Namlusuyla silah doğrulttular en ufak bir titreme olmadı ama şu kalorifer böceklerinden inanın müthiş korkuyorum. Hamam böceğine ise hiç girmeyelim. Çünkü hamam böceği oturduğum yerden beni tavana fırlatacak tek canlıdır.    

 

“İyi de bu böcekleri görmeden yaşamak neredeyse imkansız, bu korkuyla nasıl baş ediyorsun'” diye soran olursa verilecek en güzel cevabımdır karım, eşim, balım, baldan tatlı yanım…

 

Kendisi bizim evin haşerelerden sorumlu güvenlik amiridir. O odaya girdiğinde ben koltuğun üstünde vede ayakta isem onun gözleri yerdedir. “Aşkıııııııım!” çığlığıma koştuğu, “Iiiy!” tiksintisi ile gözlerimi kapadığımı gördüğü anların tek kişilik ani müdahale mangasıdır. Anlayacağınız iyi ki vardır.  

 

O varsa huzur vardır, o varsa korku yoktur.

 

Kadın aslında güçlü bir kol ve kocaman bir kanattır. Tesellidir kadın, umuttur, neşedir, aydır, güneştir, dosttur, arkadaştır. Ve kadın aslında sığınacak bir limandır. Kadın aslında her şeye yeniden başlamaktır. Geçmişin yaralarını sarmaktır, acıları, gereksiz her bir şeyi geride bırakmaktır.  

 

Kadın aslında öğreten bir kitaptır. 

 

Kadın aslında pek çok adama göre daha bi’adamdır. Borcuna daha bi’sadık, daha bi’arlı ve daha bi’cesurdur. Tehlikeyi sezmeye dursun aslandır, kaplandır o ne yamandır. 

 

Dün yürüyüşten dönüp eve girdiğimde televizyonda bir habere gözüm ilişti. Bizim yürüyüş yaptığımız saatlerde silahlı bir adam Can Dündar’a saldırmıştı. Televizyonun sesi kısıktı ve haberin alt yazısında “Can Dündar’a silahlı saldırı!” yazıyordu. Ekranda ise bir kadın adeta saldırgana meydan okuyordu. 

 

İşte kadın; tam olarak aslında o kareydi. 

 

Kadın aslında sevdiği için silaha bile karşı durmaktı.

 

Hatta “aldatılmışlık” gibi en ağır bir darbeyle yaralı bile olsa yine de sevdiği için savaşmaktı.   

 

Kadın aslında unutmaktı!

 

En çok da kendini…

 

Sevgi, saygı ve selamlarımla…