Dolar 32,4537
%-0.1
Euro 34,7686
%-0.58
Altın 2.441,790
%0.23
Bist-100 9.916,00
%2.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Akşener: Mülakatlar, AK Partililere iş bulma merkezi haline gelmiş

Akşener: Mülakatlar, AK Partililere iş bulma merkezi haline gelmiş

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, esnaf ziyareti için gittiği Sakarya’nın Karasu ilçesinde halka seslendi. Akşener, “Dayınız var, 58 puanla atanıyorsunuz. Dayınız yok, 92 puanla atanamıyorsunuz. Demek ki mülakatlar, AK Partililere iş bulma merkezi haline gelmiş. Karasu’nun orta yerinde size söz veriyorum. Hiçbir gencin hayallerini, gençliğini, umutlarını ellerinden almaya kimsenin hakkı yok. Bu haksızlığı işleyenlerin iki cihanda, yakasında ellerimiz olacak” dedi.

  • Ege Postası
  • 09.06.2022 - 21:35

Meral Akşener, esnaf ziyaretlerine bugün Sakarya’da devam etti. Akşener, esnafın sorunlarını dinlemek için geldiği Karasu'da vatandaşlara hitabetti. Akşener’in mikrofon verdiği bir kadın, “Çocuklara KPSS’deki mülakatı kaldırın. Üç tane çocuğum var, oturduğum evi kiraya vereceğim, çocuklarımı okutacağım. Ne olur çocuklarımızın yolunu açın. Ne olur tek yürek olalım. Başka hiçbir şey istemiyorum” dedi. Akşener, bunun üzerine şunları söyledi:

“MÜLAKATLAR AK PARTİLİLERE İŞ BULMA MERKEZİ HALİNE GELMİŞ”

“Yokluk içinde çocuklarını okutan; günlerce, yıllarca KPSS’ye çalışmış, ama mülakatta dayısı olmadığı için elenmiş çocukların annesi konuştu. Emek sarf etmeye kimse karşı değil. ‘Çocuğum çalışsın, gayret göstersin ama hakkı yenmesin’ diyor. KPSS’den 92 puan alıp atanamamış genç gördüm, ama yanındaki 58 puanlı arkadaşının atandığını görüp ağlayan genç gördüm. 86 puan alıp atanamamış kızı için yolun orta yerinde bağıra bağıra ağlayan anne gördüm. Aynı kızının 62 puanlık arkadaşının atandığını görmüş anne gördüm. Bu hak mıdır? Bu hukuk mudur? Bu vicdan mıdır? Bu ahlak mıdır? Düşünün; dayınız var, 58 puanla atanıyorsunuz. Dayınız yok, 92 puanla atanamıyorsunuz. Demek ki mülakatlar, AK Partililere iş bulma merkezi haline gelmiş. İYİ Parti olarak, iktidarımızda mülakatı ortadan kaldıracağımızı zaten söylemiştik. Şimdi Karasu’nun orta yerinde size söz veriyorum. Hiçbir gencin hayallerini, gençliğini, umutlarını ellerinden almaya kimsenin hakkı yok. Bu haksızlığı işleyenlerin iki cihanda, yakasında ellerimiz olacak.

“EL ELE VERECEĞİZ, BU HARAMİ DÜZENİ BİRLİKTE YIKACAĞIZ”

