CHP'li Sertel'den 'İBB operasyonları' çıkışı: 'CHP'yi baskılamaya çalışıyorlar'

EGE POSTASI-  Ege Postası ekranlarında yayınlanan Senem Gökdağ ile Manşet programının bugünkü konuğu CHP önceki dönem İzmir Milletvekili Atila Sertel oldu. Programda ülke gündemini masaya yatıran Sertel, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yapılan operasyonlar ve tutuklanan belediye başkanları için CHP üzerinde baskı kurulduğunu öne sürerek şunları söyledi:

ERKEN SEÇİM MESAJI

"İstanbul’da çok önemli ilçelerin belediye başkanlarını ne yazık ki hukuksuz bir biçimde görevden alıp içeri attılar. Belediye başkanları üzerinden CHP’yi masaya oturtmak istiyorlar. 'Anlaşma yapalım' diyorlar, 'yeni bir anayasa yapalım' diyorlar. Baskının temel nedenlerinden biri bu. Pazarlığa sürüklemek istiyorlar. Çok alçakça bir durum bu aslında. Anayasayı yeniden yazmak istiyorlar, yazarken de bazı maddeleri değiştirmek istiyorlar. CHP onay versin diye bu baskılar. Hizbullah’ın kafa yapısındaki bir parti olan HÜDAPAR ile iş birliği yaptılar, HÜDAPAR açıkladı. İlk 4 maddenin değişmesini istediklerini söylediler.

‘Ne mutlu Türküm diyene.’ diyenden rahatsızlık duyuyorlar. Türkiye’yi sağ salim rayına tekrar oturacak tek şey erken seçimdir. Eğer kendilerine güveniyorlarsa, eğer seçimde kazanacaklarına inanıyorlarsa koyarlar sandığı. Herkes aday olur, herkes boyunun ölçüsünü alır. Sandıkla gelen sandıkla gider."

"BU İKTİDARIN AYAKTA KALABİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL"

CHP'li Sertel, Kültür Bakanlığı'nın İmamoğlu'na destek veren sanatçıların Antik Tiyatro Konserleri'ni iptal etmesine yönelik sert eleştirilerde bulundu.

Sertel şunları söyledi:

"Halkına düşman, sanatçısına düşman, gazeteciye düşman aklına gelen hemen herkese düşman bir yapının çok fazla ayakta kalamayacağını düşünüyorum. Yani sanata ve kültüre ambargo uygulanır mı? Uygulanırsa doğru mu olur? Türkiye rezil mi olur? Şimdi bu sanatçılara bu ambargo uygulandığı zaman sadece Türkiye duymuyor ki bunu. Bir şekilde dünyaya da yayılıyor. Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğu sadece Türkiye’deki vatandaşları ilgilendirmiyor ki, tüm dünyayı ilgilendiriyor ve size demokrasisi ve özgürlüğü kısıtlı bir ülke damgası vuruluyor. O nedenle bu ülkeye ne yatırım gelir, ne de gelen yatırım yerinde durur, kaçar. Hukukun ve adaletin olmadığı hiçbir yerde inanın ki çiçek açmaz. O nedenle Ekrem İmamoğlu’na sahip çıkan insanlara böyle bir cezanın uygulanması durumun daha da kötüye gittiğinin işaretidir. Anadolu’da bir söz vardır: Zulmün artsın derler. Zulmün artsın ki devrilesin. İlk seçim sonucu gösterecek. Bu iktidarın ayakta kalabilmesi mümkün değil. Bu kadar halka vaadi olmayan, hiçbir mutluluk vermeyen iktidar ayakta kalamaz."

EKONOMİYE ELEŞTİRİ: İKTİDAR ZULÜM VAAD EDİYOR

Sertel ekonomik krize ilişkin ise şunları kaydetti:

"Düşünün, 600 bin lira paran var. Devlet bankalarından birine yatırdın. Aylık faizi şuan 26 bin lira. Asgari ücret 22 bin 104 lira. Yani senin 600 bin liran bir asgari ücretlinin bir aylık bedelinin üstünde faiz veriyor. Böyle bir ülke olabilir mi? O insan o parayla çocuğuna ve karısına bakacak, ekmek alacak, elektriği, suyu ve kirasını ödeyecek, mümkün mü? Şimdi ne vaad ediyor bu iktidar: Zulüm vaad ediyor. Ülke, göz göre göre geçinemeyen ve yoksulluğun en dibine vuran konuma getirildi. Diyanet İşleri Başkanlığı 'faiz haramdır' diyor, bir yandan hocalar vaaz veriyor ama hepsinin parası faizde. Bir de diyorlar ya, 'çocuğunuzu İmam Hatip’te okutun' diye... Kendi çocukları Amerika’da okuyor. 'Vatan şereftir' diyor, köylünün yoksul çocukları askere gidiyor ama kendi çocukları askere gitmiyor ve rapor alıyor. Şehit bayrakları sıvası olmayan evlere asılıyor."

"AKP ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERİNİN HALKLA BAĞI KOPMUŞ"

CHP'li Sertel konuşmasının devamında iktidarı hedef aldı:

"Halkın arasına girmek lazım. Tüm samimiyetimle söylüyorum, ne yazık ki AKP’nin üst düzey yöneticilerinin halkla bağı kopmuş durumda. Geçmişte halkla iç içeydiler. Recep Tayyip Erdoğan yoksulluktan gelen biriyken şimdi yoksulluğu inkar eden bir insan haline geldi. Böyle birine dönüşmesi çok acı. İnsanlar yoksulluğu yaşıyor, ama o saraydan görmüyor. Çünkü saraydan artık çıkmıyor. Baskı, baskı nereye kadar? Bu tutuklamalarla insanların umudunu yok etmeye çalışıyorlar. ‘Ben istediğimi yaparım, siz hiçbir şey yapamazsınız bunu kabul edin.’ demek istiyor. Böyle bir yöntemi kimse kabul etmez."

"TEK ÇARE PARLEMENTER REJİM"

Sertel, açıklamalarını şu sözlerle noktaladı:

"Tek çare şu, seçim ve seçim sonrası parlementer rejim. Türkiye’yi demokrasiyle tekrar buluşturmak. Buluşturduğun zaman bu ülkeye yatırım gelir, sanayici de korkmadan yatırım yapar. Bu ülkenin önü açık. Hiçbir şekilde Türkiye batmaz. Türkiye’de 2 tane yöntemi çok iyi izlemek lazım: Birincisi, demokrasiyi bütün kurallarıyla herkes için eşit uygulamak lazım, ikincisi de hızla tasarrufa yönelmek lazım."