Dolar 32,5107
%0.07
Euro 34,8880
%-0.24
Altın 2.455,550
%0.79
Bist-100 9.891,00
%1.79

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Aile hekimleri ‘kamu hizmetine kamu binası’ için ayakta

Aile hekimleri ‘kamu hizmetine kamu binası’ için ayakta

İzmir Tabip Odası Türk Aile Hekimleri Derneği’nin Aile Sağlık Merkezleri’nin fiziki koşullarının iyileştirilmesi adına başlattığı ‘ASM mekânları için harekete geçiyoruz’ kampanyasına desteklerini açıklamak için basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, birincil basamak sağlık hizmeti veren aile sağlık merkezlerinin önemine vurgu yapılırken yetkililere çağrıda bulunuldu.

  • Ege Postası
  • 02.06.2021 - 13:19

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İzmir Tabip Odası, pandemiyle mücadelede en büyük yükün bindiği ve insan yoğunluğunun en çok yaşandığı kurumlardan Aile Sağlık Merkezleri’nin fiziki koşullarının iyileştirilmesi adına bir basın toplantısı düzenledi.

Toplantıya İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı’nın yanı sıra TTB Aile Hekimliği Kolu Genel Sekreteri ve İzmir Tabip Odası Aile Hekimliği Komisyonu Başkanı Dr. Sibel Uyan, İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Süleyman Kaynak ve İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Köse katıldı.

Toplantıda konuşan Başkan Çamlı, Türk Aile Hekimleri Derneği’nin başlattığı ‘ASM mekânları için harekete geçiyoruz’ kampanyasına destek verdiklerini belirtirken aile hekimliğinin bir kamu hizmeti olduğunu ve bu nedenle hizmet yerlerinin de kamu binaları olması gerektiğini ifade etti.

“SAĞLIK POLİTİKLARI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ”

Birincil basamak sağlık hizmetinin gerek pandemiyle mücadelede gerekse gündelik yaşamdaki sağlık hizmeti taleplerinde en ön sırada yer aldığını ifade eden Başkan Çamlı, aile sağlığı merkezlerine gerek önemin verilmesi gerektiğini ifade ederken Sağlık Bakanlığı’nın sağlık politikalarını düzenlemesi gerektiğini söyledi ve “Yaklaşık 15 aydır ülkemizde ve dünyada pandemi devam ediyor. Bu süreçte sağlık çalışanları özveriyle yaşamlarını riske sokarak sağlık hizmeti vermeye çalışıyorlar. Pandemiyle mücadele ağırlıklı olarak birinci basamakta yapılması gerek bir mücadele ve bu süreçte aile hekimleri bütün olumsuz koşulara rağmen sağdık hizmeti verme çabalarını olumsuz koşullarda sürdürüyorlar. Ancak süreçte özellikle aile sağlığı merkezlerinin fiziki yapısı pandemi sürecinde bir kez daha ön plana çıktı. Özellikle gerek Covid hastaların başvuruları gerekse aşılamada mekanla ilgili yaşanan sorunlar sağlık hizmetlerinde aksamalara yol açtı. Bununla birlikte Türk Aile Hekimleri Derneği bir kampanya başlattı ve biz de buna destek veriyoruz. Burada çoğu yerde bir apartman katı ya da bodrumdan bahsediyoruz. Sağlıklı hizmet için bu binaların koşulları iyileştirilmesi gerek. Pandemi sorunları görünür hale getirdi. Biz özellikle salgın pik yaptığında bu tür merkezlerin fiziki koşulların ne kadar yetersiz olduğunu görmüş olduk. Şehir hastaneleri yapılması için yapılan onca masraf birinci basamak sağlık hizmeti için harcansaydı pandemiyle mücadelede daha başarılı olurduk. Sağlık politikalarının birinci basamak öncelenilerek bir kez daha gözden geçirilmesi gerekiyor” dedi.

