
DEM Partili Akın’dan ‘fesih kararı’ için şeffaflık çıkışı: Bir sürü komplodan bahsediliyor!
Terör örgütü PKK, örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadelenin sonlandırması kararlarını alarak, PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı. DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, “Riskler yok değil. Kaygılar yok değil. Her şey tozpembe gidecek diye bir durum yok. Bir sürü komplodan ve başka senaryolardan bahsediliyor. Ama açıklık ve şeffaflık bu işin içinde olursa çözülebilir. Neden bu kadar senaryo yapılıyor? Bence bilgiye ulaşmak zor olduğu ve çok gizli yapıldığı için. Devlet her şeyi açık açık yürütmediği için bütün bunlar oluyor” dedi.
- Ege Postası
- 12.05.2025 - 15:23
- Güncelleme: 12.05.2025 - 15:24
ŞİLAN KOCADAĞ/EGEPOSTASI- Terör örgütü PKK'nın 12. Kongre sonuç bildirisi açıklandı. Kongre, PKK’nın örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadelenin sonlandırması kararlarını alarak, PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı.
“KISA SÜREDE DEMOKRASİ, BARIŞ, ÖZGÜRLÜK VE ADALET GELECEĞİNİ GERÇEKÇİ BULMUYORUM”
DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın yaşanan gelişmeler doğrultusunda önemli açıklamalarda bulunarak, “Uzun süreden bu yana tartışılan ama artık açıkça tüm dünyaya açıklanan bir durum. Bizim açımızdan önemli bir adım. Çünkü biz demokratik siyaset zemininde siyaset yaparken bugün buraya bağlı olarak terör şiddet ve birçok insanın hayatına mal olan sonuçlar üretti. İlk aklıma gelen, terörü destekliyor musun, desteklemiyor musun? Terör örgütü diyor musun demiyor musun? Şeklindeki bir tartışmayla en son Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi hayatına mal olan bir sonuç oldu ve vurularak katledildi. Bu dönemin bittiğini düşünüyorum ama bu dönemin bitmesine bağlı yeni dönemde barış süreci diyebileceğimiz bir anlamda Kürklerin yıllardır yaşadığı ve Türkiye haklarıyla ortak hayatın yeniden ortak bir vatandaş, eşit yurttaş olarak yürütebildiği bir zemininin olmasının ihtimalinin çok arttığını düşünüyorum. Ancak Türkiye’deki bütün denklemler, siyaset yapma biçimleri, ötekileştirme tarzları, kapsayıcı olmayan bir siyaset yaklaşımları kolay kolay bu sürecin çözülmesine vesile olacak gibi gözükmüyor. Yani bir zaman alacak. Kısa zamanda her şeyin; demokrasi, barış, özgürlük, adalet gelecekmiş gibi iyimserlik içinde bakılmasını ben gerçekçi bulmuyorum. Ama bu yeni bir dönem olacak. Bütün siyasal denklemler de bence buna göre değişecek. Herkes, dilini, tarzını oluşturmaya çalışacak.” ifadelerini kullandı.
“DEM PARTİ OLARAK ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ”
Akın konuşmasının devamında, “Sırrı Süreyya Önder’in vefatı sonrasında ortaya çıkan bütün toplumun bir araya gelen, farklılıkların giderilebildiği, herkesin birbiriyle temas edebildiği, konuşabildiği cenazenin uğurlanmasına katılabildiği bir ortamın Türkiye için yeni bir sürecin, en azından olması gereken iklimi gibi geliyor bana. Biz DEM Parti olarak bu konuyu koruma konusunda elimizden geleni yapmaya kararlıyız. Aslında doğrudan muhatap olmamakla beraber, dolaylı olarak bu sürecin sağlıklı yürütülmesi konusunda arkadaşlarımız görev aldılar. Ancak bu açıklama sonrası Dem Parti Türkiye’nin bütününde 85 milyon halkın ihtiyacını karşılamaya dönük siyasetini çok daha güçlü bir şekilde ifade edebileceği zeminin oluştuğunu düşünüyorum. İşimiz daha çok yoğunlaşacak ve biz bunun gereğini yapma konusunda kararlı bir şekilde çalışmalarımızı yürüteceğiz. Bu tarihi yeni bir süreç…” dedi.
