Dolar 32,5562
%0.25
Euro 34,7427
%0.03
Altın 2.487,280
%0.11
Bist-100 9.525,00
%-0.06

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Polat’tan Kılıçdaroğlu’nun adaylığında net çıkış: Aday oluyorsa o iş bitmiş demektir

Polat’tan Kılıçdaroğlu’nun adaylığında net çıkış: Aday oluyorsa o iş bitmiş demektir

CHP İzmir Milletvekili ve YDK üyesi Mahir Polat, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 6. Yasama yılı öncesinde partilileriyle İzmir’de girdiği kampta yaptığı konuşmayı değerlendirdi. Konuşmadan herkesin özeleştiri çıkarması gereken noktalar olduğunu belirten Polat, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına ilişkin de net ifadeler kullandı. Üstü kapalı olarak adaylık için adı geçen İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na da mesaj gönderen Polat, “Genel başkanımız bir yeri hedeflediyse biliniz ki orasıyla ilgili kafasında hiçbir sorun yoktur. Kazanmak ya da kazanmamakla ilgili herhangi bir soru yoktur, o iş bitmiş demektir. Genel başkanımızın bir belediye başkanına mesaj vermesine ihtiyacı yoktur. O belediye başkanı da nerede durması gerektiğini bilir” dedi.

  • Ege Postası
  • 29.09.2022 - 13:21

EGEPOSTASI- CHP İzmir Milletvekili ve YDK üyesi Mahir Polat, Büyük İzmirTV’de yayınlanan Gündeme Dair programında Figen Avcıoğlu’nun sorularını yanıtladı.

Ülke politikası ve kente ilişkin değerlendirmelerde bulunan Polat, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 6. Yasama yılı öncesinde partilileriyle İzmir’de girdiği kampta yaptığı konuşmayı değerlendirirken 6’lı masanın ‘ithal aday’ iddialarına ilişkin de net konuştu.

İzmir’de yerel iktidar ve merkezi yönetim arasında zaman zaman Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dahil olduğu ‘engelleme’ tartışmasına da değinen Polat, UNESCO örneği üzerinden merkezi iktidara tepki gösterdi.

"BUNDAN SONRA 2 KEZ DÜŞÜNÜP 1 KEZ KONUŞACAĞIM”

Kılıçdaroğlu’nun konuşmada kullandığı bazı ifadelerin ‘partililere sitem’ olduğu görüşünü değerlendiren Polat, herkesin konunşmadan bir özeleştiri çıkarması gerektiğini belirtti ve “Dün olduğu gibi bugün de yarın da ben hep Sayın Genel Başkanımızla birlikte olacağım. Konuşmanını bütününe baktığımızda halk düşmanlaırnı yenmekten bahsediyor. Bir genelleme var. Genel olarak herkesin kendi üzerine bir şey alması gerektiği bir konuşma. Herkesin kendine bir parça bir şey çıkarabileceği bir konuşma. Özellikle birini işaret ettiğini düşünmüyorum. Biz bir mücadele içindeyiz. Bu mücadeleyi büyütme çağrısıydı. Partimiz içinden ve dışından herkes eleştirisini aldı ve Sayın genel başkanımız herkesin özeleştirisini yapmasını istedi sanırın genel başkanımız. Bu mücadele aslında dünün ya da bugünü mücadelesi değil. Sayın Genel Başkanın Adalet Yürüyüşü öncesinde başladığı bir mücadele var. Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılının demokrasiyle taçlandırılması mücadelesi. Sayın başkanımız bir adalet yürüyüşü yaptı. Bu yürüyüş hala etkilerini sürdürüyor. Dünya siyasi tarihinde hak mücadelesinde ilham alınacak bir mücadele. Sayın Başkan hak mücadelesine ilham veriyor. Ben bu konuşmayı bir mihenk taşı olarak görüyorum. Konuşma herkesin kendi üzerine bir şey alacağı bir konuşma. Ben zarar verdiğimi düşünmüyorum. Ama bundan sonra iki kere düşünüp bir kere konuşmayı kural edindim kendime” dedi.

