TİP ve HKP de Erdoğan için suç duyurusunda bulundu

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda Gezi direnişi ve eylemcileri için “Bu teröristler, eşkıyalar bira şişeleriyle caminin içini pisletmişti. Bunlar çürük, bunlar sürtük” ifadesini kullandı.

Erdoğan’ın bu sözleri sosyal medyada kısa sürede hem şaşkınlıkla karşılanmış hem de büyük tepkilere neden olmuştu. Bugün de TİP ve HKP’li kadınlar, İstanbul Adalet Sarayı’na gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurusu dilekçelerini savcılığa sunmadan önce her iki parti üye ve yöneticileri, Çağlayan Adliyesi önünde ayrı ayrı basın açıklaması yaptı.

TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, şöyle konuştu:

“AKIN GÜRLEK GİBİ BİR KARAKTERİN ADALET BAKAN YARDIMCISI OLARAK ATANABİLDİĞİ BİR ÜLKEDE: Hepimiz çok sinirli ve öfkeliyiz. Tüm Türkiye'deki kadınlar, erkekler, LGBTİ artılar. Bu Saray rejiminin faşizmine maruz kalan herkes gibi biz de çok sinirliyiz. Ve bugün TİP’li kadınlar olarak bir dilekçe sunmak amacıyla adliyeye geldik. Elimdeki dilekçeyi birazdan Cumhuriyet Savcılığı'na teslim edeceğiz. Elbette şunu biliyoruz: Akın Gürlek gibi bir karakterin Adalet Bakan Yardımcısı olarak atanabildiği bir ülkede, arkasında saray yazan bir binadan ne bekliyorsunuz diye haklı olarak sorabilirsiniz. Ancak bizler bu devranın böyle gitmeyeceğini çok iyi bilenler, şunu da biliyoruz ki biz bu dosyaların takipçisi olacağız. Bir gün, iki gün değil, şimdi yandaş savcılar, hakimler ret kararları verebilir, suçluları koruyup kollayıp, masum insanları hapse tıkabilir. Ama unutmayın ki yargı sistemi her zaman yazılı devam eder ve bu ay değilse bir dahaki ay, bu yıl değilse bir dahaki yıl bu halka edilen bütün hakaretlerin hesabı ilgililerinden tek tek sorulacak.

NE SÜRTÜKLÜĞÜMÜZÜ NE ÇÜRÜKLÜĞÜMÜZÜ NE TERÖRİSTLİĞİMİZİ BIRAKTI: Şimdi sevgili arkadaşlar bugün neden buradayız? AKP Genel Başkanı sıfatı taşıyan bir zat aynı zamanda Cumhurbaşkanı da yazıyor isminin önünde bu zatın. Dün çıktı, AKP Grup Toplantısı'nda, yani internette geyiğini de yaptı arkadaşlar güldü ama çok da gülemedik biliyor musunuz? Çok sinirlendik çünkü. Bu AKP Genel Başkanı TBMM kürsüsünden grup toplantısında çıktı. Hepimize hakaretlerde bulundu arkadaşlar. Sadece kişisel olarak bana Erkan'a, Ahmet'e değil, yani biz siyasetçiler olarak zaten bu zatın üslupsuzluğuna o kadar alışığız ki şaşırmıyoruz bile artık. 'Siyasetçi kılığına girmiş provokatör' demiş. Sensin. Siyasetçi kılığına girmiş bir provokatör varsa bu ülkede adı Recep Tayyip Erdoğan. Onu çok uzaklarda aramamak gerek. 'Edepsizlik yapan, densizlik yapan, terbiyesizlik yapan' demiş bizlere. İki cümle sonra çıktı, Gezi eylemlerine katılanlara ne sürtüklüklerini bıraktı ne çürüklüklerini, ne teröristliğimizi.

