Dolar 32,3700
%0.16
Euro 35,0122
%-0.15
Altın 2.325,000
%0.2
Bist-100 9,08
%3.1

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Erdoğan 'başörtüsü' çıkışı: Gelin çözümü yasa değil anayasa düzeyinde sağlayalım

Erdoğan 'başörtüsü' çıkışı: Gelin çözümü yasa değil anayasa düzeyinde sağlayalım

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'nin başörtüsü teklifine tepki göstererek, "Ülkemizde kamuda veya özel sektörde böyle bir mesele var mı? Türkiye bir dönem Meclis'e başörtüsüyle girdiği için kürsüden senin fikir baban haddi bildirmeye davet edilen milletvekilleri görmüştü. Siz de bunları alkışlamıştınız. Meclis'ten atmak için alkışlamıştınız. Bugün milletvekillerimizle ve diğer konularla ilgili böyle bir sıkıntı var mı?" dedi. Erdoğan başörtüsü teklifi için "Öyleyse, biz daha öte teklifle mukabele edelim. Eğer dürüstsen, samimiysen temel bir insan hakkı olan başörtüsü meselesini ülke gündeminden çıkarmak için samimiyse, gençlerimizin hassasiyetleri olan bu meselenin ahdi temelini güçlendirmenin peşindeyse bunu yasa değil, anayasa düzeyinde sağlayalım" ifadelerini kullandı. Öte yandan CumhurbaşkanıErdoğan, CHP’nin başörtüsü teklifine karşı getirdiği “anayasa değişikliği yapalım” öneresine CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’den gelen, "Her gün anayasayı çiğneyen bir anlayışla anayasa değiştirecek halimiz yok. Yeni Anayasa, yeni Meclisin işi olacak” yanıtını eleştirdi. Erdoğan, “Olacağı buydu zaten. Dürüst değil bunlar. Bunlar böyle bir yasal düzenleme ile kendilerine göre istedikleri gibi. Bu işi zaten yasal düzenlemeye filan gerek yok çünkü şu anda zaten yasal teminat altında” dedi.

  • Ege Postası
  • 05.10.2022 - 12:25

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’de partisinin grup toplantısında, CHP’nin başörtüsü ile ilgili kanun teklifine ilişkin; “Madem bu konuyu kendisi gündeme getirdi, öyleyse biz daha öte bir teklifle mukabele edelim. Eğer bu zat; temel bir insan hakkı olan başörtüsü meselesini ülkenin gündeminden kati şekilde çıkarmakta samimiyse gelin çözümü yasa değil anayasa düzeyinde sağlayalım” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. AK Parti Grup toplantısında, iktidarın faaliyetleri ile ilgili kısa bir film izletildi. Erdoğan, konuşmasında özetle şunları söyledi:

“ŞEHİR BULUŞMALARI’ BAŞLAYACAK: Unutmayınız. Biz sahayı ne kadar sıkı tutarsak, milletimizi yalanları ve çarpıtmalarıyla yanlış yönlendirmek isteyenlerin gayretleri o derece akamete uğrayacaktır. Ekim ayı ile birlikte 2023’e doğru ‘şehir buluşmaları’ altında milletimizle yeni bir buluşma programı başlattık. Genel merkezimiz, milletvekillerimiz, bakanlarımız ile bir yandan Ankara’daki çalışmalarımız yürütecek; bir yandan da ilçe ilçe tüm şehirlerimize giderek milletimiz ile kucaklaşacağız. Amacımız seçim sathı mailine, sahayı müteaddit defalarca tarayarak, milletimizi seçimden seçime hatırlayanlarla aramızdaki farkı göstermektir. Türkiye’nin bugününü hazırlayan parti sıfatıyla geleceğini inşa edecek birikime, azme sahip olduğumuz her kesimden insanımıza göstermekte karalıyız.

