Kılıçdaroğlu İzmir’de: İktidara ‘üretimde’ eleştiri yağmuru

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in en önemli projeleri arasında yer alan Efes Tarlası Yaşam Köyü’nün açılışına katılmak için Aydın programı öncesinde İzmir’e geldi.

Yerelde tarımı kalkındırmak amacıyla hayata geçirilen Efes Tarlası Yaşam Köyü'nün içerisinde; Efes Tarlası Tohum Merkezi, Toprak Okulu Binası, Toprak Kafe, Toprak Kütüphanesi, İsmail Hakkı Tonguç Tarım Müzesi, Çevre Duvarı ve Tesis Giriş Kapısı, Güvenlik Binası, Saha Düzenlemeleri, Sera ve Plantasyon Alanları, İçme Suyu, Pissu ve Yağmur Suyu Drenajı Altyapı Sistemleri yer aldığı alan da ayrıca 120 metrekare büyüklüğünde idari bina, 168 metrekare büyüklüğünde ata tohumların depolanacağı bir tohum bankası ve üretici pazarına hizmet verecek bir market/çay ocağı, 150 metrekare büyüklüğünde açık hava tarım müzesi ve 107 metrekare büyüklüğünde toprak okulu yer alıyor.

Törene, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ev sahibi Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in yanı sıra CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer,  Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, CHP İzmir milletvekilleri Kani Beko ve Tacettin Bayır, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı, Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Balçova Belediye Başkanı Fatma Çalkaya, Tire Belediye Başkanı Salih Atakan Duran, Foça Belediye Başkanı Fatih Gürbüz, Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, Menderes Belediye Başkanı Mustafa Kayalar, Beydağ Belediye Başkanı Feridun Yılmazlar, Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, Torbalı Belediye Başkanı Mithat Tekin ve Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş katıldı.

“YATIMLARIMIZI BİRKAÇ SERMAYEDARA DEĞİL GELECEĞE YAPARIZ”

Projenin sermayedarlara değil geleceğe yatırım yaptığını ifade eden Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün köylülerin gözleriyle görebilecekleri, verimli, modern ve uygulama alanlarının olduğu tarım merkezlerini kurmak gerekir sözünden hareketle Efes Tarlası Toprak okulu, kadın üretici pazarı, tarım merkezi ve seralarıyla birlikte tam anlamıyla yepyeni bir yaşamı filizlendiriyoruz. Adaylık döneminde de söylemiştik. Şunu biliyoruz ki insanların kalbine dokunacak, geleceğe değer katacak, gençlerimize ve geleceğimize dair ciddi körü olacak projelerimiz bar demişik. Yatımlarımızı birkaç sermayedara değil geleceğe yaparız demiştik ve sözümüzü tuttuk. İşte bu yüzden Atatürk’ün cumhuriyet köyleri ve köy enstitülerinden ihamla hayata geçirdiğimiz, gençlerimize ve çiftçilerimize tarım eğitimini uygulamalı olacak vereceğimiz tarım okulu ile toprağımızı gelecek nesillere emanet ediyoruz. Yerle tohumlarımızı ide haline getirerek üreticilerimizle buluşturuyor olmak ve alım garantisi vermek bizim için büyük mutluluk. Üreticilerimin bundan sonra Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde ücretsiz bir şekilde toprak analizi yapılacak ve doğru şekilde topraktan alması gereken ürünün katma değerini de artıracak. Çok kısa bir süreden beri şuna başladık: Park bahçelerimizin çevresel bütün atıklarını kompos gübreye çeviriyoruz. Onları yeniden çiftçilerimize veriyoruz. Kadınlarımız… Efes Selçuk’ta kadınlarımızı vitrinde tutmaktan yana değil, Amazonlarda kurulan Efes Selçuk’ta kadınlarımız sosyal ve ekonomik hayata sokarak onları güçlü ve özgür kılıyoruz. Geçmişten günümüze tarımı herkese anlatmak istiyoruz. Halkın içine girmediği bir organizasyon ve halkın dahil olmadığı hiçbir organizasyon başarıya ulaşmamıştır bu yüzden birlikten kuvveti doğuran ve bu başarıyı elde eden halkın kendisidir. Halk için halk ile birlikte yepyeni bir gelecek içi Türkiye Cumhuriyeti’nin fabrika ayarlarına dönmesi gerektiğini düşünerek üreten bir toplum olmak için çalışıyoruz. Çocuklarımıza Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında umut ve kararlığı hep beraber hediye ediyoruz. Türk tarımının sürüklenmiş olduğu bu durma karşı yeni bir çözüm modeli ortaya koyuyoruz. Çünkü bizler biliyoruz ki yaşam toprakta filizlenir” dedi.