Hani 10 bin kişiye iş verilecekti, söz verilmişti, ne oldu? Fabrika gidiyor. 2 buçuk yıldır il il, ilçe ilçe, dükkân dükkân geziyorum. Esnaf, sanayicinin, besicinin, köylünün ürettiğini satan insandır. Esnaf, müşterisini velinimet görendir. Ancak uzun zamandır seçmen velinimet olmaktan çıktı. Son dakikaya gelince bizi, ‘oculuk buculuk’ üzerinden birbirimize düşürüyor. Ondan sonra da oy alıyor ama artık deniz bitti. Artık uyandınız. Seçmen velinimet olacak. İşletmeler istihdam yaratıyor, katma değer üretiyorlar. Ey seçmen, ey aziz milletim, asıl velinimet sizsiniz. Siyasetçiye o kadar kolay oy vermeyeceksiniz. Sizin karşınızda benim gibi hazır ol da dikilecek. Sizi birbirinize düşman eden her cümleyi elinizin tersiyle iteceksiniz. ‘Benim derdim üzerinden çözüm üretin’ diyeceksiniz. Burdur’da yazmalı, ağzı oruçlu bir ablamız, ‘Sayın Erdoğan bize sürtük dedi. Ben, 14 yaşında evlendim, kocamın yüzünden başka kimseyi görmedim. Allah’ın dışında da kimseye biat etmedim. Ben sürtük değilim, bize sürtük diyemezsin’ dedi. İşte o ablanın ahı, bizim gibi kadınların ahı bu arkadaşı yakacak. El ele vereceğiz, bu harami düzeni birlikte yıkacağız. 5-10 maaş alan danışmanların olduğu bir ülkede helal olmaz. Gözyaşı dinmez, haram olur. Yapmaya çalıştığımız şey budur. Helal oylarımızla sandıkta bunları demokrasiyle attaya göndereceğiz inşallah. Emekli hayatlarında, muhalefet hayatlarında başarılar diliyorum. Bu ülkenin nasıl yönetileceğini hep beraber göstereceğiz.”

AKŞENER: BU DEFA ÇIRAK ÇIKMAYACAĞIZ

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, esnaf ziyareti için geldiği Sakarya’nın Ferizli ilçesinde yurttaşlara seslendi, esnafı ziyaret etti. Akşener, konuşmasında şunları kaydetti:

“Çiftçisi var, köylüsü var, esnafı var, atanamamış öğretmeni var, EYTlisi var, bekarı var evlisi var. Umudu çalınmış gençler var, gençliği çalınmış gençler var. Emeklisi var. Var baba herkes var… Şimdi bu ne biliyor musunuz, bu Türkiye’de yaşanan her bir hadisenin burada temsilcileri var.

İsterdim ki; şurada bulunan, burayı şereflendiren, buradan bize bakan kardeşlerimiz dahil olmak üzere; sizlerin sesini, sizlerin derdini, sizlerin taleplerini -ki onlar çok büyük şeyler değil- isterdim ki bu ülkeyi yönetenler duysunlar. Çünkü siyasetçinin görevi şudur, seçim olur sizler gider oylarınızı kullanırsınız. Dersiniz ki, bir siyasi partiye ya da birden fazla siyasi partiye: ‘seni iktidar ettik bize hizmet edeceksin.’. Bize de dediniz ki: ‘Seni de muhalefet ettik, muhalefet olarak görevin bizim avukatlığımızı yapmaktır. Seni izlemeye aldık gözlüyoruz. Eğer bizim hakkımızı hukukumuzu doğru şekilde savunur dertlerimizi iktidara iletir, onların çözümünde gayret gösterirsen bir dahaki sefere de seni değerlendireceğiz.’. Seçimin de demokrasinin de siyasetin de siyasi partilerin de özeti ve özelliği budur. Ama Türkiye’de çok uzun zamandır muhalefete hain, terörist, aklınıza gelebilecek her türlü hakaretin edildiği; iktidarın ise sütten çıkmış ak kaşık ilan edildiği ve bu arada sizin hiçbir derdinizin konuşulmadığı, hiçbir hakkınızın hukukunuzun çözümüne yönelik adım atılmadığı bir siyasi iklim var.