NE ALDATANLARDAN ALDANANLARDAN OLMAMA SÖZÜMÜZ VAR: Bizim için kimin ne söylediğinin ne yaptığının önemi yoktur. Biz kendi işimize bakacağız. Birileri dün öyle, bugün böyle diyerek ikiyüzlü tavırlar sergileyebilir. Ama bizim milletimize ne aldatanlardan ne aldananlardan olmama sözümüz var. Bunun için ne söylüyorsak yerine getirme, dolayısıyla ağzımızdan çıkan her şeyi ölçüp biçerek hesabını kitabını yaparak ifade etme mecburiyetimiz bulunuyor. 

NE DEDİLERSE TAM TERSİNİ YAPTILAR: Muhalefetin seçim öncesi söyledikleri ile seçim sonrası yaptıkları arasındaki devasa uçurumu, belediyelerde gördük. Meydanlarda millete vaat ettikleri hiçbir sözün arkasında duramadılar. Hatta ne dedilerse tam tersini yaptılar. Buna rağmen de hala kendilerine ait olmaya işleri sahiplenerek ortada pişkince gezebiliyorlar. Yalan bunlarda, daniskasını, aynen söylüyorlar. Şimdi aynı sinsi taktiği önümüzdeki seçimlerde kullanma hazırlıklarını yaptıklarından hiçbir şüpheniz olmasın. Bu milletimizin, geçmişte çok gördüğü bir oyun.

SIKI BİR MESAİ İLE GÜNDEMİMİZDEKİ TÜM DÜZENLEMELERİ YASALAŞTIRACAĞINIZA İNANIYORUM: Meclis’in seçim takviminin başlamasıyla çalışmalarına ara vereceğini düşündüğümüzde geriye beş-altı aylık bir yasama süresi kalıyor. Bu zamanı en iyi şekilde değerlendirerek, verdiğimiz sözlerin yasama boyutundaki çalışmalarını tamamlayarak, milletimizin huzuruna çıkmayı planlıyoruz. Cumhur İttifakı’ndaki ortağımız MHP ile birlikte komisyonlarda ve Genel Kurul’da sıkı bir mesai ile gündemimizdeki tüm düzenlemeleri yasalaştıracağınıza inanıyorum.

TOPLANIP TOPLANIP DAĞILIYORLAR: Artık bizim bu seçimlerdin mottosu, ‘Türkiye Yüzyılı.’ Bununla çalışacağız. Yeni yasama yılı açılış konuşmamızda, geçmişten bugüne yaptığımız kapsamlı değerlendirmenin ardından; ‘Türkiye Yüzyılı’ başlığı altında geleceğe dönüm vizyonumuzun ilk işaretini de Meclis’imiz ile paylaştık. Birilerine bakıyorsunuz, toplanıp toplanıp dağılıyorlar. Bırakın millete bir faydaları dokunmayı, kendi meselelerini bile çözemiyorlar. Biz ise tüm vaktimizi ve enerjimizi, evlatlarımıza daha büyük, müreffeh bir Türkiye bırakmaya haczediyoruz.

GİDECEK YERİN Mİ VAR?: Malum zat bir dönem SSK Genel Müdürlüğü yaptı. Ne yaptı bu adam ya diye bir sordurdum. Onun döneminde, hastane odaları pislikten geçilmiyordu. Hastalarımız kan ve revan içinde kalıyorlardı. Hepsi bir tarafa, rehine alma dönemi vardı. Hastalar ölüyor, rehine alınıyorlardı. Nerede? SSK Kurumu’nun hastanelerinde. Ey Bay Kemal senin gidecek yerin var mı ya?

