NEO TV’de Kooperatif dosyası açıldı: Gazeteciler Çölmekçi ve Umutoğulları karşı karşıya!
NEO TV ekranlarında yayınlanan programda gazeteciler Mithat Umutoğulları, Hasan Çölmekçi ve Halil Solak, İzmir’de kamuoyunu sarsan kooperatif davasını tüm boyutlarıyla masaya yatırdı.Kooperatif davası üzerinden CHP iç hesaplaşması, yargının rolü ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yönetim anlayışı tartışmaya açıldı. “Bu bir ceza mahkemesi konusu mu?”, “Kişisel menfaat yok ama güven kaybı var” ve “İşçiye yok, tiyatroya var” sözleri programın en çarpıcı başlıkları oldu.
- Ege Postası
- 22.12.2025 - 14:19
- Güncelleme: 22.12.2025 - 16:59
CHP içindeki gerilimden yargı sürecine, belediye yönetiminden işçi eylemlerine kadar pek çok başlık canlı yayında sert ifadelerle tartışılırken, programda Tunç Soyer’in yalnızlaştırıldığı, Cemil Tugay’ın yönetemediği ve sürecin bilinçli şekilde siyasallaştırıldığı yönünde dikkat çeken değerlendirmeler yapıldı.
“KOOPERATİF BAŞKANI TUTUKLANDI”
Hasan Çölmekçi: Mesela daha önce Bornova'da bir kooperatife girmiştim. Bornova Belediyesi o zaman Ali Sözer. başkandı. O dönemde girdim. Ve orada belediye destekliydi kooperatif ama sonradan belediyeden koptu. Oradaki kooperatif başkanı yargılanıp tutuklandı biliyor musunuz? O da paralar kayıp oldu.
MESELE SİYASALLAŞTIRILDI
Mithat Umutoğlulları: Tamam kooperatif başkanı tutuklandı. Şimdi Büyükşehir Belediyesi bir protokol imzalıyor. Diyor ki; ‘ben bunun garantörüyüm’ diyor. Değil mi? Şimdi toplanan parayla harcama yetkisi var mı? Yok. Büyükşehir Belediye Başkanı'nın bir şeyi var mı? Yok. Öncekinden bahsediyorum. İZBETON eski Genel Müdürü'nün bir şeyi var mı? Yok. İl Başkanı'nın bunda bir şeyi var mı? Yok. Adam şirket, kooperatif kuruyor. İki ay sonra istifa ediyor.
Şimdi buradaki bütün hikaye şu. Meselenin siyasallaşması buradaki hikaye yoksa.
Hasan Çölmekçi: Siyasallaşmayı kim yapıyor? CHP yapıyor yani.
“BU BİR CEZA MAHKEMESİ KONUSU MU?”
Mithat Umutoğlulları: İşte siz bunu yargılamaya başladığınızda, ticari bir meseleyi siyasi bir şeye çektiğinizde iş başka bir yere gidiyor. Şimdi bütün herkesin itirazı buna. Benim ısrarla bunun bir ceza mahkemesi olmaması gerektiğini savunmamdaki sebep bu. Şimdi Büyükşehir garantörü olduğu zaman parayı denetleme yetkisi yok ki.
Hasan Çölmekçi: Kurduran CHP.
Mithat Umutoğlulları: Kabul ediyorum. Onu demiyorum. Benim ona itirazım yok ama burada Büyükşehir Belediye Başkanı.
TUNÇ SOYER’İN TUTUKLANMASI SİYASİ Mİ?
Hasan Çölmekçi: Yani Tunç Soyer neden tutuklandı mı diyorsunuz? Yani Tunç Soyer'in tutuklanması siyasi mi demek istiyorsunuz?
Mithat Umutoğlulları: Zaten öyle diyorum yani.
Hasan Çölmekçi: Ama bunu şimdi ben dosya içeriğinde başka deliller var. Ben bunu burada söylemekle mükellef değilim. Şöyle ki bunu savcılar, hakimler karar verecek. Bu tür şeylerde biz ne savcı olabiliriz ne hakim olabiliriz.
Halil Solak: 65 sanıklı bir dava süreci Temmuz'dan beri 65 kişiyi gözaltı, sadece bu kooperatif davasından 65 kişiyi gözaltına aldılar. sonuçta iki kişi tutuklu kaldı. Biri Sayın Soyer, biri Heval Savaş Kaya.
Hasan Çölmekçi: Ama cezası yatarı zaten o kadar olduğu için çıkarıyorlar.
Halil Solak: Önce bir çeteleşmeden bahsettiler. Burada topluca bir yolsuzluk yapıldığı iddia edildi. Sonra kala kala ikisi kaldı.
Hasan Çölmekçi: Savcı iddia eder. İddia makamı savcı olarak iddia edecek.
Halil Solak: Ama mahkeme sürecinde 10 hakimin değişmesi, işte bir ağır ceza mahkemesini ikiye bölmeleri, işte bir gruba farklı bir hakimin, diğer gruba farklı bir hakimin bakması. Yani bunlar bana…
Hasan Çölmekçi: Siyasi mi geliyor?
Mithat Umutoğulları: Bu hikayede tartışma yaratan burada aslında.
Hasan Çölmekçi: Ben şuradan bakarım işe. Şimdi bu işi kalkıp AK Parti şikayetçi olmuyor. Doğru mu? Kim şikayetçi oluyor? Büyükşehir Belediyesi, Şenol Aslanoğlu da açık açık söylüyor.
