
Özdağ'dan 'Terörsüz Türkiye' açıklamaları: 'Öcalan'ın, Bahçeli'nin, Erdoğan'ın bildiğini biz de bilelim'
TBMM Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Senem Gökdağ' ile Manşet programına katılarak dikkat çekici ifadeler kullandı. Özdağ, Terörsüz Türkiye sürecinde terör örgütü 'PKK'lılara karşı istihdam' söylentilerine karşın CHP'li belediye başkanlarının tutuklanmalarını hatırlatarak sürecin hukuksuz olduğunu savundu. Özdağ, "Birilerine 'demokrasi' deniyor birilerine 'hukuk' deniyor öbür tarafta başka partilerin milletvekillerine, başkanlarına savaş ilan ediliyor. Bir tarafta savaş bir tarafta barış var." dedi.
- Ege Postası
- 18.07.2025 - 15:17
- Güncelleme: 18.07.2025 - 16:06
EGEPOSTASI- TBMM Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Ege Postası canlı yayınında gündemde sıcaklığını koruyan konuları masaya yatırdı. Özdağ, Terörsüz Türkiye Süreci ile ilgili düşüncelerini paylaşırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı eleştirilerde bulundu.
"BİRİLERİNE DEMOKRASİ DENİLİRKEN BELEDİYE BAŞKANLARI TUTUKLANIYOR"
Özdağ, terör örgütü PKK'nın silahlarını bırakmasının ardından gündemde 'PKK'lılara istihdam' iddialarını CHP'li belediye başkanlarının tutuklu olduğunu hatırlatarak demokrasi ve hukuka aykırı olduğunu savundu.
"Kim terörsüz Türkiye istemez? Tabi ki silahların susmasını isteriz, kimsenin ölmesini istemeyiz. Kismenin öldürülmesini de istemeyiz. Hiç kimsenin de eline silah alıp dağlara çıkmasını istemeyiz. Peki burada Terörsüz Türkiye istediğimize göre hakikaten Türkiye'de terör var mıydı? 40 yıldır terör vardı. 50 bin kişiye mal oldu ve de aynı zamanda 2 trilyon dolarımıza mal oldu. Güneydoğu Anadolu'daki bugün dağda veyahutta eğitimdeki fırsat eşitsizliğinin en büyük sebebi, bu terör örgütüdür. Bu terör örgütü, etnik ve ideolojik temizlik yapmak istedi ve orada bulunan çeşitli etnik kökenli grupları tamamen uzaklaştırmak istedi. Peki uzun zamandır Türkiye’de terör var mıydı? En son biliyorsunuz bu Terörsüz Türkiye ile ilgili çabaların içerisindeyken TUSAŞ’a bir saldırı yaptı PKK. Planlı şekilde canlı bomba eylemiydi, başka bir eylem yapamıyordu çok zordu ancak canlı bomba eylemi yapabilirdi. Peki bir anda Terörsüz Türkiye gündem geldi. Tamam doğrudur, biz de destekliyoruz Yeni Yol Grubu olarak Terörsüz Türkiye’den yanayız. Ama Terörsüz Türkiye yani terörün entegre edilmesi, Türkiye'den yok edilmesi hukukla olur. Biliyorsunuz modern devletlerde ve demokratik devletlerde zor kullanma hakkı ancak ve ancak devlete aittir. Devlette onu kullandığı silahı hukuk çerçevesinde kullanır bu hem kendi hukuk ve hem de evrensel anayasalar çerçevesinde olur. O nedenle burada ne bir etnik yapının, ne bir mezhepsel yapının, ne bir ideolojinin, ne bir terör örgütünün elinde silah olmaması gerekmektedir.
Peki Türkiye’de hukuk var mı? Peki Türkiye’de demokasi var mı? Birilerine demokrasi deniyor birlerine hukuk deniyor öbür tarafta başka partilerin milletvekillerine, başkanlarına savaş ilan ediliyor. Bir tarafta savaş bir tarafta barış var. Türkiye’de demokrasi herkes için olmalıdır. Türkiye'de hukuk herkes için olmalıdır. Türkiyede şeffaflık herkes için olmalıdır. Ama geliyorsunuz iktidara mensup olan gerek bakanlıklarda, gerek belediyelerde herhangi bir şeffaflığın olmadığını gözlemliyorsunuz. O nedenle Türkiye'nin hukuku rafa kaldırılmış vaziyette. Demokrasi rafa kaldırılmış vaziyette. İnsan hakları, hukukun üstünlüğü Türkiye de kişiye göre veyahutta iktidara yakınlığınızla ve uzaklığınızla göre değişiklik arz etmektedir. O nedenle buraya ben temkinli bakıyorum, temkinli yaklaşıyorum. Mesele barış mı? Kimle kimin barışı? Terör örgütüyle devletin barışması. Yani bu bir Türkle Kürtün barışması değil.