MİLLETİMİZE BU GERÇEĞİ GÖSTERDİĞİMİZDE SANDIK YOLU KENDİLİĞİNDEN AÇILACAKTIR: Bütün umudunu ekonomideki sıkıntılara ve özellikle de enflasyona bağlayanların hevesleri kursaklarında bırakacak adımlarla ilgili hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Hiçbir vatandaşımızı enflasyona ezdirmeme, her bir vatandaşımızın refah kaybını telafi etme sözümüzü aşama aşama yerine getiriyoruz. Sizlerden şu hususta vatandaşlarımızı mutlaka ikna etmenizi istiyorum. Türkiye bir süredir ciddi sınamalardan geçmekte midir? Evet geçmektedir. Bu sınamaların milletimizin hayatına yansıyan olumsuzlukları var mıdır, evet vardır. Ülkemizin ve insanımızın yaşadığı sorunların çözümü mümkün müdür? Evet mümkündür. Peki Türkiye’de bu çözümü sağlayacak tek yürütme temsilcisi biz, tek siyasi parti AK Parti, tek ittifak Cumhur İttifakı mıdır? Evet, öyledir. Milletimize bu gerçeği gösterdiğimizde sandık yolu kendiliğinden açılacaktır.

YILBAŞINDAN SONRA ÜLKEMİZDE GÜZEL BİR HAVANIN ESMESİNİ SAĞLAYACAĞIZ: Bu ayın sonunda ülkemizin ilk yerli otomobili TOGG’un banttan çıkış törenine katılıyoruz. Hem finans hem sanayi, hem hizmetler sektöründe ülkemizde yatırım yapmak isteyen uluslararası yatırımcıların yoğun ilgisi ile karşı karşıyayız. İnşallah yılbaşından sonra hem tamamlanan yatırımlarla hem makroekonomideki iyileşmelere hem çalışanların ücretlerinde yapacağımız artışlarla ülkemizde güzel bir havanın esmesini sağlayacağız.

GÜYA GÜNAH ÇIKARTIYOR: Önceki akşam, geç saatlerde CHP Genel Başkanı; yaptığı bir açıklama ile bizim ömrümüzü verdiğimiz bir mücadele neticesinde adım adım çözdüğümüz başörtüsü meselesi ile ilgili güya günah çıkartıyor, güya yeni bir teklif getiriyor.

ANLAMAKTA ZORLANDIK: Gerçi dün açıkladıkları kanun teklifi ile önceki akşam atıp tuttukları arasında dağlar kadar fark var. Ama yine de biz söz üzerinden gidelim. İstiyorum ki milletimizi bu noktada da aydınlatalım. Doğrusu bu zatın niye böyle bir teklifle ortaya çıktığını anlamakta zorlandık. Çünkü biz bir dönem zulüm düzeyine varan bu konuyu her alanda ülke gündeminden çıkardık.

Ülkemizde şu anda üniversitelerde veya diğer eğitim kademelerinde böyle bir mesele var mı? Hayır. Ülkemizde şu anda kamuda veya özel sektörde çalışan; hakiminden savcısına, akademisyenine, subayından polisine tüm hanım kardeşlerimizle ilgili böyle bir mesele var mı? Hayır. Türkiye bir dönem Meclis’e başörtüsü ile girdiği için kürsüden ey CHP, senin yandaşın, her şeyin, fikir baban, şimdi ebedi alemde, kürsüden haddi bildirilmeye davet edilen milletvekilleri görmüştür. Siz de bunları alkışlamıştınız. Meclis’ten dışarı atmak için hep birlikte ayağa kalkıp alkışlamıştınız. Bugün milletvekillerimiz ile veya diğer konumlardaki seçilmişlerle ilgili böyle bir sıkıntı var mı? Hayır. AK Parti, Cumhur İttifakı, Meclis ve hükümet olarak bu doğrultuda attığımız her adımın kazananı Türkiye olmuştur. Milletimiz olmuştur. Fert fert her bir insanımız olmuştur.

RİYAKARLIĞI GÖRÜYORUZ DA BAŞKA NE HESAP VAR?: Yahu Kemal doğru ol be. Yanına bir, iki tane başörtülü bayanı alıp; onlara rozet takmakla bu işi çözdüğünü veya çözeceğini mi zannediyorsun? Dürüst ol, dürüst. Adam gibi dürüst ol. İstismar siyaseti yaparak, milletin karşısına çıkma. Bu zatın artık yaşanmayan bir sorunla ilgili bir gece yarısı ortaya çıkıp, kanuni düzenleme teklif etmesinin gerisindeki riyakarlığı görüyoruz da başka ne hesap var? Onu da değerlendirmemiz lazım.”

