Dervişoğlu: 'İhanetin zaman aşımı yoktur'
İYİ Parti lideri Dervişoğlu, süreç komisyonu üyelerinin İmralı'ya gittiği gün için "AKP-MHP-İMRALI ittifakının resmileştiği gündür. Bu ittifak, Abdullah Öcalan ittifakı olarak tarihe geçecektir" dedi. "Kürtler ile PKK’yı birbirinden ayırmaya çalışan devlet aklı gitmiş, yerine Öcalan’ı Kürtlerin ulusal lideri yapmaya çalışan Devlet Bahçeli aklı gelmiştir" diyen Dervişoğlu "Kürtlere yaklaşırken PKK terörizmine ve Öcalan canisine paye vermekse, sadece Cumhuriyetimize ve Anayasamıza yapılan açık bir saldırı değil, Cumhuriyeti korumak için and içmiş savcılarımızın da mutlaka dikkate alması gereken aleni bir suçtur" ifadesini kullandı. Bahçeli'nin darağacı çıkışına "Darağacına, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni çıkarıyorsun. Farkında mısın?" diye yanıt veren Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da seslenerek "Komisyonun yetkilerinizi gasp etmesine itirazınız yoksa ve Bahçeli’nin ülkeyi sizin yerinize yönetmesine müsaade ediyorsanız; getirin anayasa değişikliğini parlamenter sisteme geçelim" dedi
- Ege Postası
- 26.11.2025 - 14:40
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu.
Dervişoğlu, grup toplantısının başında İYİ Parti’ye katılan Prof. Dr. İpek Özkal Sayan’a rozet taktı.
24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla şahit öğretmenleri anarak konuşmasına başlayan Dervişoğlu, “Cehle karşı, bölücüye karşı duran bu neferlerin, kalleşlerce neden kara toprağa düşürüldüğünü, gencecik bedenlerinin neden al bayrağımıza sarıldığını hatırlamak bir namus meselesidir. Hatırlatmak da haysiyet meselesidir. Adını anmayacağım o zat diyor ya; mesele, bayrağa nasıl bakıldığıymış. Sen artık nereye bakarsan bak, İmralı’yı görüyorsun, terörbaşını görüyorsun. Oysa ben o bayrağa baktığımda; 1988 yılının Mart ayında, okulunun önündeki Türk bayrağını indirmek isteyen hainlere direndiği için, o bayrağı indiremezsiniz dediği için PKK’lı teröristlerce bayrak direğine asılarak şehit edilen, 24 yaşında gencecik bedenini bayrak eden Kırşehirli Öğretmen Hüseyin Aydemir’i görüyorum! Allah, insanı iddiasından vururmuş. Başka da bir diyeceğim yoktur!” dedi.
“Bu tablo öğretmeni yok sayan, eğitimi çökerten bir zihniyetin ürünü”
AK Parti iktidarı için “Eğitim sistemimizdeki çöküşün merkez üssü oldular” değerlendirmesini yapan Dervişoğlu, “Öğretmenler, yoksulluğa itildi; atamalar, partizanlığa kurban edildi. Bugün 5-6 milyon ev gencinden bahsediyorsak, bunun ilk denemesi, atanamayan öğretmenler rezaletidir. Milli Eğitim Bakanlığı; vizyon üreten bir kurum olmaktan çıkartılmış, kaynaklarımızı ve evlatlarımızın geleceğini birtakım yapılara aktaran, tüketen ve yok eden aracı bir kurum haline getirilmiştir. Peki öğretmenlerimiz? Açlık sınırındadırlar. Bir de büyükşehirlerde çalışıyorsa; maaşı ev kirasına, aidata ve faturalara yeterse şükrediyorlar. Özel okuldaki öğretmenlerimizse daha perişandır. Bu tablo öğretmeni yok sayan, eğitimi çökerten bir zihniyetin ürünüdür. Ama bilin ki çözüm zor değildir. Bu ülkenin geleceğini önemsiyorsanız; ilköğretimi parayla değil, hakla sağlıyorsanız; öğretmeni, parti mitinglerinizde dolgu malzemesi değil başınızın tacı görürsünüz. Sonuç da kısa zamanda müspet olacaktır. İYİ Parti işte bunun için vardır! İYİ Parti sadece başarmayacak, cehaleti ve ihaneti mağlup edecektir!” ifadesini kullandı.
