Dolar 32,5747
%0.11
Euro 34,9940
%0.47
Altın 2.424,360
%0.05
Bist-100 9.722,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Doktorlar gidiyorlarsa gitsinler!

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Doktorlar gidiyorlarsa gitsinler!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kamu hastanelerinden ayrılıp özel hastanelere geçen hekimlere ilişkin, “Özel sektör çok daha büyük paralar verdiği için oralara kaçıp gidiyorlarmış. Bakın açık konuşuyorum. Varsın gidiyorlar, gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz. Bunlarla beraber bu yola devam ederiz. Daha da ileri gidiyorum. Gerekirse yurt dışından ülkemize dönmek isteyenleri süratle buraya davet eder ve onları da ülkemizde istihdam ederiz. Buralar boş kalmaz, merak etmeyin” dedi. Ayçiçeği yağı stokçuluğu yapıldığını söyleyen Erdoğan, bir araya geldiği muhtarlardan, İçişleri Bakanlığı adına marketlerin depolarını takip edip ihbarda bulunmalarını istedi.

  • Ege Postası
  • 08.03.2022 - 14:59

Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla kadın bugün muhtarlar ile Cumhurbaşkanlığı’nda bir araya geldi. Erdoğan, kadın muhtarlara hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Her muhtarlar buluşmamız, ülkemizin en büyük, en kapsamlı demokrasi şölenlerinden biri olarak gerçekleşmiştir. Tabii bugünkü buluşmamızın ilave bir önemi, anlamı daha var. Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Sizlerin nezdinde ülkemizdeki tüm hanımefendilerin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyor, her birine selamlarımı, saygılarımı gönderiyorum.

Bizim için kadın, merhum Neşet Ertaş’ın Anadolu irfanıyla ‘Kadın insan, erkek insanoğlu’ diye ifade ettiği şekilde insanın yarısıdır. Fıtrat icabı kadın yoksa erkek, erkek yoksa kadın anlamsızdır, hükümsüzdür. Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de bize her şeyin eşli, yani erkekli dişili yaratıldığını haber veriyor. Birbirini böylesine tamamlayan iki varlıktan birinin sırf cinsiyeti sebebiyle eksik görülmesini, ötekileştirilmesini, ayrımcılığa uğramasını hele hele şiddete maruz bırakılmasını asla kabullenemeyiz.

“KADINLARIMIZ ARASINDA BAŞÖRTÜLÜ VE BAŞI AÇIK AYRIMINI BİZ SONA ERDİRDİK”

Kadınlara hak ettiği değeri vermek hem inancımızın hem kültürümüzün hem medeniyetimizin hem de Anayasa ve yasalarımızın bize emridir. Hakikat buyken maalesef yakın tarihimizde buna ters düşen nice uygulamaya, nice hadiseye hep birlikte şahit olduk. Bizim siyaset hayatımızdaki en önemli mücadele alanlarımızdan biri de kadınlarımızı haklarına kavuşturmak olmuştur. Anayasa’mız ‘kimse eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz’ demesine rağmen yıllarca haksız yere eğitim hakkını kullanmaktan yoksun bırakılan kadınlarımıza eğitim hakkını biz verdik. Anayasa’mızda ‘her vatandaş seçilme hakkına sahiptir’ denmesine rağmen ve milletvekili seçilme engelleri arasında ‘başörtülü olma’ diye bir şart bulunmamasına rağmen kadınların hukuksuz bir biçimde gasp edilen seçilme hakkını kullanmasını biz sağladık. Bu sayede 2002 yılında yüksek öğretimdeki net okullaşma oranı yüzde 14,6’dan yüzde 43,4’e yükselirken bu oran kız öğrencilerimiz arasında yüzde 48,5 ile rekor seviyeye çıkmıştır. Anayasa’mız açıkça ‘çalışma herkesin hakkı ve ödevidir, her tür kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir, hizmete alınmada görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemez’ demesine rağmen haksız bir şekilde kamuda çalışma haklarından yoksun bırakılan kadınlara bu hakkı yine biz verdik. Eğitim ve çalışma hayatı başta olmak üzere her alanda ülkemizin beşeri sermayesinin zenginleşmesinin önündeki tüm engelleri biz kaldırdık. Kadınlarımız arasında başörtülü ve başı açık ayrımını biz sona erdirdik. Türkiye’yi yasakların ülkesi olmaktan çıkartıp her alanda fırsat eşitliğinin, adaletin hakim olduğu bir yer haline biz dönüştürdük. Kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını Anayasa kuralı haline biz getirdik. Kadınlar ile erkekler arasındaki eşitsizliği gidermeyi devlete görev olarak biz verdik. Evet, kadın hakları konusunda kadınlardan yana biz tarafız, taraf. Evet, kadınlara karşı şiddet ve şiddetle mücadele konusunda yine kadınlardan yana tarafız. Bunun için aile içi şiddeti şikayete tabi olmaktan çıkardık, re’sen takip edilen suçlar arasında aldık.