“BU İKLİMİ BERABER DEĞİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ”

Bu iklimi beraber değiştirmek zorundayız. Şimdi ‘şuculuktan’ ‘buculuktan’ ne kazandınız kardeşim? Komşuna ‘şucu’ dedi, sana da ‘bucu’ dedi. Sende bunun üzerinden oy attın; oğlun tayin mi oldu, kızın 92 puanla tayin mi oldu? Ayısı dayısı olanların her biri bir yerlere 58 puanla, 62 puanla atanırken; senin 80 puanlık çocuğun atanamamışken, öğretmen olmuş atanamamış. Emeği sömürülen kızın-oğlun varken buna karşılık; 5 maaş, 10 maaş alan danışmanlar varken seçim zamanı ‘şuculuk’ ‘buculuk’ üzerinden komşunla kavga ettin. Komşunla kutuplaştın. Kardeşinle ters düştün. Senin işine ne yaradı, hiçbir şey... Sen çırak çıktın çırak!

“ESNAF GEZME MESELEMİZ BİZİM HEM ESNAFIN ‘MÜŞTERİ VELİNİMETTİR’ ŞİARINI HERKESE TANITMAK”

Bu esnaf dükkanlarının özelliği şu, oradaki en büyük özellik; esnaflar hem Türkiye’nin ekonomisinin bel kemiğidir hem en fazla istihdam yaratan gruplardır insanlardır. Ama en önemlisi de o esnaf için müşterisi velinimettir. Siz müşterisine söven, müşterisine hakaret eden esnaf gördünüz mü, göremezsiniz. Yanındaki diğer esnaf kardeşini kötüleyeni gördünüz mü? Göremezsiniz. Sadece daha iyi hizmet ederek rekabet eder. Daha iyi müşterisine hizmet ederek, sunum yaparak rekabet eder. Dolayısı ile esnaf gezme meselemiz bizim hem esnafın ‘müşteri velinimettir’ şiarını herkese tanıtmak hem esnafın derdini dinlemek, onu görmek, o camekanların içerisinde müşterilerin derdini duyup onları kamuoyuna mal etmek. Hem de esnaf kardeşlerimizden örnek olarak bir siyasetçi olarak; onların müşterisi velinimetse bizim siyasetçiler içinde seçmen velinimet olmalıdır şiarını dünya aleme anlatmak ve bunu siyasetçi cenahının kafasına kafasına çakmak.

“KIZI İLE İLGİLİ SOKAK ORTASINDA BAĞIRA BAĞIRA AĞLAYAN ANNEYİ GÖRDÜM”

Şimdi biz beraber bir şey yapacağız sizinle. Bakın şu dükkanların içinde tam 2 buçuk yıldır ne kendi partimi övdüm ne de bir başka partiyi yerdim. Ama bir şey yaptım, oradan öğrendim. Elektrik paralarının nasıl belinizi büktüğü öğrendim. Bak, ‘Aperatif dünyası’ yazıyor karşımda. O kardeşimin 2 buçuk yıl evvel taktığı dönerin kilosuyla bugün taktığı dönerin kilosu arasındaki farkı öğrendim. O kardeşimin dükkanında dün çalıştırdığı 5 kişiyi bugün ağlaya ağlaya 2 kişiye indirmeyi nasıl üzülerek sağladığını öğrendim. O dükkânın içinde gece oturan, gündüz uyuyan oğlu için ağlayan anneyi gördüm. Kızının hakkı yenmesi sebebiyle kızı ile ilgili sokak ortasında bağıra bağıra ağlayan anneyi gördüm.

“BESİCİ DEDİ Kİ; MALLARIMA ORUÇ TUTMAYI ÖĞRETTİM”

Mesela Kayseri’de o dükkanın içinde bir besici kardeşim bana ne dedi biliyor musunuz? Dedi ki: ‘Abla ben mallarıma – mal dediği şey büyükbaş hayvan- mallarıma oruç tutmayı öğrettim.’ Yani dedim: ‘Abla yem o kadar pahalı ki aralıklı olarak hayvanıma yem vermeyi öğrettim.’. Bir başka besici kardeşim o dükkanın içerisinde bana dedi ki: ‘Gebe hayvanlarımı, gebe ineklerimi kesime gönderiyorum. Ağlayarak gönderiyorum abla.’ dedi. Şimdi hayvan yetiştiricilerinin durumu bu.

