Dolar 32,3690
%0.16
Euro 34,9608
%-0.3
Altın 2.325,360
%0.21
Bist-100 9,08
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Erhan Usta: Enflsayondaki bozulmanın temel nedeni...

Erhan Usta: Enflsayondaki bozulmanın temel nedeni...

İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, TÜİK’in açıkladığı mart ayı enflasyon rakamlarına ilişkin, “Enflasyondaki bozulmanın temel nedeni, Eylül 2021’den itibaren alınan politika faizi kararındaki yanlışlıklardır, saçmalıklardır. Bu da gereksiz bir şekilde yapılmıştır. Kötü yönetimin bir sonucudur. Kötü Erdoğan yönetiminin faturasını bu millet ödüyor. Enflasyon olarak ödüyor” dedi. Usta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın asgari ücretin aralık ayına yeniden ele alınmayacağı yönündeki açıklamasına ilişkin de “Bu, hiçbir şekilde kabul edilebilecek bir şey değildir. O zaman zamları da gelecek yılın aralık ayına kadar durdurun” diye konuştu.

  • Ege Postası
  • 04.04.2022 - 15:59

Erhan Usta, bugün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, TÜİK’in açıkladığı son enflasyon rakamlarını değerlendirdi. Usta, şunları söyledi:

“DÜNYANIN EN YÜKSEK ENFLASYONU TÜRKİYE’DE: Tüketici enflasyonu yıllık bazda yüzde 61,1 geldi. Üretici enflasyonu da yıllık bazda yüzde 115 geldi. Yani artık son çeyrek yüzyılda bu tür rakamlar yoktu. Çeyrek yüzyıldan önceki yüzyılın rakamlarıdır bunlar maalesef. Tabii tüketici enflasyonun biraz daha detaylarına baktığımızda, gıda enflasyonunun yükselmeye devam ettiğini ve yüzde 70 olduğunu biliyoruz. Ulaştırmada da enflasyon yüzde 99’dur. Enflasyon Araştırma Grubu’nun rakamları, tabii TÜİK’in rakamlarından farklı. Onlar ise Türkiye İstatistik Kurumu’nun yüzde 61 olarak bulduğu tüketici enflasyonunu yüzde 142,6 olarak hesap etmişler. Bu fark da giderek açılıyor. Vatandaş, zaten Türkiye İstatistik Kurumu’nun enflasyon rakamlarının kendi enflasyonunu yansıtmadığını sık sık ifade ediyordu. Aslında tabii şimdi rakam o kadar büyüdü ki yani bu rakam bile ne kadar baskılanmış olsa bile yüzde 61’lik bir enflasyon rakamı, dünyada gördüğümüz, karşılaştığımız, ismini bildiğimiz ülkelerde olan bir enflasyon rakamı değil. Bu anlamda aslında dünyada birincidir Türkiye. Yani birkaç tane ülke, işte Sudan, Lübnan, Zimbabve veya Venezüella gibi ülkeleri çıkardığımızda, aslında onları saymadığımızda dünyanın en yüksek enflasyonu Türkiye’de. Bunları sayarsak da Türkiye, şu anda açıklanan veriler kapsamında baktığımızda dördüncü, beşinci sırada maalesef enflasyon yaşayan bir ülke.

SON 27 YILIN EN YÜKSEK MART AYI ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ RAKAMI: Üretici enflasyonu tabii daha da vahim. Onu ifade etmiştik. Yüzde 115’lik bir enflasyon. Yani son 27 yılın en yüksek mart ayı üretici fiyat endeksi rakamı. Burada enerji grubundaki artış yüzde 215 yaklaşık olarak. Bunlarda tabii ki çok çok yüksek enflasyon rakamları. Şimdi aslında bir yönüyle baktığımızda, üretici fiyatları ile tüketici fiyatları arasındaki makasın da çok fazla açıldığını görüyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde üretici fiyatlarının tüketici fiyatlarına net bir şekilde yansıyacağını görmek mümkün.