“İSTEDİĞİMİZ ADIMLARI GÖREMEZSEK EYLÜL AYINDA İKİNCİ ETABINA BAŞLAYACAĞIZ””

TTB Aile Hekimliği Kolu Genel Sekreteri ve İzmir Tabip Odası Aile Hekimliği Komisyonu Başkanı Dr. Sibel Uyan, devletten aile sağlığı merkezlerine ilişkin destek talebinde bulundu ve “Birinci basamakta ciddi sorunlar var. Bunlar sık sık dile getiriliyor. Biz TTB Aile Hekimleri kolu olarak harekete geçtik. Pandemide asıl hizmet birinci basamakta olması gerekirken biz birinci basamak olarak birçok sıkıntı yaşadık. Yeri geldi hastaları içeri alamadık. Havalandırması olmayan binalarımız var. Biz bu kadar eksiğe rağmen başarılıydık. Mekana dair bu sıkıntılara dikkat çekmek için 6 Nisan’da bu kampanyaya başladık. Aile Sağlığı Merkezi kamu tarafından yapılmalı. Çünkü bizim hizmetimiz kamu hizmetidir. Yakın zamanda İzmir’de bir deprem oldu ve bizim üç merkezimiz hasar gördü. Mekan sorunu yaşadık. Ama azı aile sağlığı merkezlerinden biri halen o binada hizmet veriyor. Deprem sonrasında gerek devlet gerek belediye birçok depremzedeye el uzattığı halde kamu hizmeti yapan bu arkadaşlarımıza kamudan destek gelmemiştir. Arkadaşlarımız bu konuda hala arayış içerisindeler ve biz destek istiyoruz. Bu binayı devlet yapmalı. Sağlık Bakanlığı’ndan ciddi adımlar bekliyoruz. Eğer istediğimiz adımları göremezsek eylül ayında ikinci etabına başlayacağız” diye konuştu.

Dr. Uyan ayrıca, taleplerine birçok siyasi partinin ılımlı yaklaştığını ifade etti ve “Şu ana kadar bu talebimize CHP, MHP ve İYİ Parti olumlu yaklaştı ancak AK Parti’den henüz bir geri dönüş alamadık” dedi.

“ŞEHİR HASTANELERİ ÇOK BÜYÜK MASRAFLARLA OLUŞTURULDU”

İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Süleyman Kaynak ise, şehir hastanelerine aktarılan bütçeyi eleştirerek, “Birinci basamak sağlık hizmeti demek doğmadan dahi önce hayatımızın sonuna kadar temel sağlık ihtiyaçlarımızın karşıladığı basamaktır. Bu bütün dünyada ve ülkemizde de en ön sırada önemsenmelidir. Fakat Türkiye’de sağlık alanındaki harcamaların çok önemli bir kısmı ü. Basamak dediğimizi hastane sınıfına yöneltilmektedir. Elbette bu olacak ama o kadar çok yüksek meblağlar 3. Basamağa yöneltildi ki… Mesela şehir hastaneleri çok büyük masraflarla oluşturuldu. Oysa ki bu paranın küçük bir kısmı birinci basamağa aktarılmış olsaydı gerçekten orada çalışan hekimlere uluslar arası standartlarda sağlık hizmeti verilebilirdi. Mesela biz bu pandemi sürecini daha başarılı bir şekilde aşabilirdik. Birinci basamaktaki sorunlarımız bu kadar büyük ve can alıcı olmazdı. Dolayısıyla kamu hizmetinin verildiği birinci basamak hizmetin uygun standartlarda, devlet tarafından oluşturulacak binalarda yapılması şarttır. Bu önemli bir sorundur ve hızla çözülmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

