DEM Parti'nin 99 sayfalık süreç raporunun ayrıntıları belli oldu!
DEM Parti, Meclis Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na sunduğu 99 sayfalık raporun ayrıntıları ortaya çıktı. Ulus devlet anlayışının eleştirildiği raporda Abdullah Öcalan için fiziki özgürlük talep edilirken, silah bırakan PKK'lılarla ilgili "Suç işleyen-işlemeyen ayrımı" yapılmaması istendi.
- Ege Postası
- 14.12.2025 - 10:33
Cumhuriyet'ten Sarp Sağkal'ın haberine göre, DEM Parti’nin süreçle ilgili önerilerinin yer aldığı raporda “1923’te Lozan Anlaşması’nın imzalanmasıyla birlikte deyim yerindeyse rüzgâr tersten esmeye başlamıştır. Cumhuriyetin kuruluşunun hemen öncesi ve hemen sonrasında kurucu siyasal özne olan görece demokratik ya da muhalif eğilimler, 1923 yılıyla birlikte ulus devletçi eğilimlerin müdahaleleriyle gerilemeye ve mevzi kaybetmeye başlamıştır” denildi. Raporun genelinde de ulus devlet anlayışı, “anadil, yerel yönetimlerde özerklik” gibi kavramlar üzerinden eleştirildi ve “ulus devlet merkezli güvenlik siyasetinin değiştirilmesi” istendi.
Öcalan'a özel bölümler
Raporda, PKK lideri Abdullah Öcalan’a geniş yer ayrıldı. Öcalan için “Kürt halkının varlık ve haysiyet kazanma tarihinin baş aktörü” tanımlaması yapılan raporda “Öcalan’a yönelik hukuki yaklaşım, aynı zamanda Kürt halkına yönelik hukuki yaklaşımı da yansıtmaktadır” değerlendirmesine yer verildi. Öcalan için fiziki özgürlük istenen raporda “Öcalan, sürecin gereklilikleri ve barışın toplumsallaşması açısından dilediği heyetlerle, kişilerle ve basın mensuplarıyla görüşebilmelidir. Bu aşamada ve umut ilkesi hayata geçirilinceye kadar özgür çalışma, erişim, barınma ve iletişim koşullarının sağlanması gereklidir” ifadeleri kullanıldı.
Demirtaş'ın görüşleri raporda yok
Öte yandan, Selahattin Demirtaş’ın görüşleri raporda yer almadı. Adı raporda 4 kez adı geçen Demirtaş için “Başta Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Can Atalay, Osman Kavala olmak üzere politik nedenlerle yargılanan ve içerde tutulan tüm mahpuslar tahliye edilmelidir” ifadelerine yer verildi.
Aynı şekilde raporda başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanan belediye başkanlarının yaşadıklarına ve ismine değinilmedi. Sadece “Kürt meselesindeki güvenlikçi çizgi, muhaliflere yönelik ‘düşman ceza hukuku’ uygulamalarını yaygınlaştırmış; suçsuzluk karinesi ve lekelenmeme hakkı fiilen askıya alınmıştır” denildi.
"Suç işleyen-işlemeyen ayrımı yapılmasın" talebi
Raporda silah bırakanlarla ilgili düzenleme önerileri de yer aldı, “suç işleyen-işlemeyen” ayrımı yapılmaması istendi. Silah bırakan örgüt üyelerinin istihdama katılımlarının sağlanması, sosyal güvenlik haklarının olması, ifade özgürlüklerinin kısıtlanmaması gibi taleplerde bulunuldu.
Bunun dışında raporda yer alan “Çatışma döneminde atanmış olan vali, kaymakam, emniyet müdürü, jandarma komutanı gibi kamu yöneticileri barış sürecinin gereklerine uygun olarak gözden geçirilmeli. Bölgeye çatışmalı dönem için sevk edilen özel harekât birlikleri, operasyon timleri ve batıdan gönderilen askeri birliklerin geri çekilmesi sağlanmalı” gibi öneriler de dikkat çekti. Anadilde eğitim ve anayasada değişiklik de talep edilen raporda “Süreci taçlandıracak anayasal değişiklikler yapılmalıdır.Anayasa’nın 42. (anadilinde eğitim), 66. (vatandaşlık tanımı) ve 127. (idari vesayet) maddeleri üzerinde düzenlemelere gidilmelidir. Anayasanın başlangıç bölümü, barış odaklı bir dille yeniden yazılmalıdır” talepleri sıralandı.
Şeyh Said ve Said-i Nursi talebi
Raporda “Şeyh Said, Seyit Rıza, Said-i Nursi gibi tarihsel şahsiyetlerin mezar yerlerinin bilinmemesi, Kürt halkı için bir nevi açık yara ve bitmeyen yastır. Yaranın kapanması, yasın bitmesi için mezar yerleri açıklanmalı ve cenazeler ailelerine teslim edilmelidir” talebinde de bulunuldu.
Yorum Yazın