
DEM'den Silivri ziyareti sonrası açıklama: İmamoğlu'nun mesajlarını aktardı
DEM Parti Eş Genel Başkanları, 23 Mart’tan bu yana tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu’nu ilk kez ziyaret etti. Görüşmenin ardından yapılan açıklamalarda barış sürecine destek vurgusu öne çıktı.
- Ege Postası
- 19.06.2025 - 10:04
- Güncelleme: 19.06.2025 - 17:48
İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 23 Mart’taki tutuklanmasının ardından DEM Parti, üç ay sonra ilk kez cezaevine ziyaret gerçekleştirdi. DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları ile Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Tiryaki’nin yer aldığı heyet, İmamoğlu’nun yanı sıra farklı dosyalardan yargılanan 9 tutuklu siyasetçiyle de görüştü.
Ziyaretin ardından yapılan açıklamalarda cezaevlerindeki uzun tutukluluk süreleri ve siyasallaşmış yargı eleştirildi. Tuncer Bakırhan, cezaevlerinin “kanayan yarasının” uzun tutukluluk ve adil olmayan yargılamalar olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Umarım önümüz dönem tutuksuz yargılamalar olur. Adil yargılamalar olur. Siyasi davalar son bulur.”
"İMAMOĞLU ÜZERİNE DÜŞENİ YAPACAĞINI SÖYLEDİ"
Görüşmelerin en önemli çıktılarından birinin siyasi tutukluların yürüyen barış sürecine desteği olduğunu belirten Bakırhan, şu ifadeleri kullandı: “Sayın Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere görüştüğümüz bütün tutsaklar, bu sürecin Türkiye’nin yararına olduğunu, başarıya ulaşması için üzerlerine düşeni seve seve yapacaklarını söylediler.”
Bakırhan, siyasi tutukluların sürece duyduğu güvenin umut verici olduğunu belirterek, “Bu düşünceyi dile getirmeleri bizi çok umutlandırdı, çok sevindirdi” dedi. Bakırhan, ziyaret ettikleri herkesin İmralı Süreci'nin daha hızlı ilerlemesi gerektiğine dikkat çektiğini de aktardı.
İMAMOĞLU'NUN MESAJLARINI AKTARDI
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise ziyaret ettikleri tüm tutukluların siyasi saiklerle cezaevinde bulunduğunu söyledi. Hatimoğulları, Ekrem İmamoğlu’nun Türkiye halklarına selam gönderdiğini belirterek, onun şu sözlerini aktardı: “Bizi en fazla umutlandıran, en fazla heyecanlandıran şey şu anda Türkiye'de barışı konuşuyor olmamız.”
İmamoğlu’nun “Ayrımcılık Türkiye’ye yakışmaz, ülkede acı yaşayan her yeri tedavi etmek durumundayız” mesajına da dikkat çeken Hatimoğulları, bu yaklaşımın toplumsal barış için kritik olduğunu vurguladı.
Yargının siyasallaştığına ve seçilmişlere dönük operasyonların demokrasiye zarar verdiğini söyleyen Hatimoğulları, “Seçildikleri için ya da seçtikleri için, yani kent uzlaşısında yer aldıkları için insanlar hapishanelerde olamaz” dedi.
Hatimoğulları, görüşmelerde cezaevindeki tutukluların İmralı Süreci'ne duyduğu inancı güçlü şekilde ifade ettiğini vurgulayarak, “Barış için biz hep birlikte bulunduğumuz yerlerden ve içeride ya da dışarıda emek vermeye ve çalışmaya hazırız. Bu Türkiye tarihinde yakalanmış çok önemli bir fırsattır” ifadelerini kullandı.
KENT UZLAŞISI AÇIKLAMASI
Hatimoğulları, CHP'li belediyelere kayyum atanmasına sebep olarak gösterilen Kent Uzlaşısı hakkında da şunları ifade etti:
Bu koşullardan dolayı yani seçildikleri için ya da seçtikleri için, yani kent uzlaşısında yer aldıkları için insanlar, yani insanlar demokratik zeminde siyaset yürüttükleri için hapishanelerde olamazlar
Bakırhan ve Hatimoğulları'nın açıklamaları da tam olarak şöyle:
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan:
Bugün, eş başkanımız Tülay Hatimoğulları ve Batman milletvekilimiz, Eş Genel Başkan Yardımcımız Sayın Mehmet Tiryaki ile birlikte Sayın İmamoğlu ve aynı zamanda diğer davalarda yargılanan Belediye Başkanı, milletvekili ve diğer siyasi tutsaklarla bir dizi görüşmeler yaptık.
