
İmamoğlu soruşturmasının başsavcısı Akın Gürlek HSK'ya şikayet edildi
Av. İsmail Sami Çakmak, İBB’ye yönelik soruşturmaları yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i Hakimler ve Savcılar Kurulu’na şikayet etti.
- Ege Postası
- 29.05.2025 - 09:57
- Güncelleme: 29.05.2025 - 10:10
Av. İsmail Sami Çakmak; İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikayette bulundu. Av. Çakmak şikayet dilekçesinde Başsavcı Gürlek’in “makamını dalga geçilme makamı haline” getirdiğini belirterek “işgal ettiği makamı mensubu olduğu iktidarın siyasetinin bir aracı olarak kullanmaktadır" dedi. Çakmak, Hakimler ve Savcılar Kurulu’na yönelik de “Bu cesaret ve gücü HSK’den de alıyorlukları!’ bizim aklımızın köşesinden bile geçmez” ifadeleriyle kinayeli bir biçimde eleştiride bulundu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik sürdürülen soruşturma kapsamında gerçekleştirilen 4 operasyonda toplam 237 kişi gözaltına alındı. Başta seçilmiş İBB Başkanı ve CHP Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu olmak üzere belediyenin birçok üst düzey bürokratı soruşturma kapsamında tutuklu bulunuyor. 4 dalgayla sürdürülen soruşturmalar İmamoğlu’nun çeşitli suçlardan tutuklandığı 19 Mart tarihinde yurt geneli protestoların başlamasına neden oldu. Protestoları CHP’nin tepki migingleri takip etti.
‘BİR YURTTAŞ OLARAK...’
CHP ve yurttaşların tepkileri sürerken; İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ile sorumlu cumhuriyet savcıları ve tutuklama hakimleri hakkında dün Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) “görevi kötüye kullanma” ve “Anayasayı ihlal etme” suçlarından şikayette bulunuldu. Şikayeti Av. İsmail Sami Çakmak yaptı. Av. Çakmak, şikayet dilekçesinde; Anayasa’nın “Başlangıç” kısmında anayasayı koruma görevinin Türk ulusuna “emanet ve tevdi” edildiğini anımsatarak; “Ben bu ‘emanet ve tevdi’ edilenlerden birisiyim. Bir yurttaş olarak görev ve sorumluluklarımın gereğince bu suç duyurusunu yapıyorum. Adaletin gerçekleşmesine katkı vermek benim de görevimdir” ifadelerini kullandı.
‘GÜRLEK KAMU DÜZENİNİ BOZMAKTADIR’
Gürlek’in “Cumhuriyet Başsavcısı” görevli bir devlet memuru olduğunu, memur olarak yasalara uymak ve uygulamak zorunda olduğunu anımsatan Çakmak; “Yargı, yasama ve yürütmeyi bağlayan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası onun da uymak zorunda olduğu bir anayasadır. Aksi suç oluşturur ki, şikayet edilenlerce bu suçlar işlenmiş ve devam edilmektedir. Şikayetli Gürlek, başsavcılığa atanması bile şaibeli olan, siyasi bir kişiliktir. İktidarın Bakan Yardımcısı olarak siyaset yapmaktayken, hukuka ve yasalara aykırı biçimde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak atanmıştır. İşgal ettiği makamı mensubu olduğu iktidarın siyasetinin bir aracı olarak kullanmaktadır. Bu kişinin İBB Başkanlığını tüm kurumlarıyla ve bağlı birimleriyle çökertmeyi amaçladığı saklanamaz bir hale gelmiştir. Gürlek kamu düzenini bozmaktadır” dedi.
‘MANTIKSIZ SORULARLA CİDDİYETİNİ YOK ETTİ’
Gürlek’in emirlerinin “kanunsuz” olduğunu; emirleriyle haksız ve hukuksuz gözaltı kararları vererek makamını “dalga geçilme makamı haline getirdiğini” vurgulayan Çakmak; “Gürlek eylem ve söylemleriyle hukuki kavramların anlam ve ciddiyetini yitirmesine neden olmuştur. Kanuna aykırı karar ve eylemleriyle kolluk kuvvetlerine de suç işletmektedir. Başsavcılık makamını kendine mülk saymaktadır. Cumhuriyet Başsavcılığı-Savcılığı kurumlarının ciddiyetini tartışmaya açmıştır” dedi. Soruşturma aşamalarında gündeme düşen sorulara da değinen Çakmak; “Belediye Başkanı’nın makam aracı şoförüne ‘Niye yanındaydın?’, Özel Kalem Müdürü’ne ‘Başkan’la niye telefon görüşmesi yaptın?’ gibi mantıksız sorular sordurtmak ayrı ayrı birer ayıptır. Gürlek, gözaltına aldırttığı kişilere gayrı ciddi sorular yönelttirerek, makamının ciddiyetini yok etmiştir” ifadelerini kullandı.
HSK’YE ÖNEMLİ ELEŞTİRİ!
“Şikayetliler bu tür uygulamalar yapabilme gücünü nereden almaktadırlar?” diye soran Çakmak; “Bu güç ve cesareti iktidardan aldıkları toplumun ortak algısı olmuştur. Bu durumun başında Akın Gürlek gelmektedir. ‘Şikayetlilerin bu cesaret ve gücü HSK’den de alıyorlukları!’ bizim aklımızın köşesinden bile geçmez. Hele hele; HSK’nin bu gidişatın sonucunda ‘Biz de sorumlu duruma düşer miyiz?’ diye bir endişeye kapılmaları aklımıza bile gelmez! Ama bizlerin ‘HSK bu durumları kökten çözmeyi düşünür mü acaba?’ sorusunu sormak ve cevap almak anayasal hakkımızıdır. Bekliyoruz...” dedi.(Aytunç Ürkmez/Cumhuriyet)
Yorum Yazın