“O BELEDİYE BAŞKANI NEREDE DURMASI GEREKTİĞİNİ BİLİR”

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında destek istemesi ve 6’lı masanın Kılıçdaroğlu’nun adaylığına ilişkin görüşlerini yorumlayan Polat, adaylık için adı geçen isimlerden olan İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na da üstü kapalı gönderme yaptı ve “İnsanlar şunu beklemesin. Sayın Genel Başkanımızın cumhurbaşkanı adayı olma durumunda CHP rozetini taşıyan kimsenin oraya talep açma hadsizliği olacağını düşünmüyorum. CHP'nin üyesinden en üst kademesine kadar herkes Genel başkanının arkasındadır. Biz kuva-i milliye geleneğinden geliyorum. Bu geleneğin gereği de genel başkanını hedeflediği yere gitmektir. Zaten eğer ki genel başkanımız bir yeri hedeflediyse biliniz ki orasıyla ilgili kafasında hiçbir sorun yoktur. Kazanmak ya da kazanmamakla ilgili herhangi bir soru yoktur, o iş bitmiş demektir. Sayın Genel Başkanımız kazanacağına inanmasa böyle bir talep de açmaz. Sayın Genel Başkanın bunu söylemesi için bir mesaj vermesine gerek yok. CHP kimliğini taşıyan herkes genel başkanının arkasındadır. Genel başkanının kim olduğundan bağımsızdır bu. Eğer genel başkan bir iddia ortaya koyarsa o bizim iddiamızdır. O yüzden genel başkanımızın bir belediye başkanına mesaj vermesine ihtiyacı yoktur. O belediye başkanı da nerede durması gerektiğini bilir” diye konuştu. 

“GENEL BAŞKANIMIZIN CUMHURBAŞKANLIĞI SÜRECİNDE…”

Kılıçdaroğlu’nun adaylığını desteklemelerinin tek nedeninin parti genel başkanı olması olmadığının da altını çizen Polat, “Genel başkanımızın adaylığına en başından beri inanmamızın bir nedeni var. CHP, Türkiye’nin umudu ve Orta Doğu’nun da gülen yüzü. Ben inanıyorum ki Genel Başkanımızın cumhurbaşkanlığı sürecinde nasıl ki millet ışık olan bir Atatürk cumhuriyeti varsa o dönemde de barış dolu, sömürüsüz bir dünya için umut ışığı olacak. Bakın Orta Doğau’dkai savaşlardan kim karlı çıktı? İnsanlar öldü. Bizim Anadolumuza baktığımızda… Göçmen yükünün en çok hisedilen ülkeyiz. Bizim fakirleşmenin sebebi oradaki karışıklıktır. Bunun da nedeni AKP iktidarıdır. Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun sebebi bu iktidardır” ifadelerini kullandı.

“ÇOĞUNUN ESARET İÇİNDE YAŞADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında ve İzmir mesaisine AK Parti kanadından yapılan eleştirileri de değerlendiren Polat, şunları söyledi; “Ben onların söylediklerinden çok etkilenmiyorum. Onlar kendi pencerelerinden kendi tribünlerine oynuyor olabilirler ama bizim ikna edilmek gibi bir derdimiz yok. Biz, Türkiye'de büyük dönüşümlere imza atmış bir partiyiz. Biz başka saiklerle Genel Başkanımızın yanında değiliz. AK Partili arkadaşlarımız birçok noktada patilerinin arkasında durdular. Ama ben çoğunun esaret içinde yaşadığını düşünüyorum. Hangi saikle o partide durduklarının görmemek mümkün değil. Her gün zenginleşen insanların kurduğu bir partinin mensuplarının bizim partimize ilişkin böyle şeyler söylemeleri, abesle iştigalin ötesinde bir anlamı yok. Dolayısıyla onlar bize ne anlatırlarsa anlatsınlar boş, külahımıza anlatıyorlar. Kendi kitlelerine anlatmaya çalışıyor. Ağzımızdan çıkanları istedikleri gibi çekip kitlelerine ‘Bakın’ diye anlatarak büyük kopuşu engellemeye çalışıyorlar.”