SAVCILIK GÖKÇEK'İN PROGRAMI SONRASI HAREKETE GEÇTİ
Halil Solak: Ben burada bir araya girmek istiyorum. Bu dava 3 Haziran 2024'te Ankara Milletvekili Osman Gökçek'in Beyaz TV'de kendi kanalında mağdurların kendisine ulaşıp verdikleri bilgileri, iddiaları programında dile getirdikten sonar savcılık soruşturma başlattı.Sonra mülkiye müfettişleri geldi. Mülkiye müfettişlerinin raporları, çevre il müdürlüğünün raporları. En sonunda Büyükşehir Belediyesi'nin iç denetim raporlarını istediler. Hepsini toplayıp…
SAVCILIK RE’SEN SORUŞTURMA BAŞLATTI
Hasan Çölmekçi: Savcı hiçbir zaman bir milletvekilinin açıklamasıyla olmaz. İddialar üzerine savcı resen soruşturma başlatır.
Mithat Umutoğulları: Tamam işte oradaki konuyu ihbar kabul ediyor.
Hasan Çölmekçi: Siz burada mesela diyelim ki; siz şimdi şu masada bir şey konuşuyorsunuz. Birileriyle ilgili bir iddiada bulunuyorsunuz. Bu iddia üzerine eğer gerçeklik payı var mı yok mu soruşturma başlatmak zorundadır.Resen soruşturma başlatır savcı. Adli makamları harekete geçer. Geçmezse zaten suç işler.
Halil Solak: Zaten resen başlattı. O günden sonra başladı.
Hasan Çölmekçi: Ben de diyorum ki. Başlatması normal. Birisi milletvekili değil. Başkası eder. Bunu başlatmak zorunda. Zaten resen başlatmazsa savcılık yanlış yapmış olur.
KİŞİSEL MENFAAT YOK NEDEN TUTUKLU
Mithat Umutoğulları: Zaten raporlarda da var. Kişisel bir menfaat elde etmedikleri. Tunç Soyer bir projeye imza atıyor. Diyor ki; ‘efendim bu insanlar kooperatifleşme üzerinden ev sahibi olsun. Daha ucuz maliyetli.. Aslında burada iyi niyetli bir şey. Yani bu adam hiç onu düşünmemiş olsa.
BELEDİYE GARANTÖRLÜĞÜ DOĞRU BİR MODEL
Hasan Çölmekçi: Ben şunu söyleyeyim gerçekten bir belediyenin garantörlüğünde insanların ev sahibi yapılması çok doğru bir şey. Bunu daha önce de söylediğim gibi gördüğümüz şeyler. Şimdi Şenol Asnaoğlu'nun şurada bir lafı vardı. Dedi ki; ‘işte çevre müdürlüğü şu bu bütün istemeyenler falan’ dedi.
Mithat Umutoğulları: O dönemin müdürü işte gelip Büyükşehir Belediyesi'nde müdür olursa bu kooperatifi durması için imza atan kadın hala kentsel dönüşüm dairesinin başında duruyorsa.
Hasan Çölmekçi: Toki diyelim ki bir ev yapacaktı, vermedi. Burada suçlu kim olur? Belediye mi olur? Toki mi olur? Şenol Aslanoğlu mu olur? Toki yapmıyor. Tabii ki Toki olur. Doğru mu? Burada da şimdi başkalarını suçlamaya gerek yok.
Mithat Umutoğulları: Suçlu belediye mi diyorsun?
Hasan Çölmekçi: Suçlu kooperatif deöyle ya da böyle durdurulmasının ardından çıkıp Şenol Aslıoğlu'nun kooperatif başkanı olarak bunu kamuoyuna deklare etmiştir..
Mithat Umutoğulları: Peki bir şey soracağım. Bu kooperatif mağdurları ne diye şikayetçi oluyorlar? Kooperatifler durdurdu diyorlar değil mi? Gecikti diye tedirgin oluyorlar.
Hasan Çölmekçi: Paralarımızı verdik, paralarımız yok.
Halil Solak: Yeni bir daire parası daha istendi.
BÜROKRATLAR NEDEN YARGILANMIYOR?
Mithat Umutoğulları: Tedirgin oldukları için yaptılar. Peki bunu durduran kim? İzmir Büyükşehir Belediyesi kentsel dönüşüm ‘Bakanlık’ diyor. Onlar da diyor ki bakanlık değil. ‘Belediye’. Belediyedeki bürokrat. Peki bürokrat yargılanıyor mu? Hayır. Kamu zararı oluşmamış. Belediyenin bürokratı geldi.
Hasan Çölmekçi: Durduran bürokrat niye yargılanmıyor diyor.
Mithat Umutoğulları: Şimdi ben de diyorum ki Şu anki durduran. Halen görevi başında. İmzayı atıyor diyor ki; ‘burayı durdurun’.
Hasan Çölmekçi: Bunu Cemil Tugay'a sormak lazım.Bir de savcı beye sormak lazım.
Mithat Umutoğulları: Zorla mahkeme getiriyor ifadesini almak için. Zorla.
Hasan Çölmekçi: Duruşmalara katılmıyor.
Mithat Umutoğulları: Devam eden bir proje ile ilgili siz bu projeyi nedensiz ve gereksiz durdurursanız. Şimdi burada bir kamu zararı oluşmuyor mu? Oluşur. Niye yagılanmıyor?
Hasan Çölmekçi: Niye durdurmuş? Bu projeyi belediyenin durdurma gerekçesi nedir?
Mithat Umutoğulları: Bakanlık diyor bakanlık.