“Her zaman ne gerekiyorsa kadınların yanlarındayız”
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne değinen Dervişoğlu, “Kadına yönelik şiddet deyince aklımıza ilk olarak, cinayetler geliyor. Derin bir hicap duyuyorum! O yüzden sayıları tekrarlamak ve olağanlaştırmak istemiyorum. Kendi koyduğu yasaları, kuralları çiğnemesiyle bilinen bu iktidarın; en meşhur fecaatlerinden bir tanesi, 6284 sayılı kanunun teminatı olan, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasıydı. Ancak mesele yasaların konulması değil, uygulanmasıdır. Uygulanırken de her türlü istismarın, keyfiyetin, başıboşluğun önüne geçilmesidir. Bunun için de zihinlerdeki anlayışın değiştirilmesi şarttır.İYİ Parti olarak, kadınların hayatın her alanında eşit ve öncü rollerde olmasının savunucusu ve takipçisiyiz. Teşkilatlarımız, genel merkezimiz her zaman, hangi zorluk altında olursa olsun kadınların yanındadır. Hukuk, sosyal dayanışma, maddi veya manevi destek! Her zaman ne gerekiyorsa yanlarındayız. İYİ Parti olarak biliriz ve inanırız ki, vatanı kurtaran ve Cumhuriyeti kuran iki elin biri kadındır. Yarın da onu koruyacak ve yükseltecek olan iki elin biri yine kadındır. Eşitlik istiyorsak, adalet istiyorsak, önce kadınların düşürüldüğü bu haksızlık giderilmelidir” şeklinde konuştu.
“Eşitsiz Türkiye, Evsiz Türkiye, Talihsiz Türkiye, Tedbirsiz Türkiye”
“Eşitsiz Türkiye ortadan kalkmadan, Terörsüz Türkiye gerçekleşemez” diyen Dervişoğlu, “Aile yılı ilan edilen 2025 yılında, ailenin kurulacağı yuva yoktur. Müteahhitlikle abad olan bu iktidar, her yere beton dökmüş ama ne hikmetse konut sorununu 40 yıl önceki duruma getirmiştir. Bugün ‘Evsiz Türkiye’ sorununu yaratanlar, Terörsüz Türkiye davulunu bu yüzden çalmaktadırlar.Bugün Türkiye’de 24 milyon yurttaşımız kiracı durumundadır. TOKİ, 15 bin kiralık konut yapacağını açıklamıştır. Vatandaşın kurada çıkma ihtimali, 1600’de 1’dir. Bu hal de, ‘Talihsiz Türkiye’nin fotoğrafıdır. Ev sahibi olanlar daha fazla mülk edinirken; milletimiz yuvasızdır, evsizdir. Zorunlu sosyal kota, boş konut vergisi, çağa uygun sosyal kooperatifler aklılarına gelmemiştir. Bu ‘Tedbirsiz Türkiye’yi bizler düzelteceğiz! Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı kurulan şirket sayıları düşerken, kapanan şirket sayıları zirve yapmaktadır. Bankalara koyulan tasarruflar değil, icraya düşen banka kredileri rekora koşmaktadır. Bu sebeple Terörsüz Türkiye, ‘Ekmeksiz Türkiye’nin üzerine örttükleri kılıftır. Cumhuriyetin ikinci yüzyılının en büyük projesi Terörsüz Türkiye, kılıfın içindeki ise ‘İkbalsiz Türkiye’dir. O kılıf, yamandıkça açılmaktadır, ne kadar dikilse iplik ve kumaş yetmemektedir. İkbale erişmemizin yolu, ‘Hainsiz Türkiye’dir. Hainlerin abad değil, tarumar edildiği bir Türkiye’ye ihtiyaç vardır” dedi.
“Bu ittifak, Abdullah Öcalan ittifakı olarak tarihe geçecektir”
Terörsüz Türkiye adıyla yürütülen süreç kapsamında kurulan komisyonun İmralı’ya gitmesine değinen Dervişoğlu, “24 Kasım günü, Türk’ün talihinde kapkara bir andır. Türk tarihinin kara bir günüdür. Devleti yönetenlerin, o devleti İmralı’yla eşitlediği; milletin vekaletiyle orada oturanların, o vekaleti teröristle paylaştığı gündür. 24 Kasım, uzun yıllardır hayaleti dolaşan habisliğin, ete kemiğe büründüğü gündür. AKP-MHP-İMRALI ittifakının resmileştiği gündür. Bana kimse Cumhur İttifakı’ndan bahsetmesin. Bu ittifak, Abdullah Öcalan ittifakı olarak tarihe geçecektir” şeklinde konuştu.
