Dolar 32,4400
%-0.14
Euro 34,7496
%-0.64
Altın 2.439,490
%0.13
Bist-100 9.916,00
%2.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Babacan'dan iddialı çıkışı: Enflasyonu 2 yılda tek haneye indireceğiz

Babacan'dan iddialı çıkışı: Enflasyonu 2 yılda tek haneye indireceğiz

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “TÜİK diyor ki işsiz sayımız bir yılda 623 bin kişi azaldı diyor. İŞKUR ne diyor 325 bin kişi arttı diyor. Biri eksi biri artı ikisi de devletin kurumu hangisine inanacağız? Şu tabloya bir bakın. Devletin iki kurumunun açıkladığı veri birbirinden ne kadar farklı. TÜİK ve İŞKUR’a özellikle de onlara talimat verenlere özellikle de Cumhurbaşkanına sesleniyorum; madem bu kurumlar bu rakamları makyajlıyor, makyaj malzemelerini alıp rakamları boyayacaksınız, o boyaları birbirinizle de paylaşın. Öteki ne yapıyor ne diyor bir bakın. Önce birbirinizden haberdar olun” dedi.Öte yandan 'enflasyonu 2 yılda tek haneye indireceğiz' diyen Babacan, "Biz boş konuşmuyoruz arkadaşlar. Tüm bunları Ekonomi ve Finans Eylem Planımızla tarihe not düştük, tam 119 madde.Biz her konuda ‘şunu şunu yapacağız’ diyoruz, belgeliyoruz, takvimlendiriyoruz. İşsizliğin de yoksulluğun da enflasyonun da üstesinden geleceğiz." dedi.

  • Ege Postası
  • 13.04.2022 - 17:23

Ali Babacan, partisinin genel merkezinde bugün düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında konuştu. Babacan, özetle şunları söyledi:

Biz burada Beştepe Harikalar Diyarından konuşmuyoruz. Uydurulmuş gerçeklik dünyasından konuşmuyoruz. Biz burada gerçekleri konuşuyoruz. Size gerçek hayattan bir başka örnek vereyim. Bu sefer Doğu Karadeniz’e gidelim. Hatta Sayın Erdoğan’ın memleketine, Rize’ye gidelim. Geçtiğimiz günlerde ne oldu, biliyor musunuz? Rize’de en uzun süre dükkân işleten bir kadın esnaf, dükkanını kapatmak zorunda kaldı. Kendisi çocukken ilkokula gönderilmeyen, ama çocuklarını iyi koşullarda okutmak için çalışıp çabalayan Melek Hanım ekonomik krize dayanamadı. Altını çiziyorum; Erdoğan’ın hemşerisi, kendi şehri.

Türkiye ne yazık ki yeniden iflas edenlerin, kepenklerini kapatanların ülkesi oldu. Düşünün; 1991’de ticari hayatına başlamış 94 krizini atlatmış, 2001 krizini atlatmış ama kendi hemşerisinin el yapımı milli ve yerli krizinin altında kalmış. Pandemi döneminde dükkânı kapalıyken bile direnen bu kadın esnaf, Erdoğan’ın patlattığı döviz krizinin karşısında duramadı. Geçtiğimiz eylül ayında dolar kuru 8 lira 30 kuruştu. Ne değişti o günden bugüne? Şu an 15 liraya yakın seyrediyor. 2 ay öncesine kadar ne kadar döviz satıldığını buluyorduk az veri açıklıyorlar. Kaşıkçı cinayetinde neler neler söylediler. Erdoğan ‘Dava burada görülecek’ dedi. Şimdi ne oldu da U dönüşü yaptınız, acaba Suudi Arabistan’dan ne kadar swap dileniyorlar.

“GİRİŞİNDE ‘CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN ŞEHRİ’ YAZAN RİZE’DEN HABERİ YOK”

Bir kişi koskoca ülkeyi deney laboratuvarına çevirdi. Sonunda Rize’deki ‘Melek Abla’ dükkânı da ‘deneyzede’ oldu. Sonunda 30 seneden fazla dükkânın kapısını açık tutan, geçmiş tüm krizlerin üstesinden gelen esnaf, dükkânını kapatmak zorunda kaldı. Ülkenin Cumhurbaşkanı, Beştepe odaları dışında bir yeri artık fazla görmüyor. Şöyle bir sokakta yürürken ki görüntüsünü son zamanlarda gördünüz mü? Bırakın Erdoğan’ı milletvekilleri yapamıyor. Meclis onlar için bir koruma alanı. 

