Dolar 32,3671
%0.15
Euro 35,0026
%-0.18
Altın 2.325,850
%0.23
Bist-100 9,10
%0.22

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Davutoğlu: Geldiğimiz ilk gün Varlık Fonu'nu kaldıracağız

Davutoğlu: Geldiğimiz ilk gün Varlık Fonu'nu kaldıracağız

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Varlık Fonu'nun 2026 yılında bedelsiz olarak kamuya geçecek olmasına rağmen Türk Telekom'un yüzde 55 hissesini şimdiden 1.7 milyar dolar bedelle almasına tepki gösterdi. Davutoğlu, “Denetim dışına çıkabilmek, kendi şahsi şirketleri gibi yönetebilmek için uyguladıkları bir yöntem. Telekom da bundan nasibini alıyor. Telekom'da daha önce yapılan işlerde de usulsüzlükler var. Geldiğimiz ilk gün Varlık Fonu'nu kaldıracağız” dedi.

  • Ege Postası
  • 13.03.2022 - 08:48

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İzmir'de bir otelde genel başkan yardımcıları Selçuk Özdağ ve Selim Temurci ile İzmir İl Başkanı Onur Sivaslı'nın da katıldığı toplantıda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Davutoğlu; Cumhurbaşkanlığı adaylığı, Millet İttifakı'nın durumu, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesi ve Varlık Fonu ile ilgili açıklama yaptı.

"ŞAHSİ ŞİRKETLERİ GİBİ YÖNETEBİLMEK İÇİN..."

Türk Telekom'un yüzde 55 hissesinin Varlık Fonu tarafından 1.7 milyar dolar bedelle alınmasıyla ilgili soruya yanıt veren Davutoğlu şunları söyledi:

"Varlık fonu denilen ve nasıl çalıştığı denetlenemeyen, kuralları ortaya konamamış bir yapı ile ilgili kanaatimizi söylemek lazım. Geldiğimiz ilk gün Varlık Fonu'nu kaldıracağız. Varlık Fonu hesap verebilirliği yok eden bir yapı haline dönüştü. Emtia ülkesi olmayan yani kendi başına gelir üretme imkanına sahip bir petrol ülkesi, bir doğal gaz ülkesi olmayan ekonomilerde Varlık Fonu'nun yapılandırılması; bütçe dışı, kontrol dışı bir alan haline dönüşüyor. Kar yapan şirketlerin dahi Varlık Fonu'na geçtikten sonra karlılıklarını kaybettiklerini görüyoruz. Bu devasa bir KİT gibi. Devletin 10 yıllar, bazı yerlerde 50-60 yılı geçen kurumlarının tahrip edildiği bir tablo ortaya çıkıyor. Dün bir çaycı elinde Karşıyaka'da çay dağıtıyor. 'Hadi mazotu, petrolü anladık. Onlar dışarıdan geliyordu, fiyatı artıyor. Bu bizim ÇAYKUR'dan gelen çayın fiyatı niye artıyor?' dedi. Dedim ki, çünkü o ÇAYKUR’u Varlık Fonu'na devrettiler. Denetim dışına çıkabilmek, kendi şahsi şirketleri gibi yönetebilmek için uyguladıkları bir yöntem. Telekom da bundan nasibini alıyor. Kesinlikle yanlış uygulamalar. Telekom'da daha önce yapılan işlerde de usulsüzlükler var. Tüm bunları geldiğimizde en objektif piyasa şartlarında değerlendireceğiz. Kurumların tekrar hak ettiği uluslararası ve ulusal değeri kazanması için gerekli düzenlemeleri yapacağız."