İZMİR TARIM POLİTİKALARINA GÜÇ KAZANDIRACAK

Sengel'in ardından kürsüye çıkarak konuşmasını gerçekleştiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise, "Bugün Selçuk Belediyemizin hayata geçirdiği Efes Tarlası Yaşam Köyü’nün açılışında sizlerle olmaktan ve Genel Başkanımızın bizleri onurlandırmasından büyük mutluluk duyuyorum. Yaşam Köyü, köklü geçmişi ve UNESCO mirası ile İzmir’in en önemli cazibe merkezlerinden biri olan Selçuk Efes’in, aynı zamanda bir tarım kenti olduğu gerçeğini pekiştiren çok kıymetli bir proje. Bu projenin, “Başka Bir Tarım Mümkün” vizyonumuz çerçevesinde uyguladığımız İzmir Tarımı politikalarına güç kazandıracağına yürekten inanıyorum" dedi.

İTHALATIN TEMEL SEBEBİ TOPRAĞIN KAYBOLMASI

Türkiye genelinde tartışmalara neden olan 'tarım arazilerinin tarım dışı kullanıma açılması' ile ilgili de konuşan Soyer, "Küresel pandemi, günbegün daha da yoğun hissettiğimiz iklim krizinin etkilerini ve yakın gelecekte en temel sorunların başında su krizi, tarım ve sağlıklı gıdaya erişim gibi meseleler olacağını, tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdi. Üzerinde yaşadığımız topraklarda üretim yapmanın ve topraklarımızın bize sunduğu nimetlere sahip çıkmanın önemini, tükenen su kaynaklarımızın yaşamsallığını, bu süreçte bir kez daha kavradık. 16 yılda ülkemizde 3 milyon 500 bin hektar arazi, tarım dışına çıktı. Bu rakam son 30 yıl için 5 milyon hektar araziye ulaşıyor. Bu miktarın içinde özellikle buğday ekim alanı olan 3 milyon hektarın yok olması, günümüzde buğday ve saman ithalatının temel sebebi" diye konuştu.

TARIM KÜRESEL ŞİRKETLEİR ELİNE GEÇTİ

Gıda güvenliği konusunda da sorunların olduğunu belirten Soyer, üç noktaya değindi ve  "Ülkemizde tarımın içine düştüğü bu çıkmaz, kendiliğinden olmadı; aksine bilinçli bir tercihin sonucu. Son 20 yıl içerisinde uygulanan yanlış politikalar neticesinde; ekonomik, toplumsal ve ekolojik açıdan üç ana sonuç doğmuş durumda; Ekonomik açıdan: Türkiye’nin gıda güvenliği ve kırsal ekonominin geleceği, ciddi tehdit altına girdi. Toplumsal açıdan: Tarım alanları ve sektörü yerli ve küçük üreticinin elinden, büyük ve küresel tarım şirketlerine geçti. Kent ve kır yoksulluğu oluştu. Ekolojik açıdan: Türkiye’nin su kaynakları, günbegün yok olmaya yüz tutarak toprağın kuraklaşması hızlandı ve ekosistemi çöküntüye uğradı" ifadelerini kullandı.