“KAYGIYI OLUŞTURAN ETMENLER ORTADAN KALKARSA…”

6’lı masanın çatırdadığına ilişkin iddialara yanıt veren Polat, masnaın dağılma koşullarına değindi ve “Bizim ittifakımız bir zorlama, tehdit, menfaat ortaklığı değil. Bir menfaat masası değil. Dün Erdoğan'dan cumhurbaşkanı olmaz diyenlerin belli saiklerle kendisiyle bir araya gelip Türkiye’yi bu hale getirdiklerinin hepimiz şahidiyiz. 6’lı masanın genel başkanları zorlamayla bir araya gelen insanlar değil. Türkiye’iy yeniden demokrasiyle buluşturma hedefi taşıyan doğal bir birliktelik yaşıyoruz. O masada bir çatlak oluşması için Türkiye'nin Güçlendirilmiş Parlamenter sisteme geçmiş ve doğal olarka olması gerekenlerin olmuş olması gerekir. Belirli masalarda ve alanlarda çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalar tamamlandığında masada çatırdama olur ya da her partinin kendi görüşüyle siyaset yapma dönemi başlar. Bizim ittifakımız, ülkenin geleceğinden kaygı duyan ların oluşturduğu bir ittifak. Kaygıyı oluşturan etmenler ortadan kalkarsa masa da ortadan kalkabilir” dedi. 

‘ENGELLEMEDE’ UNESCO ÖRNEĞİ

Hem yerel hem de genel siyasette muhalefet ve iktidar arasında sıkça tartışma konusu olan ‘İzmir engelleniyor’ konusuna Kemeraltı’nın UNESCO listesinden çıkarılması üzerinden örnek veren Polat, “Bu kentin muhalefet milletvekillerinin muhalefet görevlerini iyi yapmadıklarını görüyorum. Sadece yalana tarak ya da çamur atarak muhalefet yapılmaz.ç Elinizde belgeyle konuşursunuz. KArabağlar’daki dönüşüm alanında daha proje tamamlanmadan insanlara kura çekip ev dağıtıp umut tacirliği yaptıklarını biliyorum. Daha zemin etüdü yapılmamış bir yer. Sadece siyasi saiklerle bir iş yapmaya çalışırsanız sosyal demokrat belediyeler buna karşı çıkar. Biz orada üniversite olsun istiyoruz. Orada da proje ortaya çıktığında kuşa çevrilmiş bir üniversite yerleşkesi olduğunu gördük. O nedenle belediyemiz karşı çıktı. AKP’nin İzmir’e bir bakışı var ve bu katlanarak devam ediyor. Biz bunu ‘Gavur İzmir’de, sümüklü İzmir’de, İzmir kokuyor’ söyleminde duyduk. Ve maalesef söylüyorum ki İzmir işgal altında söyleminden duyduk. Bunun içinde bir kin kusma durumu var. İzmir, tamamıyla cumhuriyetin kentin. İzmir, Mustafa Kemal Atatürk’ün ışığında yürüyen, cumhuriyetin bütün kuruluş değerlerine sahip çıkar. İzmir’le meselelerinin temelinde de bu yatıyor. Karşı çıktıkları aslında bu. İzmir’in kalkınmasının önünde büyük bir takopzlar. İzmir; turizmde, sanayide kalkınmasın, turizm kenti olmasın istiyorlar. Mesela deprem konutlarında Sayın Tunç Soyer’In başvurusunda Hazine onayı verilmedi. Yarın öbür gün başka bir deprem olursa o insanların vebali onların boynunda. UNESCO konusunda Kültür ve Turizm Bakanı, bir bakana yakışmayan bir yöntemle yaptı. Bakanlık karar almadı, İzmir’e yalan söyledi. İzmir Kemeraltı için UNESCO dosyasını hazırladı. Kusursuz bir dosyaydı. Bu dosyanın UNESCO’ya teslimi için bakanlıktan randevu aldılar. Bakan randevuya kısa bir süre kala bu randevuyu iptal etti ve ‘Gelip kendim alacağım’ dedi. Ama o bakan gelmedi. Neden İznik'in tercih edildiğini bakan anlatmadı, anlamadı. Çünkü ne anlatsa yalan olacaktı. İzmir’in gelişmesine, o unvanla ellerine ekmek götürecek insanların önünde takoz oldular. İşte iktidar engellemsi böyle bir şeydir. İzmir’in gelişmesini istemiyorlar. Çünkü Türkiye’ye ilham kaynağı oluyor” diye konutu.

