
Manşet'te İzmir’in nabzı tutuldu!
Senem Gökdağ’ın sunduğu Manşet programında, iki usta gazeteci bir araya geldi: Ege Postası Genel Yayın Yönetmeni Halil Solak ve Neo Haber Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları programda İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde günlerdir süren grev ve tarafların gündem yaratan açıklmaları masaya yatırıldı.
- Ege Postası
- 03.06.2025 - 13:43
- Güncelleme: 03.06.2025 - 13:59
EGE POSTASI- Senem Gökdağ’ın sunduğu Manşet programında, Ege Postası Genel Yayın Yönetmeni Halil Solak ve Neo Haber Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları, İzmir’in çöp krizine neden olan grevi ve DİSK Genel-İş Sendikası’nın tavrını sert sözlerle eleştirerek masaya yatırdı. Programda konuşan gazeteciler, “İş, emek, özgürlük” söylemiyle yola çıkan DİSK yöneticilerinin, hak arayışından çok kent halkını cezalandıran bir anlayışla hareket ettiğini vurguladı. Umutoğulları, “CHP’li belediyelere karşı bu kadar rahat tehdit dili kullanan sendika, AK Partili bir belediyede bırakın grevi, çöp kamyonuna yaklaşamaz” diyerek sendikanın seçici cesaretine dikkat çekti. Halil Solak ise, “İşçilerin geçim sıkıntısı anlaşılır, ancak 65 bin liralık teklifi beğenmeyip İzmir’i rehin almak meşru değildir” dedi. Solak ve Umutoğulları, Memiş Sarı’nın DİSK’i bir tehdit aracı olarak kullandığını, siyasal şantajla istediklerini elde etmeye çalıştığını belirterek, İzmir halkının bu kez tavır koyduğunu söyledi.
UMUTOĞULLARI: “SENDİKA DEĞİL, KENTTE DEVRİYE ATAN BASKI ÖRGÜTÜ!”
Programda konuşan Neo Haber Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları, İzmir'de süren çöp krizinin ardında yatan sendikal baskıya dikkat çekti. Umutoğulları, “Bir Büyükşehir Belediye Başkanı, eline eldiven takıp çöp topluyorsa orada sendikacılıktan değil, kent üzerinde kurulan bir tahakkümden söz ederiz. Sendika temsilcileri çöp toplamayan ilçelere baskın yapıyor, çalışan araçları tehdit ediyor. Pazartesi rapor alın, gitmeyin mesajları atılıyor. Bu nasıl bir sendikal mücadeledir?” DİSK'in yıllardır CHP’li belediyeleri köşeye sıkıştırarak istediğini alan bir güç haline geldiğini vurgulayarak, “Bugün Cemil Tugay bu düzene 'dur' dedi. Şimdi baskıya maruz kalan kendisi değil, İzmir halkı ilk kez sendikanın gerçek yüzünü gördü. Grev adı altında kent kilitlendi. Bu artık hak arayışı değil, siyasi şantajdır.” Umutoğulları ayrıca, DİSK’in AK Partili belediyelerde sessizliğe gömüldüğünü hatırlatarak, “Menemen’de, Aliağa’da onlarca işçi işten çıkarıldı. Bir kişi çıkıp eylem yaptı mı? Hayır. Çünkü orada bu cesaret yok” sözleriyle sendikanın çifte standardını eleştirdi.
HALİL SOLAK: “5 MİLYONLUK KENTİ KİLİTLEMEK DEVRİM DEĞİL, DAYATMADIR”
Manşet programında konuşan Ege Postası Genel Yayın Yönetmeni Halil Solak, İzmir’deki grev sürecinin artık işçi haklarını değil, kent düzenini hedef aldığını söyledi. “İşçilerin geçim sıkıntısı anlaşılır, ancak 65 bin liralık teklifi beğenmeyip İzmir’i rehin almak meşru değildir” dedi.
