Kılıçdaroğlu: ‘Hırsızlık yapan hakkında dava açılmaz’ diye kanun olur mu? Oldu

Kemal Kılıçdaroğlu, bir dizi temasta bulunmak için bugün geldiği Tokat’ta Erbağı Taksi Durağı’nı ziyaret etti ve taksicilerle çay içip sohbet etti. Kılıçdaroğlu, taksi durağında çocuklarla da fotoğraf çektirdi.

Taksiciler mazot fiyatlarının yüksek olduğunu dile getirdi. Kılıçdaroğlu da akaryakıt fiyatlarının yüksek olmasının Türkiye’nin sorunu olduğuna dikkat çekti. Taksiciler, sigorta ve durak kirası fiyatının yüksek olmasından da dert yandı. Kılıçdaroğlu, Tokat’ın yeterince tanıtılmadığını şöyle anlattı:

“Elin oğlu, ABD’de ‘Ben Göbeklitepe’yi nasıl göreceğim’ diyor. Bizim çoğu vatandaşın haberi yok ama onun haberi var. Çünkü insanlık tarihini 12 bin yıl geriye götürüyor, ‘Orayı görmem lazım’ diyor. Burada da öyle. 6 bin yıl bir geçmişi var buranın. Burayı tanıtacak olan; belediye tanıtacak. ‘Şu vardır, bu vardır.’ Turizm şirketleri ile anlaşacak. Turizm şirketlerinin Tokat’tan geçmesini sağlayacak. Onlara bazı imkanlar sağlayacak. ‘Gelin’ diyecek, ‘şurayı gezin, burayı gezin.’”

Kılıçdaroğlu, hangi partiden olursa olsun milletvekillerinin seçildiği ili tanıtmak ve sorunlarını dile getirmek zorunda olduğunu kaydederek, “İktidar kanadından kimse çıkıp, ‘Tokat şöyledir, şu derdi vardır’ diye bir konuşma yapamaz. Yaptığı zaman bir daha seçilemez. Göstermezler. O yüzden milletin iradesi tam temsil edilmiyor. ‘Milletin vekilini millet seçer’ diye şeyimiz var. Siyasi Partiler Kanunu’nun değişmesi lazım. Meclis’in kendi iradesini göstermesi lazım. Meclis’te milletvekilleri var, yukarıdan talimat geliyor, ‘Buna evet diyeceksiniz’. Yani içinden ‘hayır’ diyen de mecburen ‘evet’ diyor. Yoksa bir daha listede yer almaz” diye konuştu.

“‘HIRSIZLIK YAPAN HAKKINDA DAVA AÇILMAZ’ DİYE KANUN OLUR MU? OLDU. ÇIKARDILAR YA”

Kılıçdaroğlu, iktidarın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’yla ilgili yaptığı kanun değişikliğine ilişkin şunları söyledi:

“‘Hırsızlık yapan hakkında dava açılmaz’ diye kanun olur mu? Oldu. Çıkardılar ya. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nda hırsızlık, yolsuzluk yap, diyor ki ‘Bunlar hakkında soruşturma açılmaz’. Anayasa Mahkemesi’ne götürdük. Ne yapalım yani? El kaldıran milletvekili neye el kaldırdığını bilmiyor. Böyle bir garabet var.”

“BANA BİR TANE GÖSTERİN; ŞU FABRİKA AK PARTİ ZAMANINDA YAPILDI”

Kılıçdaroğlu, AKP iktidarında fabrika yapılmadığını vurguladı ve “Bana bir tane gösterin; şu fabrika AK Parti zamanında yapıldı. Sadece Tokat’ta değil, bütün Türkiye’de. Deyin ki ‘Şu fabrikayı AK Parti yaptı’. Yok. Bir tek fabrika yani. İster sigara ister çimento fabrikası ister un fabrikası. Deyin ki ‘Şu fabrikayı Erzurum, Kayseri, Tekirdağ’da AK Parti yaptı’. Dolayısıyla şimdi köyler boşalıyor. Genç adam ne yapacak köyde ya? Ekiyor, karşılığını alamıyor adam. Siz taksi şoförlüğü yaparken ne yapacaksınız, zarar etseniz çalışmazsınız yani” dedi.

