CHP'li Sındır'dan NEO TV'de 19 Mart hatırlatması: Başkanlar görevindeyken yargılanırdı!
CHP eski Genel Sekreteri ve İzmir eski Milletvekili Kamil Okyay Sındır, CHP’li belediyelere yönelik operasyonlarda sürecin artık siyasallaştığını ve değiştiğini savunarak, “19 Mart'a kadar yargılanan belediye başkanları görevindeyken yargılanırdı. Aziz Kocaoğlu 390-400 yıla yakın yargılandı. Tutuklu mu? Gözaltı tutuklandı mı? Hayır. 400 yılla yargılanan bir belediye başkanı görevinin başındaydı ve beraat etti.” dedi.
- Ege Postası
- 31.10.2025 - 11:28
- Güncelleme: 31.10.2025 - 13:06
EGE POSTASI- CHP eski Genel Sekreteri ve İzmir eski Milletvekili Kamil Okyay Sındır, NEO TV’de yayınlanan 10. Köy programında siyaset ve kent sorunlarını masaya yatırdı.
BAYKAL DÖNEMİNİ İŞARET ETTİ
Sındır, CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal döneminde referandumda yapılan düzenlemelerin bugün sorun yarattığını belirterek, “Bugüne kadar yaşadığımız yargı kararlarındaki yaptığımız eleştirilerin kökeninde aslında bu yatıyor. Düşünsene bir hakimsin. Ya da bir cumhuriyet savcısı, cumhuriyet başsavcısı, bir yargı mensubusunun Yargıda üç masaj ayağı vardır, bir iddia makamı vardır, savcılık. Bir de yargı, karar makamı. Bir de savunma makamı. Avukatlar genellikle temsil eder. Dolayısıyla iddia ve karar ve yargı ve hüküm veren makam üyesi olduğunu düşün. Öyle bir noktaya geldi ki Anayasa Mahkemesi ve Hakimler Savcılar Kurulu'nun üyeleri siyasi iradenin bugün o parti, yarın öbür parti, başka bir parti olması hiç fark etmiyor. Orada da yürütme ve yürütmenin şu anda tek temsilcisi anayasamız gereği Cumhurbaşkanı.” ifadelerini kullandı.
CHP’li Sındır, yargıda siyasallaşmanın olduğunu savunarak, “Dolayısıyla bir siyasi parti kimliğiyle var olan bir yürütmenin belirlediği önerdiği anayasa mahkemesi ve Hakimler Savcılar Kurulu'ndaki bir yürütmeyi düşündüğünde yürütmenin işine gelmeyen bir karar verirsem, ‘Acaba görev yerim değişir mi? Acaba başıma bir iş gelir mi?’ Endişesi taşıyorsanız, yargıda, yargılamada… Hem iddia makamının çalışmalarında hem de mahkemelerin verdiği kararlarda kanunlara ve hakimlerin, yargıçların vicdanıyla verdikleri, toplumun vicdanının sesi olarak verdikleri kararlarda olumsuz etkiler yaratacaktır. Eğer bir yargı paketi geliyorsa öncelikle Hakimler Savcılar Kurulu ve Anayasa Mahkemesi'nin mutlak bağımsızlığını sağlayacak. Yani herkesin güven duyduğu, adalete toplumun güven duygusunu pekiştirecek bir yargı düzenini, bir yargı paketini, yargı paketinin içerisinde mutlaka olması gereken şey bu. Milletin yargıya olan güveni, yargının dağıtacağı adalete olan, güvenini güçlendirecek, yeniden tesis edecek bir düzenleme gelmesi gerekir diye düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
“İLK 4 MADDESİ ASLA DEĞİŞTİRİLEMEZ”
‘Terörsüz Türkiye’ süreci kapsamında TBMM’de kurulan Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda anayasa değişikliğinin gündeme gelebileceğini belirterek ilk dört maddesinin değiştirelemeyeceğinin altını çizen Sındır, “Yakın bir zamanda artık dinlemeyi bırakıp uygulamaya geçeceğiz. Yol haritası ve hangi kanunlarda ne gibi düzenlemeler yapılacak? Sıra bunların konuşulmasına geldi. Dolayısıyla bana göre anayasa değişikliğine gerek kalmadan ki anayasanın ilk üç maddesi başlangıçta dahil olmak üzere dört maddesi asla değiştirilemez, kimse ona cüret edemez. Tenezzül edemez demiyorum, cüret edemez. Öyle bir şey söz konusu olamaz ama o talepler de gelecektir ben söyleyeyim. Oraya da müdahale talebi gelecektir. Türkiye'nin önünde bu tartışmalar bir gerilim, bir gerginlik yaratacaktır.” dedi.