“SÜLEYMAN SOYLU GİBİ BİR ÜSLUP EDİNDİ”

Türkiye'de 100 yılın konut projesi olarak lanse edilen Sosyal Konut projesine ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un ‘ek mesai ve borç alacaklar’ sözlerine de tepki gösteren Polat, “Cumhur İttifakı’nın iyi bakanlarından biri Murat Kurum. İnsan olarak kötücül değil. Ama son dönemde anladığımız kadarıyla kendi tabanına bir mesaj vermeye çalışıyor. Geçen yıldan beri saldırma üslubunu kendine şiar edindi. Tıpkı Süleyman Soylu gibi bir üslup edindi. Baktığımızda toplumun gerçeklerinden kopmuş bir bakan var. İnsanlar kuru ekmek yiyor deniliyor. Biri çıkıp ‘O zaman aç değiller’ diyor. Bu iki bakış aynıdır. Sen de çıkıp mesai yapsınlar borç alsınlar diyorsun. Bu, toplumun gerçeklerinden kopuktur. Ben sahaya çıkıyorum. Diyorum ki; ‘Her siyasetçi bir şey anlatır. Siz onlara inanmayın. Siz kendinize inanın. Siz mutfağınıza gittiğinizde, elinizi cebinize attığınızda dünden daha mı iyisiniz daha mı kötüsünüz? Buna bakın’ diyoruz. Asgari ücretli biri geçtiğimiz günlerde, AK Parti iktidara gelmeden ve geldikten sonra kaç çeyrek altın aldığı üzerinden ‘Benim 20 altınımı çaldılar. İşte böyle apraları aktarıyorlar. Ben bunlara oy verdim ama ellerim kırılsın’ dedi. Ben kiminle konuşman artık Cumhur İttifakı’na oy vermeyeceklerini söylüyorlar. Çünkü toplumdan, halktan ve gerçeklikten kopuk bir iktidar var ortada” ifadelerini kullandı.

“OĞLUNUN SÜNNETİYLE ZENGİNLEŞMİŞ BİR ADAM”

Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Tunç Soyer’in 9 Eylül’ün 100. Yılı Kutlamalarında yaptığı konuşmasına gösterdiği tepkileri de eleştiren Polat, şunları söyledi; “Oğlunun sünnetiyle zenginleşmiş bir adamdan bahsediyoruz. Cumhurbaşkanının çok da ciddiye alınacak bir adam olduğunu düşünmüyorum. Bir toplum geçmişiyle yüzleşip helalleşir ve ancak o zaman toplumların önünde güzel bir gelecek şekillenir. Biz Türkiye cumhuriyeti olarak bunu yapmışız. Osmanlıyla yüzleşip helalleşmiş. Biz geçmişimizle yüzleşmeyi Nutuk’la yapmışız. Bırakınız kendi kurucu liderini okumayı, nerelerden hangi derelerden su alan bir cumhurbaşkanıyla karşı karşıyayız. Önce alıp Nutuk'u okuyacaksın, nerelere atıf yaptığın göreceksin. Cumhurbaşkanının bundan vazgeçmesi gerekiyor. Prim yapabileceği bir şey değildir.” 
 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.