Dolar 32,5004
%0.08
Euro 34,6901
%-0.12
Altın 2.496,860
%0.5
Bist-100 9.693,00
%1.77

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Dokuz Eylül Üniversitesi'nde ‘suç duyurusu’ çıkmazı

Dokuz Eylül Üniversitesi'nde ‘suç duyurusu’ çıkmazı

Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde sağlık çalışanlarının ek ödemelerinin kesintiye uğraması nedeniyle gerçekleştirilen eylem sonrası açıklamaya katılan 'karantina alanını ihlal etmek' suçlaması ile ifadeye çağrıldı. İfadeye gelen hekimden olan İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı, ifade öncesinde yaptığı konuşmada, “Demokratik bir ülkede böyle bir şeyin olmaması lazım. Anayasal olarak güvence altına alınmış hak arama eylemlerinin hiçbir şekilde bir baskı, korku ve tehditle baskılanmaya çalışılması kabul edilemez bir durum” ifadelerini kullandı.

  • Ege Postası
  • 30.09.2020 - 12:47

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Geçtiğimiz aylarda Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde görevli sağlık çalışanlarının ek ödemelerinde, pandemi döneminde kesinti yapılması nedeniyle sağlık çalışanları, emeklerinin karşılığını talep etmek için Hastane bahçesinde basın açıklaması yapmıştı. Açıklamanın ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü, İzmir Tabip Odası ve basın açıklamasına katılan sendika ve hekim temsilcileri hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına açıklamada karantina bölgesinin ihlal edildiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuştu.

Suç duyurusunun ardından İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı, Dokuz Eylül Hastanesi'nde görev yapan Asistan Hekim Alirıza Karabulut, Demokratik Sağlık Sen Sendikası adına Ayşe Toprak, Genel Sağlık İş Sendikası adına Alper Çobanlar, Dokuz Eylül Asistan Hekimi Dr. Yağmur Dokuyan, İzmir eski Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Funda Obuz, SES Sendikası adına Günseli Uğur, Türk Sağlık İş Sendikası adına Savaş Doğan, Türk Sağlık Sen Sen Sendikası adına Osman Ataç, Eğitim İş Sendikası adına Haşim Karaman Kantar Karakolu’na ifade vermeye geldi. Sağlıkçılara destek vermek için CHP İzmir Milletvekilleri Kamil Okyay Sındır, Kani Beko, Atila Sertel ve Tacettin Bayır da karakolun önüne geldi.

İfade öncesinde basın mensuplarına konuşan İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı, istinat edilen suçlamaların eylemle örtüşmediğini ve yapılanların demokrasi ilkeleriyle bağdaşmadığını söyledi.

Sağlık çalışanların hakları, özlük hakları, meslek odalarını tabip odalarını direkt ilgilendiren bir konu olduğunu ifade eden Dr. Çamlı, “Onların haklarını aramak ve gerekirse açıklama yapmak hakları. Burada asıl konuşulması gereken. Sağlık çalışanlarının bu sürecin başında kahraman ilan edildiği, tabandan ödeme yapılacağının söylenmesine karsın ilerleyen süreçte bu vaatler gerçekleşmediği gibi, sabit ücretler dahil ödenmedi. Bizde bu konuda Anayasal haklarımızı kullandık. Sorunu biliyoruz, bize ulaştı. Ona yönelik yazılı savunmalarımız hazırlandı. Ancak bizim gerek suçlanma biçimi gerek suçlanmanın arkasında bizi kaygılandıran durumların kamuoyu tarafından bilinmesini istedik. Pandemi sürecinde özellikle kahraman ilan edilen sağlık çalışanlarının ödenmeyen ek ödemeleri için bir hak arama talebinin nasıl bir sürece gittiği aslında konuşulmaya gereken belki de bu. 10 Haziran'da Dokuz Eylül çalışanlarının sabit ödemelerinde yüzde 20'lere varan bir kesinti olmuştu. Bunun üzerine orada üyelerin haklarını korumak adına odalar orda basın açıklaması yaptı. Bu eylemlilik süresi 10 gün daha devam etti. Bu bir hak arama eylemidir” dedi.

“O BÖLGE KARANTİNA BÖLGESİ DEĞİL”

Yapılan suçlamaların eylemle alakası olmadığını savunan Dr. Çamlı, “Açıklamanın üzerinde yaklaşık 3 ay geçmesinin ardından TCK’nın 195. Maddesine yani karantina bölgesine zorla girmek ve karantina uygulanan bölgede kurallara uymamak gerekçesiyle ifadeye çağırıldık. Ancak orta şöyle bir durum var. O bölge karantina bölgesi değil. Yani bize istinat edilen suçla bize yapılan eylemin hiçbir ilgisi yok. Orada bizim yaptığımız şey, herkesin basın açıklaması yapabildiği bir bölgede daha öncesinde gerekli makamlara haber vererek ve izin alarak basın açıklaması yapaktı. Ama daha sonrasında yani bu olaylardan 15 gün kadar sonra İl Hıfzıssıhha Kurulu bir karar aldı. Kararda, hastanelerin çevresinde basın açıklamasının yapılmayacağı söylendi. Ama biz açıklama yaparken öyle bir durum yoktu. Kaldı ki orası karantina bölgesi de değildi. Yani olmayan bir tanım üzerinden bize bir suçlama getirildi. Burada karantina bölgesine girme gibi eylem kesinlikle yoktur. Burada konuşulan bir hak arama eyleminin nelere yol açabileceğini görmek adına bizi endişelendirmektedir” diye konuştu.

“ORTADA ANAYASAL HAK KULLANIMI VAR”

Açıklama sonrasında yapılan suç duyurusunun demokrasiyle bağdaşmadığını söyleyen Çamlı, yapılanların sağlık çalışanlarına yönelik bir yıldırma politikası olduğunu ifade ederek, “Demokratik bir ülkede böyle bir şeyin olmaması lazım. Anayasal olarak güvence altına alınmış hak arama eylemlerinin hiçbir şekilde bir baskı, korku ve tehditle baskılanmaya çalışılması kabul edilemez bir durum. En basitinden biz bir meslek örgütüyüz. Meslek örgütümüzün var olma nedenlerinden biri sağlık çalışanlarının haklarını korumak. Bizim yaptığımız açıklama da bu çerçevedeydi. Ortada anayasal bir hak kullanımı var. Bir ihlal olmamıştır. Fiziksel mesafe ve maske kurallarına uyulmuştur. Kaldı ki böyle bir şey olmasaydı bile bu durum ‘Kabahat suçları’ kapsamında değerlendirilebilirdi. Ama öyle yapılmadı. Burada bir hak arama eyleminin kanun dışı bir eylem gibi gösterme çabası var. Biz öyle olmadığını anlattık” dedi.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.