“HALKI UNUTTU, BİR TANE KOMŞUSU YOK”

Girişinde ‘Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şehri’ yazan Rize’den haberi yok. Rize’nin sokaklarında gezmiyor, halkın derdini dinlemiyor, sebep olduğu enflasyonun altında ezilen esnafın sesini duymuyor. Bir yanda yoksulluk, açlık çeken insanlar, batan esnaf, zarar eden çiftçi, karnını doyuramayan öğrenci; diğer yanda, tüm bunlara kulaklarını tıkayan Beştepe Harikalar Diyarı. Daha önce de söylediğim gibi, Erdoğan artık halkla arasına yüksek bir duvar ördü. Halkı unuttu, bir tane komşusu yok. Koruma duvarları olmadan gezebildiği bir tane sokak yok artık.

Sorunları da önemsemiyor. Bazı sorunları tamamen inkâr ediyor. Kendi hatalarının bedelini herkese ödetiyor. Bu milletin canını yakıyor. Eskiden ‘Ankara’da Keçiören’de bir dairede oturuyor’ derlerdi. Şimdi kendisini külliyeye hapsetti. Gerçekten çok üzülüyoruz. Siyasi hayatının finalindeki tercihlerini görünce üzülüyoruz. Türkiye’yi ve bu milleti getirdiği noktayı görünce de çok kızıyoruz. Yine enflasyonun sebebi olarak başkasını işaret etmiş onlarla mücadele edeceğim diyor. Merkez Bankası’nın rezervlerini tüketen esnaf mı, bunu sen yaptın. Ukrayna-Rusya savaşıyla beraber petrol fiyatları arttı ama bizdeki kadar katlanmadı hiçbir yerde. Bildiğiniz gibi, önceki gün işsizlik rakamları açıklandı. Yüzde 140’lara kadar yükselen enflasyonu yüzde 61 gösteren TÜİK namı diğer Rakamları Ayarlama Enstitüsü, şubat ayı işsizlik oranını da yüzde 10,7 olarak açıkladı. Rakamlara biraz daha yakından bakalım;

“O BOYALARI BİRBİRİNİZLE DE PAYLAŞIN”

TÜİK diyor ki işsiz sayımız bir yılda 623 bin kişi azaldı diyor. İŞKUR ne diyor 325 bin kişi arttı diyor. Biri eksi biri artı, ikisi de devletin kurumu hangisine inanacağız? Şu tabloya bir bakın. Devletin iki kurumunun açıkladığı veri birbirinden ne kadar farklı. Enflasyonla oynayan TÜİK ülkenin başka rakamlarını da yüksek gösteremeye çalışıyor olabilir. TÜİK ve İŞKUR’a özellikle de onlara talimat verenlere özellikle de Cumhurbaşkanına sesleniyorum; madem bu kurumlar bu rakamları makyajlıyor, makyaj malzemelerini alıp rakamları boyayacaksınız, o boyaları birbirinizle de paylaşın. Öteki ne yapıyor ne diyor bir bakın. Önce birbirinizden haberdar olun. Bu tutarsızlığın sebebini de bir an önce açıklayın.

İstihdamla ilgili bir başka sorunumuz var. Türkiye’de iş gücüne katılım oranı çok düşük. Sadece yüzde 52,17. Çalışma yaşında olan her 100 kişiden sadece 52’si çalışıyor demek.  Almanya’da bu oran kaç biliyor musunuz? Tam yüzde 80. Siz yeni iş sahaları açsanız Türkiye’nin bu orana erişmesinde engel yok. Türkiye’nin yüzde 80’nin iş gücünde olduğunu düşünün. Türkiye’de milyonlarca insan iş arayıp bulamıyor. İş aramaktan vazgeçiyor. ‘İş arasam da bulamam’ hissiyatı çok yaygın. Özellikle kadınlarda işgücüne katılım oranı Türkiye’de çok daha düşük. Kadınlar için bu oran yüzde 34. Kullanılmayan potansiyeli düşünüyor musunuz? Bunun içi yatırım, üretim yapacağız. Yatırım yaptıkça istihdam artacak.

“SAYIN ERDOĞAN’A TEKRAR SESLENİYORUM; SİZ FAİZ DÜŞMANI DEĞİL MİYDİNİZ”

Bakın, işsizlik ağır bir sorundur arkadaşlar. Ekonomik sıkıntıların yanında, sosyal bunalım, stresi beraberinde getirir. Onun için biz işsizlik sorununu çözmeyi öncelik kabul ediyoruz. Bu doğrultuda önce, yatırımların Türkiye’ye akması için gereken güven ortamını sağlayacağız. Güvenilir bir hukuk sistemi inşa edeceğiz. Şu anda Türkiye’nin kredi notu tarihin en kötü seviyelerinde. Yatırım yapılabilir seviyenin 5 kademe altında. Ülke, tefeci faiziyle borçlanıyor. Sayın Erdoğan’a tekrar sesleniyorum; siz faiz düşmanı değil miydiniz? Merkez Bankası’na talimat veriyorsunuz da Hazine’ye niye talimat vermiyorsunuz?