Cezaevlerini çok uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Cezaevlerinin en büyük, yara kanayan yarası uzun tutukluluk, adil olmayan yargılamalardır.
Görüştüğümüz bütün arkadaşlarımızın da dile getirmiş olduğu en temel sorunlardan birisi buydu. Umarım önümüz dönem tutuksuz yargılamalar olur. Adil yargılamalar olur.
Siyasi davalar son bulur. Ama bütün bu olumsuzlukların yanında çok olumlu, çok önemli bir şey de bugün oldu.
Başta Sayın Ekrem İmamoğlu olmak üzere görüştüğümüz bütün, tutsaklar yürüyen bu süreci önemsediklerini, bu süreci desteklediklerini bu sürecin başarıya ulaşmasının Türkiye'nin yararına olacağını, yürüyen bu sürecin başarıya ulaşması için üzerlerine düşen herhangi bir şey varsa bunu seve seve yerine getireceklerini söylediler.
Bu çok kıymetli, çok değerliydi. Çeşitli sebeplerle, siyasi sebeplerle içeride bulunan siyasi tutsakların bu düşünceyi dile getirmesi bizi çok umutlandırdı, çok sevindirdi. Normalde cezaevinde bulunan insanlar daha negatif yaklaşırlar bu sürece.
Umarım önümüz dönem sadece cezaevindeki tutsaklar değil toplumunda desteklediği bu süreç için artık her birimiz üzerimize düşen görev ve sorumlulukları layıkıyla yerine getiririz.
Ortadoğu ve dünyadaki gelişmeler de bu sürecin başarıya ulaşması için aslında bize büyük bir sorumluluk yüklüyor. Bu sorumluluğu yerine getirerek bu cezaevindeki tutsakların belirtmiş olduğu, bu sorunları da gidererek daha demokratik daha barışçıl siyasi davaların olmadığı, hukukun, yargının tarafsız bağımsız davrandığı her en ufak meselede tutuklu yargılamanın olmadığı, kayyumların olmadığı bir süreci hep birlikte yaşarız diyoruz.
Arkadaşların çok selamları vardı. Sağlıkları moralleri gayet yerindeydi. Biz onları merak ettik sorduk ama onlar bize süreci sordular. Süreç biraz ağır ilerliyor dediler. Süreci daha hızlandırmak gerekiyor dediler. Bunlar kıymetliydi, değerliydi aracılığınızda kamuoyuyla paylaştım.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları:
Değerli basın emekçileri, ekranı başında bizleri izleyen değerli halklarımız hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Evet bugün Sayın Ekrem İmamoğlu ile birlikte toplamda 9 mahpus arkadaşı ziyaret ettik. Başkanımızın da ifade ettiği gibi siyasi saiklerle sadece seçilmiş oldukları için ve siyasi görüşlerinden dolayı cezaevinde bulunan farklı dosyalardan yargılanan 9 kişiyi ziyaret ettik.
Sayın Ekrem İmamoğlu'nun dışarıya gönderdiği elbette mesajlar da oldu. Kendisi bütün Türkiye halklarına selamlarını sevgilerini gönderdi.
Ve özellikle, Sayın İmamoğlu'nun somut olarak ifade ettiği bir kaç hususu sizlerle paylaşmak isterim. Birincisi özellikle Türkiye'de ve bölgede yaşanan bu kadar negatif süreçlerin olmasına rağmen Türkiye'de yaşanan ekonomik krizler, antidemokratik uygulamalar, bununla beraber özellikle bölgede başlamış olan İran, İsrail savaşının bütün bu negatif atmosferi içinde bizi en fazla umutlandıran, en fazla heyecanlandıran şey şu anda Türkiye'de barışı konuşuyor olmamız, dedi.
Bu çok önemli bir vurgu gerçekten. Yine önemli vurgulardan birisi barış ve demokrasinin birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğu vurgusuydu.
Hakikaten bu sürecin başından beri özellikle Sayın Öcalan'ın yapmış olduğu çağrıda tam da bunu ifade etmiştir. Bu çağrının adı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısıdır. Çünkü biz biliyoruz ki bir ülke demokratikleştikçe barışı, barışı tesis ettikçe demokrasiyi sağlar.