VİZYONUMUZ VE POLİTİKALARIMIZA ÇOK ÖNEMLİ KATKILAR SUNACAKTIR

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen 'başka bir tarım mümkün' misyonuyla Selçuk da uygulanan Efes Tarlası Yaşam Kötü projesinin uyumlu oalcağını belirten Soyer, " “Başka Bir Tarım Mümkün” çerçevesinde inşa ettiğimiz İzmir Tarımı, işte tam da bu üç soruna ve ülkemizde tarımın içine düştüğü çıkmaza karşı İzmir’den başlayarak yerli ve milli bir tarım ekonomisi inşa etme projesi. İzmir Tarımı’nı, Türkiye’de bu güne kadar uygulanan tarım politikasından ayıran iki temel fark; kuraklıkla ve yoksullukla mücadele odağı. Ülkemizde suyumuzun yüzde 77’si, tarım için kullanılıyor. Biz İzmir Tarımı ile ekonomik değeri yüksek ve suyu az tüketen stratejik ürünleri destekleyerek tarımda harcanan suyu, yüzde 50 oranında azaltmayı hedefliyoruz.  İzmir Tarımı’nın yoksullukla mücadeleyi de amaçlıyor. Biz tarımı, sadece tarlada başlayıp tarlada biten bir faaliyet olarak görmüyoruz. İzmir Tarımı ile bunun çok ötesine geçiyoruz. Lojistiği, paketlenmesi, ürünlerin işlenmesi, markalaşması, satışı, ihracatı, Ar-Ge ve eğitim faaliyetleri ile tarım sektörünün tüm ayaklarını bir bütündür.  Başka Bir Tarım Mümkün vizyonumuz ve İzmir Tarımı; köylümüzün alın terine sahip çıkmak, kuraklık ve yoksullukla mücadele etmek, adil ve doğaya saygılı bir üretim yaparak işsizlik, enflasyon ve adaletsizliği sona erdirmek, hakça paylaşmak, sağlıklı, güvenilir ve ucuz gıdaya erişimi sağlamak gibi pek çok yönüyle İzmir’den başlayarak ülkemize yaygınlaştırmayı hedeflediğimiz politikalar bütünüdür. Bugün burada açılan Selçuk Efes Tarlası Yaşam Köyü’nün de, bu vizyonumuz ve politikalarımıza çok önemli katkılar sunacağına yürekten inanıyorum. Yaşam Köyü’nün Selçuklu hemşerilerimize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.

“TÜRKİYE BİR AİLE ŞİRKETİ GİBİ YÖNETİLİYOR”

Türkiye’nin aile şirketi gibi yönetildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, üretim için hiçbir eksiğin olmadığına dikkat çekti ve “Türkiye’nin içinde bulunduğu şartları ben de siz de biliyorsunuz. Hepimiz ne olacak bu memleketin hali diye düşünüyoruz. Sakın umutsuzluğa kapılmayın. Eğer bu ülke babalarımız tarafından kurtuluşa, baplarımız ve dedelerimiz en zor koşullarda savaş verip bağımsızlığı kazanmış, sanayi devrimini sağlamış, 1940’lı yıllarda dünyaya uçak ihraç eden ülkelerden biri haline getirmişse bizim umutsuzluğa kapılma hakkımız yoktur. Hep birlikte omuz omuz çalışacağız. Dolaysıyla Türkiye’nin tarım, sanayi ve eğitim alkanında vasat olduğunu biliyorum. Aslında Türkiye yönetilmiyor. Türkiye, bir aile şirketi gibi yönetiliyor. Böyle yönetilemez. Adaletle, bilgiyle ve erdemle yönetilmesi lazım. Bunları yaptığım zaman büyürüz. Avrupa’mın bütün ülkeleri 83 milyonu kim doyuracak diye bekliyor. Biz batının egemen güçlerine dünyanın parasını ödüyoruz Şu soruyu unutmayın. Konya’dan küçük Hollanda. Yıllık tarım ihracatı 185 milyar dolar. Devasa Türkiye’nin 20 milyar dolar. Neyimiz eksik? Toprak daha fazla, insan daha fazla güneş daha fazla. Her şeyimiz daha fazla” iye konuştu.

“AİLE DESTEKLERİ SİGORTASINI GETİRECEĞİZ”

Halktan yana siyaset anlayışıyla hareket ettiklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, “Bizim bir özelliğimiz var. Biz cebimize değil, halkın cebi para görsün diye çalışırız. Biz sadece ekendi çocuğumuz içi değil bu ülkede hiçbir çocuğun yatağa aç girmeyeceği bir Türkiye için çalışırız. Biz kendimizi bu halk için eda etmeyi de biliriz. Ben yanmazsam sen yanmazsan nasıl çıkacak bu karanlıklar aydınlığa. Belediye başkanı arkadaşlarıma söyledim. Tekrar ediyorum. Baskı gelecektir. Pes etmeyeceksiniz. Göreviniz halkla kucaklaşmaktır. Bu neticede sosyal yardımlar hiç kesilmedi. Demek ki çalışırsanız, kul hakkını korursanız, yolsuzluk yapıyorsanız bunların hepsi olur. Türkiye zengin bir ülke. Bunları çözeceğiz. Sözümüz sözdür. Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Hiçbir aile ben yoksulum demeyecek. Aile destekleri sigortasını getireceğiz. Her aileye asgari bir gelir güvencesi sağlanacak. Türkiye’yi bu ayıplardan kurtaracağız Kararlıyım” dedi.