“MUHTEREM’İN AİLE DOSTUNUN CEBİNE TAM 24 MİLYAR LİRA KOYDULAR”

Yem, almış başını gitmiş. Mazot, almış başını gitmiş. Çiftçi için gübre almış başını gitmiş. Her şey almış başını gitmiş. Peki, hiçbir şey yapılmamış mı? İlginç bir biçimde evet yapılmamış. 24 milyar lirayı Telekom üzerinden bir anda Hariri’lerin cebine koydular biliyor musunuz? Bir anda, bir anda Hariri’lerin cebine koydular… Niye biliyor musunuz? ‘Muhterem’in aile dostu, ayıp olur. 24 milyar lira ile ne yapılırdı biliyor musunuz? 1 yıl boyunca anaokulu, ilk okul ve lise sona kadar devlet okullarında okuyan bütün öğrencilere sabah kahvaltısı ve öğle yemeği verilebilirdi. O, 24 milyar lira ile ne yapılırdı biliyor musunuz? Zaten Kasım’da, Aralık’ta, Ocak’ta ve Şubat’ta atamadıkları gübrenin yerine Nisan ayında atacağı gübreyi çiftçiye bedavadan verir ve Nisan ayında çiftçimiz, köylümüz tarlasına gübre atabilirdi. Sayarım bir sürü şey… Ama sizin derdinize çare olmak yerine döndüler Hariri’lerin cebine, ‘Muhterem’in aile dostunun cebine tam 24 milyar lira koydular. Sizin paranızı, bizim paramızı…

“BU DEFA ÇIRAK ÇIKMAYACAĞIZ”

Senin çocuğun işsizken Hariri’nin cebine para kondu. 24 milyar lira para kondu. Bakın danışmanlar var; 5 maaş alıyor, 10 maaş alıyor, 11 maaş alıyor. Elbette haram olsun, zıkkım olsun ama bize düşen bir iş var. Bu defa çırak çıkmayacağız. Kutuplaştırarak bizi birbirimize düşürüp bu sefer çırak çıkaramayacaklar. Bu sefer bu harami düzeni birlikte el ele verip, ‘seçmen velinimettir’ deyip sandıkta demokrasi ile helal oylarınızla Allah’ın izniyle ‘addaya’ göndereceğiz. Demokrasi kazanacak, emek kazanacak, hak kazanacak, hukuk kazanacak. Haramiler kaybedecek.”

“CANAN HANIM, BEN MERAL AKŞENER’İM. ÇOCUKLARINIZA ZAM İSTEYECEĞİM DE TAYYİP BEY’DEN”

Akşener, esnaf ziyareti sırasında iki genç esnafla da sohbet etti. Akşam yemeğinde ne olduğu sorusu üzerine genç esnaf annesini telefon ile arayıp, “Genel Başkan Meral Hanım burada da ‘anneni ara bakalım akşam ne yemek yapmış’ diyor” sorusunu yöneltti. Bunun üzerine Akşener, telefonu aldı ve esnafın annesi ile konuştu. Akşener telefonla konuşurken şunları söyledi:

“Canan Hanım, ben Meral Akşener’im. Çocuklarınıza zam isteyeceğim de Tayyip Bey’den. Dolayısıyla, dedim ki ‘ne yemek pişirdi annen’; bilmiyorum deyince telefon açalım dedik. Ne yemek yaptınız bu akşam, ne yemek yiyecek bu çocuklar? Çorba ne çorbası? Tarhana çorbası. İyi iyi, kuru fasulye var, pilav var. Haberiniz olsun… Afiyet olsun, kim bilir ne güzel yapmışsınızdır Canan Sultan. İnşallah bir gün bana da nasip olur kuru fasulyenden yemek.”

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.