"İTTİFAKIN YENİDEN YAPILANMASI DOĞRU OLUR"

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için altı siyasi parti genel başkanının imzaladığı mutabakat metni ve Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili olarak Davutoğlu şunları söyledi:

"Mesele kişi değil, sistem meselesi. Biz tek başına bir kişiye veya onun basiretine güvenerek yol alamayız. Sistem sağlam bir zemine oturmadıkça iyi kurgulanmamışsa siyasi şartların kişileri nasıl etkileyeceğini kötü örnekleriyle gördük. Bu bir iş birliği, birliktelik. İttifak bir seçim ile ete kemiğe bürünür. Bu bir seçim ittifakı değil. Şahsi kanaatim mümkün olan en kısa sürede yapılandırılmış, ilkeleri açık ortaya konmuş ve gelecek planlaması itibariyle de ana bir perspektifin verildiği ittifakın yeniden yapılanmasının doğru olacağı kanaatindeyim. İstişareye açık konulardır, konuşulacak. Tüm liderler kanaatlerini belirtecek, daha geniş tabanlı işbirliği imkanlarını artıracağız. 27 Mart'ta yeniden bir araya geleceğiz. Önemli olan iyi niyet, şahsi planlamalarımızın ülke vizyonunun önüne geçmemesi. Bizleri memnun eden liderler arasında karşılıklı güvene dayalı bir psikolojinin oluşması önemli.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusu istişare etmedik. Günü geldiğinde konuşulması gereken bir husus olduğu konusunda genel bir kanaat var. Cumhurbaşkanlığı adayı da konusu da o masada istişare edilecek. Kişilerden daha çok makamın gerektirdiği niteliklerin öne çıkması, o niteliklerin gerektirdiği şartlar oluştuktan sonra kişiler konuşulabilir. Öncelikli konumuz isim tespiti değil."

"FIRTINANIN YAKLAŞTIĞINI GÖREMEDİLER"

Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik askeri harekatı sonrası yaşananları değerlendiren Davutoğlu şöyle konuştu:

"Rusya Ukrayna gerilimi hangi ülkeyi çok etkiliyor diye sorulsa Türkiye akla gelir. NATO üyesi olarak bazı sorumluluklarımız var. Rusya ile geliştirdiğimiz son derece önemli komşuluk ve ekonomik ilişkiler var. Bunların arasında Türkiye'nin bu çalışmanın en çok etkilenen tarafı olması söz konusu. Hem de en çok etkileyebilecek güce sahip olması. Çatışmanın bir an önce bitmesi, Ukrayna'nın toprak bütünlüğü Türkiye'nin çıkarınadır. O bölgede sürecek savaş enerji fiyatlarında artışa, ekonomik ilişkilerin durma noktasına gelmesine yol açar. Antalya'da Rusya, Ukrayna dış işleri bakanları arasında sergilenen diplomasi çok doğru. Türkiye maalesef bütün bu savaşı geç bir şekilde ve yavaş adımlarla takip etmeyi tercih etti. Savaşın başladığı günlerde sayın Cumhurbaşkanı'nın dış işleri ve savunma bakanı ile birlikte Afrika'da olması rüzgarın estiğini, bir fırtına yaklaşmakta olduğunu görememiş olması bize zaman kaybettirdi. Biden'la yapılan telefon görüşmesi doğrudur, önemlidir. Ancak NATO'da Ukrayna bağlamında yapılan tüm zirvelerin dışında kalması Romanya ve Polonya'nın davet edildiği zirvelerde Türkiye'nin olmaması Türkiye'nin olmaması etkinliğini azaltmıştır. NATO etkinliğini zayıflatmıştır. Ukrayna'nın toprak bütünlüğü esastır ve Rusya uluslararası hukuk çerçevesinde bunu çiğnemiştir. Bir an önce ateşkes sağlanması önemli. Prensip olarak Türkiye açık ekonomiden istifade eder. Rusya'nın bir yaptırıma bir muhatap olmadan bu sorunun çözülmesi Türkiye'nin menfaatinedir. Bu ambargolarda siz girmek istemeseniz dahi uluslararası bankacılık sisteminin dışında kalırsa o ülke ile transfer yapamazsınız."

