Dolar 32,5208
%-0.08
Euro 34,7793
%-0.25
Altın 2.423,750
%-0.26
Bist-100 9.733,00
%0.92

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Tire’de kurulmak istenen maden ocağı faaliyetlerine yasak: ‘İzmir’in akciğerleri’ için kritik hamle

Tire’de kurulmak istenen maden ocağı faaliyetlerine yasak: ‘İzmir’in akciğerleri’ için kritik hamle

Geçtiğimiz ay, Tire ilçesine bağlı Küçükkale ve Büyükkale köylerinin de bulunduğu Kızılçam ormanlarıyla kaplı Kartal Dağı’na yılda 500 bin ton kapasiteli mermer ocağı kurulacağı haberleri gündeme oturmuştu. Maden ocağının kurulması faaliyetlerine isyan eden bölge halkı maden ocağına izin vermeyeceklerini söylemişlerdi. Konuyla ilgili geçtiğimiz günlerde kritik bir gelişme yaşandı.  Kartal Dağı Koruma Platformu Sözcüsü Zeynel Aydın, bölgede bulunan ve tapınak ya da kilise olduğu tahmin edilen antik kalıntılar için İzmir 1. Bölge Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından inceleme yapıldığını söyledi

  • Ege Postası
  • 03.05.2021 - 14:01

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Geçtiğimiz ay, İzmir’in tarım ve hayvancılık faaliyetleriyle bilinen Tire ilçesine bağlı Küçükkale ve Büyükkale köylerinin de bulunduğu Kızılçam ormanlarıyla kaplı İzmir’in akciğerleri olarak bilinen Kartal Dağı’na yılda 500 bin ton kapasiteli mermer ocağı kurulacağı haberleri büyük tepki toplamıştı.

Bölgede hali hazırda faaliyet gösteren bir maden ocağı olduğunu belirten bölge halkı, Mehmetler, Üzümler, Küçükkale, Büyükkale, Alaylı, Kurşak, Hasançavuşlar köylerini etkisi altına alacak mermer ocağı ÇED sürecinin başlatılması üzerine sesini yükseltmiş ve maden faaliyetlerine izin vermeyeceklerini söylemişlerdi.

Öte yandan; bölgeyle ilgili geçtiğimiz günlerde kritik bir gelişme yaşandığı öğrenildi. Kartal Dağı Koruma Platformu Sözcüsü Zeynel Aydın, bölgede bulunan ve tapınak ya da kilise olduğu tahmin edilen antik kalıntılar için İzmir 1. Bölge Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından inceleme yapıldığını söyledi.

Bölgenin 1. derece arkeolojik sit alanı ilan edilmesini beklediklerini aktaran Aydın, alanda daha birçok tarihi kalıntı bulunduğuna dikkat çekti ve sağın doğal sit alanı ilan edilmesi gerektiğini söyledi.

“BÖLGEDE HERHANGİ BİR ÇALIŞMA FAALİYETİNİN YAPILMASI YASAK”

Bölgede bulunan tarihi kalıntılar için Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından bölgede inceleme yapıldığını aktaran Aydın, “Bölgede bulunan tapınak ya da kilise olarak adlandırdığımız alan için İzmir 1. Bölge Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan geldiler ve bölgedeki kalıntılar için tutanak tuttular. Bizim bölgeye ilişkin gönderdiğimiz ilk raporun değerlendirmesini yaptılar. Biz iki farklı bölge daha olduğunu söyleyip iki rapor daha sunduk ve bize bölgeye tekrar geleceklerini ve buranın çok geniş kapsamlı bir yer olduğunu söylediler. Kuruldan gelip örnekleri topladılar. İlerleyen zamanlarda kurul yetkilileri bir araya gelerek bölgeye ilişkin karar verecekler. Raporumuz sonuçlanana kadar bölgede herhangi bir çalışma faaliyetinin yapılamaz. Buranın 1. Derece sit alanı ilan edilmesi önemli. Çünkü 3. derece olursa faaliyete izin verilebilir. Ancak bölgede tarihi bir yapı olduğu için 1. derece arkeolojik sit alanı ilan edilmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum” dedi.

“TERECİYE TERE SATIYORUZ”

Bölgenin arkeolojik sit alanı ilan edilmesinin maden faaliyetlerini engellemek için yeterli olmadığının altını çizen Aydın,  “İkizdere örneğini düşünün. Bölgenin 190 metre ötesinden sondajı vurabilirler. Burası çok büyük bir alan içerisinde küçük bir bölge sadece. Koruma olarak 3 dönüm aldınız diyeli kalan 5 dönümlük bölgede çalışma yapılabiliyor. Bunun önüne geçilebilmesi için dağın doğal sit alanı ilan edilmesi gerekiyor. Bunu da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapıyor. E maden ruhsatını veren de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Tereciye tere satıyoruz yani. Biz şu anda bölgenin doğal sit alanı ilan edilmesi için imza kampanyası başlattık ancak sokağa çıkma yasakları nedeniyle ara verdik. Alan 24 hektarlık bir alan. Sit alanı için gelinen bölge 1-2 bin metrekarelik bir alan. Ormanın dip dokusu nedeniyle alanın tamamının yüzey araştırması yapılamadığı için saha incelenemiyor. Biz de diyoruz ki; siz yalnızca bu alanı sit alanı ilan ederseniz ve yarın öbür gün bu insanlar gelip ağaçları kestikten sonra altından başka kalıntılar çıktığında çok geç kalmış olacaksınız” diye konuştu.

“BURAYA BÜTÜNCÜL BİR BAKIŞ AÇISIYLA YAKLAŞILMASI LAZIM”

Bölgede birçok tarihi kalıntı bulunduğunu ve yapılan araştırmaların, bölgenin tarihi bir yerleşke olduğunu ortaya koyduğunu belirten Aydın, “Köyün hemen üstündeki dağın oradaki kalenin orada şantiye sahasının içinde üç tane mezar kalıntısı bulduk. Dolayısıyla oraların da 3. derece sit alanı ilan edilme durumu var. Bunların tamamını bir arada değerlendirdiğimizde iş bambaşka bir yere gidiyor. Bölgenin üzerindeki zirveye doğru gidildiğinde 2 bin 500 yıllık bir antik mermer ocağı, sunak ve askeri yerleşim örneği çıktı. 2 bin 500 yıldır oradalar ve devletin haberi yok. Buraya bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşılması lazım. İlerleyen yollarda Aydın sınırının olduğu yerde bir dağ kilisesi var. Burada tarihi bir dağ yerleşkesi var. Siz bunları değerlendirmeden bir mezar ya da duvar parçası bulundu diye bakarsanız olayı basite indirgemiş olursanız bu, karşı tarafın işine yarar. Burası tarihi bir yerleşim yeri. Kilise, tapınak gibi yapılar varsa burada sosyal hayat da vardır. Taşları yerlerine oturttuğunuzda ‘Bu dağ kutsal’ diyoruz. Bu dağı maden ocaklarına teslim etmeyin ve bu dağın kutsal tarafını değerlendirin ve gelecek kuşaklara aktarın” ifadelerini kullandı.
 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.