Erdoğan, sözlerinin bu kısmında, partililere; TBMM’de önceki dönemlerde konu ile ilgili CHP’nin girişimleri ve üniversitelerde geçmişte yaşanan eylemlerle ilgili kısa bir sinevizyon izletti. Erdoğan, videonun ardından sözlerini şöyle sürdürdü:

“NE YASA NE DE ANAYASA KONUSU OLMAMASI GEREKEN TABİİ BİR HAKTIR: Bugün, Türkiye’nin gündeminde başörtüsü diye bir mesele verdiğimiz mücadele ve yaptığımız düzenlemeler sonucunda hamdolsun artık kalmamıştır. Geçmişte bu ülkede başörtüsü diye utanç verici bir mesele yaşandıysa, bunun tek müsebbibi en bariz örneğini bizzat Kılıçdaroğlu’nun temsil ettiği CHP zihniyetidir, CHP faşizmidir. Esasına bakılacak olursa, genelde kılık ve kıyafet, özelde de başörtüsü meselesi ne yasa, ne de Anayasa konusu olmaması gereken tabii bir haktır. Ne diyor? ‘Devletin kurumlarına bu şekilde girilemez, devletin kuralları ve kaidesi var.’ Bu ülkede başörtüsünü örten niye örtüyor? Rabbim’in emri olduğu için örtüyor. Bu seni niye rahatsız ediyor? Nasıl başı açık bir hanım kardeşimizin bu şekilde hayatın her alanında var olabilmesi için herhangi bir yasa ve Anayasa düzenlemesi gerekmiyorsa, aynı durum başörtülü kardeşlerimiz için de geçerlidir.

MİLLETİMİZİN BAŞÖRTÜSÜ HASSASİYETİNİ İSTİSMARIN PEŞİNDEDİR: Bunun için biz, mücadelemizi, eskiden beri CHP zihniyetine karşı verdiğimizi söylüyoruz. Bu faşist kafa kendi çıkarları için dün ülkemizdeki bir kısım insanların laiklik hassasiyetini istismar etmişti. Şimdi de aynı kafa milletimizin başörtüsü hassasiyetini istismarın peşindedir.

ARTIK BU YALANLARIN YETTİ YA: Hatırlarsanız, 2008 yılında MHP ile birlikte CHP zihniyetinin zulümlerinin önünü kesmek adına başörtüsü tartışmalarını kökten çözecek bir anayasa değişikliği yapmıştık. Böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olmamasına rağmen, sırf CHP faşizmini dizginlemek için yaptığımızın altını tekrar çiziyorum. Meclisimizin tarihinde ender görülen bir uzlaşma ile hayata geçirdiğimiz Anayasa değişikliği birilerini öyle rahatsız etmişti ki, bunu ‘411 el kaosa kalktı’ manşeti ile duyurmuşlardı. Şayet bu düzenleme dönemin Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa’nın bu konuda kendisine tanıdığı sınırın ötesine geçerek, verdiği kararla iptal edilmeseydi, Türkiye başörtüsü tartışmaları ta o zaman gündeminden tamamen çıkarmış olacaktı. Bu değişikliği, iptali için büyük bir keyifle Anayasa Mahkemesi’ne götüren kişi kimdi biliyorsunuz? Bizzat Kılıçdaroğlu’nun ta kendisiydi. Ey Kılıçdaroğlu dürüst ol dürüst. Artık bu yalanların yetti ya. Belge ile konuşuyorum, belgeyle. Senin imzalarınla konuşuyorum.

