Dolar 38,5687
%0.33
Euro 43,6369
%0.2
Altın 4.018,460
%0.36
Bist-100 9.168,00
%0.98

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Güçbirliği çağrısı yapıp CHP’yi işaret ettiler

Güçbirliği çağrısı yapıp CHP’yi işaret ettiler

AK Parti’den istifa eden İzmir bağımsız milletvekilleri, Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay, Erdal Kalkan ve İlhan İşbilen Tarihi Havagazı Fabrikası’nda bir basın toplantısı düzenledi. Günay, burada yeni bir oluşum sinyali vererek, “Mevcutlar boşluğu doldurmazlarsa yeni bir çocuğun doğması kaçınılmazdır. Bunu da herkese müjdeliyorum” dedi.

  • Ege Postası
  • 20.03.2014 - 16:45
ONUR ÇAKIR (HABER MERKEZİ) – İzmir Bağımsız Milletvekilleri Ertuğrul Günay, Erdal Kalkan ve İlhan İşbilen, Tarihi Havagazı Fabrikası’nda bir basın toplantısı düzenledi. Toplantı sırasında bir grup toplantının yapıldığı salona girdi. Sessiz bir şeklide basın toplantısını düzenleyen gruba Günay, “Aramızda AK Partili bazı arkadaşlarımız var. Hoşgeldiniz” dedi. Bunun üzerine grup bir anda, “Her yer Tayyip her yer Erdoğan”, “Recep Tayyip Erdoğan” diye slogan attı.

''BAĞIMSIZLARA ŞOK PROTESTO''HABERİ İÇİN TILAYINIZ...

OLAYSIZ AYRILIDILAR

Yaklaşık 50 kişilik olay, slogan attıktan sonra toplantıdan ayrıldı. Grup, camları siyah filimle kaplı otobüsle Tarihi Havagazı Fabrikası’ndan ayrıldı.


GÜNAY’IN AÇIKLAMALARI

Yerel ve genel seçimlerin resmi olarak başlangıç gününde bir basın toplantısı düzenlemeyi özellikle seçtiklerini belirten Günay, “İktidar bütün devlet imkanları ile seçim kampanyası yürüttü. Bir arkadaşımızın Sağlık Bakanlığı helikopteri ile çalışma yaptığına yönelik haberler var. Biz geçen seçimlerde, 2011 genel seçimlerinde İzmir’den AK Parti listesinden milletvekili seçildik. Şimdi özgür ve bağımsız durumdayız. İzmir özel bir kent. Türkiye’de özgürlüğe ve bağımsızlığa örnek olmuş bir kent. Yeni siyasi hareketlerin başlangıcı olan bir kenttir.17 Aralık tarihinde hükümetin bazı üyelerini ve yakınlarını kapsayan bir yolsuzluk soruşturması başladı. Bu operasyon kamu kaynaklarını kullanarak, bazı erklerin büyük bir rüşvet ve yolsuzluk iddiaları ile karşı karşı kaldığını sergilendi. Milletten yasaklara, yolsuzluklara ve yolsuzlukla mücadele iddiasıyla oy istemiş, bir sayis partinin mensupları olarak biz, bu iddiaların kararlılıkla üstüne gidilmesini ve AK Parti’nin biran önce aklanması için, hukukun olağan usullere işlemesini istedik. Bizim ve kamuoyunun bütün bu haklı beklentilerine karşılık, parti üst yönetimi, özellikle sayın Başbakan tam tersine ve şimdiye kadar hiçbir demokratik hukuk devletinde görülmedik bir yol seçti” dedi.



ERDOĞAN’ ADALETİN İŞLEMEMESİ, TIKANMASI İÇİN GÖĞSÜNÜ SİPER ETTİ!