CHP’li belediyelere yönelik yargı eliyle yapılan müdahalelere ilişkin konuşan Sındır, “Biz ona karşı, o baskılara karşı mücadele ederiz, direniriz. İller Bankası ödemelerini keser. Ödemelerini keser. Bakanlık İzmir'e ya da CHP'li belediyelerin olduğu şehirlere yatırım yapmaz, gider başka yerde yatırımlarını yapar. Merkezi yönetimin yatırım programına aldığı yatırımlar kendi partisinin belediyelerine yönelik olur. Zaten bu yıllardır yaşanıyor Türkiye'de siyasetin, hukukun üzerinde bir egemenlik kurmuş olabileceği düşüncesini bile kabul etmiyorum. Ama yaşadığımıza bakınca bunun böyle olmadığı duygusu, toplumda algısı hepimizde geldi.
Bir iddianame hazırlanıyor, içeriği yok, tutuklanıyor. Sadece isnat edilen suç üzerine bir tutuklama, gözaltı tutuklama. Tabii ki yargılanacak. Bir suçu varsa suçunun cezasını da çekecek. Her kim olursa olsun. Ama yani özgürlüğün kısıtlanması, sınırlandırılması, burda konu.” ifadelerini kullandı.
“KOCAOĞLU YARGILANIRKEN GÖREVİNİN BAŞINDAYDI”
CHP’nin 19 Mart’ı ‘darbe’ olarak nitelendirmesine değinerek, “19 Mart'a kadar yargılanan belediye başkanları görevindeyken yargılanırdı. Aziz Kocaoğlu 390-400 yıla yakın yargılandı. Tutuklu mu? Gözaltı tutuklandı mı? Hayır. 400 yılla yargılanan bir belediye başkanı görevinin başındaydı ve beraat etti.” diyerek sürecin değiştiğine işaret etti.
“KURULTAYDA HUKUKİ BİR SIKINTI OLACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM”
CHP’nin 39. Olağan Kurultayı’na ilişkin konuşan Sındır, “Geçen haftalarda olağanüstü bir kurultay da yapıldı. Ve yeni bir yönetim, bütün yönetim fes oldu ki istifa etti. Sonra yeniden seçimle Sayın Genel Başkan ve Parti Meclisi yeniden olağanüstü kurultayla seçildi. Olağanüstü kurultaya itirazlar olmuştu. Yüksek Seçim Kurulu onları reddetti. Dolayısıyla aslında mutlak mutlan meselesi orada bitti bence. Ve bu olağan kurultayla ilgili tertemiz bir sayfa açılarak Cumhuriyet Halk Partisi'nde. artık hukuki müdahalelerin de fırsat bulamayacağı bir kurultay olacak. Sonuç itibariyle. Öyle olacaktır. Öyle olmalıdır.
İstanbul'da da olağan kongreye itiraz ettiler. Olağan kongreye de itiraz edildi. YSK bunların hepsini reddetti. Tabii yüreğimize su serpti. Mühürsüz oy pusulalarının olduğu seçimleri hatırladığımızda YSK'ya olan güven ciddi şekilde. O nedenle burada bir hukuki sıkıntı olacağını düşünmüyorum ben bu kongrede.” açıklamasında bulundu.
Yorum Yazın