BUNUN ÇİLESİNİ BEN ÇEKTİM: Kılıçdaroğlu. Benim kızlarım bu işin mağduriyetini çekti. Ve ben kızlarımın bir tanesini, üstelik de imam hatipte, İstanbul’da okutamadım. Çünkü oradaki yönetim, sıkıntılıydı. Türkiye’nin bir başka iline göndermek suretiyle, oradaki okulda kızım, imam hatip eğitimini tamamladı. Bunun çilesini ben çektim. Dün söylediğini, bugün inkar eden bu zatın, bugün söylediklerini de yarın inkar etme potansiyelini masadaki ortakları olmak üzere kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

Hükümetlerimiz dönemlerinde inanç, köken alanlarındaki tüm özgürlükleri CHP’ye rağmen hayata geçirdik. Başörtüsü meselesi başta olmak üzere inanç ve ibadet alanındaki tüm engelleri onlara rağmen aştık.

KÜRT MESELESİ DİYE BİR SORUNUMUZ YOK, ALEVİ KARDEŞLERİMİZİ ÜLKEMİZDEN KOPARMA PROJELERİNİ AKAMETE UĞRATIYORUZ: Kürt meselesi diye ülkemize giydirilmeye çalışılan deli gömleğinden onlara rağmen kurtulduk. Bizim Kürt meselesi diye bir sorunumuz yok ki. Şu anda beni kabinemde iki tane Kürt arkadaşım var. Bizim böyle bir derdimiz yok. Ama sende bu noktada dert çok. Çünkü dürüst değilsin. Her numara var. Akşam yalan, sabah yalan. Türkiye düşmanlığının kanlı ve sinsi araçları terör örgütlerinin tepelerini onlara rağmen ezdik. Bu da terör örgütlerinin temsilcileri ile Ankara’dan İstanbul’a dirsek dirseğe yürüdü. Haydi buna da yalan de. Hayat tarzları üzerinden milletimizi birbirine düşürme çabalarının önünü onlara rağmen kestik. İnşallah önümüzdeki cuma günü yeni bir adımını atacağımız çalışmalarla Alevi kardeşlerimi ülkemizden koparmaya projelerini de onlara rağmen akamete uğratıyoruz.

TAKTİK BİR MESELE OLARAK GÖRÜYORUM: Aslına bakılırsa, CHP faşizminin ne laiklik ne başörtüsü, ne ülkenin ve milletin herhangi bir meselesi umurundadır. Bunların faşizmlerini, her devirde farklı renklere boyayarak yapmak istedikleri tek şey kendi gizli iktidarlarını sürdürmektir. Senin üst düzey yöneticilerin, üniversitelerimizde ikna odalarını kurmadılar mı? Bunlara yapılan zulümden sen kurtulacağını mı zannediyorsun? Bunun hesabını kolay kolay veremeyeceksin. Kılıçdaroğlu’nun son teklifini bir taktik adım olarak görüyorum. Bu kişi 2010 yılında verdiği bir röportajda başörtüsü meselesinde bizi yasa değişikliğiyle çözüm bulmaya çalışmakla itham ediyordu. Yasa değişikliğine karşı önerdiği çare de sorunun uygulamada çözülmesiydi.

