Dr. Çamlı’dan ‘esnetilme’ değerlendirmesi: Yüksek riskli bir ilde gevşeme olması...

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün gerçekleştirilen kabine toplantısının ardından kasım ayından bu yana uygulanan kısıtlamalarda birtakım esnetilmelere gidileceğini ve “kontrollü normalleşmenin” başladığını duyurdu.

Buna göre;  81 il risk durumuna göre 4 kategoriye ayrılacak. Kararlar il bazlı risk durumuna göre alınacak. Kafe, restoran ve kıraathaneler ile tatlıcılar çok yüksek riskli iller hariç sabah 07.00 ile 19.00 arasında yüzde elli kapasite ile açılacak. Bunun yanında ülke genelindeki tüm okul öncesi eğitim kurumlarında, ilkokullarda, 8. ve 12. sınıflarda eğitim öğretime açılacak.
Bunların yanında bir süredir vaka sayısı yatay seyreden ve yüksek riskli iller arasında yer alan İzmir’deki vaka sayıları ise yüzde 42 bandından yüzde 53’e çıktı.

İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı, alınan esnetilme kararlarını Egepostası’na değerlendirdi. Dr. Çamlı, esnetilmelerde yalnızca vaka sayılarına bakılmaması gerektiğinin altını çizdi. Yapılan test sayısının azaldığına dikkat çeken Dr. Çamlı, test sayıları arttıkça vaka sayılarının da artacağını ifade etti.

“TEST SAYISINI ARTIRDIĞINIZDA O İLİN VAKA SAYILARI ARTACAK”

İzmir’deki vaka sayılarda yaklaşık yüzde 25’lik bir artış olduğunu söyleyen Dr. Çamlı, “Yeni dönemde Sağlık Bakanımız tarafından  illerin özelliklerine göre yerinde karar alınacağı açıklanmıştı. Ama dün hükümet tarafından merkezi bir açıklama yapılarak birtakım gevşeme kararları kamuoyuyla paylaşıldı. Burada temel kriterin vaka sayıları olduğunu görüyoruz. Ancak vaka sayıları bu tür kararların alınmasında yeterli bir parametre olmayacaktır. Yapılan test sayısı çok önemli. Çünkü ne kadar çok test yaparsanız o kadar yüksek vaka sayılarına ulaşabileceğiniz gibi test sayısını azalttığınız zaman  da daha az vaka sayılarına sahip olacaksınız. Türkiye’de aralık ayında yaklaşık 200 bin test yapılırken bulunduğumuz dönemde 100-120 bin düzeyinde test yapılıyor. Test sayısını artırdığınızda o ilin vaka sayıları artacağı için belki de risk grubunda artışlar ortaya çıkacaktır” ifadelerini kullandı.

“POZİTİF TEMASLILARA TEST YAPILMIYOR”

Yapılan test sayısının azaldığına dikkat çeken Dr. Çamlı, bu konuda birkaç faktörünün etkili olabileceğini belirtti ve “Burada belki birçok faktör göz önüne alınabilir ama bizzat yöneticilerin de test yapılması konusundaki politikalarında bir gevşeme var. Çünkü pozitif temaslılara test yapılmıyor. Dolayısıyla bunun gerekçesi ne olursa olsun daha çok test, pozitif vakaların daha erken dönemde saptanması ve buna yönelik de birtakım tedbirlerin hayata geçirilmesi pandemiyle mücadelede oldukça etkili olacaktır” dedi.

“BİR ORTAOKUL ÖĞRENCİSİ AVM’YE GİDEBİLİRKEN OKULUNA GİDEMEYECEK”

Alınan esnetilme kararlarını da değerlendiren Dr. Çamlı, kararların gerekçelerinin yeteri kadar açıklanmadığının altını çizdi ve şunları söyledi; “Bu kararlarda hangi kriterlerin göz önüne alındığı kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmadı. Sadece vaka sayılarına göre yapılan gruplandırma göz önüne alındığında İzmir, yüksek riskli bir il olarak ortaya çıkıyor. Yüksek riskli bir ilde gevşeme yapılıyor olması çok akla mantığa uygun gelmiyor. Kaldı ki alınan kararlara baktığımızda... Örneğin İzmir’de, bir ortaokul öğrencisi kafeye, restorana, AVM’ye gidebilirken okuluna gidemeyecek. Bunun bir şekilde açıklanması gerekiyor. Bu kurallara baktığımızda yeterli tatmin edici gerekçe göremiyorum ben”

“KAMUOYUNUN TATMİN EDİCİ AÇIKLAMALARA İHTİYACI VAR”

Kararlar alınırken göz önünde bulundurulan kriterlere ilişkin ayrıntılı bilgi verilmesi gerektiğini yineleyen Başkan Çamlı, alınan kararlarda halk sağlığının öncelikli konu olması gerektiğinin altını çizerek, “Sadece vaka sayılarına bakılarak bu kararların alınması zaten çok da doğru bir uygulama olmaz. Kaldı ki yüksek riskli dediğiniz bir ilde hem yüksek riskten bahsedip hem de birtakım gevşemeleri hayata geçirmenizin gerekçelerini kamuoyuyla paylaşmanız gerekir. Yani kamuoyunun bu konuda tatmin edici açıklamalara ihtiyacı var. Bundan sonraki sürecin nasıl devam edeceğini bilmiyorum. Hangi kriterlere göre gevşetilme ya da tedbir kararlarının alınacağı belirsiz. Dolayısıyla alınan bu kararların hangi kriterlerin göz önüne alındığı meselesi açıklamaya muhtaç görünüyor. Sadece test sayısına bakarsak yapılan test sayılarıyla orantılı olduğunu vurgulayarak test sayısını artırdığınızda illerin risk grupları değişim gösterecektir. O yüzden mutlaka sadece aka sayısı değil, yapılan test sayısı ve test pozitifliğine de değinilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.