Dolar 32,4375
%-0.15
Euro 34,7411
%-0.66
Altın 2.441,870
%0.23
Bist-100 9.916,00
%2.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Kentsel planlamada adımlar atılıyor: Devletten rezerv alanı istenecek

Kentsel planlamada adımlar atılıyor: Devletten rezerv alanı istenecek

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer 30 Ekim depreminin ardından yapılan çalışmaları ve kentsel planlama konusunda izlenecek yol haritasını anlattı. Kentse planlamada kentsel dönüşümün önemine dikkat çeken Başkan Soyer, İzmir’in kent kurulumunun kayalık ve sağlam zeminlere doğru genişletileceğini söyledi ve “Biz bunun için yeni rezerv alanları bakacağız devletten de isteyeceğiz” dedi.

  • Ege Postası
  • 15.12.2020 - 10:59

EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, TV35 ekranlarında yayınlanan İzmir Kent Hukuku programında Avukat Mustafa Kemal Turan’ın kente dair sorularını yanıtladı.

30 Ekim tarihinde meydana gelen depremin ardından yeni kent planlaması için nasıl bir yol haritası izlenileceğinin konuşulduğu programda, Başkan Soyer, kentsel dönüşümün önemine vurgu yaptı. Kentin yapı envanterinin çıkartılacağını belirten Başkan Soyer, imar mevzuatlarındaki birtakım eksikliklere de dikkat çekerek yakın zamanda yasal düzenlemeler için başvuruda bulunacaklarını söyledi.

Yaşanan depremin İzmir depremi olmadığını ve İzmir depremi için bir uyarı niteliği taşıdığını belirten Başkan Soyer, “Biz bu uyarıyı aldık ve bu konuda çalışmalarımıza başladık. Biz bu depremi üç ana başlıkta ele aldık. Birincisi arama kurtarma çalışmaları, ikincisi çadırlardı. Bir ayın sonunda da çadırda yaşayan tek bir vatandaşımız kalmadı. Bir ay içerisinde bütün çadırları ortadan kaldıracak bir çözüm ortaya koyduk. Türkiye’de hiçbir afet böyle sonlanmadı. Üçüncü başlığımız da bundan sonra yapılacaklar. Biz de bütün afetler yaşanır ama hafızası hemen unutulur geleneği var. Oysa sadece İzmir değil, Türkiye deprem kuşağında ve bu gibi afetlerle sürekli karşılaşabilir. Biz bir daha böyle bir afette bu kadar büyük tahribatlar yaşanmasın diye ne yapabiliri? Birincisi ortak akıl. Ortak aklı bulmalıyız. Farklı görüş ve fikirleri aynı potada buluşturmalıyız. Bunlarla bir arada olmayı başarmak mecburiyetindeyiz. Bunu yaparsak güçlüyüz aksi takdirde gücümüzü daraltıyoruz. Bizim birbirimize ihtiyacımız var. Bunun farkına varmalıyız. Bir arada olmamız için birçok sebebimiz var. Biz bunların farkına varırsak afet döneminde ortaya çıkan ortak akıl afet dönemlerinde de var olur.  Bu birincisi. İkincisi de yaşam güvenliği… Yaşam güvenliği en temel mesele. İnsanların yaşadıkları kente ve binaya güven duymaları. Eğer bu iki anahtarı elinizde taşıyorsanız o zaman geleceğin kapısını da açıyorsunuz” dedi

KENTSEL DÖNÜŞÜM İÇİN YENİ BİR FİNANSAN MODELİ YOLDA

Soyer güvenli kentler için kentsel dönüşümün önemine vurgu yapan Başkan Soyer, yapılacak çalışmalarla ilgili ise şunları söyledi: “Öncelikle kentsel dönüşüm birinci önceliğimiz. Deprem her zaman bizim için önceliğimizdi zaten. Afetlere karşı kırılgan bir dünyada yaşadığımızı biliyoruz. Salgınlardan ve afetlerden kurtuluş yok. Bütün mesele bunlara dirençli kentler yaratabilmek. Bunun için de ortak akıl ve yaşam güvenliğini öncelikli tercih olarak ortaya koymak ön plana çıkıyor. Biz bunun için öncelikle yapı envanterini çıkarıyoruz. Vatandaşları yaşadıkları evin güvenli olup olmadığın bilecek ve biz bu envanter çalışmalarına 1999 öncesi yapılardan özellikle zemin katı ticarethaneye dönmüş olan yapılardan başlayacağız. Yıkılan bütün binalar 1999’dan önce ruhsatlandırılan binalar. Kısacası toplam yapı stokumuzun envanterini çıkartıp bunların tamamına deprem güvenlik karnesi vereceğiz. Bunun için bütçeden 200 milyon lira ayırdık. Çünkü biz İzmir’in tamamının yapı stoku envanterini çıkartmak istiyoruz. Yapmak istediğimiz iş için bir yapı laboratuvarı kurmamız ve büyük bir ekiple çalışmamamız gerekiyor. Birinci adım bu. İkincisi de kentsel dönüşüm. Bizim zaten 6 noktada kentsel dönüşüm çalışmamız vardı. Bir yandan yapı stokunu çıkarırken bazı yapıların depreme dayanıksız olduğunu göreceğiz ve kentsel dönüşümü o yapılar için başlatacağız. Burada 3 sacayağı gerekiyor. Bir bakanlık, ikincisi belediye, üçüncüsü de vatandaş. Vatandaş da elini taşın altına koymalı. Eğer binası güvenli bir bina haline gelsin istiyorsa o da fedakarlık yapacak. Bir finansman modeli oluşturacağız. Bu konuda Dünya Bankası ile temas halindeyiz. Finansman modelinin içeriği şu: Hükümetimiz ağır hasarlı binalar için bir çözüm modeli getiriyor. Yapılan evin maliyetinin yarısını devlet yarısını da vatandaş veriyor. Ödeme kolaylığı da olunca makul bir hale geliyor. Bu bir finansman modeli. Ben de Dünya Bankası'nda’ çok düşük vadeli ve uzun vadeli bir finansman arayışındayım ve bulacağım. Bizim iyi ilişkilerimiz var. Ben saha önce kentsel dönüşüm finansmanından bahsetmiştim. Deprem olunca bunu tazelemek de kolay oldu. Kısacası bu konuda hızla yol alıyoruz.”