TBMM'DE TERÖRSÜZ TÜRKİYE KOMİSYONU
TBMM'de Terörsüz Türkiye Komisyonu kurulacağına ilişkin konuşan Özdağ, "Terörsüz Türkiyeyle ilgili TBMM’de komisyon kuruluyor. Geçenlerde sayın Numan Kurtulmuş grup başkanvekillerine bir toplantı yapmıştı ardından da her gurptan bir kişyii görevlendirilsin demişti. İYİ Parti burada görevlendirme vermedim. Diğer 5 grup birer kişi temsilci olarak şimdilik verildi. Ama bizim teklifimiz vardı:
Eşit temsil edilmek. Burada bunu barış içerisinde temsil edilsin. Burada sayın Devlet Bahçeli dediği gibi 100 kişi olsun salt çoğunlukla karar versin değil. Ne olacak? AK Parti, MHP, DEM Parti ve HÜDAPAR’ın oyları fazlasıyla yetiyor. Buraya gidip katılmaya gerek yok. Nasıl bir kanun getiriyotlarsa TBMM ye getirdikleri kanunlarla ilgili komisyonlardan geçirsinler ardından da asalet komisyonuysa adalet komisyonu, anayasaysa anayasa. Bu şekilde genel kruula getirip bizde ‘Evet, uygunsa kabul edelim, değilse uygun olmadığını gerekçeleriyle kamuoyuna bir görev yapmış olalım diyoruz.
Terörsüz Türkiye milletçe yapılır, yoksa bir partinin burada bu meseleyi partileştirmesine kişileştirmesiyle veya parti rantı haline dönüştürmesiyle olacak iş değil." dedi.
"ÖCALAN'IN, BAHÇELİ'NİN, ERDOĞAN'IN BİLDİĞİNİ BİZ DE BİLELİM"
Özdağ, sürecin şeffaf olmadığını, yeterince bilgi verilmedini ifade ederek şunları ifade etti:
Burada devletin birimleri terör örgütleriyle görüşebilir bunların silahları bırkaması sağlanabilir. Çünkü bu silahlar başkalarının türkiye üzerindeki ameliyatlarında ve operasyonlarında kullanılıyor, vekalet savaşları yapılıyor. Terör örgütü tek başına kurulmuş bir örgüt değil. Burada çok kişinin ve devletin de eli var. O nedenle Abdullah Öcalan ile ilgili bize verilen bilgi şu şekilde: Zaten İmralı’dan ayrılmak istemiyor denildi, komisyona katıldığı zamanda söylemişti. Bu bir anayasa komisyonu mu bilen yok dediler. Peki burası bir kanunui düzenlemenin yapılacağı bir yer mi? Evet. Bir eşit temsil edilelim. Nitelikli çoğunlukla karar alalım. İlk önce MİT müsteşarı Cumhurbaşkanına veya meclis başkanına Cumhurbaşkanı yardımcısına bilgi versin, Abdulllah Öcalan’ın bildiğini, Devlet Bahçeli’nin bildiğini, Recep Tayyip Erdoğan’ın bildiğini o komisyona seçilen üyeler de bilsin. Böylece biz bu masada ne var onu bilelim.
"ERDOĞAN VE ARKADAŞLARININ İCRAATLARINA ŞÜPHEYLE YAKLAŞIYORUZ"
Özdağ, eskiden aynı safta olduğu Cumhurbaşkanı Erdoğan ve arkadaşlarını eleştirdi.
"Toprak ve siyasal bütünlüğümüz içerisinde silahların bırakılmaısnı, insanların tekrar topluma kazandırılmasını, suça karışanların ne şekilde tekrar yeniden toplumla entegre edilişini görüşelim. Ama bunu görüşürken diğer tarafta ise kalkıp hukuk, belediye başkanlarına müdahale ederken, geçmişteki iktidar partisinin 8 belediye başkanına niye dokunmadı diye soralım. Bu hukuk niye birilerine gözünü dört açıyor da, birilerine gözlerini kaptıyor? Bunu mutlaka sorgulayalım ve soralım. Sayıştay raporları birilerine uygulanıyor da birilerine niye uygulanmıyor diye soralım. Öbür taraftan teftiş kurulları birilerine yaptığı raporlarla bir işlem yapıyorsa, diğerleirne niye yapmıyor? Yargı tarafsız mı, bağımsız mı, objektif mi? Bugünkü Erdoğan ve arkadaşlarının icraatlarına baktığımız zaman şüpheyle yaklaşıyoruz.