Onun için önce güveni sağlamak gerekiyor. Bu ülkenin apartman görevlileri TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamına güvenmiyorsa siz düşünün gerisini.  DEVA ekonomisi, yatırımları Türkiye’ye çeken bir mıknatıs işlevi görecek. Yatırımlar aktıkça, yeni iş sahaları açılacak. İşletmelerin büyümelerinin ve daha fazla istihdam oluşturmalarının önündeki engelleri teker teker kaldıracağız. Birinci yılımızda istihdam teşviklerini sadeleştireceğiz. Anlamak için danışman tutmak gerekiyor. 

“ENFLASYONU 2 YILDA TEK HANEYE İNDİRECEĞİZ”

Özel istihdam bürolarını etkinleştireceğiz. İŞKUR’u güçlendireceğiz. Gençlerin, kırsal alanlardaki iş ve istihdam imkanlarından daha fazla yararlanmalarını sağlayacağız. Teknoloji girişimlerini destekleyeceğiz. Eğitim sistemini, herkesin yeni beceriler edinip iş bulabilmesi amacıyla yenileyeceğiz. Bakın görün, DEVA ekonomisinde işsizlik gerçekten nasıl geriliyor. Biz boş konuşmuyoruz arkadaşlar. Tüm bunları Ekonomi ve Finans Eylem Planımızla tarihe not düştük, tam 119 madde.

Biz her konuda ‘şunu şunu yapacağız’ diyoruz, belgeliyoruz, takvimlendiriyoruz. İşsizliğin de yoksulluğun da enflasyonun da üstesinden geleceğiz. Bakın, enflasyonu 2 yılda tek haneye indireceğiz. İktidar koltuğu uzaktan bakınca hoş görünür ama o koltuğun ağırlığını kaldırmak gerekir. Onun için de iktidardayken yapacaklarınızı şimdiden hazırlamanız gerekir. Biz ‘Zamanı gelince bakarız’ diyenlerden değiliz. Dersimizi çalışıyoruz, ilk günden itibaren yapılacak bütün detayları hazırlıyoruz. Şimdiye kadar 6 ayrı alanda eylem planı açıkladık ve hesap kitap yapıyoruz. Bu eylem planlarımızla Türkiye siyasi tarihinde bir ilkin altına imza atıyoruz. İktidara, elimizdeki çözümlerimizle yürüyoruz. Gerçekçi projelerle. Yarın yeni bir eylem planı daha açıklayacağız, Bursa’da tanıtacağız.”

“BEN SÜREKLİ ÖZGÜRLÜKLERİ SAVUNDUM”

Toplantı sonunda Babacan gazetecilerin sorularını yanıtladı. Babacan, Bir basın mensubunun “ODTÜ öğrencileri tarafından protesto edilişinizi ifade özgürlüğü kapsamında gördünüz. AKP hükümetleri dönemlerinde görevliyken yaşanan protestoları da ifade özgürlüğü kapsamında görüyor muydunuz? İktidardan ayrılıp muhalefet partisi kurduktan sonra ifade özgürlüğüne bakışınızı değişti mi?” sorusuna şu yanıtı verdi:  

“Anayasamızda da yasalarımızda açık hükümler var, barışçıl yöntemlerle yapılan protestolar bir anayasal haktır. Bu hakkı her vatandaşımızın kullanması doğaldır. Ama arada bir çizgi var şiddete dönmeyecek şekilde görüşünü ifade etmek isteyen herkesin görüşünü ifade etme hakkı vardır. Dönem dönem Türkiye’de tabii ki yanlışlıklar yapılmıştır. Yıl 2012 arkadan 2013 Gezi olaylarının olduğu yıllar, özgürlük diye yola çıkıp anayasanın üçte birini değiştirip, o sessiz devrimi yapıp, AB müzakerelerine başlayan bir Türkiye vardı. 2011 seçimlerinden sonra Türkiye’yi yönetenlerin farklı bir yöne doğru evrildiğini herkes müşahede etti. Biz içeriden bunu düzeltmek için çok büyük mücadele verdik. Aynı günlerde benim yaptığım açıklamalara bir bakın yan yana koyun. Ben sürekli özgürlükleri savundum. O günkü bakan arkadaşlarımızın hemen hemen tamamı o dönemdeki tutumun yanlış olduğunu söylüyordu. Ama kamuoyu önünde olan bitenlere bakın bu konudaki düşüncemiz hiç değişmedi. Sistem içerisindeyseniz içerden bir mücadele vardır ama içerdeki mücadelede başarılı olamayacağınız kesinleştiği anda başka bir hareketle yeniden o mücadeleyi sürdürmek vardır şu an yaptığımız odur. Sorunları konuşarak çözmemiz önemli, konuşturmamak gibi bir tutumu kimsenin almaması lazım.”

Bu arada toplantıda 21. ve 22. Dönem AK Parti Bingöl Milletvekili Mahfuz Güler, DEVA Partisi’ne katıldı. Güler’e parti rozetini Babacan taktı.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.