Özellikle yine Sayın İmamoğlu'nun ifade ettiği, ayrımcılık Türkiye'ye yakışmaz, ülkede acı yaşayan her yeri tedavi etmek durumundayız mesajı çok önemli ve anlamlıydı. İç cepheyi tahkim etmek Türkiye'deki bütün farklılıkları yaşam hakkı tanımakla mümkündür.
Demokrasinin de asgari koşulu budur. Bizler DEM Parti olarak bu dönemde barışın konuşulduğu, barışa bu kadar yakın olduğumuz bir dönemde başkanımızın da ifade ettiği gibi cezaevindeki insanların sıkı sıkıya tutunmuş oldukları barış duygusu, sevinci ve heyecanını inanım bütün mahpus arkadaşlar da hissettik.
Hepsinde bu heyecan, bu umut ve oldukça büyük bir umutlu bir bekleyiş var. Sürecin yavaş gittiğine dair kimi değerlendirmeleri oldu. Bizler de bu sürecin evet, bir sabırla ilerletilmesi gerektiğini, bir emekle ilerletilmesi gerektiğini ifade ettik.
Biz yine heyetimizle beraber cezaevinde görüştüğümüz bütün mahpuslara süreç hakkında hem bilgilendirme hem karşılıklı görüş alışverişinde bulunma ve değerlendirmelerde bulunduk arkadaşlar. Bugün kendilerinin mapushanedeki insanların yaklaşımı çok net olarak şöyle; Türkiye'deki bütün farklılıkların bir arada olacağı bir barışı hep beraber tesis etmeliyiz.
Sayın İmamoğlu da ifade etti. Barış için biz hep birlikte bulunduğumuz yerlerden ve içeride ya da dışarıda biz barış için emek vermeye ve çalışmaya hazırız. Bu Türkiye tarihinde yakalanmış çok önemli bir fırsattır.
Bu fırsata hep birlikte sahip çıkmalıyız yaklaşımı hakikaten çok değerli ve kıymetli. Ve özellikle de arkadaşlar bu süreçte yargının bağımsızlığından biraz önce eş başkanımız bahsetti. Mapustaki arkadaşların en büyük serzenişi yargının çok ileri düzeyde siyasallaşmış olması, seçilmişlere yönelik gerçekleşen operasyonlar, bunlar Türkiye'de antidemokratik uygulamaların en temel göstergeleri. Çünkü biz şunu gayet iyi biliyoruz ki seçme ve seçilme hakkı demokrasinin vazgeçilmez asgari koşuludur.
Bu koşullardan dolayı yani seçildikleri için ya da seçtikleri için, yani kent uzlaşısında yer aldıkları için insanlar, yani insanlar demokratik zeminde siyaset yürüttükleri için hapishanelerde olamazlar ve biz özellikle bu barış sürecinin bütün toplumsal kesimleri kapsayan, muhalefeti kapsayan, en geniş yelpazedeki barışın bu topraklarda tesis edilmesi, kalıcı olması için elimizden gelen her türlü çabayı sergileyeceğiz. Mapustaki arkadaşların da mesajı bu.
Bölgemiz çok acı günlerden geçiyor. Bugün başlamış olan İran İsrail Savaşı bütün dünyayı etkileyecek ölçekte bir savaş. Bugün dünya nükleer tehditle karşı karşıya. Bugün Türkiye'de çok önemli gelişmeler olma ile karşı karşıya. Koşullar Ortadoğu ve bölge koşulları ne yazık ki şu anda iç açıcı bir şekilde gitmiyor. İşte bizler yine mapustaki arkadaşlarla bugün yaptığımız görüşmede değerlendirdiğimiz konulardan biri buydu. Sürecin bu kadar negatif gittiği bir yerde bunu Türkiye gündemi açısından, kendi iç meselelerimiz açısından barışı burada kurmak, tesis etmek ve kalıcılaştırmak, tahkim etmek Türkiye'yi çok daha güçlü kılacaktır. Kürt sorununu çözmüş bir Türkiye çok daha güçlü bir Türkiye olur. Türkiye halklarıyla ve yurttaşlarıyla eşit yurttaşlık hakkı temelinde demokratik bir zeminde sorunlarını çözmüş bir Türkiye, emin olun ki 86 milyon yurttaşımız el ele, kol kola bir arada olarak gel bizleri olma olasılığı olan tehlikelere karşı çok güçlü bir biçimde koruyacaktır. Bu da bu görüşmelerimizin en temel mesajlarından biriydi.
Yorum Yazın