Başbakan Erdoğan ve AK Parti’ye yönelik eleştirilerini sürdüren Günay, sözlerine şöyle devam etti:

“Daha önce çeşitli olaylar karşısında haklı haksız destan yazdığını söylediği emniyet munsiplarını ve çok önemli soruşturmalarda kahraman olarak övdüğü adliye görevlilerini, bu kez soruşturmalar ve iddialar kendisine ve çevresine uzanınca en ağır ve akıl almaz sözcüklerle itham etmeye suçlamaya başladı. Binlerce emniyet görevlisi 2014 kışını sürgünlerde geçirdi. Yüzlerce adliye mensubu aylar, yıllar boyu emek verdikleri dosyalardan koparıldı. Yerlerine bu dosyaların içeriğinden habersiz yenileri atandı. Başbakan bu sürgünler ve tayinlerde de yetinmedi. İddia ve soruşturmaları önemseyen, ciddiye alan herkese, sadece emniyet ve adalet mensuplarına değil, basın, siyaset, iş dünyası ve önemli kanaat önderlerine de haksız, insafsız ve ağır ithamlar, suçlamalar yöneltti. Hakkın, hukukun ve adaletin yanında duracak yerde, yolsuzluk iddia ve soruşturmalarının tam karşısında yer aldı. Adaletin işlememesi, tıkanmaması için göğsünü siper etti.  Soruşturmaların önünün kesilmesi için yeni yasalar çıkarmak dahil, devletin bütün kural ve kurumlarını yerle bir etti. HSK ve internet yasalarını ve yeni yargı paketleriyle iktidar, yıllardan boyuna ülkeye vaat ettiklerinin tam tersi düzenlemelerin altını imzaladı”

ERDOĞAN ÖRTÜLÜ DARBE YAPTI

Başbakan Erdoğan’ın hukuk sistemine karşı örtülü bir darbe yaptığını öne süren Günay, şunları kaydetti:

“Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk soruşturması karşısında Başbakan Erdoğan, hukuk devleti kurallarının işlemesi ve adaletin sağlanması yerine, hukuk devletini yıkmayı ve adaletle savaşmayı seçti. Hukuk devletine karşı örtülü bir darbe yaptı. Bugün Türkiye’de Erdoğan’ın iddia ettiği gibi milli iradeye karşı bir paralel yapı yok. Yolsuzluk soruşturmalarının önünü kesmek için bizzat Erdoğan ve yakın çevresinin demokratik hukuk devletine karşı oluşturduğu demokrasi ve hukuk dışı bir yapı var. Bütün bu tutum ve davranış karşısında millete hürriyet , adalet ve temiz siyaset vaat etmiş insanlar olarak bizim, bu anlayışla aynı çatı altında bir arada yola devam etme şansımız elbette yoktur. Bu yol ayrımını, yolsuzluklar karşısında susanlar ve hele savunanlarla yol arkadaşlığı yapmama kararımızı bütün milletimizin, AK Parti’ye oy vermiş temiz niyetli yurttaşlarımızın ve özellikle İzmirli hemşerilerimizin anladığına inanıyoruz. Çünkü biz daha önce siyaset kürsüsünde milletimize verdiğimiz sözlere vaatlere taahütlerimize içtenlikle ve kararlılıkla bağlıyız. Sözlerimizin takipçileriyiz. Temiz toplum ve temiz siyaset herkes için ve her alanda işleyen adalet ve herkesin inancını, düşüncesini özgürce ifade edebileceği, kimliğini geliştirebileceği bir yaşam düzeni, hürriyet istiyoruz. Bu taleplerimizi, kurtuluş savaşımızın ilk kurşununu atan ve son büyük ve kutlu zafere tanıklık eden İzmir’in öncelikle sahipleneceği ve demokrasiye ve hukuk devletini korumak için 30 Mart’ta gereken kararlılığı en başta sergileyeceğine inancımız tamdır.

ALLAH RÜCU ETMEYİ İNSANOĞLU’NA VERMİŞ

Toplantıda konuşan İşbilen ise, “İnsanız, beşeriz, mutlaka sürçeriz. Mutlaka yanlışlarımız olur ama bu yanlışlarda devam etme, ikaz edildiği halde bunu sürdürmek, milletin yüzüne baka baka yalan söylemek kabul edilecek bir şey değil. Beni içinde bulunduğumuz bu atmosfer giderek şaşkınlığımı artırıyor. Devam etmesi beni üzüyor. İnsanoğlu yanlış yapmış olabilir. Allah rücu etmeyi insanoğlu’na vermiş” dedi.