KAPIYA KİLİDİ VURMAK ZORUNDA KALACAĞIZ

Bayraklı 4 No’lu Adalet Sağlık Merkezi Doktorlarından Yaşar Kamalı ise "Depremde az hasarlı olmamıza rağmen binamızda 114 ailenin tamamı binayı terk etti ve binanın kentsel dönüşümden geçmesi kararı verdiler. Biz Sağlık Bakanlığına danıştığımızda az hasarlı binalarda çalışmaya devam etmemiz gerektiğini söylediler. Yazılı bir talimat istediğimizde bizlere yazılı bir metin veremeyeceklerini söylediler. Bizlerde 3 hafta kadar bir destek bekledik ancak herhangi bir haber gelmeyince bizlerde görevimize geri döndük. Şimdi üst katlarında sökülmüş panjurları olan apartmanın altıdan da sadece aile hekimliği ve eczane var. Sağlık Müdürlüğü ile görüştük ancak bize kesinlikle maddi açıdan bir destek verildi. Bölgede yerleşebileceğimiz bir yer arıyoruz ancak binaların çoğu yıkıldığı için uygun bir yer bulamıyoruz. Bulduğumuz yerlerde ise maliyetleri karşılayamıyoruz. Bina kentsel dönüşüme girdiğinde ise mecbur olarak aile sağlık merkezimize kilidi vurmak zorunda kalacağız" dedi.

“AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİNİN SADECE %10’UNUN COVID-19 TEDBİRLERİNİ UYGULAMAYA ELVERİŞLİ”

Aile hekimleri adına ortak açıklamayı okuyan Başkan Çamlı, aile sağlığı merkezlerinin fiziki koşullarının bir an önce düzeltilmesi gerektiğini söyledi ve yetkililerden taleplerini şu şekilde sıraladı; “Sağlıkta dönüşüm projesiyle, koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen birinci basamak sağlık hizmetleri doğru planlanmamış aile hekimliği uygulaması ile tüm yük hekimlerin üzerine yıkılmıştır. Hizmetin sunulacağı binanın bulunması ve donanımının sağlanması da hekimlerin üzerine yıkılan bir yük olmuştur. Şehir merkezlerinde fiziken uygun olmayan, yüksek fiyatlı mekanlar, hekimlerce, kiralanmak zorunda kalınırken; merkezden uzak, küçük yerleşimlerde ise uygun kiralık yapı olmayışı hekimleri zor durumda bırakmaktadır. Kamu hizmeti sunulmasına rağmen standardı bulunmayan bu binaların kira bedellerinde de bir standart bulunmamakta, bu bedeller mülk sahiplerinin keyfine göre belirlenmekte ve beklenmeyen artışlar yaşanabilmektedir. Gelişmiş ülkelerde, birinci basamak sağlık hizmetleri toplum sağlığının bel kemiği olarak kabul edilen bir kamu hizmetidir. Bu kamu hizmetinin sunumu sırasında gerekli personelin tümünün istihdamı ve fiziken uygun mekanların oluşturulması Sağlık Bakanlığınca sağlanmalıdır. Bu sosyal devlet olmanın bir gereğidir. Her üç Aile Sağlığı Merkezinden birinin özelden kiralık olması ve de aile sağlığı merkezlerinin sadece %10’unun COVID-19 tedbirlerini uygulamaya elverişli olması sorunun büyüklüğü çarpıcı bir şekilde göstermektedir.

- Aile Sağlığı Merkezlerinin yeterli uygunlukta ve eşit standartlarda olmasını sağlamak Sağlık Bakanlığının görevidir. Aile Sağlığı Merkezleri; Sağlık Bakanlığınca yapılacak kamuya ait mekânlarda ve yeterli donanım sağlanarak inşa edilmelidir.

- Aile Sağlığı Merkezi olarak kullanılan ancak deprem güvenliği olmayan kamu binaları; sağlık bakanlığı tarafından; teknik olarak mümkünse güçlendirilmeli ya da hastalar ve çalışanlar mağdur edilmeden yeniden inşa edilmelidir.

- Mobil sağlık hizmeti verilen kırsal bölgelerde bakanlık tarafından uygun mekânlar yapılmalı ve donanımı sağlanmalıdır.”

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.