ŞU ANDA BİZ ARJANTİN’İ BİLE ÇOK GERİDE BIRAKTIK: G-20 ülkeleri içerisinde açık ara enflasyonda en yükseğiz. Aslında bizden önce baktığımızda, yani bundan bir yıl veya altı ay öncesinde Arjantin, bizim çok çok üzerimizdeydi enflasyonda. Fakat şu anda biz, Arjantin’i bile çok geride bıraktık. Mesela şu anda mart ayı tüketici rakamları açıklanmış birkaç ülkeyi söyleyeyim, G-20 ülkelerinde. Çünkü biz bir G-20 ülkesiyiz. Kendimizi orayla mukayese etmemiz kadar normal bir şey olmaz. İsviçre’de enflasyon mart ayında yüzde 2,4. Endonezya’da yüzde 2,6. Fransa da yüzde 4,5. İtalya’da yüzde 6,7. Almanya’da yüzde 7,3. Euro bölgesinin tamamında yüzde 7,5 ve rakamı açıklanan İspanya’da yüzde 9,8. Türkiye’de yüzde 61,1… Afrika ülkelerinden örnek vereceğim. Biliyorsunuz geçen ay itibariyle Afrika ülkelerinin sadece iki tanesinde enflasyon bizim üzerimizdeydi. Kalan tamamında, Afrika ülkelerinde, kendi yerel para birimleriyle, dolar veya euro üzerinden değil, hepsinin enflasyonu bizim altımızdaydı. 50’ye yakın Afrika ülkesinde enflasyon yüzde 10’un altındaydı üstelik… Şu anda mart ayı rakamı Uganda’nın var. Yüzde 3,7. Aylık değil, bakın yıllık enflasyonu söylüyorum. Kenya’da yüzde 5,7 şeklinde.

ENFLASYONDAKİ BOZULMANIN TEMEL NEDENİ POLİTİKA FAİZ KARARINDAKİ YANLIŞLIKLARDIR, SAÇMALIKLARDIR: Enflasyondaki bozulmanın temel nedeni, yani çok negatif ayrıştığımız bir defa net bir şekilde ortada. Dünyada bizim gibi başka bir ülkede bir enflasyon yok. Bunun temel nedeni, tabii Eylül 2021’den itibaren alınan politika faizi kararındaki yanlışlıklardır, saçmalıklardır. Bu da gereksiz bir şekilde yapılmıştır. Kötü yönetimin bir sonucudur. Kötü Erdoğan yönetiminin faturasını bu millet ödüyor. Enflasyon olarak ödüyor.  

O ZAMAN ZAMLARI DA GELECEK YILIN ARALIK AYINA KADAR DURDURUN: Yani enflasyon bu kadar hızlı giderken Sayın Erdoğan’ın biliyorsunuz en son bir açıklaması oldu, ‘Asgari ücret aralık ayında belirlendi, ocak ayında yürürlüğe girdi. Gerçekçi olmamız lazım, gelecek yılın aralık ayına kadar asgari ücreti konuşmayacağız’ dedi. Bu, hiçbir şekilde kabul edilebilecek bir şey değildir. O zaman zamları da gelecek yılın aralık ayına kadar durdurun. Yani enflasyon, tüketici enflasyonu, üstelik TÜİK enflasyonu bile yüzde 61 olmuşken, üretici enflasyonu yüzde 115 olmuşken siz yüzde 50’lik asgari ücret artışını, ocak ayında yapılmış artışı ‘ben bundan sonra yılın sonuna kadar değiştirmeyeceğim’ diyebilir misiniz? Asgari ücretle birlikte diğer ücret unsurları da hepsi, asgari ücret daha çok hani manşet olduğu için onu söylüyoruz, diğer ücret unsurları da buna paralel bir şekilde değiştirilmelidir. Mutlak şekilde güncelleme yapılmalıdır. Bu bir zaruret halini almıştır. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu ifadesini, ‘aralık ayına kadar buna dokunmayacağız’ ifadesini hiçbir şekilde kabul etmek mümkün değil. Daha önceki açıklamalarıyla ayrıca da çalışanlarımız ümitlendirilmiştir. ‘Değerlendireceğiz, bakacağız’ demiştir. Nasıl bir değerlendirme yaptınız? Yani değerlendirmede enflasyonun yeteri kadar artmadığını mı düşünerek bu değerlendirme sonrasında asgari cüretin artırılmaması kararı verdi. Böyle bir mantıksızlık olabilir mi?

