Halil Solak'tan Neo ekranlarında çarpıcı Kurultay değerlendirmesi; Pijamalı-kumandalı çağrı tarihi bir çağrıdır
Gazeteci Halil Solak, NEO TV Denge Programı’nda CHP’nin 39. Kurultayı’nı tüm ayrıntılarıyla değerlendirdi. Bu kurultayın özeti: "Artık parti tabanı da değişimi tamamen kabullendiğini gösteriyor. Bu kurultaydan sonra partinin istikameti iktidardır" diyen Solak, Özel’in “...elinde kumandası üstünde pijaması olanlara...” çağrısını çarpıcı bir örnekle bağdaştırdı.
- Ege Postası
- 04.12.2025 - 12:05
- Güncelleme: 04.12.2025 - 12:41
NEO TV’nin Denge programında Gizem Güzelgün’ün sorularını yanıtlayan Gazeteci Halil Solak, CHP’nin 39. Olağan Kurultayı üzerine çok kapsamlı açıklamalarda bulundu. Solak, kurultayın üç gün süren yapısından parti içi tartışmalara, Özel ve İmamoğlu’nun konuşmalarından Kılıçdaroğlu’nun tavrına kadar bütün ayrıntıları uzun uzun anlattı.
Kurultayın ilk günü üzerinden yürütülen “boş salon” tartışmaları
Solak açıklamasının girişinde şu ifadeleri kullandı:
“Şimdi kurultay değerlendirmesine gelmeden önce biliyorsun üç gün sürdü. İlk gün parti programı vardı ve seyirci kabul edilmedi bu programa. İkinci-üçüncü gün seyirciler alındı. Daha doğrusu partililer alındı. Ama bazı eleştiriler yapıldı parti içi. Ben artık onlara parti içi muhalefet demiyorum. Çünkü parti içi muhalefet karşısındaki yönetime veya gruba nitelikli eleştiriler yapar. Ancak burada bile isteye algı yaratılarak işte salon boştu, CHP'nin kurultayı sönüktü gibi algılarla. İlk gün sadece parti programı için delegeler ve belli bir medya ve kesim alındı. Özellikle o fotoğrafları paylaşarak işte coşku yoktu diyenlere… Ben işte onlara artık parti içi muhalefet demiyorum. Kim yapar bunu? Düşman yapar. Onlar da parti içi düşmanlar.”
“Özgür Özel tüm geçerli oyları alarak seçildi”
Solak, kurultay sonucunun önemini şöyle ifade etti:
“Genel kurultay değerlendirmesine gelirsek kurultay şöyle tarihe geçti. Özgür Özel hem dördüncü kez genel başkan seçildi. Hem de geçerli oyların yani 1357 delegeden 1333'ünün 24'ü geçersiz sayıldı 1333'ünün tamamının oyunu alarak genel başkan seçildi. Bu çok önemli.”
Ardından yapılan değişiklikleri anlattı:
“Parti yönetimi yenilendi, parti programı yenilendi. Tüzük yenilendi. Tüzük'te 15 madde yenilendi. Parti Meclisi 60'dan 80'e çıkarıldı. Bilim, Sanat ve Kültür Platformu 8'den 10'a çıkarıldı. Firesiz kabul edildi. CHP'nin ‘Şimdi iktidar zamanı’ sloganıyla düzenledikleri kurultay gayet coşkulu geçti. Coşku hakimdi, Özgür Özel'e güven oyu tamdı.”
.png)
Kurultayın siyasi anlamı: “Parti artık iktidar rotasına girdi”
Solak devam etti:
“Artık parti tabanı da değişimi kabullendiğini gösteriyor. Bu kurultaydan sonra partinin istikameti iktidar. Oradan açıkça verilen mesajlarla, oluşan yönetim kadrolarıyla her şeyiyle Cumhuriyet Halk Partisi'ne Türkiye'nin yeni yüzyılında ivme kazandıracak, ona yön verecek bir kurultay oldu.”
İmamoğlu’nun uzun konuşması ve “kapı kapı çalışma” çağrısı
Solak İmamoğlu’nun konuşmasını şöyle anlattı:
“İmamoğlu'nun mesajı biraz uzundu ancak orada Cumhuriyet Halk Partisi'nin tarihsel kuruluşundan itibaren özetlediği cumhuriyet değerlerini, daha sonra göreve gelebilirlerse ne yapacaklarını, vaatlerini anlattı. Burada da herkesin çalışması gerektiğini, herkesin her şeyi sokakta kapı kapı gezerek vatandaşlara anlatması gerektiğini söyledi.”
“Özgür Özel dört dörtlük bir konuşma yaptı”
“Özgür Özel'in konuşmaları çok dikkat çekiciydi. Hem salonun coşkusu açısından hem televizyonlarda izleyen partililer açısından dört dörtlük bir konuşmaydı. CHP’nin tarihsel sürecinden bahsederken, 12 Eylül'ü anımsatarak hep zorlu süreçlerden geçtiklerini, yine bir zorlu süreç içinde olduklarını, bunları da aşacaklarını çalışarak, çabalayarak, vatandaşa yapılması gerekenleri anlatarak yapacaklarını söyledi.”
“Pijamalı-kumandalı çağrı tarihi bir çağrıdır” — Niemöller benzetmesi
Halil Solak, Özel’in “...elinde kumandası üstünde pijaması olanlara...” çağrısını çarpıcı bir örnekle bağdaştırarak şöyle anlattı:
“Ben Sayın Özel'in bu çağrısına bakınca aklıma Nazi dönemini yaşamış Alman ilahiyatçı Martin Niemöller'in cümlesi geldi…
"Naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım; çünkü komünist değildim.
Sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım; çünkü sosyal demokrat değildim.
Sonra sendikacılar için geldiler, bir şey söylemedim; çünkü sendikacı değildim.
Sonra Yahudiler için geldiler, sesimi çıkarmadım, çünkü Yahudi değildim.
Benim için geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı."
Sayın Özel'in çağrısını ben bu cümlelerle bağdaştırdım. Evinde pijaması, kumandasıyla oturup her şeye sessiz kalan bir kitle meydana geldi maalesef Türkiye’de. Hiçbir şeye ses çıkarmıyorlar. Vergilerin altında eziliyorlar. Hiç ses yok.”
Solak uzun değerlendirmesine şöyle devam etti:
“Sayın Özel'in vurgusu şu: Kaşını kaldıranı cezaevine, laf edeni cezaevine… Ama herkesi içeri atamazsınız ki. Demokratik yollarla sesinizi çıkartırsanız kimse size bir şey yapamaz. Saraçhane mitinglerini hatırlayın. Önce 50 bin–100 bin kişi gitti, sonra bir milyondan fazla kişi oradaydı. Tutuklandılar mı? Hayır. O yüzden Özel’in çağrısı sokakları yakıp yıkın çağrısı değil. ‘Bugün bize güç vermezseniz yarın hayıflanmayın’ çağrısı.”
“Türkiye muhalfeti uzun zamandır aktör siyasetçi görmüyordu”
Solak değerlendirmesini sürdürdü:
“İnsanlar kendilerine yol gösterecek siyasetçi arıyor. Türkiye’de muhalefet adına uzun süredir aktör siyasetçi yoktu. Bir ara Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Adalet Yürüyüşü’nde öne çıktı ama devamını getirmedi. Seçimden seçime mitinglerin etkisi yok. Artık daha kararlı siyasetçi istiyor insanlar.”
.png)
Kılıçdaroğlu’nun kurultaya gitmemesi: “Bilinçli bir hamle, meydan okumak istiyorsa kurultaya gelirdi”
Solak, Kılıçdaroğlu’nun tavrını çok sert ifadelerle eleştirdi:
“Kemal Kılıçdaroğlu 13 yıl bu partinin genel başkanlığını yaptı. Ancak son çıkışlarıyla kredisini tüketti. Kurultay günü kurultaya gelmek yerine gidip iktidar yanlısı gazeteye röportaj vermesi… Partililerin antipatisini topladı.”
“Kurultayın olduğu gün gidiyorsunuz, yıllarca sizi eleştiren sizinle alay eden gazeteye röportaj veriyorsunuz. Partilileri yolsuzlukla suçluyorsunuz. Daha yargı süreci başlamamış insanların suçlu olduğuna dair yorum yapıyorsunuz. Bir eski genel başkan neden kurultaya gelmez?”
Daha sert cümleler şöyle devam etti:
“Bir korkunuz mu var? Neden gelmiyorsunuz? Kurultay salonundan mı korkuyorsunuz? Bir yanlış yaptıysanız gelirsiniz, yüzlerine karşı söylersiniz. ‘Ben korkmam, geri adım atmam, 25.5 milyon oy aldım’ diyorsunuz ama kurultaya gelmiyorsunuz. Demek ki demagoji yapıyorsunuz.”
“Kılıçdaroğlu bilinçli olarak kurultayı gölgelemek istedi”
“Bu bilinçli yapılan bir hamle ve doğrudan kurultay salonunu hedef alan bir hamleydi. Kurultayın ön plana çıkmasını istemedi. Meydan okuyorsanız gelirsiniz. Kurultay salonunda aday olursunuz. Eleştirilerinizi yüzlerine karşı söylersiniz.”
Parti Meclisi analizi: “Dengeli, hukukçu ve ekonomist ağırlıklı”
Solak listeyi şu cümlelerle değerlendirdi:
“Özel anahtar listede MYK’daki isimlerin tamamını korumuş. Deniz Yücel, Murat Bakan, Gökçe Gökçen yazıldı. Parti Meclisi dengeli bir liste. Alanında uzman kişiler var. Hukukçu ve ekonomist ağırlıklı bir liste.”
“Anayasa Profesörü Prof.Dr. Şule Özsoy Boyunsuz, Siyaset Bilimci Prof. Dr. Barış Övgün, Ekonomist Serkan Özcan, Kerim Rota, Ozan Bingöl ve Güldem Atabay… Bunlar Türkiye’nin en büyük iki sorunu olan hukuk ve ekonomi için önemli isimler. Ozan Bingöl en yüksek oyu alan ikinci isim oldu.”
İzmir tartışmaları: Tugay, Bakan, Yücel, YDK ve kulisler
Solak İzmir kulislerini tek tek anlattı:
“İzmir hep konuşulur. Parti Sözcüsü, içişleri ve hukuk başkan yardımcılarının üçünün birden İzmir’de olması kulis yarattı. ‘Gökçe Gökçen kesin olur, Murat Bakan listeye giremeyecek’ gibi şeyler konuşuldu ama genel başkan yazdı.”
“Tugay’ın iki ismi istemediği, YDK’da İzmir temsilcisinin olmamasının da bununla ilişkilendirildiği konuşuluyor. Geçen dönem iki isim vardı, bu dönem ikisi de yok. ‘Tugay çıkarttırdı ama diğer ikisine gücü yetmedi’ iddiası konuşuluyor.”
Salih Uzun ve sağ-merkez açılımı
“Demokrat Parti'den istifa edip CHP'ye katılan İzmir Milletvekili Salih Uzun’un listeye girmesi sürpriz oldu. Örgüt tepki gösterdi. Özel'in Sağ merkez açılımı olabilir.”
Şenol Aslanoğlu meselesi: “Vefasızlık yapıldığını düşünüyorum”
Solak bu bölümü çok ayrıntılı şekilde anlattı:
“Şenol Aslanoğlu’nun Parti Meclisi’ne yazılacağı konuşuluyordu. İl kongresi sürecinde tahliye olunca adaylığı geri çekildi, ‘PM’ye yazılacak’ denildi. Sonra liste açıklandı, ismi yok. Bireysel aday oldu, yeterli oyu alamadı.”
“Kuurltay öncesi il başkanları toplantısında özellikle Ege Bölgesi il başkanları ‘Şenol Bey’i yazalım’ dediği ancak Çağatay Güç’ün ‘PM vefa yeri değildir’ yanıtını verdiği iddia edildi. Ben vefasızlık yapıldığını düşünüyorum.”
“Ama Aslanoğlu kırgınlık göstermedi. ‘Ben küsmem, partimin neferiyim’ dedi. Bu tavrı çok olgunca. Son yıllarda alışık olmadığımız bir tavır.”
Yorum Yazın