Hasan Çölmekçi: Bakanlık yok. Bakanlıkla alakası yok.
Mithat Umutoğulları: Şenol Aslanoğlu diyor ya; ‘Bakın ya şu bakanlık kararını bulun’ diyor. ‘Bir baktık öyle bir şey yok’ diyor.
Hasan Çölmekçi: Çünkü yapılamayacağını görüyor bakın. Onların iddiası da benim gördüğüm; Şu anki Büyükşehir yönetiminin iddiası da bu kooperatifin paraları şu anda yok ve yapılamaz.
Halil Solak: Şöyle bir araya girmek istiyorum. Ama şimdi bakın oradaki hikaye ne biliyor musun aslında? bunlar bu işe girdiğinde bu vatandaşlardan para aldılar. Ne kadar aldılar? İşte 100 bin, 200 bin. Rakamları örnek olarak veriyorum.
Hasan Çölmekçi: 1,5 milyon liraya kadar para alınmış.
Halil Solak: Şimdi geldik günümüze bu kooperatifler 3 yıl öncenin. 2,5-3 yıl, 4 yıl önceden başlayan. süreç. Geldiğimiz noktada o para bir inşaat yapma maliyetini karşılamayınca.Pul oldu diyebiliriz enflasyonla beraber. Şimdi o zaman tekrar para. Talep edildi. Bu sefer de insanlardan bir daire parası kadar neredeyse. Yani şu an bir daire ne kadar? 2 milyon, 3 milyon, 4 milyon neyse.
Hasan Çölmekçi: Peki bu kooperatifin beceriksizliği değil mi?
Halil Solak: Tamamen. Bakın Hasan Bey Senem Hanım'la yaptığım her programda ne diyorum? Kooperatif açıldığı zaman. Şu anki enflasyonist ortamda bir belediyenin hele de ekonomik olarak sıkıntılı olan bir belediyenin üstlenmesi gereken bir konu değildi bu. Ben her zaman bunu söylüyorum. Neden? Bakın yapamadınız elinize yüzünüze bulaştırdınız partiyi de zor durumda bıraktınız. Bunu kendileri de itiraf ediyor. En başından beri söylüyorum zaten. Şimdi herkes örnek veriyor işte Murat Karayalçın zamanı. Burhan Özfatura, Yüksel Çakmur. O zaman ekonomi şimdiki gibi değildi. Hem arsa üretmek bu kadar zor değildi. Demiri bugün alıyorsunuz 100 lira, ertesi gün oluyor 150 lira. Şimdi siz bu ortamda devlet bile TOKİ yaparken zorlanırken…
Hasan Çölmekçi: Şimdi Menemen’e yapılacak nasıl olacak?
Halil Solak: Bakın orada da 3100 konut yapacaklar değil mi? Kaç bin başvuru olmuştu? 60 bin. En son söyledikleri rakam 60 bindi. O konut kotasını zor doldurdular. Neden? Çünkü insanların güveni kalmadı. Burası çok önemli. İnsanların güveni kalmadı. Bugün bakın mağdurlar, bir açıklama yaptılar yine Aslanoğlu'yla ilgili. Bizim işte ‘Büyükşehir Belediyesi'ne, İZTO'ya, Cumhuriyet Halk Partisi'ne, İZBETON'a güvenimiz kalmadı’ diye. Aslanoğlu, ‘hep beraber bu metodun anasını ağlattık. Cumhurbaşkanı haklı çıktı elimize yüzümüze bulaştırdık’ dediği günden itibaren bütün öne sürdükleri savlar hepsi çürüdü şu an. Bu şartlarda siz mağdurlardan birer daire parası da alsanız biter mi? Nasıl olacak? Bunun çözümü ne o zaman? Tunç Soyer ceza aldı diyelim. 5 yıl ceza aldı.Bu mağduriyeti giderebilecek mi? Burada önemli olan çözüm ne olacak?
Mithat Umutoğulları: Vatandaşın parasını iade edecekler faiz ile.
Hasan Çölmekçi: Para yok ortada. Bu dolandırıcılığa girmiyor mu?. Benim param gitmiş.
Halil Solak: Parayı verecekler. Ya yapacaklar ya parayı verecekler.
Mithat Umutoğulları: Tamam da bir şey söyleyeceğim. Bu başka bir şey. Bugün bu davanın içinde Şenol Aslanoglu, Tunç Soyer, Heval Savaş Kaya, Barış Karcı, belediye bürokratları olmamış olsaydı. Biz bunu bugün konuşuyor olacak mıydık? Konuşmayacaktık değil mi? Şimdi buradaki temel sorun şu. Şimdi bizim ülkemize her şey politikleştirildiği için, siyasallaştığı için artık herkes her şeye şüpheyle bakıyor. Şimdi savcılar da o kadar şey yaptılar ki bu davayla ilgili işte davanın Aliağa’da görülmesi. Buraya niye gelmiyor? Niye burada görülmüyor? İşte bugüne kadar birçok farklı alışık olmadığımız mahkeme davranışlarını gösterdiler. Şimdi dolayısıyla böyle olunca işte bir politik malzeme haline geliyorsun. Mesela Özgür Özel ilk geldiğinde açıklama yaptı değil mi? ‘Hiçbir kimseyi arkamızda bırakmadık. Tunç Soyer’i de arkamızda bırakmayacağız’ dedi. Mahkemeye girdi, mahkemeden sonra bir daha hiç duydunuz mu konuştuğunu?