“ÖRGÜT BAĞLARI NEDENİYLE YARGILANMALARI ANLAMSIZ HALE GELDİ”
İktidarın bu durumu kendi lehine dönüştürmeden halkın katılımıyla, meclisin ortak iradesiyle, bir yol almasını tarihsel olarak önemli bulduklarını belirten Akın, “Örneğin siyaseten şu anda Anayasa Mahkemesi(AYM) kararlarına rağmen hukukun uygulamadığı bir zeminin derhal değiştirilmesi gerekir. Selahattin Demirtaş, Can Atalay gibi bütün siyasi tutukluların bırakılması Türkiye’nin daha özgür, demokratik bir ortama doğru bir yol alması gerektiğini biliyoruz. Bunlar olmadan da bu sürecin devam etmensinin mümkün olmadığını düşünüyoruz. Sadece çatışma ve çözüm sürecinin içinde bulunan şartlar değil. Bu iklimin yarattığı siyasal sonuçlar da çok fazla. Gezi tutsakları da dahil olmak üzere herkes bunun sonuçlarıyla muhatap oldu. En sonunda İmamoğlu’nun ‘kent uzlaşısı’ gerekçesiyle tutuklanması ve yargılanmasına sebep olan bir durum oldu. O zaman bütün bunların ortadan kalkması lazım. Madem terör örgütü kendini fesih etti, bu durumda örgüt bağları üzerinden insanların yargılanması anlamsız hale gelecek. Türkiye’nin bütün yargılama süreçlerinin de hem hukuki zeminde hem de fiili zeminde değiştirmesi gerekiyor. İktidarın bu konudaki elindeki argümanlar da bu bakımdan alınmış olacak. ‘Terör örgütü fesih etsin kendini’ dediler, etti. Hadi bakalım o zaman şimdi buna göre hayatı düzenlemek ve devletin yetkisi olan herkesin de bu akılla hareket etmesi gerekiyor. Biz bunun mücadelesini vereceğiz.” ifadelerine yer verdi.
“BURADAN GERİ DÖNÜŞ MÜMKÜN DEĞİL”
Akın süreç içerisinde herhangi bir olumsuzluk karşısında alınan karardan geri dönülüp dönülmeyeceğiyle ilgili, “Buradan geri dönüş hem devlet bakımından hem de örgüt bakımından mümkün gibi gelmiyor. O kadar kamuoyuna bu pozisyon bekletildikten sonra kimsenin oyun bozması normal gibi gelmiyor. Ama Türkiye’de olduğu gibi başka ülkelerde de var, bu tür problemler yaşanabilir. Ama bence bütün toplum artık buraya sahip çıkmalıdır. Kimsenin tekrar çatışmalı bir duruma izin vermemesi gerekiyor. Bunun yolu da meclisten geçiyor. Mecliste bu konuyla ilgili muhalefet partilerin de sürece sahip çıkması lazım. Mesele sadece iktidarın konusu değil, toplumsal bir konu. Bütün partilerin de bu konuda inisiyatif alması lazım. Biz de DEM Parti olarak her türlü diplomasi adımı atmaya ve bu çalışmayı yürütmeye kararlıyız. Riskler yok değil. Kaygılar yok değil. Her şey tozpembe gidecek diye bir durum yok. Bir sürü komplodan ve başka senaryolardan bahsediliyor. Ama açıklık ve şeffaflık bu işin içinde olursa çözülebilir. Neden bu kadar senaryo yapılıyor? Bence bilgiye ulaşmak zor olduğu ve çok gizli yapıldığı için. Devlet her şeyi açık açık yürütmediği için bütün bunlar oluyor. Ama bundan sonra bunu yapmamak açık ve şeffaf bir süreç izlemek gerekiyor.” diye konuştu.
“10. YARGI PAKETİ GİBİ BİR PAKET GELECEK”
Bundan sonra sürecin nasıl ilerleyebileceğiyle ilgili Akın, “Örgütsel olarak silah bırakma vs. gibi şeyler daha çok Türkiye’de değil de Irak’ta olacak gibi gözüküyor. Kürt halkının talepleri var. Anayasal haklarımızın uygulanmadığı durumlar var. İlk aşamada bizim beklentimiz; cezası dolmuş olmasına rağmen, 30 yıl bitmiş olmasına rağmen kimilerinin 33 yıla kadar yattığı insanlar var ve bunların birçoğu da hasta artık. 33 yıl cezaevinde kalıyor olması bile insanlık dışı bir durum. Bunun bir an önce düzenlenmesi gerekiyor. ‘10. yargı paketi’ gibi paket meclise gelecek galiba. Bayramdan sonraya kalma ihtimalinden bahsediliyor. Anayasal olarak, içeride olan siyasi tutsakların ve birçok davası görülen tutsakların bırakılması gibi somut adım atılması lazım.” dedi.
Yorum Yazın