Dolar 32,3943
%0.11
Euro 34,7877
%-0.01
Altın 2.396,980
%0.01
Bist-100 10.209,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
‘Üvey evlat’ tartışmalarına Babacan da girdi: İktidarın yerel seçimlerde kaybettiği kenti…

‘Üvey evlat’ tartışmalarına Babacan da girdi: İktidarın yerel seçimlerde kaybettiği kenti…

DEVA Partisi 1. İzmir İl Olağan Kongresi bugün Genel Başkanı Ali Babacan’ın da katılımıyla 1. Olağan İl Kongresi’ni gerçekleştirildi. Kongrede konuşan Babacan, yeni seçim yasası ve mevcut politikalar üzerinden mevcut iktidarı eleştiri yağmuruna tutan Babacan, İzmir üzerinden yürüyen “üvey evlat” tartışmalarına da girdi. Merkezi hükümetin İzmir’e negatif ayrımcılık yaptığını ifade eden Babacan, “İzmir hak ettiği yatırımları almıyor. Biz bu haksız ve adaletsiz durumu kesin olarak reddediyoruz. İktidarın, yerel seçimlerde kaybettiği şehirlerimizi cezalandırmasına, Ankara’nın İzmir’e “üvey evlat” muamelesi yapmasına son vereceğiz.

  • Ege Postası
  • 20.03.2022 - 17:13

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- DEVA Partisi İzmir İl Başkanlığı 1. Olağan İzmir İl Kongresi’ni gerçekleştiriyor.

Kültürpark Celal Atik Spor Salonu’nda gerçekleştirilen kongreye DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’da katılacak.

Kent genelinden binlerce delege ve partilinin kongreye, ev sahibi İl Başkanı Seda Kaya Ösen ve Genel Başkan Ali Babacan’ın yanı sıra CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, Saadet Partisi İzmir İl Başkanı Mustafa Erduran, Gelecek Partisi İzmir İl Başkanı Onur Sivaslı, CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Ahmet Yıldız, CHP Gaziemir İlçe Başkanı Kasım Özkan ve İZDEDA Başkanı Haydar Özkan da katıldı.

Kongrede, Divan Başkanlığı görevine ise DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcı İdris Şahin getirildi.

Kongrede, geçtiğimiz yıl il başkanlığına atanan DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen, başkanlık için tek aday oldu.

“HİÇBİR BASKICI REJİM SONSUZA DEK SÜRMEZ”

Kongrede konuşan Babacan, Cumhur İttifakı iktidarının sona ereceğini belirtti ve “Ülkemiz şu anda, son derece önemli bir yol ayrımında. Ya 84 milyon el ele verip özgürleşeceğiz ya da bu otokrat rejim memleketimize iyice perçinlenecek. Ya Türkiye’yi hep beraber bir hukuk devleti yapacağız ya da iktidardaki otoriter ortaklığın ülkemizi sefalete sürüklemesine seyirci kalacağız. Ya Türkiye’yi tam demokrasi rotasına sokacağız, ya da demokrasimizden eser kalmayacak. İşte yol ayrımı bu. Yarının Türkiye’sini özgür, demokratik ve zengin bir ülke yapmak bizim elimizde. Üstümüze düşen sorumluluğun bilincindeyiz. İnanıyorum ki bugünleri atlatacağız. Biliyoruz ki, hiçbir baskı rejimi sonsuza dek sürmez. Bugünkü otoriter ittifakın da sonuna yaklaşıyoruz” dedi. 

“HAYALİ DÜŞMANLAR ÜRETİP GÖLGE BOKSU YAPACAĞINIZA…”

