Musa Çam anlattı: Kemal Bey elini Özgür Bey’in omzuna koyacaktı...

Musa Çam, Kılıçdaroğlu’nun seçim sonrası takınması gereken tavrı da şöyle tarif etti:

"13 yıl genel başkanlık yapmak çok kıymetli, çok takdire şayan bir pozisyondur. Kurultay'dan sonra Kemal Bey’in bir abi olarak çıkıp ‘Bu parti bana her türlü görevi, makamı, mevkîyi verdi. Ben artık bir büyüğünüz olarak üzerime düşen desteği vermeye, elimden geleni yapmaya hazırım’ demesi gerekirdi. Ancak Kılıçdaroğlu’nun bu yönde bir tutum almadığını belirten Musa Çam, şu sözlerle devam etti:

"Maalesef bu tartışmaların içerisine girmesi, onun var olan itibarını ve prestijini sarstı. Onu çok zor durumda bıraktı. Gazeteciler sorular soruyor, hiçbirine cevap vermemesi dikkat çekiyor."

KEMAL BEY PARTİNİN 102. YIL ETKİNLİĞİNE BİLE KATILMADI

Kemal Kılıçdaroğlu’nun uzun süredir kamuoyunda sessiz kalmasına da değinen Musa Çam, örnek olarak şu durumu aktardı:

“19 Mart’tan bu yana sadece partinin kuruluşunu sosyal medyada kutladığı bir paylaşım yaptı. ‘CHP’nin 102. yıldönümü kutlu olsun’ yazdı. O kadar. Etkinliğe katılmadı. Oysa eski genel başkan Altan Öymen rahmetli oldu ama Murat Karayalçın ve diğer önderler oradaydı. Kemal Bey’in de orada olması gerekirdi. Bu bir intikam mı? Belki değil… Ama siyasi geri çekilme fırsatı kaçtı.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun tavrının “partiden intikam” olarak yorumlanıp yorumlanamayacağı sorusuna Musa Çam şu sözlerle yanıt verdi:

“İntikam belki ağır bir kelime. Ama asıl mesele şu: 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde iki seçim yaşandı. Sayın Genel Başkan ikinci turda seçimi kaybettiğinde, o akşam televizyona çıkıp şunu söylemeliydi: ‘Sevgili vatandaşlarım, abilerim, ablalarım, kardeşlerim... Ben CHP’nin Cumhurbaşkanı adayıydım. Hepiniz çok çalıştınız, çok destek verdiniz. Ama gelen sonuçlara göre seçimi kaybettim. Hepinize teşekkür ediyorum. Şimdi veda zamanı.’Bunu demeliydi. En şık tavır buydu… Ama yapmadı.”

Musa Çam’a göre eğer bu sözleri o akşam Kemal Bey söylemiş olsaydı, kamuoyunun gözünde bir efsaneye dönüşebilirdi. Ama o şık veda konuşması yerine kurultaya gitti ve kaybetti:

“Kurultayın birinci turunda Özgür Bey 18 oy önde çıktı. Biz o sırada odadaydık. Kemal Bey çekilmeyi düşünüyordu. ‘İçeri girip Özgür kardeşimi çağıracağım, elini kaldıracağım ve çekildiğimi ilan edeceğim’ dedi.

”Ancak bu karar, çevresindekiler tarafından engellendi: “Yanındakiler ‘Hayır çekilemezsin, bırakamazsın, gidemezsin’ dedi. Sayın Genel Başkan ikna oldu. Oysa psikolojik olarak birinci turda önde olan ikinci turda farkı açar. Nitekim öyle oldu. Özgür Bey ikinci turda 250 oy farkla kazandı.”Musa Çam bu tabloyu şöyle özetledi: “Kemal Bey, etrafındakilere yenik düştü. Yanlış yönlendirildi. Siyasi olarak büyük bir fırsatı kaçırdı.”

KEMAL BEY ELİNİ ÖZGÜR BEY’İN OMZUNA KOYACAKTI... AMA İZİN VERMEDİLER!

Musa Çam, CHP 38. Kurultayı’nda yaşanan kritik anları çarpıcı bir şekilde anlattı. Kılıçdaroğlu’nun aslında çekilmeyi düşündüğünü, fakat çevresindeki isimlerin bunu engellediğini söyledi: Yeni adayların çıkmasını ve yarışmasını istiyorum. Ben üzerime düşen görevi yaptım. Benden bu kadar.

Kemal Bey’in kurultay sonrası bu sözleri söylemesi gerekirdi. En şık tavır bu olurdu. Onu kahraman yapacaktı. Ama yapmadı.

Kurultayın ilk turunda Özgür Özel’in 18 oy farkla önde çıktığını hatırlatan Çam, kurultay gecesindeki kulisleri şöyle aktardı:

Odadaydık. Sayın Genel Başkanımız çekilmeyi düşünüyordu. ‘İçeri gireceğim, Özgür kardeşimi çağıracağım, elini kaldıracağım ve çekildiğimi ilan edeceğim’ dedi. Yanındakiler ‘Hayır, çekilemezsin, bırakamazsın’ diyerek ikna ettiler. Gitmesine izin vermediler.

Ve ardından gelen ikinci tur sonucunu şu cümlelerle özetledi: “Psikolojik olarak birinci turda önde olan, ikinci turda farkı açar. Nitekim öyle oldu. Özgür Bey ikinci turda 250’ye çıktı. Kemal Bey, 250 oy farkla kaybetti.”

Musa Çam’a göre bu yenilginin asıl sorumlusu Kemal Kılıçdaroğlu değil, çevresindeki dar kadro:

“Kemal Bey, etrafındakilere yenik düştü. Onu yanlış yönlendirdiler. Akıl hocaları çok ama çok yanlış yönlendirdi.

CHP’YE KAYYUM ATANAMAZ! O GÖREVİ KABUL ETMEMELİYDİ!

Son günlerin flaş ismi Gürsel Tekin hakkında da konuşan Musa Çam, birlikte Meclis’te görev yaptığı eski yol arkadaşını sert sözlerle eleştirdi:

“Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı bir yıldırma politikası izleniyor. Parti itibarsızlaştırılmak isteniyor. Kayyum atanması bu planın parçasıdır. Gürsel Tekin’in bunu kabul etmemesi gerekirdi. Siyaseten kabul etmemeliydi.”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Gürsel Tekin’e her makamı verdiğini hatırlattı:

“Kadıköy Belediye Başkan Yardımcılığı, meclis üyeliği, ilçe başkanlığı, il başkanlığı, milletvekilliği… CHP, ona verilmesi gereken her şeyi verdi. Bu göreve talip olması etik değildir. Gürsel Tekin arkadaşımız bu konuda yanlış yapmıştır.Ben gelmeseydim başka biri kayyum olurdu demek, yapılan yanlışı ortadan kaldırmaz. Gerçeği değiştirmez. Siyaseten yanlış yapmıştır.Gürsel Tekin’in bu kararının, kendi siyasi geleceği açısından da olumsuz olduğunu söyledi:

“Siyasette kimse kimsenin siyasi hayatını bitirmez, kişi kendi siyasi hayatını kendisi bitirir.”