“BE HEY HAKİM, SEN NASIL OLUYOR DA BÖYLE BİRİSİNİ SERBEST BIRAKIYORSUN”

Dün, MYK toplantım vardı. Tokat’taki Özlem kardeşimizin, 23 yerden, ahlaksız, adi eşi tarafından bıçaklandığını öğrendim. Dikkat edin, 23 yerden. Tabii ne yaptılar ne ettiler diye, Adalet Bakanlığı’nın da dün sunumu vardı. Sorduk. Meğerse 3 aydan sonra serbest bırakmışlar adamı. Hemen aradık, araştırdık vs. hamdolsun tekrar bu adi herifi içeri almışlar. Tabii Özlem Hanım’ın -bizde de biliyorsunuz Genel Başkan Yardımcımız, Tokat Milletvekilimiz Özlem Hanım var- hemen kendisiyle telefon irtibatlarını kurduk. Dedik şimdi adaşın Tokat Milletvekilimiz Özlem Hanım bu süreci takip edecek. Cumhurbaşkanı olarak ben de bu sürecin peşindeyim. Neden? Çünkü bu millet bize emanettir. Milletimizin bu emanetini bizim ortada bırakmamız mümkün değildir. Düşünün, 23 yerden bıçaklıyor. Be hey hakim, sen nasıl oluyor da böyle birisini serbest bırakıyorsun? Hakim böyle bir tasarruf yapıyor, ondan sonra ‘yargıya hakaret’. Ne hakareti yahu? Eğer ben Cumhurbaşkanıysam sen de 23 yerden eşini bıçaklayan böyle bir adamı serbest bırakıyorsan bununla ilgili söylenmesi gereken neyse bunu ben sana söylerim. Sonuna kadar da takip edeceğiz. Daha bitmedi işimiz. Bakanıma da onu söyledim. ‘Bunu yakın takibe alacaksın. Bu konuyla ilgili beni de süratle bilgilendireceksin.’ Atılması gereken adımı da süratle atacağız. Bu hakim olabilir, savcı olabilir, fark etmez. Biz, adaleti mülkün esası olarak gören bir medeniyetin mensuplarıyız. Adalet ortada kalmaz, yerde sürünmez. Onun içinde gereğini yapacağız.

“KRAVAT TAKMASI, BOYUN BÜKMESİ TAKDİRİ İNDİRİM SEBEBİ OLARAK DİKKATE ALINMAYACAKTIR”

Şimdi, kadın konuk evi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamalarla ihtiyaç duydukları her an kadınlarımızın yanında olduğumuzu gösterdik. Kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda TBMM’de bir araştırma komisyonu kurduk. Pek çok tespit ve teklifin yer aldığı bu komisyonun raporu Meclis’te de görüşülerek kabul edildi. Şimdi de kadınlara karşı şiddetle mücadelede yeni adımlar atıyoruz. TCK’da düzenlenen takdiri indirim nedenlerini belli konulara münehasır kılıyor ve maddenin uygulama alanını daraltıyoruz. Bu kapsamda failin pişmanlık içermeyen davranışları, takdiri indirim nedeni olarak kabul edilmeyecektir. Failin sadece indirim almaya yönelik duruşmadaki tutum ve davranışları, -yahu şu komikliğe bak- kılık kıyafeti, kravat takması, boyun bükmesi takdiri indirim sebebi olarak dikkate alınmayacaktır. Kadına yönelik şiddetle daha etkin mücadele edilebilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve eziyet suçlarının kadına karşı işlenmesini nitelikli hal kapsamına alarak cezaları artırıyoruz. Israrlı takip fiilleri müstakil suç olarak düzenlenecek. Israrlı şekilde fiziken takip etmek, haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak fiilleri de artık suç sayılacaktır. Ayrıca bu tür suçların ayrılık kararı verilen veya boşanılan eşe karşı işlenmesi, mağdurun okulunu, iş yerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması hakkında uzaklaştırma kararı verilen fail tarafından işlenmesi durumunda ısrarlı takip suçunun cezası yükselmektedir. Eşe veya boşanılan eşe karşı işlenen kasten yaralama suçları, tutuklama nedeni olarak katalog suçlar arasına alınacaktır. Vekili bulunmayan şiddet mağduru kadınlara talepleri halinde ücretsiz olarak avukat görevlendirilmesi sağlanacaktır. Meclis’in çalışması ve takdiriyle hayata geçecek bu düzenlemelerin şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.

“İHBAR EDECEKSİNİZ”

Şimdi ben, muhtar kardeşlerimden özellikle bir şey rica ediyorum. Son günlerde bir yağ meselesi çıkardılar. Bizim ayçiçeği, zeytin yağı, böyle bir sorunumuz yok. Bunu muhalefet, ülkemizi darda, zorda göstermek adına böyle bir kampanyayı yürütüyor. Şimdi ben muhtarlarımdan şunu istiyorum. Mahallenizdeki, köyünüzdeki marketlerde, bakkallarda gerçekten ayçiçeği yağı var mı, yok mu? Ama ben istiyorum ki gerekirse sizler İçişleri Bakanlığı’mız adına bunların depolarını bile takip edip bize ihbar edeceksiniz. Bu stokçulara biz gereğini yapacağız. Buralarda birinci derecede sorumlu kimdir? Validir. Sizler valinin o mahallelerdeki elisiniz, ayağısınız. Sizler İçişleri Bakanımın elisiniz, ayağısınız. Cumhurbaşkanı’nın elisiniz, ayağısınız. Yani bu devleti provoke etmeye çalışanlara gereken dersi vermek, bizim boynumuzun borcudur. Bunlar stokçu, bunlar ayçiçeği yağını, zeytin yağını vs. depoluyorlar. Utanmadan, sıkılmadan rakamları yükseltiyorlar. ‘Raflarda ayçiçeği yağı yok’ diyerek böyle bir kampanyayı da yürütüyorlar. İşte burada bir olacağız, beraber olacağız. Bu ahlaktan yoksun olanlara da gereken dersi vereceğiz. Hiç endişeniz olmasın. Dün, İçişleri Bakanımla bunu konuştum. Dedim ki ‘valileri seferber edeceğiz’. Nerede bu tür bir ahlaksız varsa, stokçu varsa bunlara gereğini yapacağız. Çünkü bizim böyle bir sıkıntımız yok. Böyle bir sıkıntımız olmadığı halde bu stokçuluğu yapanlar bunun hesabını verecek. Türkiye’yi diğer yol ve yöntemlerle dize getiremeyeceklerini görenlerin konjonktürel gelişmeleri bahane ederek bu gücümüze saldırmaları tesadüf değil bilinçli bir eylemdir. Küresel sağlık, ekonomi ve güvenlik krizlerinin yol açtığı birtakım sorunları sadece ülkemize mahsus gibi göstermek suretiyle milletimizi karamsarlığa sürüklemek, insanlarımızı tahrik etmek isteyenler fırsat vermeyeceğiz.

“VARSIN GİTSİNLER”

Son zamanlarda bir şey daha çıktı. ‘Hastanelerde şöyle oluyor, böyle oluyor’ vs. Bakın, hatalarımız olabilir. Bu devasa şehir hastanelerini yapanlar kim? Devasa eğitim, araştırma hastanelerini yapan kim? Adeta ülkemizde şu anda hastanesi olmayan ilimiz, ilçemiz var mı? Bunları bizzat takip eden birisiyim ben. İşte doktorlar az para aldıkları için ayrılıyorlar. Samimi konuşuyorum. Dost acı söyler ama gerçeği söyler. Bu hastaneleri inşa eden biziz. Bu doktorları okutan, yetiştiren bu devlet değil mi? Soruyorum. Bu devlet değil mi? Eee? Bu devlet sizi okuttu, yetiştirdi. En çok maliyeti yüksek olan da hangi birimdir? Sağlıktır. Ama şimdi ‘efendim işte az para veriyormuş’. Sordum, en az alan ne alıyordur? 8 bin, 9 bin. En yüksek alan ne alıyordur? İşte 25 bin civarında alıyordur. E buna rağmen özel sektör çok daha büyük paralar verdiği için oralara kaçıp gidiyorlarmış. Bakın açık konuşuyorum. Varsın gidiyorlar, gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz. Bunlarla beraber bu yola devam ederiz. Daha da ileri gidiyorum. Gerekirse yurt dışından ülkemize dönmek isteyenleri süratle buraya davet eder ve onları da ülkemizde istihdam ederiz. Buralar boş kalmaz, merak etmeyin. Şu anda asistan doktorlarımızla bu yola devam ederiz. Çünkü buralar boş kalmayacak. Ne gerekiyorsa bunu yapacağız. Doktorluk gibi aziz bir mesleği sadece paraya bina etmek, paraya onu dayamak herhalde pek de insani değildir.”

"20'DEN FAZLA DEVLET BAŞKANI İLE GÖRÜŞTÜM"

Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşla ilgili 20'yi aşkın devlet başkanı ile görüşmeler yaptım, yapmaya devam ediyorum. Türkiye'nin durduğu yeri hatırlatması bakımından bunun ne kadar önemli olduğunu ifade etmek istiyorum. Ülkenin başına kara bulutlar toplamaya çalışan kimse art niyetlidir. Böyle dönemler ülkelerin ve milletlerin tek yumruk haline geldiği dönemler olmalıdır. Biz birbirimizi sevmek zorundayız. Biz bu birliği beraberliği kardeşliği her şeyin üstünde tuttuğumuzu söylüyoruz. Birlikte yol yürümeye biz hazırız. Bunun için dürüstlük lazım. Biz milletimiz ne istiyor, milletimiz ne diyor ona bakar ona göre hareket ederiz. Bundan sonra da aynı şekilde hareket etmeyi sürdüreceğiz.

MUHTARLARIN MAAŞ ARTIŞI

Sizlerden gelen talep üzerine 19 Ekim'i Muhtarlar Günü olarak ilan ettik. Son olarak muhtar maaşlarının asgari ücretin altında kalmaması için gerekli adımı attık. Kanun değişikliği Meclis'in takdiriyle yapılacak."

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.