KALKAN: “ŞAŞKINLIK İÇERİSİNDEYİM”

İzmir Bağımsız milletvekili Kalkan ise,şunları söyledi:

“17 Aralık’tan bu yana büyük bir şaşkınlık içerisindeyim. Günay ve bir takım arkadaşlarımla 29 Mayıs’ta Başbakan’ın ısrarlı davetleri ile AK Parti’ye geçtim. Çünkü 27 Nisan e-mail muhtırası, sivil iktidara, askerlerin ve bir takım sivil bürokratların müdahalesi karşısında, Başbakan’dan önce tavır koyan Günay ve arkadaşlarıdır. Herkesin kaçtığı bir dönemde AK Parti’ye katıldık. 7 yılıdır sevgili arkadaşlarımla daha aydınlık günler için, daha demokrat bir yapı için birlikte mücadele ettik. 40 yıldan beri siyasetin içerisindeyim. Bakan olarak gezinen kişiler kısa pantolonla gezerken ben milletvekiliydim. Siyasi iktidar mensupları ve onun başı halka doğruları söylemiyorlar. Korkunç bir iftira kapmayası vatandaşlarımız karşı karşıyadır”

SORU CEVAP BÖLÜMÜNE GEÇİLDİ

PROTESTO GERÇEKLEŞTİ

Soru cevap bölümüne geçildiği sırada bir grup AK Partili, protesto gösterisinde bulundu. Yapılan protestoyu değerlendiren Günay, “2011 seçim kampanyasında bir siyasi partinin gençlik ve kadın kollarını bir slogan olarak sadece liderinin ismini benimserse, onların gideceği yen vahimdir’ demiştim. Örneğini görüyoruz. Seçim kampanyasında bile kişileri putlaştırmayın, partinin ismi adalet ise, adalet, kalkınma gibi bütün insanların yüreğine seslenen sözlerin içeriğini öğrenin’ dedik. Ne yazık ki kişileri ve kişilerin iktidardaki gücünü tabulaştıran insanlar, Türkiye’yi getireceğin yerin ne olacağını görüyoruz. Bir siyasi partinin gençlik ve kadın partinin başkanı yerel seçim eşiğinde, yerel iktidara karşı sergileyemedikleri gösteriyi, burada doğruları söyleyen kendi arkadaşlarına yapıyor. Daha düne kadar ceket ilikledikleri arkadaşlarına bunu yapıyorlar. Ben bunu meclisteki ağabeylerine de söyledim” dedi.

YENİ SİYASİ PARTİ YOLDA MI'

Günay, yeni bir oluşum içerisinde olup olmadıkları yönündeki bir soruya şöyle yanıt verdi:

“Yeni bir siyasete Türkiye’de ihtiyaç var. Bütün siyasi partilerin kendisine bakması gerekiyor. Türkiye toplumun 1946’dan beri bir doğrultusu var. Toplumun demokratikleşme istiyor. İnsanımızın insan olduğunun gösterilmesi anlamına geliyor. Türkiye toplumu ekonomik gelişme istiyor. Ekonomik gelişme çocuklarının kendisinden daha iyi yaşam sürme anlamına geliyor. Türkiye toplumu adalet istiyor. Herkesin için adalet..Biz komşusu tok yatan benden değildir felsefesine iman etmiş bir gelenekten geliyoruz. Demokratikleşme ekonomik gelişme ve adalet bizim vaçgeçilmezimizdir. Bütün siyasi partiler kendilerini bu konuda revize edecekler. Kendilerine topluma anlatacaklar. Toplumun beklediği siyasi arayışı karşılarlarsa yollarına devam edecekler. Karşılamazsa toplum yeni bir siyasi hareketi bağrından, evlatlarından mutlaka çıkaracak. Bu toplumsal gerçekliğin bir ifadesidir. Benim bahsettim yeni bir siyasi hareket değildir.Ama bir ihtiyacın altına çizilmesidir. Mevcutlar bu boşluğu doldurmazlarsa yeni bir çocuğun doğması kaçınılmazdır. Bunu da herkese müjdeliyorum”   