SÖZLEŞMELERİ ZAMANINDA YAPMIŞ OLSALARDI BUGÜN ZARAR EDEN DEĞİL KAR EDEN BİR BOTAŞ’LA KARŞILAŞACAKTIK: 2020 Aralık’ının son gününün son dakikasından beri, yani 2021 başından itibaren evlerdeki doğal gazda yüzde 101’lik kümülatif artış olmuş. Sanayideki doğal gazda artış yüzde 710 olmuş. Doğal gaz santrallerinde de yüzde 668’lik bir artış olmuş. Bunları söylediğimiz zaman diyorlar ki ‘Bütün dünyada böyle bir artış var. İşte enerji fiyatları arttı. Ondan sonra da bu tür şeylerle karşılaştık’. Bu böyle midir, değil midir? Türkiye’nin şu anda 2022, yani bugün itibariyle doğal gaz alım maliyeti 683 dolar, bin metreküp. Bunu yuvarlak olsun diye 15’er dolar kuru ile aldığımızda, bin metreküpün maliyeti 10 bin 240 TL oluyor. Ortalama satış fiyatı, evlerde, sanayide ve santrallerde, üç ana grupta kendi ağırlıkları ile yaptığımızda 8 bin 540 TL. Yani 10 bin 240 TL’ye mal edilen doğal gaz 8 bin 540 TL üzerinden satılıyor. Burada yüzde 17’lik bir sübvansiyon var. Dolayısıyla bir defa şunu net bir şekilde söyleyelim. Toplam sübvansiyon oranı yüzde 17’dir, öyle yüzde 75’lerde sübvansiyon filan yok. Peki niye Türkiye bu kadar yüksek fiyattan doğal gaz kullanıyor? 2021 yılı içerisinde bir kısım sözleşmelerimiz bitti bizim, uzun vadeli doğal gaz alım sözleşmelerimiz. Bunlar zamanında yapılmadığı için daha sonra enerji fiyatları, doğal gaz fiyatları artınca yüksek fiyatlardan bir kısım ürünü aldık. Eğer bu sözleşmeler zamanında yapılmış olsaydı 683 dolar olan alım maliyetimiz bizim bugün ortalamada, paçalıda 504 dolar olacaktı. O zaman bu durumda yine 15 lira dolar kuru üzerinden satış maliyeti 7 bin 560 lira olacaktı. Yani 10 bin 240 değil 7 bin 560. Ortalama satış fiyatı 8 bin 540. Yani aslında sadece şu sözleşmeleri zamanında yapmış olsalardı bile bugün zarar eden değil kar eden bir BOTAŞ’la karşılaşacaktık. Çünkü ortalama maliyetin daha üzerinde bir şu anda satış fiyatı var.”

"SAYIN CUMHURBAŞKANI’NIN DAVRANIŞLARINDA SORUN VAR"

Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na 1 milyon liralık tazminat davası açması hakkındaki bir soruya Usta, şu yanıtı verdi:

“Sayın Kılıçdaroğlu’nun mal varlığı falan kalmayacak yakında, bu Sayın Erdoğan’ın tazminatları yüzünden. Ama kendi milletiyle bu kadar çok davalık bir Cumhurbaşkanı başka bir ülkede yok. Bu da Cumhurbaşkanı’nın kendi davranışlarını sorgulaması lazım. Yargının bağımsız olmadığı bir ülkede aslında bu kadar vatandaş suçlu olamaz. Yani Sayın Cumhurbaşkanı’nın davranışlarında sorun var. Ancak yargı bağımsız olmadığı için kararları da farklı bir şekilde verebiliyor.”

“ÖNCE SÖZ VERİP SONRA ÇALIŞMA YAPAN BİR DEVLET İDARESİ”

Usta, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in 3600 ek göstergeye ilişkin çalışmanın mayıs ayında tamamlanacağını açıklamasına ilişkin bir soruyu da şöyle yanıtladı:

“3600 meselesinin neyini çalışıyorlarmış? Şunu bize bir izah etsinler. Bu düzenlemeler belli. Söz verilen unsurlar belli. Burada öyle birkaç meslek grubunu filan değil aynı, denk olan bütün meslek gruplarını kapsayacak şekilde bunun yapılması lazım… İşin yanlışlığı şu, sözü veriyorsunuz, çalışmayı arkasından yapıyorsunuz. Kardeşim bunun maliyeti, hesabı, kitabı varsa bunları önceden yapacaktınız… Sözü ona göre verecektiniz. Önce söz verip sonra çalışma yapan bir devlet idaresi.” (ANKA)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.