Bugün Türkiye’de uygulanan kuvvetler birliğidir ve bu kuvvetler birliği de yürütme, yasma ve yargıya müahale edilmektedir. Demokrasi kılıcı gibi üzerimizde durmaktadır. Yasamada da burada özgür hareket edemiyoruz. Çoğulunlukçulukla hareket ediyorlar."
"TÜRKİYE'NİN ERDOĞAN'A İHTİYACI YOK"
Özdağ, Erdoğan'ın Türkiye'yi yönetemediğini ve istifa etmesi gerektiğini belirterek, "Bugün Sayın Erdoğan artık Türkiye’yi yönetememektedir. Şundan dolayı söylemiştim. Diyorlar ki, sayın Erdoğan bird aha seçilmelidir, dünyanın da Türkiye’nin de ihtiyacı var. Sayın Erdoğan ve arkadaşlarına sormayalım mı? Siz 2017’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçtiniz. O gün enflasyon 8.2 ydi, faziler de 7 ile 8 arasıydı. 2016’da Sayın Ahmet Davutoğlu ve ben görevi bıraktığımızda enflasyon ve faiz 4 ile 6 arasındaydı, şimdi eğer enflasyon daha iyiyse devam et kardeşim sana ihtiyacımız var diyelim. Ondan daha düşükse, hayat pahalılığı senin o günkü şartlarında domates fiyatlarında daha ucuza alıyorsak, para daha kıymetliyse, pasaportumuzla istediğimiz ülkeye gidebiliyorsak sen devam et kardeşim sana ihtiyacımız var. Ama dünyanın ihityacı var mı yok mu bilmiyorum. Fakat ihtiyacı yok Türkiye’nin Sayın Erdoğan’a. Ama biirlerinin ihtiyacı var Türkiye’de. Nedir? Haksız kazanç elde edenlerin, haksız makam elde edenlerin ihityaçları var.
Siz AK Partiliyseniz her şey olabilirsiniz ama değilseniz Aziz Sancar’da olsanız, siz Şahin Türeci de olsanız, Özlem Türeci veya Uğur Şahin de olsanız bir yere getirilemezsiniz, getirilmezsiniz.
Erdoğan istifa etmelidir. Çünkü Erdoğan ve arkadaşlarının tek bir gayesi vardır. O da iktidarda kalmaktır. İki denetlenmemektir. Üç hesap vermemektir.
Türkiye’nin yeni bir anayasa değişikliğine ihtiyacı yoktur. Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ihtiyacı yoktur. Erdoğan’ın yönetme sistemine de ihtiyavı yoktur. Türkiye’nin parlamenter sisteme, kuvvetler ayrılığı ilkesine, siyasi partiler yasasına, seçim kanununa, şeffaflığa ihtiyacı vardır."
TARTIŞMALI ZEYTİN YASASI
Özdağ, mecliste ve ülke gündeminde krize neden olan Zeytin Yasası'na ilişkin, "Biz madenlerin çıkartılması taraftarıyız. Ama bu madenler çıkarken, bizim enerjiyede ihtiyacımız var, RES’e de ihtiyacımız var, rüzgar gülüne de ihtiyacımız var. bu madenleri çıkartırken çevreye zarar vermeyeceğiz. Birilerine peşkeş çekmeyeceğiz. Aynı zamanda da biz burada enerji üretirken yenilenebilir enerji üzerinde duracağız. Rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, nükleer enerji üzerinde duracağız. Biz kömür enrjsiini eenrjisini fosil yakıtlarını ortadan akldrımanın yollarını arıyoruz. Ama bakıyoruz ki yer altında kömürümüz var diyerek batının terk ettiği, Ukrayna-Rusya savaşıyla tekrar gündeme aldığı fakat yine de hala hedef koyduğu 2050 yılında fosil yakıtlarının olmayacağı sıfır endüsyon üzerinden çalıştığı çaba üzerinde olduğu bir Türkiye’de biz hala daha çevreyi kirletmek adına, birilerini zengin etrmek adına ve insanımızın emeklerini heder etmek adına birilerine bu tür imkanlar sağlıyoruz." ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın