Eğitim-Sen İzmir Şubeleri: Eğitimde yaşanan sorunlar artarak sürdü

İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bugün toplanan Eğitim-Sen İzmir Şubeleri üyeleri, “İnadına sendika, inadına eğitim sen”, “Eşit işe eşit ücret”, “Susma haykır ÖMK’ya hayır”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz” sloganı atan eğitimciler, ellerinde “2022-2023'te MEB'in karnesi kırıklarla dolu”, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, İnsan Hakları, Çocuk Hakları Sıfır”, “Eşit İşe Eşit Ücret”, “ÖMK Eşitliğine Karşı Eşit İşe Eşit Ücret İstiyoruz” pankartları açtılar.

Basın açıklamasını Eğitim-Sen İzmir 5.Şube Başkanı Özcan Çetin okudu. Özcan Çetin açıklamada “Eğitimin temel sorunlarına yönelik çözümsüzlük politikaları 2022-2023 eğitim öğretim yılının ilk yarısında artarak sürdürülmüştür” dedi.

“ÖĞRENCİLERİN BESLENME SORUNU BÜYÜMÜŞTÜR”

Çetin, açıklamada 2022-2023 eğitim öğretim yılının ilk yarısında en dikkat çekici sorunlardan birinin öğrencilerin beslenme sorunu olduğuna dikkat çekti. Çetin, “Türkiye’de çok sayıda öğrenci okula kahvaltı yapmadan gitmekte, yine birçok öğrencinin okulda yemek yemeden günü tamamladığı ve eve döndüğü görülmektedir. Bu noktada yapılacak en acil eylem bir an önce okullarda kamunun öğle yemeği hizmeti sunmasıdır” dedi.

“EĞİTİMİ DİNSELLEŞTİRME POLİTİKALARI YOĞUNLAŞMIŞTIR”

Eğitimde dinselleştirme ve ticarileşme politikalarının yoğunlaştığına dikkat çeken Çetin, şunları söyledi:

“2022 yılında Türkiye’nin eğitim sistemi en temel bilimsel ilkelerden ve laik eğitim anlayışından hızla uzaklaşırken, okullarda dinselleşme hızla artarak kaygı verici boyuta ulaşmıştır. MEB’in geçmişte eğitimin dinselleştirilmesi hedefiyle Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, çeşitli dini vakıf ve derneklerle ortak yürüttüğü projeler ve imzalanan ‘iş birliği’ protokolleri, okulları çeşitli cemaat, tarikat ve dini grupların etkinlik ve faaliyet alanı haline getirmiştir. Eğitimde ticarileştirme politikaları artarak devam etmiştir Eğitim alanı da kamusal ve toplumsal işlevlerinden ayrıştırılarak, ‘serbest piyasa mekanizmasına göre ‘rekabetçi’ bir mantıkla biçimlendirilen büyük bir ‘ekonomik sektöre’ dönüştürülmüştür. Özel öğretime destek artmış kamusal eğitim politikaları terk edilmiştir. Gerek okul sayısı gerekse öğrenci sayısı açısından baktığımızda 4 artı 4 artı 4 ile birlikte eğitimde özelleştirmenin ne kadar hızlı gerçekleştiği açıkça görülmektedir. Bu durum, kamusal eğitimin hükümet ve MEB iş birliği ile çökertilerek, özel öğretimin devlet desteğiyle ihya edilmiştir”

“ÖMK EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET İLKESİNİ YOK ETMİŞTİR”

“Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran, öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren Öğretmenlik Meslek Kanunu, düzenlemesinin 14 Şubat 2022 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından 19 Kasım 2022 tarihinde Kariyer Basamakları Sınavı yapılmış ve kamuda yıllardır uygulanan “eşit işe eşit ücret” ilkesi fiilen ortadan kaldırılmıştır. Türkiye’deki bütün eğitim kurumlarında 15 Ocak 2023 itibariyle “eşit işe eşit ücret” uygulaması bizzat siyasi iktidar ve MEB eliyle kaldırılmış bulunmaktadır. ÖMK çerçevesinde yapılan Kariyer Basamakları Sınavı sonrasında “başöğretmen” ve “uzman öğretmen” unvanı alan öğretmenler aynı derece ve kademede görev yapan öğretmenlerden daha yüksek maaş alacaktır. Öğretmenlik mesleği ve öğretmenin saygınlığı ÖMK üzerinden polemiğe açılmış, öğretmenlik mesleği daha da itibarsız hale getirilmiştir.”

“İKİLİ EĞİTİM ARTARAK DEVAM ETMİŞTİR”

“Deprem öncesi ve sonrasında depreme dayanıklık testini geçemeyen, 30 Ekim depreminde orta ve ağır hasarlı okul binaları boşaltılarak farklı okullarla eşleştirilip ikili eğitime geçilmiştir. Aradan yıllar geçmesine rağmen bu okul inşaatları tamamlanıp eğitim öğretim hizmetine sunulamamıştır. İkili eğitim yapılan okulların sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu durum hijyen sorunlarına, sabahın karanlığından akşamın geç saatlerine kadar eğitim öğretimin sürmesine neden olmaktadır.” (ANKA)