçak villaları  yıktırıncaya kadar ben konuşmaya devam edeceğim. Oraya gittik ve projeleri anlatan arkadaşla görüştük. Orada her villanın başına birer tane havuz olduğunu öğrendik. Hani bunlar depoydu? İl Tarım Mdürülüğü yazı gönderiyor. Resmi yazıda buranın kapatılması için talimat veriliyor. Belediyenin ne yaptığını bilmiyoruz.’’ dedi. 

İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturma izni 

Umutoğulları hakkında açılan tazminat davası hakkında yaptığı açıklamada, ‘’Tarım arazisi üzerine yapılmış villardan bir yatırımcı haksız kazanç elde edecek, belediye buna göz yumacak ve 7 ruhsat  kesecek. Ben bunu Tarım Müdürlüğü’nün belgeleriyle belgeleyeceğiz ve bu konuyu gündeme getirince başkan dava açacak.  Biz belediyeyi uyarınca, ‘abi bakalım gözümüzden kaçmış’ diyerek gidip yalandan elektirk, su tesisatına ceza kestiler. Ben bunları konuşunca hakaret mi etmiş olurum? Başkan hukuksuzluğa  göz yumuyorsa ben az bile söylemişim. Bizim gündeme getirdiğimiz konuyla ilgili İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturma izni çıktı. Bakalım başkan göz yumduğu ve ısrarla gündeme getirdiğimiz kaçak villallarla ilgili yargı ne diyecek ve başkan nasıl bir hesap verecek?  Biz söylediklerimizin hesabını veririz ama bakalım başkan nasıl hesap verecek?  Sen neden göz yumuyorsun? AK Parti İlçe Başkanı, ‘’kimden ne aldınız da buna göz yumuyorsunuz’ dedi. İlçe Başkanının açıklamasında sonra işyerine devletin gücünü, imkanlarını kullanıp zabıtayı gönderip para cezası kesiyorsun. İlçe Başkanı bunları söylememiş olsaydı ceza yazdırır mıydı? Söylediği her cümlenin mahkemede karşılığı var. Bu ülkede hala namuslu, şerefli hakimler var.

‘Senin itibarın yerin dibine batsın’

Umutoğulları, Gökhan Sengel’in otelinde çalışırken, iş yerinde su diye içtiği mermer cilası nedeniyle hayatını kaybeden Özge Çivici’nin ölümünden 2 gün sonra sigorta girişi yapıldığının hatırlatarak, ‘’ Sen çocuğu öldürecek ve hakkını vermeyeceksin. Öldükten sonra hakkını vermeye çalışacaksın, ben bunu konuşunca itibarın zedelenecek, ne itibarı? Senin itibarın yerin dibine batsın. Yargıya intikal etmiş bir konu bu, bakalım başkan nasıl çıkacak ben nasıl çıkacağım.’’ ifadelerini kullandı. 

Yargı sopası 

Basın yasası ile gazetecilerin susturulmak istendiğine dikkat çeken  Umutoğulları, ‘’Bugün iktidar partisinin de yaptığı gibi gazetecilerin üzerine yargı sopası ile giderek susturamazsın. Filiz Sengel de bizi yargı sopası ile susturamayacak. Yargı biraz yavaş ve topal işliyor ama filmin sonunda ne olduğunu göreceğiz’’ dedi.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.