CHP TUNÇ SOYER’İ YALNIZ BIRAKTI
Hasan Çölmekçi: Ben de aynı şeyi bahsedeceğim. Şuan Tunç Soyer CHP tarafından terk edilmiş durumda. Yalnızlaştırıldı. Gerçekten Tunç Soyer, ben bunu her ortamda söylüyorum. Tunç Soyer’e CHP gereken ilgiyi göstermiyor. Sadece Milletvekili Yüksel Taşkın geldi.
Halil Solak: Rıfat Nalbantoğlu da gidiyor.
Mithat Umutoğulları: Ama sesi çıkmıyor.
Hasan Çölmekçi: Ne sesleri çıkıyor? Hiçbirinin sesi çıkmıyor. Son duruşmada gelen Yüksel Bey'di. Onun dışında CHP'den nerede? Kaç tane milletvekili var? Kaç tane belediye başkanı var? Nerede destek? Destek yok. Yani CHP desteğini çekmiş.
Mithat Umutoğulları: Kaldı ki bu hikayede belediye bürokratlarını burada savunabiliyorum mesela. Önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı ‘ya insanlar ev sahibi olsun’ diye bir imza atıyor. Kimse o imzayı kolay kolay atmaz. Adam imzayı atıyor. Bu çok iyi bir şey yapmak adına bunu yapıyor. Adam diyor ya ‘attığım imzanın yaptığım iyiliğin bedelini ödüyorum ben’ diyor.
Bunu yaparken Bir Büyükşehir Belediye Başkanı bu riski alırken Cemil Bey geldiğinde ne dedi? ‘Biz eğer bu inşaatları durdurmasaydık biz de yargılanacaktık’ dedi. Değil mi?
Halil Solak: Ama şimdi devlette devamlık esas değil mi?
Mithat Umutoğlulları: ‘Biz de yargılanacaktık’ dedi. Dolayısıyla ‘biz bunun için yaptık’ dedi. Peki kardeşim şimdi sen Cumhuriyet Halk Partisi olarak sosyal devlet vurgusunu, en çok özgürlükleri savunan sen değil misin mesela? Bunun arkasında duracaksın, gideceksin, aslanlar gibi duracaksın. Çünkü niye dosya açık? Adamın harcama yetkisi yok, toplanan parayla alakası yok, hesabına para girmemiş, bir menfaat oluşmamış kişisel bir menfaati var mı bu işte? Yok. E şimdi bunu yapan bir Büyükşehir Belediye Başkanı niye arkasında durmuyorsun? İl başkanının niye arkasında durmuyorsun? Ya da bunun içinde olan bürokratların niye arkasında durmuyorsun? E sen bu kadar sessiz ve çekingen durursan bir daha kimse imza atlayabilir misin?
Hasan Çölmekçi: Benim adayım Şenol Aslanoğlu demedi mi? Gidip Özgür Özel. Ne oldu sonra?
Mithat Umutoğlulları: Değiştirdi. Cemil Bey istemedi değiştirdi. Bir il başkanı bunu söyledikten sonra AK Parti onun üzerine tepinecek tabii..Eyyüp Kadir İnan’ın şikayeti CHP’li Büyükşehir Belediyesi yaptı açıklamalarına istinaden, o haberi de ilk biz yaptık. Biz yaptık, başka kimse zaten yapmadı. Sonra Cemil Bey'i inkar etti, biz belgeyi yenilemek zorunda kaldık. Şimdi onunla ilgili de çok büyük gerilimler yaşandı. AK Parti için bence bir parantez açmak lazım bu dönemle ilgili. Hem yereldeki grup başkan vekilleri, meclis üyeleri… Cumhur İttifakı'na baktığımızda daha aktif ve kentin sorunlarını çok daha yakından ilgilenen, çok daha yakından bilen siyasetçiler ve bugün bence 23 yıllık AK Parti tarihinin en etkili muhalefetini yapıyor şu an. Mesela il başkanları çok konuşmayan, çok az açıklama yapan ama dolayısıyla yaptığı açıklamalarda da İzmir kamuoyunun karşılığını alan. Onun dışında mesela Eyyüp Kadir İnan AK Parti'de gençlik kollarından beri gelmiş, yetişmiş, partinin bütün kademelerinde görev almış ve İzmir'i çok iyi bildiğini düşünüyorum.
Hasan Çölmekçi: Şimdi Eyüp Kadir İnan Mithat Bey'in söylediği gibi İzmir'i bilen, İzmir siyasetinden yetişmiş. Basamakları emin adımlarla çıkmış. Milletvekilliği yapan genç bir siyasetçi. Şu anda da İzmir siyasetinde ve Ankara siyasetinde etkin durumda. Söylediklerinde gerçekten haklı. Neden? Birincisi, bu şikayeti yapan asynı şekilde Şenol Aslanoglu’nun söylediği gibi
CHP'nin belediyesi. Şimdi CHP'li belediye bir şikayet yapıyorsa ve CHP'li belediyeden gelen raporlar burada bir İddialara konu oluyorsa, iddianameye konu oluyorsa burada dedikleri doğru o zaman yani. Diyecek bir şey kalmıyor. Benim en çok dikkatimi çeken bu açıklamada CHP'li belediye ilçe belediyelerinden gelen şikayetler.
Mithat Umutoğulları: Orada bir gerginlik var.
Hasan Çölmekçi: Üzerinde durulması gereken sözlerden de birisi. Yani bunu zaten kooperatif davası sakız olmuş durumda. Doğru mu? Bütün dillerde herkes biliyor. Artık dosyalar elde geziyor. Bunu hepimiz konuştuk daha önce.
