TR35’e konuk olan CHP’li Sındır’dan çarpıcı açıklamalar: 'Adalet mülkün temeliyse adaletin temeli vicdandır'

Son dönemde ülke gündeminde yer alan adalet sistemi ve yaşanılan olayların sebeplerinden bahseden CHP'li Sındır şu ifadelere yer verdi;

'Bu ülke hepimizin, ülkenin menfaati için bir ve birlikte olmak, siyasetin kutuplaştırma politikalarından uzak durmak gibi hepimizin sorumluluğu var.Türkiye'de bugün ne oluyor ne bitiyor, neden oluyor diye sorarsanız; 2010 yılında referandum oldu. CHP Bornova Belediye Başkanı olduğum dönemde ve dönemin genel başkanı olan Deniz Baykal ve partimizin ilgili diğer meclis yetkilileri, anayasamızın iki maddesi ile ilgili birincisi anayasa mahkemesi ile ilgili diğeri hâkim ve savcılarla ilgili olan bu iki madde çıkarılsın, referanduma gitmeye gerek yok dedik ama çıkartılmadı. O maddeler dönemin siyasal iktidara egemen olan ve darbe ile terör örgütü olarak ortaya çıkan yapının etkisiyle getirilmiş maddelerdi. Bu iki madde için yapılan referandumda evet diyen ve onun sorunlarını yaşayan birçok insan var.

O dönem yapılan değişiklik, ülkedeki anayasa mahkemesinin üyelerini ve ne şekilde seçilebileceğine dair bir düzenlemeydi. O değişiklikler sonrasında Türkiye bugün hukuk sistemi ile tartışılan adalet arayışına neden olan düzenlemenin ilk başlangıcıdır.

Bugün yaşadığımız sorunlar adaletin kaybolması, güven sıkıntısı ülkenin içinde bulunduğu kaotik siyasal iktidar, muhalefet ve siyaset kurumları aralarındaki çatışmalar ve kamuoyundaki karşılığı. Adalet yaşamın her alanında insanların hayatında, ekonomisinde, özgürlüğünde, demokrasiye, huzurunda, refahında önemli etki yaratmaktadır. Adalet yoksa bunların hiçbirini aramayınız.' dedi

İNSANLARIN DAHA ÇOK KENETLENMESİNİ SAĞLADI

CHP'nin dün akşamki tartışmalı Beyazıt mitinginde meydanın karanlıkta kalması üzerine konuşan Sındır; 'Vatandaşları için, halkı için var olan devlet yurttaşının can ve mal güvenliğini korumak asli görevidir. Karanlık bir mitingde biri gelip bıçak sallasa ne olduğunu göremezsiniz. Dolayısıyla aydınlatma, ışık ordaki toplumun can ve mal güvenliği için mutlak olması gerekir. İzin verilmeyen bir gösteri olsa bile oraya gelmiş olan kişilerin can ve mal güvenliğini korumak zorundasınız. Işık ve aydınlatmanın engellemesinin kimseye yararı olmadı, tam tersine miting alanındaki insanların ve mitingi izleyen insanların birbirine daha çok kenetlenmesini sağladı.'

Muhalif görüşte olan kişilerin de miting alanında yaşanılan olayların 'ya böyle şeyde mi olur' dediklerini aktaran Sındır iktidarın kendi tabanında bu duruma karşı olan birçok kişi olduğunu söyledi.

'MİLLETE ATILMIŞ BİR TOKATTIR'

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yapılan saldırı ile ilgili konuşan Sındır; 'Cumhuriyeti kuran, zamanında Atatürk'ün koltukta oturduğu bir siyasi partinin liderine böyle bir davranışta bulunulması münferit bir olay gibi geçiştirilecek bir olay değildir. O tokat sadece CHP'lilere değil, iktidara da bu ülke insanına da, milli birlik ve beraberliğine atılmış bir tokattır. Siyaset kurumuna yapılmış, özgürlüğüne yapılmış bir saldırıdır. O meczup olan kişi evlat katili iki evladının canını almış biri eli kolu rahat şekilde dışarda dolaşabiliyor. Nerde kaldığı, nerden geldiği, başkanı takip etmedi gibi birçok soru var. Nedenleri ve sonuçlarıyla mutlaka araştırılması gereken bir olay.'

