Dolar 32,2528
%0.03
Euro 34,8244
%0.43
Altın 2.421,890
%1.2
Bist-100 10.269,00
%0.2

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Merkez Bankası, politika faizini 150 baz puan daha düşürdü

Merkez Bankası, politika faizini 150 baz puan daha düşürdü

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizini 150 baz puan daha düşürerek yüzde 12'den yüzde 10,5'e çekti. Merkez Bankası, “Kurul, takip eden toplantıda da benzer bir adım atıldıktan sonra faiz indirim döngüsünün sona erdirilmesini gündeme almıştır” açıklamasını yaptı.

  • Ege Postası
  • 20.10.2022 - 14:08

Para Politikası Kurulu'nun ekim ayı toplantısı, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu başkanlığında yapıldı. Toplantının ardından "Kurul, politika faizinin 150 baz puan düşürülmesine karar vermiştir. Kurul, takip eden toplantıda da benzer bir adım atıldıktan sonra faiz indirim döngüsünün sona erdirilmesini gündeme almıştır" açıklaması yapıldı.

"JEOPOLİTİK RİSKLERİN ZAYIFLATICI ETKİSİ ARTARAK SÜRÜYOR"

PPK toplantısına ilişkin açıklamada; jeopolitik risklerin dünya genelinde iktisadi faaliyet üzerindeki zayıflatıcı etkisinin artarak sürdüğü belirtilerek, gelecek döneme ilişkin küresel büyüme tahminlerinin aşağı yönlü güncellenmeye devam ettiği ve resesyonunun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu değerlendirmelerinin yaygınlaştığı vurgulandı.

Açıklamada, Türkiye'nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkilerinin azaltıldığı, buna karşın uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artış eğiliminin sürdüğü belirtildi. Açıklamada, daha sonra şu değerlendirmelere yer verildi:

"ENFLASYON BEKLENTİLERİ VE ULUSLARARASI PİYASALAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ YAKINDAN İZLENMEKTEDİR"

"Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte gelişmiş ülke merkez bankaları, artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğu ile iş gücü piyasalarındaki katılıklara bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamaktadırlar. Ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerinde ayrışma artarak devam etmektedir. Finansal piyasalarda artan belirsizliklere yönelik merkez bankaları tarafından geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin sürdüğü gözlenmektedir.

"İSTİHDAM KAZANIMLARI BENZER EKONOMİLERE GÖRE DAHA OLUMLU"

Türkiye'de yılın ilk yarısında güçlü bir büyüme gerçekleşti. İkinci yarıya dair öncü göstergeler ise zayıflayan dış talebin etkisiyle büyümedeki yavaşlamanın sürdüğüne işaret etmektedir. İmalat sanayi üzerindeki dış talep kaynaklı baskıların iç talep ve arz kapasitesi üzerinde şimdilik sınırlı olan etkileri de yakından takip ediliyor. İstihdam kazanımları benzer ekonomilere göre daha olumlu seyretmektedir. Özellikle istihdam artışına katkı veren sektörler dikkate alındığında büyüme dinamiklerinin yapısal kazanımlarla desteklenmekte olduğu görülmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısı devam etmektedir.

"ENERJİ FİYATLARI VE RESESYON OLASILIĞI CARİ DENGE ÜZERİNDEKİ RİSKLERİ CANLI TUTUYOR"

Enerji fiyatlarındaki yüksek seyir ve ana ihracat pazarlarının resesyona girme olasılığı cari denge üzerindeki riskleri canlı tutuyor. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz ediyor. Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyetle buluşması yakından takip edilmektedir. Ayrıca, son dönemde belirgin şekilde açılan politika-kredi faizi makasının ilan edilen makroihtiyati tedbirlerin katkısı ile geldiği denge yakından takip edilmektedir. Kurul, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını güçlendirmeye devam edecektir.

"AZALAN DIŞ TALEBİN ETKİLERİ YAKINDAN İZLENMEKTEDİR"

Enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışlarının gecikmeli ve dolaylı yansımalarının yanı sıra ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarıyla, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şokları etkili olmaya devam ediyor.

Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ve küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörülmektedir.

"KURUL, FAİZ İNDİRİM DÖNGÜSÜNÜN SONA ERDİRİLMESİNİ GÜNDEME ALMIŞTIR"

Azalan dış talebin toplam talep koşulları ve üretim üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin daha da arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması kritik önem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin 150 baz puan düşürülmesine karar vermiştir. Kurul, takip eden toplantıda da benzer bir adım atıldıktan sonra faiz indirim döngüsünün sona erdirilmesini gündeme almıştır. Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB'nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir. Değerlendirme süreçleri tamamlanan kredi, teminat ve likidite politika adımları para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğinin güçlendirilmesi için kullanılmaya devam edilecektir.

"TÜM ARAÇLAR LİRALAŞMA STRATEJİSİ ÇERÇEVESİNDE KARARLILIKLA KULLANILACAK"

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.

Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesi, döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.”

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.