“Devlet aklı gitti Devlet Bahçeli aklı geldi”
Türkiye Cumhuriyeti’nin, küresel hokkabazların eşit vatandaşlık tanımıyla değil, yurttaş eşitliği anlayışıyla kurulduğunun altını çizen Dervişoğlu, “Kürtler ile PKK’lı teröristler arasına her zaman kalın duvarlar çekti. Bu duvarlardır ki, ne kadar zorlanırsa zorlansın, Türkiye’de bir iç çatışmayı her zaman engelledi. İmralı süreci ve Öcalan’ın doğrudan muhatap alınması ise evvela bu anlatıyı yıkmış; Kürtleri, Öcalan’ın vesayeti altına almanın yolunu açmıştır. Şimdiyse, Kürtler ile PKK’yı birbirinden ayırmaya çalışan “Devlet Aklı” gitmiş, yerine Öcalan’ı Kürtlerin ulusal lideri yapmaya çalışan “Devlet Bahçeli aklı” gelmiştir. Cumhuriyet; fertlerin kendi aralarında ve devletle; aracısız, pazarlıksız, komisyonsuz ilişki kurabilmesidir. Bu yüzden Türkiye’nin her vatandaşı kimliklerinden bağımsız haklarda ve sorumluluklarda eşittir, eşit olmalıdır. Kürtlere yaklaşırken PKK terörizmine ve Öcalan canisine paye vermekse, sadece Cumhuriyetimize ve Anayasamıza yapılan açık bir saldırı değil aynı zamanda Cumhuriyeti korumak için and içmiş savcılarımızın da mutlaka ve mutlaka dikkate alması gereken aleni bir suçtur. Bu Cumhuriyet’in, Kürt vatandaşlarıyla ilişki kurması için ne Öcalan’a ne de PKK’ya ihtiyacı yoktur. Bu İmralı süreci devam ettiği takdirde bunun iki sonucu olacaktır. Birincisi, vatandaşlar artık devlet ile doğrudan, vasıtasız ilişki kuramayacaktır. Her kimlik grubunun kendi liderleri veya partileri üzerinden, gerekirse çete, mafya, kartel ya da terör örgütü kurarak, iktidar ile hak ve imtiyazlar için pazarlık yapmayı kendine hak görecektir. Bu proje Lübnan ve Irak’ta uygulanan, gücü etnik ve mezhepsel kimlikler arasında bölüştüren müstemleke artığı bir projedir. İşte İYİ Parti’yi; bu ülkenin milliyetçi, vatanperver, her vatandaşını telaşa düşüren, feveran ettiren şey budur. Zaten, Bahçeli bir Kürt bir de Alevi cumhurbaşkanı yardımcısı talebini daha önce dile getirmiştir. Meclis Başkanı, Anayasa’nın 3. maddesinden rahatsız olduğunu alenen ifade edebilmektedir. Cumhurbaşkanı ise, hayallerinde, başka bir cumhurun reisi olacağı günü beklemekte, Türkiye’yi etnisitelerle tanımlamaktadır” dedi.
“Bunu yapanların tamamı suçludur ve hesap vermelidir”
“Türkiye’nin Lübnan gibi, Irak gibi bir ülkeye dönüşme ihtimali ufukta belirmiştir” diyen Dervişoğlu, “Ortadoğu’nun iç savaş yaşayan ve belini bir türlü doğrultamayan ülkelerinin benimsediği modeldir bu. İnsanların birbirini acımasızca yok ettiği, kurtarılmış mahallelerin olduğu, ticaretin durduğu, toplumun yoksulluğa sürüklendiği modeldir. 100 senedir sağ salim devam eden Türkiye Cumhuriyeti’nin dibine konan dinamittir bu. Bunu yapanların tamamı suçludur ve hesap vermelidir” ifadelerini kullandı.
“Vatandaş Müsavat Dervişoğlu olarak konuşuyorum!”
Teşhisi yapmanın ve aşikar olanı ilan etmenin zamanı geldiğini dile getiren Dervişoğlu, “Türkiye’yi Lübnanlaştırmak, Iraklaştırmak, Ortadoğululaştırmak isteyenler kimlerdir? Türkiye’ye ABD ve İsrail tehdidiyle, kendi çıkarlarına çevre temizliği yaptıranlar kimlerdir? Bizi, 100 yıllık Cumhuriyet rüyamızdan ilelebet men etmek isteyenler kimlerdir? Tarihte Türk adıyla kurulmuş bu ikinci devletimizi bize çok görenler kimlerdir? Genel Başkan doğmadım, bir al bayrakla öleceğim! O yüzden, vatandaş Müsavat Dervişoğlu olarak konuşuyorum! CHP başta olmak üzere tüm partilere, derneklere, vakıflara, bu süreçte “ne şiş yansın ne kebap diyenlere” sesleniyorum! Arkalarındaki motivasyon, siyasi taktiklerden ibaret olmayan bu güruha karşı; siyasi taktiklerle yanıt vermek, tıpkı o komisyona desteğiniz gibi bu meşrulaştırma oyununa yani Türkiye için çatılan bu odunlara yenilerini eklemektir. Bu yankı odasından çıkın!
Bu oy hayalinden uyanın artık!” şeklinde konuştu.
“Size düşen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AKP Genel Başkanı Erdoğan arasındaki krizi çözmektir”
Başkanlık sistemi için 'daha başından ölü doğmuş bir sistemdi' diyen Dervişoğlu, “Daha başından pazarlıklara bağlı, ödenerek bitmeyecek diyetleri vardı. Dışarıdaki borçları da içerideki borçları da görüyoruz. 2023 senesinde, ülkenin sorunları için halktan oy isteyen Erdoğan; Bahçeli’nin aba altından sopa göstermeleri sonucu, yetkisini Meclis’te kurulan korsan bir komisyon ile paylaşmak zorunda kaldı. En nihayetinde geçen hafta bu yetkisini kaptırdı. Ülkenin, güvenliğini böylesine ilgilendiren bir konuda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ne düşündüğünü hala bilmiyoruz. Bileniniz var mı? Bir tartışma yaşanıyor. Gelişmeler lehine olursa o başarıya sahip çıkacak, aleyhine olursa elini yıkayıp çıkacak. Bizzat kendisi, İmralı’ya gitme konusuna komisyonun karar verdiğini söylüyor. Sayın Erdoğan, İmralı kararınızdan anlıyoruz ki; Cumhurbaşkanı olarak farklı, AKP Genel Başkanı olarak farklı düşünüyorsunuz. Ve en sonunda AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın söyledikleri oluyor. O halde size düşen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AKP Genel Başkanı Erdoğan arasındaki krizi çözmektir. Komisyonun yetkilerinizi gasp etmesine itirazınız yoksa ve Bahçeli’nin ülkeyi sizin yerinize yönetmesine müsaade ediyorsanız; sizi bu zilletten kurtaralım, getirin anayasa değişikliğini parlamenter sisteme geçelim, bu işin de adını koyalım. Teröriste teslim edilmiş değil, Terörsüz Türkiye istiyorsanız; bu yetkili Meclisle olur, korsan komisyonla değil!” açıklamasını yaptı.
“Darağacına, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni çıkarıyorsun. Farkında mısın?”
“Yanlış yolun şaşkın yolcuları; bu yol yol değil” diyen Dervişoğlu, “Türkiye’yi ateşe atıyorsunuz, farkında değil misiniz? Milletimizi ve ülkemizi uçuruma sürüklüyor, her şeyinizi borçlu olduğunuz Cumhuriyeti ağır yaralıyorsunuz. Farkında değil misiniz? Bir de “darağacına giderim” diyorsun. Darağacına, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni çıkarıyorsun. Farkında mısın? Yapmayın! Tarihe, taş üstüne taş koyan yerine, taş üstün taş bırakmayan olarak geçmeyin. Size güvenen bu aziz millete, size emanet edilen bu yüce devlete bu kötülüğü yapmayın. Sayın Erdoğan, tüm kanallar elinizde çıkın anlatın! Apo ile el sıkışma hikayenizi, paratonerlerinizle tepki soğurarak ima etmeyin! Çıkın ulusa seslenin, siz anlatın! Biz şifre çözücüler kullanarak,kim ne demek istiyor diye araştırma yapmak mecburiyetinde değiliz. Zira bunların hiçbirinin iyi niyetine ve samimiyetine asla güvenmiyoruz” diye ekledi.
Dervişoğlu'nun, "İhanetin zaman aşımı yoktur" çıkışı da dikkat çekti.
Yorum Yazın