BİNALİ YILDIRIM’A SERT ELEŞTİRİLER

AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım’ın kendisiyle ilgili olarak, “Bakanken bu eleştirileri getirmiyordu. O zaman neden konuşmuyordu” soruna Günay, sert yanıt verdi. Günay, şunları söyledi:

“Kendisiyle kabine arkadaşlığı yaptık. Burada bir seçim kampanyası ortaklığı yaptık. Üç aydır bir kampanya sürdürüyor. Eleştirebileceğim bir çok şey olmasına karşın, örneğin, operasyon bu operasyon bakanın yakın çevresinin bu operasyondan burunları kanamadan çıkması için yapılanlar, basına yansıyan kadar yapılan tahinler. Nöbetçi hakim beklemeler gç saatte adliyeye gelmeler gitmeler ondan sonra, burada bürokraside değişkilik..bunlarla ilgili söyleyecek çok şey olmasına karşın, ayrıca hizmete bakışı ile ilgili yani topluma hizmet anlayışına, siyasete bakış açısıyla ilgili söyleyecek çok şey olmasına karşın arkadaşlık nezaketi gereği bir tek cümle söylemedim. Ama aynı sıralarda oturduk. Kendisine yakışmayan şeyler söylemiş. Bakanken neler söylediğimi en önce Başbakan biliyor sonra bütün bakanlar kurulu biliyor. Önemli şeyleri basına da çıkardım. Elimde gazete küpürleri var. 2012’nin nisan ayında o zaman bakandım. İstanbul’da öyle bir rant aç gözlülüğü oluştu ki değil taksime kışla adı altında bir AVM bıraksak Sultan Ahmet Meydanı’na AVM yapacaklardı. Buna izin vermememiz gerekir dedim. Burada tarihsel sulietin yok edilmesine şiddetle karşı çıktım. Rant kaygısı, İstanbul’u ahtopod gibi sarmış demişi. Bunları bakanken söyledim. Bunların muhataplarından bir tanesi Yıldırım’dı. İstanbul’daki tarihi, doğayı düşünmeyen, ağacı önemsemeyen tarihe çanak çömlek muamelesi yapın anlayışın sözcülerinden bir tanesi Yıldırım’dı. Bu itirazlarımı en yakından bilen kendisidir. Benim yaptığım bu itirazları görmemiş mi ona sorun.

BAKANLAR KURULUNUN BAŞINA GEÇİRİR ORADAN ÇIKARDIM

“Bu yolsuzluk tartışmaları benim yaptığım dönemde yoktu. Yani kazayla yolsuzluk tartışmaları benim görev yaptığım dönemde olsaydı ben o bakanlar kurulunu başına geçirir çıkardım. Son tartışmamızın Allah’ın ve milletimin önünde kendime söylediklerime güvenerek ifade ediyorum. Bakanlar kurulunda yüksek sesle son tartışmamız gezi parkına yapılan o bina olduğu, o binanın yapılmaması gerektiği, İstanbul’da o ağaçların kesilmemesi gerektiği yüksek sesle son tartışmamızdır. Bunu en iyi bilenlerden birisi Yıldırım’dır. Yıldırım. Devletin 10 yıldan bu yana yaptıklarını kendisine mal ederek İzmir’de devletin imkanları ile oy istiyor. Benim İzmir’in tarihi, doğasını, insanın önemseyen anlayışa teslim etmem gerekiyor. Siz bu topraklar altında yatan tarihi zenginliği çanak çömlek olarak nitelemiş, bu çanak çömlek tartışması yapacağımız şu tünele, şu yola bir yıl kaybettirdi anlayışı ile tarihi zenginliği karalamışsanız kimse İzmir’de sizi tercih etmez. Çünkü İzmir’in üstünü 10 yılda bütün iktidarlar değiştirebilir ama İzmir’in altına sahip çıkmazsanız, tarihe, doğasına sahip çıkmazsanız siz 10 yılda yapılan hizmetlerin geriye getiremeyeceği çok önemli bir varlığı ziyan ediyorsunuz demektir. Yıldırım’ın bu sözlerine çok üzüldüm. Ben 3 aydan beri bir şey söylemedim, söylettirdi. Eğer devam ederse herhalde benim de söyleyeceğim sözler vardır”  