Mithat Umutoğulları: Şöyle CHP'nin içinde mesela Aziz Bey döneminde Aziz Bey kavgalı olduğu ilçe belediye başkanlarının bile işlerini yapardı mesela. Ayırt etmezdi. Tunç Soyer'le başlayan fakat Cemil Tugay'la devam eden bir gerilim var. Özellikle CHP'li belediye başkanlar arasında. Bu sene biraz tansiyon düştü. İlk geldiklerinde ciddi gerilimler vardı. Zaten kamuoyuna da çok yansıdığı için çok rahat konuşabiliriz bunu.
Hasan Çölmekçi: Aziz Bey'in bir de baskın karakteri de vardı. Aslında suskun gibi görünen ama baskın olan bir karakteri var. Bunu da unutmayalım.
CEMİL TUGAY SÜREKLİ KONUŞUYOR
Mithat Umutoğulları: Ben onun Aziz Bey'in medyada çok konuşmamasına bağlıyorum. Çünkü çok konuştukça hata yapıyorsunuz. Mesela Cemil Tugay Karşıyaka’da belediye başkanı iken böyle değildi ama şimdi her şeyi konuşuyor. Dikkat edin her şey konuşuyor.Konuşmadığı, neredeyse konuşmadığı gün yok.
Hasan Çölmekçi: Evet ona dikkat ediyorum. Ya bir televizyona çıkıyor ya bir gazetede röportajı var. Her gün bir şey var. Her gün var yani ben şaşırdım… AK Parti'nin, MHP'nin ya da CHP'nin il başkanı bu kadar konuşmuyor.
Mithat Umutoğulları: Geldiği günden beri ne dikkatinizi çekiyor? Mesela Cemil Bey'de aklınızda kalan ne? Mesela İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı. Geldiği gün aklınızda kalan ne? Sürekli kavga eden değil mi? Sürekli tartışan. Sürekli işte gerilim yapan.
Hasan Çölmekçi: Bir de bir şey söylüyor mesela. Bir dediği bir dediğini tutmuyor.
Mithat Umutoğulları: Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı da artık yavaş yavaş ben fark ediyorum biraz temposu düştü. Özellikle parti çatışmalardan. Tabii kentte arasındaki gerilimin biraz tempoyu düşürdüğünü görüyorum. Umuyorum ki en azından bugüne kadar yaptığı o tartışmaların, özellikle çalışanlarla yaşadığı polemiklerin, kavgaların, çekişmelerin bir faydasının olmadığını gördük.
Hasan Çölmekçi: Kente, İzmirli'ye bir faydası yok.
Mithat Umutoğulları: Görmediğini umarım fark eder ve bundan sonraki süreçte de gerçekten bu kendini sorunlarının problemlerini anlayan, onu çözmek için çabalayan bir Büyükşehir Belediye Başkanı olur. Yaptığı şeyler de var. Mesela İktidar milletvekilleri, İl Başkanınılza, bakanlıklarla kurduğu doğru ilişkiler var. Siz de biliyorsunuz çok şeye de konu oldu. AK Parti'ye mi gidiyor? AK Parti'ye mi transfer olacak? Defalarca bunun cevabını da vermek zorunda kaldı..
Hasan Çölmekçi: Kent için bir şey varsa bunun iktidarı muhalefeti yok.
Mithat Umutoğulları: Ama işte sen kendi partililerinle bu kadar çatışıp AK Partililere mavi boncuk dağıtırsan o zaman olmuyor işte.
Hasan Çölmekçi: Dağıtmıyor o kadar.
Mithat Umutoğulları: Dağıtıyor canım olur mu? Katıldığı bir televizyon programında AK Parti il başkanı sağ olsun çok ilgileniyor. Buradan bazı milletvekilleri de var. Onların isimlerini vermeyeyim. Yanlış anlaşılır. Bu kent için elinden geleni yapıyor dediği basın toptansa kendi partisini milletvekilleri yerden yere vurmuştu..
Hasan Çölmekçi: Demek ki bildiği bir şey var.
Mithat Umutoğulları: Şimdi personel fazlalığı diyor. Değil mi başkan? Çok personel almış. Tamam doğru. Şimdi siz geldiğinizde personelin çıkışını yaparsınız. Kimseyi almazsınız. Şimdi gelip 1000 kişi çıkartıp 2500 kişi alıyorsanız. Eşrepaşa Hastanesi'ne gidin. Her gün gidip orada sağlık raporu, heyet raporu almaya çalışan her gün 20 kişi vardır.
Halil Solak: Yani dediği gibi Mithat Bey geldiği günden itibaren hep kavga gerginlik işte işçiyle, bürokratıyla, gazetecisiyle. Kaç tane müdür değiştirdi? Şimdi şöyle bir şey var. İşçiyle maaş için kavga ediyor veya işte grev için kavga ediyor veya işte işten çıkarıyor. ‘Ben çıkardım. Paramız yetmiyor’ diyor. Ortam geriliyor. Kendisine yönelik eleştiriler gelince… Dönüyor gidiyor geri çıkardığı 200 kişiyi 300 kişiyi işe geri alıyor. Ben bu şeyi anlayamadım. Ya verdiğiniz kararın arkasında durursunuz. Çıkarttım ben bu işçilerle çalışmayacağım. Ben karşılayamıyorum.
Hasan Çölmekçi : Söylediği laflar bir de suçlamaları biliyorsunuz. Yani orada iş yerinde film izleyen. Film izleyen evet şimdi söylemiyorum. O zaman attıysan niye atmıyorsun o zaman? Ya da attıysan de ki ben şu kadar kişiyi bu yüzden attım. Aslında çok fazla işçiyi de zana altında bıraktı. Kim izliyor acaba diyor şimdi millet.
Halil Solak: Mesela en son bu eylemler. 10 gündür eylemdeydi işçiler.. Siz çözebilirdiniz. Yani niye partinize bırakıyorsunuz böyle ufak bir işi? Partinin genel başkan yardımcısı oradan çıkıyor, geliyor burada sendikalarla görüşüyor.
Mithat Umutoğulları: Ne yaptılar? Para mı verdiler?
İŞÇİLER ÇIPLAK AYAK YÜRÜDÜ
Halil Solak: Yani ne oldu? Ne değişti mesela o görüşmeden? Ne çıktı da iki günde? Yani siz o 350 kişiyi Havuzdan işe alacağınızı söyleseniz şu tarihte de paranızı vereceğiz deseniz zaten çözülecek, bitecek. Neden o eylemlere izin veriyorsunuz? Neden o insanları çıplak ayak sokağa döküyorsunuz? Yapılanlar iz bırakır. Neyle hatırlanacak? Çıplak ayak yürüdüler.
Mithat Umutoğlulları: Uğur İnan Atmaca'nın Aslanoğlu'na yönelik Ümit Erkol ve Tugay çağrısı yaptı. Şimdi aslında buradaki mağdurların sorularına birlikte cevap vermeliler dedi. Şenol Aslanol diyor ki; ‘ben diyor hem AK Parti il başkanıyla MHP il başkanıyla çok iyi görüşürüm’ diyor. ‘Onların kafasına takılan ya da kafasında soru işareti varsa ben gelip onlara bilgi vereyim diyor. O da diyor ki; sen onlara verme. Sen Ankara İl Başkanı'na gel diyor, mağdurlara git onun hesabını ver diyor.
Hasan Çölmekçi: Gerçekten orada şunu söyleyeyim yani mağdur olan binlerce kişi var. Ben onları düşünüyorum. Yani bir kişi kendini savunuyor ama esas orada mağdur olan, parası giden, arsası giden insanlar var. Yazık onlara. Şimdi Büyükşehir Belediyesi bir de bunlara kira yardımını artırma kararı aldı. Demek ki ortada bir durum var ki bu kararı alıyor. Cepten boşu boşuna gidecek..
Halil Solak: Sürekli bir kriz hakim. Bu ev yapıldı, yapılacak. Kooperatif olacak mı olmayacak mı?. Ben düşünüyorum bu iş nasıl çözülecek? Tamam mahkeme dedi ‘siz suçlusunuz’. Ne olacak? Veya devlet burada ne gibi yaptırım yapabilir? Mesela.
Hasan Çölmekçi: Belediye garantör olduğu için belediye paraları verecek.
Halil Solak: Ya evini yapıp teslim edecek ya da paralarını verecek.
Hasan Çölmekçi: Paralarını da dediği gibi faiziyle verecek.O zaman bütün kooperatifler hükümete gelir. ‘Ben yapamadım, sen yap veya destek ol’ diye....
Mithat Umutoğulları: Oradaki bence asıl hikaye şu. Şimdi bakıyorsunuz işte Şenol Aslanoğlu, eşi, işte Ümit Erkol ve oğlu Fırat.. Bu şimdi Şenol- Duygu Aslanoğlu'nun Uzundere'deki iş alemi konut yaşam kooperatiflerinde devrettiği bağımsız bölümlerle ilgili. Şimdi siz bunu ya işte politik isimleri alıp getirip işte burada iş yaparsanız, dolayısıyla bu işin malzemesi oluyorsunuz. Yani işin politikleşmesinin asıl sebebi bu. Asıl siz veriyorsunuz. Asıl işin politikleşme sebebi bu. Şimdi buradan şunu söyleyeyim ben. Şimdi burada bizim anladığımız şu. Burada kimse işi çözmek istemiyor. Yani iktidar da istemiyor. Muhalefet de istemiyor, yani yereldeki iktidar da istemiyor, hükümet de istemiyor. Niye? Hükümetin işine yarıyor. Her gün elinde malzeme, sabahtan akşama kadar CHP'yi bunun üzerinden dövüyorlar. Ki CHP'nin İzmir'deki siyasi, bırakın İzmir’i Türkiye'deki siyasi şeyini değiştirecek bir projeydi bu. İşte Cumhurbaşkanı elinize yüzüne bulaştırdınız diyor.. Dolayısıyla bunun üzerine her gün dövüyor. Şimdi CHP kendi içinde bir iç çekişme var, çatışma var. Bir önceki dönem ile şimdi yönetim arasında bir gerilim var. Şimdi Cemil Tugay da atmış onları medyanın önüne her gün dövüyor. Bakın bir saattir burada konuşuyoruz biz. İzmir depremi sonrası mağdur olan vatandaşlar, dar gelirli vatandaşlar için yapılacaktı.
Hasan Çölmekçi: Keşke olsaydı yani.
Mithat Umutoğulları: Ya diyorum ya şimdi onun da işine geliyor. Cemil Tugay geldi. Gelir gelmez hop bu işi attı kamuoyunun önüne şimdi biz bir yıldır bu işi konuşuyoruz. Dolayısıyla kendi iç çekişmeleri… Şimdi ben bu çekişmenin Tunç Soyer eğer tahliye olursa önümüzdeki günlerde ben daha çok sert sertleşeceğini düşünüyorum.
Hasan Çölmekçi: Peki Özgür Özel bu duruma neden mühale etmedi.
Mithat Umutoğulları: Yani belki etti de acaba Cemil Tugay mı dinlemedi? Bir de meselye oradan bakmak lazım. Çünkü bir genel sekreteri getirmek istediğinde. Aykut Erdoğdu'yu getirmek istedi. Dinlemedi.Acaba dinlemedi mi? Bir de oraya bakmak lazım. Sayın Soyer'in tutkuluk halinin devamına karar verilmesi siyasi bir karar. Eski Büyükşehir Belediye Başkanı bir yolsuzluk yapıldığı algısı.
Aslında buna itiraz edecektir ama ben söyleyeyim yani benim bu kadar yıllık edindiğim deneyim, gazeteci deneyimim son yıllarda Türkiye'nin içerisinde bir algı çalışmasının nasıl yapıldığını, bunu hem iktidar hem muhalefet açısından da söylüyorum. Nasıl yaratıldığını, medya üzerinden nasıl pompalandığını, sosyal medya üzerinden nasıl itibarsızlaştırıldığını. Dolayısıyla diyoruz ki, bak çok basit bir örnek. Tunç Soyer'in attığı imzadan dolayı cebine para girmiş mi? Hayır.Bunun dışında bir faaliyeti var mı? Hayır. Kooperatif yönetiminde var mı? Yok. Alınan parayla ilgisi var mı? Yok. Peki, şimdi bu kooperaratifi durduranlar, kooperatifin başında olanlar tutuklanmamışlar.
Mithat Umutoğulları: Mesele böyle olunca şimdi neyi konuşuyoruz? Tunç Soyer yarın çıktığında kimse kooperatif davası konuşmayacak. Heval Savaş Kaya çıktığında kimse kooperatif davasını konuşmayacak. Emin olun konuşmayacak. Göreceksiniz. Sessiz sedasız kapanıp gidecek. Belki birçoğu takipsiz kalacak, belki birçoğu berat edecek. Murat Aydın'a kaç tane program yaptı burada? Ve Tunç Soyer’in avukatı bunu bütün maddeleriyle, yasayla, her şeyle tek tek anlatmadın mı? Dolayısıyla bunu söylediğimde Türkiye'de şöyle bir şey var. Biz bunu anlattığımızda hemen insanlar diyor ki; ‘ya kardeşim her şeyi hükümete yıkıyorsunuz’. Ben hükümetten bahsetmiyorum ki; Savcılar, hakimler bile sadece hükümete yaranmak için bu tip davalarda popülist davranan insanlar var yani. Bu savcılar var. Şu anki savcılığı ben o anlamda söylemiyorum. Ama bunu istismar eden bu durumda şey yapan insanlar. Ben bu dava için söylemiyorum. Genel Türkiye'den bahsettim ya algıdan bahsettim ya. Şimdi Şimdi bakıyorsun.Adam bir tweet atmış. Pat herifi alıyor tutuyor ya adamın neyi var? Ya adamın yaptığı suç, bak suç olsa dahi yatarı yok.Türkiye bu duruma geldi. Ondan sonra biz buradan Cumhurbaşkanı'na kızıyoruz.
Hasan Çölmekçi: ‘Siyasi dedi ya dava. CHP'nin içindeki iç çekişmenin siyaseti bu.
Mithat Umutoğulları: Yolunu bulmuşsunuz.
Hasan Çölmekçi: Gerçekten hayır ama birincisi bu. İkincisi de eğer siyasi olsaydı Şenol Aslanoğlu şu anda hapiste olurdu. O zaman hala il başkanıydı.. Yani şunu demek istiyorum. Siyasi olsa bak bir daha söyleyeyim üzerine basa basa. Şenol Aslanoğlu, kooperatif başkanı Şenol Aslanoğlu kurucusu neyse. Şu anda içeride olurdu. CHP'nin il başkanıydı. Bu siyasi değil. Ben bunun siyasi olduğuna inanmıyorum. Bu sonradan bak.Böyle bir şey yapılırsa, ben bunu defalarca her seferinde söylerim. FETÖ davalarında bile siyasi davranan veya başka şeylerde siyasi davrananlar yarın çıkar kendileri yargılanır. Bu davada da siyasi davranan savcı kendisi yargılanır. Bunu unutmayalım.
Halil Solak: Peki Hasan Bey sadece bu dolandırıcılığı yani o iddiayı sadece Soyer'le, İZBETON eski Genel Müdürü Heva Savaş Kaya mı yaptı? Niye diğerleri tutuklu değil mesela?
Hasan Çölmekçi: Vatandaşın zararına diye bir şey var.En üst imzayı atan kişi. Bir kooperatif yok ortada. Bu kişiler, tahliye olanlar her kooperatifin ayrı ayrı başkanları.
Halil Solak: Şimdi mesela olsaydı benim kafamda şu. Bunları 65. 65'in içinde bürokratlar. İmza atan bürokratlar işte en üst makam tabii. Ondan sonra işte kooperatif başkanları, kooperatif yönetimleri olanlar olsa hepsi dahil cezaevinde olsalar şu an mahkeme öyle sürse ben derim ki burada bir sıkıntı var.
Hasan Çölmekçi: Senin de yazdığın aynı şekilde köşene taşıdığın belge. Ona bakın. O en üst makamı aslında suçluyor. Siyasi ise böyle siyasi.