Solak,“İzmir’de ulaşım duruyor, çöp toplanmıyor, kent kokudan geçilmiyor. Nedeni ne? 5-6 bin lira daha fazla almak için 5 milyonluk bir şehri cezalandırmak mı devrimci eylem oluyor? Türkiye’deki diğer belediyelerin maaş politikalarına da dikkat çekti: Kocaeli’nde 50 bin, Kayseri’de 34 bin ile 45 bin, Trabzon’da 49 bin 500 lira teklif edilmiş. İzmir bu rakamların 10 bin lira üstünü teklif ediyor, yine beğenilmiyor. Bu artık hakkını arayan işçi değil, yönetime diz çöktürmek isteyen bir yapı. Büyükşehir Belediyesi'nin bütçesinin zaten İller Bankası’ndan yapılan yüksek kesintilerle zora girdiğini ve bu tabloda daha fazla maaş artışının belediyeyi iflasa sürükleyecek. İşçilerin bu taleplerini anlamak istiyoruz ama bu kentte emekliler 14.500 lirayla geçinmeye çalışıyor. Asgari ücret 22.000 lira. Bu şartlar altında 65.000 lirayı reddetmek halkta da tepki doğuruyor.Bu eylemle birlikte DİSK artık bir hak örgütü değil, kent düzenini hedef alan bir baskı mekanizması gibi algılanıyor. Bu tutum, devrimcilik değil, İzmir’e ceza kesmektir.”dedi.
“İDEOLOJİYLE DEĞİL, ÇIKARLA YÖNLENEN SENDİKA: HANGİ DEVRİMCİLİK?”
Neo Haber Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları, “Manşet” programında yaptığı açıklamada DİSK’in ideolojik çizgisini tamamen kaybettiğini, sendikanın CHP’li belediyelerde örgütlenip aynı zamanda bu belediye başkanlarını sindirdiğini belirtti. CHP’li 5 belediye başkanı gözaltına alınıyor, DİSK’ten tek bir tepki yok. Aynı gün Arzu Çerkezoğlu çıkıp ‘hak mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz’ diye meydan okuyor ama hangi mücadeleden bahsediyorsunuz siz? 500 bin oyumuz var, AK Parti'yi destekleriz diyerek belediye başkanlarını tehdit eden siz değil misiniz?”
Umutoğulları, sendika yöneticilerinin siyasi şantajla hareket ettiğini vurgularken, “Bunların devrimciliği, işçinin hakkını savunmak değil, belediye başkanını köşeye sıkıştırıp menfaat sağlamak. Bugün Cemil Tugay dur dediği için hedefte. Bir sendika yöneticisi, belediye başkanının önüne geçip ‘çöp toplama’ diyorsa bu sendika değil, örgütlü bir baskı mekanizmasıdır. Demokratik hak arayışı böyle olmaz.Sendikanın grev ilanı sonrası belediye yönetimi tarafından hiçbir baskıya uğramadığını, tam aksine tüm yöneticilerin demokratik sürece saygı gösterdiğini hatırlatan Umutoğulları, “Bu insanlar grev kararı aldı, hiçbir müdür, hiçbir başkan, kimse işçileri arayıp ‘işten atarız’ demedi. Peki aynı demokrasi işveren tarafından gösterilirken, sendika neden sokakta işçiyi tehdit ediyor? Belediye başkanını engelliyor?” diye sordu.
HALİL SOLAK: “CEMİL TUGAY SAMİMİYET TESTİNDEN GEÇTİ, İZMİRLİ NOTUNU VERDİ”
Solak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın çöp toplama eyleminin halkta büyük karşılık bulduğunu belirtti. Tugay’ın bu adımıyla bir “samimiyet testinden” geçtiğini vurguladı: Bu iş şov değil, reklam hiç değil. Başkan eline eldivenleri taktı ve çıktı sokağa. İzmirli de bunu gördü, içtenliğini anladı. Artık o başkana kuşkuyla bakanlar bile bugün saygıyla bakıyor.” Solak, Tugay’ın bu eyleminin kent halkının gözünde ona puan kazandırdığını belirtti. Daha önce "acaba bu işin altından kalkabilir mi?" diyenlerin şimdi samimiyetle destek verdiğini ifade etti.
Umutoğulları, “O gece yapılan, bir belediye başkanının ‘ben bu kentin başkanıyım’ diyerek elini çöpe sokmasıydı. Kimse çağırmadı, kimseye poz vermedi. Samimi bir şekilde ‘İzmir’i yalnız bırakmam. Cuma akşamı dışarıda yemek yerken sinekler tarafından ısırıldım. Bunu haftalardır yaşıyoruz. Bu, çöplerin toplanmamasının bir sonucu. İzmirli de bunu yaşıyor, görüyor, hissediyor. Bu yüzden Tugay’ın eline eldiveni alması sadece bir eylem değil, bir mesajdı” diye ekledi.