“İKTİDARA GELİNCE BİR YIL İÇİNDE ÇİFTÇİLERİN BORÇLARININ FAİZLERİNİ SİLECEĞİZ”

İktidara gelmeleri durumunda çiftçilere borçları ve üretim hakkında müjdeler veren Kılıçdaroğlu, “Çiftçi arkadaşlarım unutmasınlar. Bereketli topraklarımız var, Ziraat Bankası’nı çiftçiye hizmet eden banka haline getireceğiz Halk Bankası’nı esnafa hizmet eden banka haline getireceğiz. Tarım kredi kooperatifleri tamamen değişecek. İktidara gelince bir yıl içinde çiftçilerin borçlarının faizlerini sileceğiz. Elin oğlunu faizlerini siliyorsun. Neden çiftçinin barçalarını silmiyorsun? Zarar eden çiftçi, esnaf… Türkiye bunu kaldıramaz. Kaldıramadığı için biz bu düzene son vereceğiz. Ne ezen ne ezilen insanca ve hakça bir düzeni kuracağız. İnancımızın da gereğini yapacağız. Komşumuz açken biz o akşam uyumayacağız. Türkiye’nin nerdeyse aç ve yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Saraydakiler safahat içinde. Olamaz. Bunu sonlandıracağız. Benim son isteğim bana güvenin. Ben bunların tamamını düzelteceğim. İnanç ve kararlılıkla düzelteceğim. Kamu görevlileri devletin görevini yapacak. Siyasi partinin memuru olmaz, polisi olmaz, subayı olmaz. Bunlar devletindir. Devlet ayrıdır. Devleti güçlendirmemiz lazım. Bir devlet ürettiği zaman güçlü olur. Bunların hepsini yapacağız. Moraliniz bozmayın. Büyük sıkıntılar var ama bunları aşmayı biliyoruz”

“ATATÜRKÇÜLÜĞÜ DE BİZE YANLIŞ ÖĞRETİYORLAR”

İktidar yolunda rehberlerinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk olduğunu ifade eden Kılıçdar oğlu şunları söyledi; “Rehberimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Neyi hedef gösterdi bize? Atatürkçülüğü de bize yanlış öğretiyorlar. Atatürkçülük demek üretim demektir. İki temel ayağı vardır. Bir, özgürlük ve bakımsızlık benim karakterim der. Bu siyasi hedefidir. İkincisi ekonomik bağımsızlık. ‘Savaş meydanlarında kazanılan zaferler ekonomik zaferlerle taçlandırılmadıkça bağımsızlığınız tehlikeye girer’ der. Bu da ekonomik hedefidir. Bugün Türkiye Lordaki birkaç tefeciye hizmet eder hale getirildiğiyse ekonomik bağımsızlığı yok demektir. Mustafa Kemal Atatürk neden cumhuriyet kurulduktan sonra Osmanlı’nın borçlarını ödemiştir? Kimse bize laf etmesin diye. Osmanlı’nın kaçırdığı sanayi devrimini yakalamıştır. Üretmek değerlidir. Üretmekten değerli bir şey yoktur. Fabrikada da üreteceksiniz, sanatta da, tarla da kültürde de üreteceksiniz. O nedenle üretim sihirli bir sözcüktür. Ama bağımsız olmayan bir ülkenin üretim damarları kesilmiş demektir. Biz bağımsızlığımız siyasi, ekonomik bakımsızlığımızla desteklemeliyiz. Tarımı desteklediğiniz andan itibaren bırakın Türkiye’yi bizim çiftçimiz bütün Orta Doğu’yu ve Avrupa’yı besler. Fazlasını da Filistin’e gönderisiniz. Türkiye’nin itibarı artar. Allah’ın izniyle iktidara geldiğimizde her köye eğer orada tarım yapılıyorsa o köye ziraat mühendisi göndereceğiz. Hayvancılık yapıyorsa veteriner göndereceğiz. Dışarıda bir sürü işsiz var. Bunları yapacağız. Dışarıda işsiz var çalışmak istiyor, tarla var üretmek istiyor ama elleri kolları bağlı. Siyaset buna izin vermiyoruz. Biz bu siyaset anlayışını bitireceğiz.”

Yapılan açılış konuşmalarının ardından bereketi sembolize eden nar; Efes Tarlası Yaşam Köyü için kırıldı. Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla gerçekleşen açılış töreni alan gezisinin ardından son buldu.