Kadına yönelik şiddet, İstanbul Sözleşmesi’nin tarafı olmaktan çıkılması ve gençler üzerinden de iktidara eleştirilerde bulunan Babacan, Cumhur İttifakına seslendi ve “Baskı döneminin en büyük bedelini ise kadınlar ve gençler ödüyor. Kadınlar, yokluğu ve yoksulluğu bizzat yaşıyorlar ve gündelik hayatta her türlü şiddetle karşılaşıyorlar. Yetmezmiş gibi tek bir kişi, gece yarısı aklına eseni yaparak, gözünü kadınların kazanımlarına dikiyor. Kadınlar, hukuksuzluğu iliklerine kadar yaşıyor. Kadınlar, haklarını ararken dahi her türlü haksız ve hadsiz müdahaleyle karşılaşıyorlar. Bu ideolojik takıntılar, bugün de kadın haklarının üzerinde tepinilerek sürdürülüyor. İmzalanmasına Türkiye’nin öncülük ettiği İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılarak, hem kadınların kazanımları ellerinden alınıyor, hem de ülkemiz Avrupa kurumlarından uzaklaştırılıyor. Biz bu tartışmaları kabul etmiyoruz. Otoriter zihniyetin bedelini en ağır bir biçimde ödeyen diğer kesim ise gençler. Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli… Beka sorunu diyorlar? Gençlerin ülkelerini terk etmek istediği bir yerde daha büyük bir beka sorunu olabilir mi? Gençler, buldukları ilk fırsatta, kendilerine başka bir ülkede hayat kurmayı hayal ediyorlar. Var mı bir cevabınız? Sabah akşam hayali düşmanlar üretip gölge boksu yapacağınıza, gençlerin gözünün içine bakarak bu sorulara cevap verin. Biz, gençlere, gasp edilen hayatlarını iade etmeyi taahhüt ediyoruz. Bunun yolunun da özgürlükçü bir sistemi inşa etmekten geçtiğini çok çok iyi biliyoruz. Ancak bu sayede, gençlerin kaçmak istediği değil, yaşamak istediği bir ülkeye kavuşabiliriz. Çünkü bu baskı ortamı gençleri boğuyor. Kendi ülkesinde boğulan gençler yurt dışına çıkmanın yollarını arıyor” diye konuştu.

“SİZİN ENTRİKALARINIZ BİZE VIZ GELİR”

Seçim değişikliği kanun teklifi üzerinden iktidara yüklenen Babacan, Erdoğan ve Bahçeli’ye “Hodri Meydan” dedi ve şunları söyledi; “İktidar ortaklarının DEVA Partisi’ni engellemek için ürettiği tüm entrikaları boşa çıkaracağız. İktidar ortakları, DEVA Partisi’ni engelleme çabalarına geçenlerde bir yenisini daha eklemeye kalkıştı. Belli ki Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli önlerine haritayı koymuşlar; masa başı formüllerle jübile seçimlerine nasıl gireceklerini konuşmuşlar. İkisinin de jübilesi olacak. Nafile! Boşa kürek çekiyorlar. Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli’ye sesleniyorum: Sizin entrikalarınız bize vız gelir. Elinizden geleni ardınıza koymayın. İstediğiniz dalavereleri çevirin. Masa başında üretilen matematik formülleriyle, entrikalarla seçim kazanılmaz! Seçim meydanda kazanılır. Onun için size ‘Hodri meydan!’ diyorum. Sizin gücünüz; Türkiye’nin köklü demokrasisini yok etmeye yetmeyecek. İlk seçimden hemen sonra Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’i inşa edeceğiz. Ülkemizi özgürlükle, adaletle ve zenginlikle buluşturacağız. Bunu engelleyemeye gücünüz yetmeyecek. Varın siz, bu devletin bütün imkanlarını, sonuna kadar harcayıp güç gösterisi yapın. Demokrasilerde hiçbir güç halkın iradesinin üstünde değildir. Biz gücümüzü, halkımızdan alıyoruz. Haklı olan güçlüdür. Onlar haksız olduklarını ve vatandaşın gönlündeki yeri kaybettiklerini biliyorlar. Biz gücümüzü, haklı olmaktan alıyoruz. Anlaşılan o ki seçim hesapları Beştepe’nin koridorlarını epey hareketlendirmiş ve panik ortamı yaratmış. Ne zaman iktidar, mevcut kurallarla seçimi kaybedeceğini görür, o zaman seçim kurallarını değiştirir. Bu nedenle getirdikleri değişiklik önerileri, gitmekte olduklarının tescili. Milletimiz de bu mesajı aldı. Bunlar, çok önemli bir konuyu gözden kaçırıyorlar. Sanıyorlar ki önümüzdeki seçimin sonuçları 2018’dekiyle aynı olacak. Milletvekili hesabı yapıyorlar. 2018 seçimleri geçeli 4 yıl oldu. Önümüzdeki seçimlerde çok şey değişecek. Paniklemiş haldeler. Bu millet, 90’lı yılların siyasi yıkımlarını, 90’lı yılların karanlığında ülkenin doğusunda kol gezen Beyaz Torosları, ülkenin batısında katledilen aydınları ve gazetecileri, gençler için kurulan işkence haneleri unutmayacak. Türkiye er ya da geç adalete kavuşacak. Devletin içinde hukuka aykırı faaliyet yürüten şebekeler, bir gün mutlaka temizlenecek. Devletin resmî belgelerinde dahi kayda geçen Gladyo ve benzeri çetelerden bağımsız ve tarafsız yargı hesap soracak. Biz, öncelikle yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını tesis edeceğiz.” 

“SÜREÇ SAĞLIKLI YÖNETİLEMEDİ”

30 Ekim depremi üzerinden de eleştirilerde bulunan Babacan, sürecin doğru yönetilemediği gibi depremzedelerin mağdur edildiğini belirtti ve “30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’de yaşanan depremde 116 vatandaşımız hayatını kaybetti. Aradan 1 buçuk yıl geçti. Ama ne yazık ki depremden sonra yaşanan süreç sağlıklı yönetilemedi.  Hasar tespit çalışmaları; şeffaf, kurallı ve standartlara bağlanmış bir yöntem anlayışıyla, konunun uzmanı mühendisler tarafından yapılmalıdır. Bu hususta meslek odaları görev almalıdır. Çalışmalar bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleriyle yürütülmelidir. Ayrıca, yıkılan veya ağır hasar gören binalarla ilgili mülkiyet ilişkilerinde de düzenlemeler yapılması kaçınılmazdır. Hak sahipliği kavramı, mağduriyetleri giderecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Mülkiyet hakkının bulunmadığı veya tüzel kişiliğe sahip olduğu için hak sahibi kabul edilmeyen afetzedelerin konut veya işyeri edinebilmeleri kolaylaştırılmalıdır. Afet bölgelerinde oluşacak zararların önlenmesi için gereken kaynak mutlaka erkenden temin edilmelidir. Bu kapsamda, ulusal kaynak ve imkanların yanında, uluslararası kalkınma ve yatırım ajanslarının, finans kuruluşlarının uygun koşullu kredi programlarından istifade edilmelidir. Afetle mücadelede en önemli hususlardan bir tanesi de merkez ile yerel arasındaki dengeyi doğru kurmaktır. Merkeziyetçi yönetim anlayışının, afet durumlarında etkinliği azalttığını biliyoruz. Bu kapsamda, DEVA Partisi iktidarında, her kademedeki yönetim birimlerinin ve yerel yönetimlerin rollerini yeniden tanımlayacağız. Afetle mücadelede, yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluklarının arttırılması gerektiğini söylüyoruz” dedi.

“ANKARA’NIN İZMİR’E “ÜVEY EVLAT” MUAMELESİ YAPMASINA SON VERECEĞİZ”

“İzmir yatırımları” tartışmasına da giren Babacan, merkezi iktidarın İzmir’e negatif ayrımcılık yaptığını belirtirken maden faaliyetleri için zeytinliklerin talan edilmesinin önünü açan yönetmeliğe dava açtıklarını da duyurdu ve şunları söyledi; “Özellikle İzmir, merkezi ve yerel yönetim arasındaki siyasi ve ekonomik çekişmeleri derinden hisseden bir şehrimiz. Bu durum, İzmir’in hak ettiği yatırımları almamasına neden oluyor. Biz bu haksız ve adaletsiz durumu kesin olarak reddediyoruz. Mesele vatandaşa hizmet ve kentlerimize yatırımsa, partiler arası çekişmeye asla izin vermeyeceğiz. İktidarın, yerel seçimlerde kaybettiği şehirlerimizi cezalandırmasına, Ankara’nın İzmir’e “üvey evlat” muamelesi yapmasına son vereceğiz. Değinmek istediğim bir diğer husus da yakın zamanda Resmî Gazete’de yayınlanan ve Urla ilçemizi de yakından ilgilendiren maden yönetmeliği. Neymiş? Elektrik üretiminde kullanılan maden sahası, zeytinlik alan içinde kalırsa, sahada madencilik faaliyeti yürütülebilirmiş. Biz DEVA Partisi olarak, yasalara açıkça aykırılık teşkil eden bu konuda Danıştay’da iptal davası açtık. Çünkü, maden faaliyetleri esnasında oluşacak kimyasal atığın ve tozun dumanın, zeytin ağaçlarına ve zeytinliklere büyük bir zarar vereceğini biliyoruz. Türkiye’nin “Zeytinime dokunma” diyen tüm vicdanlı ve düşünceli insanlarının verdikleri haklı mücadeleyi de sonuna kadar destekliyoruz.” 

ÖSEN: SEÇİM MEVZUATLARLA DEĞİL, SOKAKLARDA VE SANDIKLARDA KAZANILIR 

Kongrede konuşan Ösen, ekonomik kriz üzerinden iktidara yüklenirken yeni seçim yasası üzerinden de mesaj verdi ve “2020’nin son çeyreğinden bu yana İzmir teşkilatımıza verilen görevle birlikte bu salonda görevimizi eksiksiz yapmanın huzurunu yaşıyoruz. Pandemi, ekonomik şartlar ve siyasi baskı ortamında İzmir teşkilatı, durmadan ve yorulmadan semt semt, ev ev dolaştı. Hayalini kurduğumuz Türkiye’yi anlattık. 26 ilçede teşkilatlanmasını tamamlayan partimiz, samimi ve çözüm odaklı yaklaşımıyla İzmirlinin yanında oldu. İzmir’de basılmadık toprak, çalınmadık kapı, dinlenilmemiş dert bırakmadık. Artık bizim sayemizde İzmir’de şiddet mağduru kadınların, yurtsuz evsiz üniversite öğrencilerinin yanında, mazlumun yanında DEVA var. DEVA Partisi 9 Mart 2020’den bu yana siyasette konuşulmayanları konuşmaya, halka hizmet etmek için yola çıktı. Partimiz daha güzel bir Türkiye diyenlerin sesi oluyor. Ötekileştirilen, farklılıkları törpülenmek isteyen insanlarımız DEVA çatısı altında birleşiyor. Türkiye’nin siyasi hayatında aha önce görülmemiş olan ve 6 siyasi parti olarak attığımız ortak adım yeni siyaset anlayışını benimsediğini ülkemize kanıtladı. Bugünlerde ülkemiz hiç olmadığı kadar DEVA Partisi’ne ihtiyaç duyuyor. Gözlerdeki ışıkla ekonomik sorunları çözeceğini sanan yetkililer, görevden alındığı için mutluluk pozları veren bakanlar… Tüm bunların artık birilerine bıkkınlık verdiğini bizlere açık bir şekilde gösteriyor. Yağ ve benzin kuyruklar geri geldi. Kiraları aşan faturalarla boğuşan, pandemide adeta yokmuş gibi davranılan esnafların feryatlarını duyuyor, hep birlikte, yıllar içinde kazandığımız birikimlerimizin, ellerimizden birer birer kayışını üzüntüyle izliyoruz. Ceplerimiz, mutfak dolaplarımızı boşalıyor, zihinlerimiz sıradanlaşmış umutsuzluklarla doluyor, her gün kara kara düşünüyoruz.  Tüm bunlar yaşanırken birileri yine geçmişten tanıklık ettiğimiz şekliyle, vadesi dolmuş iktidarların yaptığı gibi, seçim sistemleri üzerinden, yürütülmüş beyhude çabalara bir kez daha girişiyor, benzer yöntemleri kullanarak farklı sonuçlar elde etmeye çalışıyor. Ancak unutulan şu: Seçim mevzuatlarla değil, sokaklarda ve sandıklarda kazanılır. Suni gündemle uyutmak isteyenlerin karşısında yurttaşlarımız, daima aklının ve vicdanının izinden gidecek, rant ve çıkar gruplarının değil, evlatlarının ve ülkesinin yarınlarını düşünecektir” dedi.

“O ÖNEMLİ SEÇİM GÜNÜ GELDİĞİNDE…”

Güçlendirilmiş parlamenter sistemin geleceğini de ifade eden Ösen, “Türkiye hayalini kurduğumuz özgürlükçü günlerine partimiz, güçlendirilmiş parlamenter sistem ve 84 milyonla geçecektir. Bunu yaparken ülkemizi ve yarılanlarını koruyacağız. Ülkemizin 4 bir yanında bombalar patlarken ülkemizi korumanın yegane yolu hukuk devletinin, demokrasi ile yeniden taçlandırılmasından geçmektedir. Yine bu dönemde gündemi meşgul eden yeni seçim yasasıyla birlikte erken seçim tartışmalarının rafa kalktığını, partimizi, tüm kitlelere anlatmak ve tanıtmak için bizlere yeni bir fırsat doğduğunu düşünüyoruz. Yasanın yürürlüğe girmesiyle başlayan 1 yıllık sürede çok çalışmalı, daha çok konuşmalı, daha çok kapı çalmalıyız.  Bu sürede DEVA Partisi’nin özgürlükler ve çağdaş yaşam adına kesin bir taraf olduğunu tekrar tekrar dile getirmeli, tek vaadi yoksulluk ve çaresizlik olanları vatandaşa şikayet etmeli; Ve kaderimizi belirleyecek o önemli seçim günü geldiğinde, oy pusulasında mührü ‘Damlaya’ 3 kez vurmalıyız” diye konuştu.

İL YÖNETİMİNE KİMLER ADAY OLDU?

Öte yandan kongrede il yönetim kurulu adayları da belli oldu.

50 kişiden oluşan aday listesi şu şekilde:

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.