ÇÖZÜMÜ ANAYASA DÜZEYİNDE SAĞLAYALIM: Diyor ki, ‘Bu konuda kanun çıkartalım.’ Kanun teklifi diye Meclis’e sundukları metin, özellikle sorun itibariyle hem tüm boyutları ile kucaklamaktan hem de arzu edilen şekilde çözmekten uzaktır. Hatta tam tersine geçmişte olduğu gibi kötü niyetli yorumlar eliyle yeni yasakların dayanağı haline de gelebilir. Madem bu konuyu kendisi gündeme getirdi, öyleyse biz daha öte bir teklifle mukabele edelim. Eğer dürüst ve samimiysen, şayet bu zat temel bir insan hakkı olan başörtüsü meselesini ülkenin gündeminden kati şekilde çıkarmakta samimiyse, gençlerimizin en büyük hassasiyetleri olan özgürlük alanlarından biri konumundaki bu meselenin ahdi temelini güçlendirme sözünün arkasındaysa, gelin çözümü yasa değil anayasa düzeyinde sağlayalım. AK Parti ve MHP olarak o dönemde hazırladığımız 5735 sayılı anayasa değişikliği teklifini kamuda çalışmayı da kapsayacak şekilde, bu hususta aksi yönde düzenleme yapılamayacağı, uygulamaya gidilemeyeceği açık kaydıyla birlikte yeniden çıkartalım. Çünkü bugün Meclis’te basit çoğunlukta çıkan bir yasa ile verilen bir hakkın, yarın bir başka Meclis denkleminde aynı şekilde alınabilmesi mümkündür. Meseleyi Anayasa düzeyine taşıdığımızda ise süreç bu kadar kolay yürüyemeyeceği için nispeten daha kalıcı bir iş ortaya çıkmış olacaktır. Dürüstsen, samimiysen, adamsan gel bunu böyle yapalım. Altılı masada yanında, seni destekleyen arkadaşların da var ya işte gelin bu işi, bu şekilde çıkaralım. Böylece CHP’ye, üzerindeki utanç lekelerinden en azından birini temizleme fırsatı vermiş de olacağız. Biz demokrasiye ve milli iradeye saygımızın gereği ağızdan çıkan söze göre kendi teklifimizi sunuyoruz. Ben arkadaşlarıma talimatı bugün burada veriyorum. Adalet Bakanım başta olmak üzere aynı şekilde Anayasa Komisyonu’ndaki arkadaşlarım hep birlikte çalışmalarını hazırlayacaklar ve önümüze getirecekler. Gerisi CHP’nin ve başındaki zatın bileceği iştir. Hatta bununla da kalmayalım. Kadının ve erkeğin birlikteliğinden oluşan aile kurumumuzun güçlendirerek geleceğimize güvenle bakmamızı sağlayacak ilave değişiklikler de yapalım... Bizim hayalimiz olan ülkemizi yeni, sivil, özgürlükçü bir anayasaya kavuşturma hedefimiz bakidir. İnşallah 2023’ten sonra böyle bir anayasayı da konuşacağımız iklime hep birlikte kavuşacağız.”

RECEP TAYYİP ERDOĞAN: OLACAĞI BUYDU ZATEN

Cumhurbaşkanı, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’de grup toplantısının ardından gazetecilerin Özgür Özel ile ilgili sorusunu yanıtladı.

Erdoğan, Özgür Özel’in sosyal medyada yaptığı “Meclis'e sunduğumuz kanun teklifimiz AKP'de rahatsızlık yarattı. Desteklememek için Anayasa değişikliği önerip başka değişiklikler için fırsat kolluyorlar. Her gün anayasayı çiğneyen bir anlayışla anayasa değiştirecek halimiz yok. Yeni Anayasa, yeni Meclisin işi olacak” paylaşımının hatırlatılması üzerine şunları söyledi:

“Olacağı buydu zaten. Dürüst değil bunlar. Bunlar böyle bir yasal düzenleme ile kendilerine göre istedikleri gibi. Bu işi zaten yasal düzenlemeye filan gerek yok çünkü şu anda zaten yasal teminat altında. Eğer sen dürüstsen, samimiysen gel bu işi anayasa teminatı altına alalım. Kaldı ki Anayasa’mızda da bunu geniş manada teminat altına alan maddeler var. Ama bunu hak ve özgürlükler çerçevesi içerisinde açık, samimi başörtüsü konusunu oraya oturtalım."

“BEN ŞU ANDA ANAYASA VE ADALET KOMİSYONU ÜYELERİMİ ÇALIŞTIRIYORUM”

"Dar kapsamlı bir anayasa teklifinden mi söz ediyoruz" sorusu üzerine ise Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ülkenin tüm kurumlarında, her şeyinde bu işi en geniş anlamda yer alacak şekilde, ben şu anda Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerimi çalıştırıyorum. Bu teklifimizi biz Meclis’e getireceğiz. Biz Meclis’e getirdikten sonra o ne yapacak, desteklemeyecek. Ne kadar samimi olduğu, her zaman olduğu gibi tekrar meydana çıkacak.”

Erdoğan, seçim günü için 14 Mayıs 2023 tarihinin konuşulduğuna ilişkin soruya ise “Karıştırma” diye yanıt verdi.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.