"TANSU ÇİLLER'İN TEŞEBBÜSÜNÜ YADIRGAMADIM"

Tansu Çiller'in yeni bir parti kuracağı iddialarıyla ilgili konuşan Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Herkes Türkiye'de parti kurabilir. Yaşı, geçmişi ne olursa olsun. Demokratik sistemi savunan herkes parti kurma özgürlüğünü savunur. Sayın Çiller'in teşebbüsünü yadırgamıyorum, herkesin hakkı. Çok ilginç bir istatistik vereyim. 2018 ve 2019'da sadece 2'şer parti kuruldu. 2 yılda toplam 4 parti kurulmuştu. 2019'da biz 12 Aralık'ta Gelecek Partisi'ni kurduk. Ondan bu yana Türkiye'de 35-40'a yakın parti kuruldu. Gelecek Partisi'nin özelliği şuydu. Korkudan parti kuramadığı dönemde biz Gelecek Partisi'ni kurduk. Bunu Gelecek Partisi'nin getirdiği bir dinamizm olarak görüyorum. Sayın Çiller'in kuracağı partinin nasıl etki yaratacağını göreceğiz. Bu siyasi canlılık Türkiye'ye ileride dinamizm katacak."

"İZMİR'DE EN GÜÇLÜ PARTİ OLMAK İSTİYORUZ"

İzmir'de iddialı olduklarını belirten Davutoğlu, bir sektör haline geldiğini belirterek bazı anket şirketlerinin tavrına tepki gösterdi. Davutoğlu şunları söyledi:

"Hiçbir zaman azla yetinmedim. Başbakanlığı bırakırken şöyle bir söz sarf edilmişti. "Artık düşük profilli başbakan istiyoruz" diye. Çünkü benim düşük profilli başbakan olmayacağımı hepsi biliyordu. İzmir'de de iddiamız en güçlü parti olmak. Bu yönde önemli mesafeler aldık. Türkiye'de de İzmir'de de. Geçen sene deprem nedeniyle gelmiştim. İl başkanımız Onur beyin İzmir'de iyi bir altyapı oluşturduğunu gördüm. Sokakta bize duyulan ilgiyi gördüm. Birkaç yüz metreyi 1 buçuk iki saatte aldık. Hem Karşıyaka'da hem de Kemeraltı'nda. Bu tüm Türkiye'de böyle. Halkımız yeni çözümler duymak istiyor. Gelecek Partisi bunun adresi olarak İzmir'de faaliyetlerini sürdürecek.

"ANKET ŞİRKETLERİ BİZİM ADIMIZI KOYMUYOR"

Anketlerde çok farklı tablolarla karşılaşıyoruz. İzmir'de de Anadolu'nun değişik yerlerinde de çok bir yükselme ivmesi kazanmış durumdayız. Anketlerin doğru netice vermesinin birkaç ön şartı vardır. Birincisi korku iklimi olmayacak. Yani insanlar kanaat beyan ederken kaygı gözetmeyecek. İktidar öyle bir tablo oluşturdu ki herkes iki değil, birkaç yüzlü oldu. Şu odada iktidarı eleştirirken diğer odada övgü düzen oldu. Acı bir tebessümle karşılanacak bir tablo. Geçtiğimiz iki hafta önce kayınpederimi kaybettik. Şu an iktidarda olan bazı dostlarımız diğer dostlar aracılığıyla mesaj gönderip, 'Malum telefonlar dinleniyor, arayamıyoruz. Taziyelerimizi iletir misiniz?" diyenler çıktı. Taziye ortamında bile bu korku ortamı söz konusuyla sıradan vatandaşın kendisine uzatılan mikrofona iktidar dışında bir alternatif sunması zor. Van'da bir memur sadece benim tweetimi beğendiği için Kars'a sürüldü. Seçim yaklaşmadıkça da gerçek kanaatler oluşmaz. Onun için kararsızlar çok görünüyor. Anket bir sektör haline dönüştü. Onun örnekleri kamuoyunun yetkin sayılan anket kuruluşunun Türkiye'yi kimin yönetmesini istiyorsunuz? sorusuna yanıtta herkesin adı var bir tek benim adım yok. 'Kimi destekliyorsunuz?' diye sorulduğunda bir tek bizim adımız yok. 'Ben Gelecek Partisi'ni destekliyorum' diyene de 'Sizi başka bir listeye ya da kararsız' yazalım deniyor. En az iki ankette gördük bunu. Bu tip şeyler bizim kararlılığımızı kırmaz."

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.