“UNUTMAYACAĞIZ VE UNUTTURMAYACAĞIZ”

Bazı yapılar ve alanlar için yasal değişiklik taleplerinin olacağını belirten Başkan Soyer,  “7 binin üzerinde orta hasarlı bağımsız birim var. Mevzuat bu yapılarla ilgili güçlendirme için çok küçük bir destek veriyor. Güçlendirme yap diyor. Ama eğer 1 sene içerisinde güçlendirme yapmazsan bu binayı yıkarım diyor. Yıktığında ağır hasarlıya uyguladığın finansman modelini vermiyorsun. Orta hasarlı yapılarla ilgili bir boşluk var. Bunun için yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyacımız var. Bu konu meclisteki komisyonlardaki arkadaşlarımız bu konuyu müzakere ediyor. Bu ay olmasa da Ocak ayı meclisine mutlaka getireceğiz ve buradan da parlamentoya bir yasa taslağı göndereceğiz. Nasıl çözüm olabilir konusunda. Önemli olan noktalardan biri bu farkındalığı korumak. Unutmamak. Unutmayacağız ve unutturmayacağız. Yaşadığımız acıları ve sonrasına yine aynı acıları yaşamamak için unutmamalıyız. Aksi takdirde bu bir uyarı olmaktan çıkar ve biz hep aynı cezayı öder duruma düşeriz. Bunların hiçbiri hayal değil. İnsanlar bunu başarmış. Atatürk bunu başarmış” diye konuştu.

“RUHSATLANDIRMA SÜREÇLERİNİ YENİDEN TARİF EDECEĞİZ”

İmar mevzuatlarında büyük bir karmaşanın olduğunun altını çizen Soyer, mevcut mevzuatlarda sadeleştirilmeye gidilmesi gerektiğini söyledi ve “Bizimle ilgili önemli tespitlerden biri: Daha sert yamaçlara ve kayalık zeminlere kent kurulumu yapmalıyız. Kayalık, sert, jeolojik etütleri doğru yapılmış ve doğru inşaat teknolojileriyle yapılacak bir düzenlemeye ihtiyaç var. Biz bunun için yeni rezerv alanları bakacağız devletten de isteyeceğiz. Bizim buradan çıkarttığımız dersler, gelecek kuşaklarımızın bu şehirde güvenli olarak yaşamasını sağlamak zorunda. Bizim sorumluluğumuz vatandaşımızın güvenli yaşamasını sağlamak. Hem denetim ve ruhsatlandırma süreçlerini yeniden tarif edeceğiz. Kafa karıştıran ve yoruma açık, kim hangi kurum neye müdahale edecek gibi konularda tam bir kargaşa var. Bunların sadeleştirilmesi, herkes tarafından anlaşılabilir şekilde bir araya getirilmesi lazım. Özellikle ruhsatlandırma ve denetleme süreçlerinin yeniden tarif edilmesi lazım. Biz bir yandan İzmir’le ilgili sorun çözmeye ve geleceğimizi planlamaya devam edeceğiz. Burada üreteceğimiz çözümlerin Türkiye için ilham olmasını ve bu çözümlerin Türkiye için çözüm olmasını istiyoruz” dedi.

“KURUMLAR ARASI İLETİŞİM ADLİYE KORİDORLARINDA KURULMUŞ”

Başkan Soyer, sözlerini şu şekilde sonlandırdı; “Bizi birbirimizden ayıran sebeplerden daha fazla birleştiren sebepler var. Biz bu afetlerde ve pandemide birlikte hareket etmenin gücümüzü artırdığını gördük. Maalesef ki siyasi bağlamda geçtiğimizi yıllarda kurumlar arasındaki ilişki mesafeliymiş. Kurumlar arası iletişim adliye koridorlarında mahkeme üzerinden kurulmuş. Bunun kadar kötü bir şey olamaz. Biz neden hukuk üzerinden iletişim kuralım ki! Bir masaya oturulduğunda herkesin söyleyeceği şeyler var. Üç kurumun da kamu perspektifinden bakması lazım. Durum böle olunca biz geçmiş yıllarda adliye koridorlarında kurulan iletişimi bir kenara bırakıp masada birlikte çalışma kültürünü geliştirmeye başladık. Balçova’dan örnek vereyim. Hep birlikte masaya oturduk. Umuyorum ki en kısa sürede bu kangren olmuş sorun son bulacak. Kentte bunun gibi, sadece uzlaşma olmadığı ve bir masada oturulup konuşulamadığı için kangren haline gelmiş birçok sorun var.  Ama bunların üzerinden gelecek bir irada güçleniyor. Biz de buna toz kondurmayacağız.”

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.