ADALET YOKSA EKONOMİ OLMAZ

Ekonominin temelinde de adaletin olduğunu vurgulayan Sındır; 'Adalet yoksa ekonomiye güven olmaz. Adaletin olmadığı yerde yatırımcı gelip yatırım yapmaz, çünkü yarın bir gün adaletsizliğe maruz kalacağı endişesine maruz kalır. O yatırımdan vazgeçer gider başka yere yatırım yapar.'

'BU ÜÇ TEMEL KURUMDA SİYASET OLMAMALIDIR'

Türkiye'de siyasetin asla içinde yer almaması gereken 3 temel kurum olduğunu söyleyen Sındır;

'1.si ordumuzdur.Türk Silahlı Kuvvetlerinde siyasetin yeri olmaz, olmamalıdır. TSK siyasi partilerin menfaati değildir. Türk devleti ve Türk milletinin huzuru, refahı, güvenliği için var olan bir yapıdır. Buraya siyaset sokmak ülkeyi parçalamak demektir.

2.si eğitim sistemine, okullara siyaset girmemelidir. Yöneticileriyle çocukların kararlarına, beyinlerine siyaset yoluyla beyin aşılaması yapılması, siyaseti okullarda kullanmak Türkiye'nin geleceğine dinamit koymak demektir.

3.sü camilere ve ibadet kurumlarına siyaset girmemelidir. İnsanları inanç birliğinden uzaklaştırır bu sefer o inanca karşı kaotik duruma neden olursunuz.'

'Mustafa Kemal Atatürk dinin siyasi amaçlara karışmaması için diyanet işleri başkanlığını kurmuş, Kur'an-ı Kerim'i Elmalılı Hamdi Hoca'ya bizzat tefsir ettirmiş. Herkes okusun ve okuduğunu anlasın direkt kitabından inancını öğrensin diye düşünmüş. Ama yıllar içinde din istismar edilmiştir.'

BU BİR TESADÜF DEĞİL

Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması ve Kanal İstanbul projesinin aynı döneme denk gelmesinin tesadüf olmadığını söyleyen Sındır; ' Sayın İmamoğlu'nun uzun süre gözaltında tutuluyor olması ve hakkında iddianame bile ortaya konmamışken, özgürlüğünün kısıtlanması ve tutukluluk süresinin belli olmaması vicdan anlamında birçok kişiyi rahatsız ediyor. AK Parti üyesi olan kişi bile bu durumu doğru bulmadığı için partisinden istifa etti. Yargı sisteminde Sayın İmamoğlu'na özgürlüğünün kısıtlanması ile ilgili verilen kararın toplumun vicdanında karşılığı olmadığını düşünüyorum. Gözaltına alınan diğer bürokratların, üst düzey bürokratların, şehir plancısı, mimar, özellikle Kanal İstanbul projesine itiraz yetki ve sorumluluğunda olan kişiler oluyor olması insanda bir şüphe yaratıyor.'

SİYASİ LİDERLER KUTUPLAŞTIRICI SÖYLEMLERLE MİLLETE ZARAR VERİYOR

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Özgür Özel'e gerçekleştirilen saldırıyı CHP'nin ismini anmadan kınama mesajı paylaşmasını yorumlayan Sındır; 'Sayın Özgür Özel'in adını bile anmadan bir siyasi parti bile demeden Partinin adını bile anmadan, siyasi bir yapının liderine yapılmış saldırıyı kınıyorum demek CHP parti olarak görmüyor, genel başkanı lider olarak görmüyor, siyaseten yok sayıyor olması da bizim parti çevremizde ve genel bir toplumda pek hoş karşılanmadı. Bu ülkede hangi siyasi parti, ve görüş  ne olursa olsun, karşılıklı birbirimizi dinlemeye ihtiyacımız var. Siyasi liderler kutuplaştırıcı söylemleriyle bu millete zarar veriyor.' dedi

Sındır; 'Adalet mülkün temeliyse adaletin temeli de vicdandır, bu toplumun vicdanına olan güvenim tamdır.' dedi.