BİR ADIM BİLE GERİ ATMIYORUZ: Yani kimin edepsizlik yaptığını, kimin densizlik yaptığını, kimin terbiyesizlikten beslendiğini de sanıyoruz kendi konuşması içerisinde kendine en iyi cevabı yine o verdi. Ben o seviyeye inmeyeceğim. Utanırım ben o seviyeye inmeye. Belki arkadaşlarımla muhabbet ederken inerim evet ama halkın önüne çıkıp ben bu cümleleri hiç kimseye söyleyemeyiz arkadaşlar. Utanırız gerçekten. Çıkıp bu halka sürtük diyemeyiz. Herhangi bir aklı başında siyasetçi de bunu diyemez. Ve biz bugün tam olarak bu sebeple buradayız. Yanımda Türkiye İşçi Partisi'nden kadın arkadaşlarım var. Şunu çok iyi biliyoruz. Bu yalnızca kadınlara değil, Gezi’ye katılmış tüm kadınlara, erkeklere, LGBTİ artılara, tüm insanlara yapılmış açık bir hakarettir. Ama bu kadar cinsiyetçi kelimelerin seçilmesinin de boşa olmadığını inanın çok iyi biliyoruz. Daha dün yine bu meydandaydık kadınlarla birlikte. Her faşist iktidar gibi, iktidarın da bir numaralı hedefinin kadınlar olduğunu da çok iyi biliyoruz. Ama korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz. Küfürlerine, terbiyesizliklerine pabuç bırakmıyoruz. Bir adım bile geri atmıyoruz. Çünkü kadınlar kalacak, Recep Tayyip Erdoğan ve saray karanlığı gidecek.”

“TBMM’DE HALKINA HAKARET EDEN BİRİNİN SIFATINI CUMHURBAŞKANI OLARAK KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL”

TİP Meclis Üyesi avukat Sedef Erken ise suç duyurusu dilekçesinin içeriğiyle ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Biz dilekçemizi hazırlarken öncelikle tabii ki bazı ilkeler var Anayasamızda yazan, bunlardan hareket ettik. Ancak burada dikkat çekmek istediğimiz en önemli nokta şu; TBMM’de egemenlik halka aittir. Meclis halkın mekanıdır, halkın evidir. TBMM’de kendi halkına tahkirle yaklaşan, hakaret cümleleriyle yaklaşan birinin sıfatını Cumhurbaşkanı olarak kabul etmemiz mümkün değil bu dilekçede. Biz kendisini AKP Genel Başkanı olarak suçluyoruz. Çünkü biz bir Cumhurbaşkanı'nın halkına bunu yapacağına inanmıyoruz. Ancak bu ilkeden uzaklaşmış, kendisinin bu sıfatı olduğunu tamamen unutmuş ve Anayasayı tanımayan birinin bunu yapabileceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla şikayetimizde şikâyet ettiğimiz kişi, suçladığımız kişi de AKP Genel Başkanı'dır.”

HKP: GEZİ ÖFKELERİ VE KORKULARI BİTMİYOR

HKP Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Safiye Erdoğan de Erdoğan hakkında yaptıkları suç duyurusunun ardından, Çağlayan Adliyesi'nin önünde şunları söyledi:

"Tarihin çöplüğünde, en utanç verici sayfalarında yerlerini garantileyenler ne yaparlarsa yapsınlar ne söylerlerse söylesinler halkımızın çıplak elle, bedenini siper ederek, canını ortaya koyarak yaptığı, bir tarih yazdığı şanlı Gezi isyanımızı kirletemezler. Zulüm, vurgun, soygun iktidarı AKP’giller ile onun reisinin Gezi öfkesi ve Gezi korkusu bitmiyor. Antiemperyalist kurtuluş savaşımızın ve hemen ardından kurulan Laik Cumhuriyetin kazanımlarının yok edilmesine, bu kazanımları halkımıza hediye eden Mustafa Kemal ve 1. Kuva-yi Milliye’cilere hakaretler edilmesine karşı bir isyandı. Tüm dünyaya umut ve örnek olan şanlı Gezi isyanımız; insana, hayvana, doğaya, bitkiye düşman AKP’gillere karşı Türkiye Cumhuriyet tarihinin en kitlesel ve 79 ile yayılan en yaygın direnişiydi. İşte bugün burada Gezi direnişine katılan milyonlara terörist, eşkıya, çürük ve sürtük diyerek hakaret eden AKP’gillerin reisine karşı suç duyurusunda bulunuyoruz. Onuru yaşamdan değerli kılan gerçek devrimciler olarak AKP’gillerin reisi Tayyip Erdoğan'ın bu suçunu da kayıt altına aldırtıyoruz.”