“PRİM ORANLARINDA AVRUPA’DA BİR NUMARAYIZ”

Taksiciler, BAĞ-KUR primlerinden yüksek olmasından şikayet ederken Kılıçdaroğlu, “BAĞ- KUR, Sosyal Sigortalar, Emekli Sandığı; üçünde de prim oranları, Avrupa’da bir numarayız, en yüksek. Dolayısıyla primi düşüremiyor. Çünkü açık çok fazla. Açığı kapatmak için buradan alıyorlar” diye bilgi verdi.

Bir taksici, yedek parça fiyatlarının yüksekliğinden yakınırken “Bir farı 70 liraya alırken şu anda 170 liraya alıyorum. Bir far” dedi.

KILIÇDAROĞLU: NE OLDU ERDOĞAN, BAĞIRIP ÇAĞIRIYORDUN DÜN...

CHP, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün Tokat’ta vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmadan bölümler içeren bir videoyu sosyal medya hesabında yayınladı. Kemal Kılıçdaroğlu da CHP’nin paylaşımını, “Ne oldu Erdoğan, bağırıp çağırıyordun dün. ‘Akşam gel’ dedim, süt dökmüş kediye döndün. Kimmiş korkak, Erdoğan” mesajıyla alıntıladı.

CHP’nin paylaştığı videoda, Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben Tokat'ta söylediği şu sözlere yer verildi.

“YÜREĞİN VARSA, CESARETİN VARSA, HESAP VERİLECEK HİÇBİR ŞEYİN YOKSA GELİRSİN KARŞIMA”

“Bütün demokrasilerde iktidar ve muhalefet partilerinin genel başkanları beraber televizyonlara çıkarlar. Eskiden de böyleydi. Rahmetli Ecevit, Turgut Özal, Süleyman Demirel çıkarlardı beraber, uygar insanlar gibi oturur, gazeteciler soru sorar, bunlar da cevap verirlerdi. Şimdi benden kaçıyor, çıkmıyor karşıma. Dün Osmaniye’den meydan okudum, şimdi Tokat’tan, esnafın arasından, vatandaşın huzurunda yeniden Erdoğan’a meydan okuyorum. Yüreğin varsa, cesaretin varsa, hesap verilecek hiçbir şeyin yoksa gelirsin karşıma. Devletin bütün imkanları önünde. Devletin bütün imkanları elinde. İstiyorsan bakanlarını al. İstiyorsan danışmanlarını al. Arzu edersen promterını al. Vallahi de billahi de tek başıma çıkacağım tek başıma.

“VERİLMEYECEK HESABIMIZ YOKTUR”

Dün söyledim; ‘Akşam bekliyorum, hangi televizyonda istiyorsan. Senin dünya kadar yandaş televizyonun var, o televizyonlara çıkalım.’ Ama karşıma çıkmaya cesaret edemiyor. Bulmuş AK Parti milletvekillerini, bana oradan meydan okuyor. Sen kim, meydan okumak kim. Meydan okuyorsan çık karşıma çık. Yiğitler gibi, aslanlar gibi ‘Çıkacağım’ diyeceksin, o zaman ben diyeceğim ki ‘Helal olsun, demek ki karşıma çıkabiliyor’. Sen orduyla gel, orduyla. Senin bir sürü adamın var böyle. Bir sürü beslemen var senin. Bir sürü oligarkın var senin. Onlarla da gel, hiç korkmam. Hiç korkmam, verilmeyecek hesabımız yoktur. Eğer bir hesap verilecekse ben hesabı milletime veririm, o kadar.”