GÜÇ BİRLİĞİ ÇAĞRI YAPTI, “DÜN ELİNİ ÖPMEK KADAR SAYGI GÖSTERDİĞİNİZ İNSANLARA BUGÜN EN AĞIT İTHAMLARDA BULUNMAK DOĞRU DEĞİL”

Günay, “Yerel seçimlerde herhangi bir partiyi destekleyecek misiniz” sorusuna, “güç birliği” çağrısında bulunarak yanıt verdi. Günay, “Bizim Türkiye’de şuan özel desteklediğimiz bir siyasi hareket yok. Biz Türkiye’de bazı ilkeleri destekliyoruz. Dün elini öpmek kadar saygı gösterdiğiniz insanlara bugün en ağır ithamlarda bulunmak gibi bir anlayıştan da kurtulmasını istiyoruz. Onun için her siyasi ölçekte, demokrasi ve hukuk devletini savunacak olan bir anlayışın çevresinde yurttaşlarımızın buluşması, önce demokrasinin kurtarılması ondan sonra hesaplaşmanın genel seçimlere bırakılmasını istiyoruz. Her yerel birimde güçlü seçenek, hukuk devletini ve demokrasiyi savunmak konusunda neyse arkadaşlarımızın gücünü orada birleştirmesini istiyoruz. Özel bir siyasi parti işaret etmiyoruz ama savunmayı, oyların dağılmasını, kişisel kırgınlıklar, kıskançlıklar, ben aday olamadım anlayışları ile arkadaşların savrulmasınıdoğru bulmuyoruz. Bu eşikte savunacağım demokrasi ve hukuk devletidir”

ALLAH MÜSTAKINIZI VERSİN

Günay, sözlerine şöyle devam etti:

“Biz bu ülkede yaşıyoruz. 16 Aralık bu suçlamaların hiçbiri var mıyd? Temmuz ayında ABD’ye gittiğinize, bir kanaat önderine, onun yaptığı nedir Allah aşkına. Ne insanlar, kanaat önderleri görüyoruz. Milletin sırtından zengin olurken, bu Türkiye’nin zenginlerine Fransız. İngilizlerin yaptığını, bu koca devlet biz de yapalım. Devlet yapmıyorsa, millet yapsın…Ülkede bir avuç Fransız varken Galatasaray  Lisesi var. Ama biz bir Almanya’ya Türk Kolejini kuramamışız. Dünya değişiyor. Sovyetler yıkılmış. Orada kendi dillerinden, kültürlerinden uzaklaşmış Türk Cumhuriyetleri var. Gelin burada seferber olalım. Misyoner gibi bu çocuklar. 500 dolara gidiyorlar. Türkiye’de öğreniyorlar. Ben bu okullara gittim. Duvarda Atatürk resmi, bir tarafta gençliğe hitabe, bir tarafta İstiklal Marşı..Devletin yıllardan beri yapması gerekeni bu insanlar yapıyor. Şimdiye kadar bunu saygıyla karşılamışssınz, alkışlamışsınız. Olimpiyatlarda ben konuşacağım diye yarışmışsınız. Geçen olimpiyatlarda sayın bakan benden önde gitti. Bana söz hakkı vermediler neredeyse. 17 Aralık’tan sonra masum insanların bir kısmı yolsuzluğa yapılan operasyonların içinde savcı, emniyet mensubu olarak yer almış. Bunlara görmeyin demişsiniz. Allah’tan korktukları için bunarı suçluyorsunuz Allah sizin müstahakkınızı versin. Bunu bütün millet görüyor”

“MİLLETİN PARÇALANMAMASI LAZIM”

Ertuğrul Günay, yerel seçimde iktidara karşı en güçlü siyasi partinin desteklenmesi gerektiğini bir kez daha vurgulayarak, şu sözlerle güçbirliği çağrısı yaptı: 