YA DİSK’TEN KURTULUN YA DA SEÇİMLERİ UNUTUN!
Umutoğulları, “Ben Cemil Tugay’ın yerinde olsam bütün çalışanları DİSK’ten istifa ettiririm. Gerekirse AK Parti’ye yakın bir sendika gelsin. Ama bu düşmanca tavra daha fazla tahammül edilmemeli.DİSK’in toplu sözleşmeleri özellikle seçim arifelerine denk getirerek belediye başkanlarını sıkıştırdığını vurguladı. “Adaylık dönemi yaklaşırken ‘bağırmayalım, çağırmayalım’ korkusuyla tüm şartları kabul ettiriyorlar. CHP, bu uzlaşmaz, şantajcı anlayıştan kurtulmadığı sürece her seçim döneminde diz çökmeye mahkûm olur. Sokağa çıkıp çöpleri toplayan belediye başkanına ‘zibidi’ diyen bir sendika temsilcisi varsa, burada mücadele değil, şımarıklık vardır” dedi.
BELEDİYEYİ BATIRAN SORUMSUZLUK ÖRNEK GÖSTERİLİYOR!
Solak, İzmir’deki grevin temel nedenlerinden birinin önceki dönem belediye başkanı Tunç Soyer’in görevden 5 gün önce imzaladığı yüksek zamlı sözleşme olduğunu vurguladı.“5800 işçiyi kapsayan bir sözleşmeye, görevi bırakmadan 5 gün önce yüzde 67 gibi rakama imza atmak hem etik dışıdır hem de belediyeyi batırmaktır. Bugün Tugay’a bu rakamı örnek gösteriyorlar ama bu tam anlamıyla sorumsuzluk.”
Solak, Başkan Cemil Tugay’ın bu yükü taşımayı reddetmesinin doğru olduğunu ifade etti ve ekledi: “Cemil Tugay açıkça diyor: ‘Bu sorumsuzluğu ben yapamam. Verirsem bu belediye batar.’ Peki, 80 bin lira deseydi ama maaşı ödeyemeseydi daha mı iyi olacaktı?” diye konuştu.
"Özellikle DİSK’in örnek gösterdiği rakamların, Türkiye’deki diğer belediyelerle hiçbir şekilde örtüşmediğini ifade eden Umutoğulları, çarpıcı bir tablo çizdi: “Menemen Belediyesi yeni yaptığı sözleşmede en yüksek maaşı 32 bin lira yaptı. Daha önce 22-24 bin liraydı. CHP’li belediyeler, tüm baskılara rağmen 65 bin lira teklif ediyor. Ama sendika bunu yetersiz buluyor. Bu artık gerçeklikten kopmak demektir. Cumhurbaşkanı’nın imzasıyla tüm belediyelerin alacaklarına haciz kondu. Her ay 1.5 ila 2 milyar lira arası kesinti yapılıyor. Belediyeler nefes alamıyor. Buna rağmen zam yapan Tugay suçlanıyor. Oysa suç, bu yükü devreden Tunç Soyer’de.”dedi.
BU GREV İŞÇİNİN DEĞİL, SİYASETİN GREVİ!
Umutoğulları, DİSK Genel-İş Sendikası'nın siyasi manipülasyonlara zemin hazırladığını vurgulayarak, çok net bir uyarıda bulundu.“Sendika, işçiyi değil siyaseti dizayn ediyor. İşçiye ‘CHP adayını desteklemeyiz, AK Parti’ye oy veririz’ diyerek iradesine ipotek koyan sendikadan devrimci olmaz.”
Umutoğulları, sendikanın "500 bin oyumuz var" diyerek aba altından sopa gösterdiğini belirtti ve bu tehdidin sadece belediye başkanlarına değil, doğrudan seçmenin özgür iradesine de yapılmış bir müdahale var.İzmir’i çöpe gömerek kimin değirmenine su taşıyorsunuz? DİSK bugün İzmir’i kilitleyerek AK Parti’ye moral, CHP’ye zarar sağlıyor. Bu grevle birlikte İstanbul operasyonları, Ankara kulisleri bir araya getirildiğinde tablo net: Hedef CHP.Bu grevle ne devrimcilik yapılır, ne de hak alınır. Bu olsa olsa CHP’ye diz çöktürme operasyonudur” ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın