CHP'li Arslan: Yangın söndürme eğitim merkezinin kapatılması bir orman cinayetidir

CHP'li vekil, meclis gündemine taşıdığı açıklamasında, yüzlerce hektar alanın yanlış ve yetersiz müdaheleler nedeniyle kaybedildiğini, bu politikalar sürmeye devam ettikçe bu tür felaketlerin yaşanmaya devam edeceğini söyledi.

Deneyimli ve eğitimli kadroların orman yangınlarıyla mücadelede bel kemiği olduğunu vurgulayan Arslan,”İlk defa orman yangınıyla karşılaşmış, orman yangınıyla mücadelede kullanılan iş makinelerini, alet ve edevatını kullanmasını bilmeyen personelle yangını söndüremezsiniz. Orman yangınını söndürmek bir deneyim işidir.'' dedi.

'YANGIN SÖNDÜRME EĞİTİM MERKEZİ'NİN KAPATILMASI BİR ORMAN CİNAYETİDİR'

9 Eylül Üniversitesi Tınaztepe Yerleşkesinde bulunan, Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Orman Genel Müdürlüğü Orman Yangınları İşçi Eğitim Merkezi'nin bu yıl içerisinde kapatıldığını kaydeden Arslan, ''Orman yangınlarının en yoğun olduğu bir bölgede böyle bir kurumun kapatılması orman cinayetidir. Orman yangılarında karşı karşıya olduğumuz ve içimizi dağlayan bu acı tablonun tek sorumlusu bu zihniyettir.” sözlerini aktardı.

Arslan, aynı zamanda Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'ye şu soruları yöneltti:

''Yangınla mücadelede büyük önem taşıyan Orman Genel Müdürlüğü Orman Yangınları İşçi Eğitim Merkezi hangi tarihte ve ne gerekçeyle kapatılmıştır?''

''Orman Yangınları İşçi Eğitim Merkezinin kapatılmasının kamu yönetimi ciddiyeti, bilim ve akılla açıklanabilir bir yanı var mıdır? Bu merkezin kapatılması hükümetin orman politikası ve ormanlara bakışının bir sonucu mudur?''

''Buca Tınaztepe’de bulunan Orman Yangınları İşçi Eğitim Merkezi yerleşkesinin 9 Eylül Üniversitesi’ne devrinden sonra Güzel Sanatlar Fakültesi’nin taşınacağı bilgisi doğru mudur?''

(29.6.2021 tarihli Basın Açıklaması)

GELECEĞİMİZİ ORMAN YANGINLARINA TESLİM EDEMEYİZ

Küresel ısınma ve iklim değişikliği, çölleşme, su kıtlığı, biyolojik çeşitliliğin azalması, çevre kirliliği günümüz dünyasının en önemli sorunları arasında. Bu sorunları başlıca nedeni ise acımasızca yok edilen orman varlığımız, ağaçlarımız.  
Ormanların karşı karşıya olduğu ve önlenebilir tehditlerden biride orman yangınları. Türkiye’de her yıl binlerce hektar orman alanı yangınlar nedeniyle yok oluyor, bu tablo her geçen yıl ağırlaşıyor.

YANAN ALAN 4 KAT ARTTI 

Yanan orman alanlarına ilişkin tabloyu paylaşmak gerekirse 

2014 yılı, 2 bin 149 yangın - 3 bin 117 hektar alan

2015 yılı, 2 bin 150 yangın - 3 bin 219 hektar alan

2016 yılı, 3 bin 188 yangın - 9 bin 156 hektar alan

2017 yılı, 2 bin 411 yangın - 11 bin 993 hektar alan

2018 yılı 2 bin 167 yangın - 5 bin 644 hektar alan

2019 yılı, 2bin 688 yangın - 11 bin 332 hektar alan 

2020 yılı, 3 bin 412 yangın - 20 bin 936 hektar alan 

2018 yılında 5 bin 644 hektar alan yanarken 2020 yılında 3 bin 412 yangında 20 bin 936 hektar alanı orman yangınlarında kaybettik. 4 kat gibi bir artıştan söz ediyoruz. Giderek kötüleşen bir tablo ile karşı karşıyayız. Gelişen teknoloji ile yangın izleme ve söndürme imkânlarının artmasına karşı ülkemizde her yıl yanan alan büyüklüğü artmaktadır. Burada ters giden bir şey var bu da hükümetin bu konuda izlediği politikalardır. Ormanlar adeta ranta teslim edilmiştir. 

Yangın söndürme teknikleri gelişiyor, teknoloji gelişiyor ama bizde yanan alanlar artıyor. Çalışma dönemimizde, parlamentoda üzerinde ısrarla durduğumuz konuların başında orman köylüsü, orman ve orman yangınları yer aldı. Her yasama döneminde daha etkin önlem alınmasını soru önergelerimiz ile meclis gündemine taşıdık. Bununla da yetinmedik 17 Şubat 2021 tarihinde orman yangınlarının artış nedenlerinin araştırılması, yangınların önlenmesi için etkin ve kalıcı politikaların oluşturulmasına yönelik bir meclis araştırması açılması için önerge verdik. 

YANGIN EĞİTİM MERKEZİNİN KAPATILMASI YANGINLA MÜCADELEYİ ETKİLEMİYORMUŞ 

Orman yangınlarıyla mücadele bir deneyim ve bilgi işidir. Bu konuda ülkemizin en önemli eğitim merkezi olan İzmir Tınaztepe’deki Orman Yangınları İşçi Eğitim Merkezi'nin kapatılmaması için büyük bir mücadele verdik. Orman yangınlarının yoğun olduğu bir bölgede böyle bir kurumun kapatılması, orman cinayetidir." dedik. Bakanlığa “Bu merkezin kapatılmasının yangınla mücadelede zaafa yol açmayacak mıdır?” diye sorduğumuzda, Bakanlık tarafından “Önergede geçen birimin kapatılması ile yangınla mücadele eğitim faaliyetlerinin engellenmesi ve aksatılması gibi bir durum söz konusu değildir.” yanıtı verilmiştir. Bu yanıt bile Bakanlığın anlayışını ortaya koyması açısından çarpıcı bir örnektir. 

Muğla'nın Marmaris ilçesinde oteller ve yerleşim yerlerine yakın ormanlık alanda çıkan yangında yangını söndürme çalışmaları sırasında Orman Genel Müdürlüğü personeli hayatını kaybetti benzeri acıların yaşanmaması, binlerce canlının yangınlarda yok olmaması için siyaset üstü bir yaklaşım izlemek gerekiyor. 

Orman insanla yaşar, orman köylüsüyle yaşar, 1950 yılında yürürlüğe giren 6831 sayılı orman yasası 2002 yılına kadar 14 kez değişmiş, bu değişiklikler günün koşullarına uyarlanması adına yapılırken Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarlarında 41 kez yasada değişikliğine gidilmiş, yapılan bütün değişikliklerin amacı orman alanlarının amaç dışında kullanılmasına dönük olmuştur. Bu durum bile ülkemizde izlenen ormancılık politikalarını anlatmaya yeterli olacaktır. 

Yanlış ormancılık politikaları, liyakat dikkate alınmadan yapılan atamalar, yetersiz personel sayısı, ormancılık kültürünün ve orman köylüsünün ekonomik kazanımlarının sistematik olarak yok edilmesi ormancılığımızın bugünü ve geleceği açısından kaygı verici bir tablo oluşturmuştur. 
Geleceğimizi orman yangınlarına teslim edemeyiz. 

Orman yangınları ile kaybedilen alanların rehabilite edilmesi için geçen zamanı göz önüne aldığımızda doğaya ve canlılara karşı yükümlülüğümüzü yerine getirmek zorundayız. Bunun için orman yangınlarına müdahale ekiplerinin eğitimi, teçhizat sağlanması ve ne gerekiyor ise yapmalıyız, yapmalısınız.

29 Haziran 2021