“İzmir’de iktidarın karşısında en güçlü seçenek kimdi? MHP m? Demokrat Parti m? DSP m? Değil. Biz CHP’nin de ciddi yanlışlarına itiraz etmiş insanız. Şu anda derdimiz partiler değil iktidarın karşısında onu hizaya getirmek için güçlü alternatif ne ise o. Burada milletin parçalanmaması lazım. Önce demokrasiyi korumalıyız. Aziz Bey’e (Kocaoğlu) operasyon yapıldığında tek itiraz eden bendim. Şimdi avaz avaz bağıranların hepsi sustu. Aziz Bey yargının karşısına çıktı ve kararlarını bekliyor ben bu tavrı alkışlıyorum” dedi. 



“ALLAH’IN HESABI ÇABUKTUR”

Ertuğrul Günay, eski Bakan Egemen Bağış’ın dini değerlerle dalga geçtiği öne sürülen telefon kaydını soran basın mensuplarına yanıt verirken ağlamaklı oldu, sesi titredi.

Günay, Bağış’ın Berkin Elvan  cenazesinde attığı ‘netrofiller (ölü seviciler)’ tweetini hatırlatarak, “Allah’ın hesabı çabuktur” dedi. Günay, şöyle konuştu:

“Dün fezleke gerginliği sırasında bir arkadaşımız çıkıp dedi ki ‘Şu yaşadıklarımız dedi dinen günah, örfen ayıp, kanunen suç’ Siz bunları örtmeye çalışıyorsunuz. Bu yeterince açıklayıcı. Bu arkadaşın kaydı kendisine ait m? Değil demeye çalıştı ancak muhatabı özür dileyerek görüşmenin doğruluğunu teyit etti. Bu delilendi. Çok üzüntü duyduk. Selamlaştığımız bir arkadaşlarımız. Bir hatırlatma yapacağım birkaç gün önce Türkiye’de gencecik bir çocuk Berkin Elvan ekmek almaya giderken başından vuruldu. Dokuz ay hastanede yattı. Bunların hepsi yoksul. Yoksulun arkasından ileri geri konuşmayacaksın. Bir kurt kapsa koyunu gelir bir ilahi adalet Ömer’den sorar onu.

Bu bize bir ahlakı vasiyet. O cenazenin arkasından gözü yaşlı yürüyen insanlara hakaret edeceksin. Sonra tepki alıp tweeti sileceksin. Üç gün sonra senin bu görüşmen ortaya çıkacak. Vallahi Allah’ın hesabı çabuktur.”

“YOLSUZLUK SÖYLEMLERİ MİLLİ HEYECANLA GÜNDEMDEN DÜŞÜRÜLMEYE ÇALIŞILIYOR”

Ertuğrul Günay, Suriye ile savaş ihtimaline soran basın mensuplarına şunları söyledi:

“Türkiye ciddi bir dış politika sorunu yaşıyor. Komşu devletin içine düştüğü kaosla Türkiye’nin içine düştüğü eksiklik ve yanlışlıkları var. Suriye gibi bir ülkenin iktidarının değiştirilmesinin çok kolay olmadığını söylemiştim. Bunun bedelleri daha uzun zaman ödenecek. Bu seçim eşiğinde yolsuzluk söylemlerinin gündemden düşmesi milli heyecanın iktidar etrafında toplanması için her türlü tehlikeli oyun oynanabilir. Yapılacak bir provokasyon milli heyecanı tahrik etmeye niyetli olabilir. Bu tür provokasyonlara karşı uyanık olalım” dedi.    

TOPLANTIYA KİMLER KATILDI
Günay, işbilen ve Kalkan’ın düzenlediği toplantıya AK Parti Gaziemir eski İlçe Başkanı Sabır Telingün, AK Parti Seferihisar eski İlçe Başkanı Ümit Cingöz, AK Parti Bayraklı Belediye Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe, AK Parti Buca Belediye Başkan aday adayı Aybar Uygur, AK Parti Menderes Kadın Kolları eski Başkanı Zerrin Ak ve bazı eski partililer katıldı.

 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.