Mithat Umutoğulları: Hasan abi herkesin işine geliyor. Tabii işte. Hükümet aldı topu kucağına buldu. AK Parti diyelim. Hükümet yanlış oldu? AK Parti aldı bu işi böyle kucağına buldu. Allah. Orta yaptır rövaşataya çıksın….
Hasan Çölmekçi: Keşke yapılsa da vatandaş mağdur olmasa.
Mitahat Umutoğlulları: Cumhurbaşkanı şu cümleyi söyledi. Ne dedi? ‘Şikayet eden CHP'li’. AK Parti Genel Sekreteri söyledi. Bu CHP'nin çekişmesi. Normalde siyasi partilere de şöyle bir gelenek vardır. Ben bunu bu olayı savunmak için söylemiyorum. Bir önceki belediye başkanı gelir. Eski defterleri kapatır. Yani bunu işte genel merkezine rapor eder. Ama bunu alıp da götürüp şeyin önüne koymaz. Bu bir gelenektir siyasette. AK Parti'li belediyede de olur. MHP'li belediye başkanı da CHP'de bu olur. Şimdi buradaki bütün hesap o kadar öfke, çünkü CHP kurultayı o kadar sert geçti ki. Ve burada ilçe kongreleri yapılırken, il kongresi yapılırken Özgür Özel ve ekibine bunun içinde Cemil Tugay da vardı. O kadar büyük, sert bir şeyle onlara siyasi baskı yaptılar ki; Onlar iktidara geldiğinde aynı sebepten bunlardan intikam alırım duygusuyla yapıldı bu işler. Yoksa Cemil Tugay'ın ne işi var? Ne ister mesela Şenol Aslanoğlu’dan? Ya da işte bak tutuklananla bak Şenol Aslanoğlu il başkanı.
Hasan Çölmekçi: Tunç Soyer niye kabul etmedi Cemil Tugay’ı?
Mitahat Umutoğulları: Şenol Aslanoğlu bak il başkanı, Tunç Soyer o dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı, Heval Savaş Kaya o dönemin en etkili isimlerinden birisi.. Genel Sekreter Barış Karcı o dönemin en etkili bürokratları… Bu dört bürokrat dördü de tutuklandı. Tesadüf mü?
Hasan Çölmekçi: O yüzden siyasete bağlarken CHP'nin içindeki iç çekişmeyi
Halil Solak: Cumhuriyet Halk Partisi iç çekişmesi ise yani bunu böyle AK Parti'nin de kullanacağını varsayarsak, kullanıyor da. Bu kendi ayaklarına sıkmak değil mi? Bu öyle sadece parti içi çekişmeye bağlamak ne kadar doğru… Parti içi çekişme değildir yani… İkili arasındaki eğer varsa Soyer ve Tugay arasında geçmişten gelen husumet olabilir.
Hasan Çölmekçi: Acaba Soyer, Büyükşehir Başkanı iken Karşıyaka Başkanı olan o dönemde bir şey mi geçti?
Mithat Umutoğulları: Bu da aslında CHP içindeki o gerginliğin ne kadar üst seviyede olduğunu ortaya koyuyor. Şimdi dolayısıyla ama AK Parti’de bunu almış üzerinde tepiniyor. Şimdi malzeme verirsen olacağı bu. Bazen AK Partili siyasetçiler televizyonları çıktığında şey yaparlar, dil sürçmesi yaşarlar ya da yanlış anlaşılan bir cümle kurarlar ya da toplumu rahatsız eden bir cümle kurduğunda nasıl CHP medyası üzerinde tepiniyor? Şimdi siyaset buraya gelmiş.
Dolayısıyla bu işi çözecek olan ne hükümet ne savcılık ne şey. Bu işi çözecek olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanları ve CHP'li siyasetçiler. Doğru mu?
Hasan Çölmekçi: Şunu söyleyeyim. Bu halkın yaşadığı mağduriyetin partisi olmaz.
Mithat Umutoğulları: Ben partiden bahsetmiyorum. Ben burada CHP'nin mağduriyeti.
Hasan Çölmekçi: Bizler gazeteci olarak, doğrunun yanında oluyoruz. Doğru mu? Biz neyi eleştiriyorsun? Sen de eleştirdin, yazdın. Bizler her zaman için halkın yanındayız.
Mithat Umutoğulları: Şimdi bunu yapmayacaksın.
Halil Solak: Çözüm noktası Tugay.
Hasan Çölmekçi: Şu andaki tek çözüm noktası Büyükşehir Belediyesi.
Halil Solak: Ya devam ettirecek. Ki kooperatifi devam ettirecek o mağduriyeti giderecek ya da paralarını verecek.
Hasan Çölmekçi: ‘O zaman niye yargılandı bu adamlar’ diyeceksiniz. Yapacaksa neden peki bu şikayeti yaptı?
Halil Solak: Öyle bir bütçesi var mıdır belediyenin? Yok onu da kredi açacaklar. Krediye onay verecekler. Bir kredi desteği lazım.
Hasan Çölmekçi: Kredi desteği vermiyorlar diyor ondan sonra.
Halil Solak: Var ya bir tane kredi bekleniyor şimdi kentsel dönüşüm için. 40 milyarlık bir imza.
Yani o işin şakası da Kredi demişken, bu iş o mağduriyetin giderilmesi için mutlak ve mutlak devlette devamlılık esastır. O imzalar atılmış, o büyükşehir garantörü olmuş. Başlamış artık. O işi bitirecekler.
Yorum Yazın