Alaattin Yüksel’den strateji manifestosu: CHP’nin rotası; Adalet ve sandık

EGEPOSTASI- CHP eski Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir eski Milletvekili Alaattin Yüksel, Senem Gökdağ ile Manşet programına katıldı ve gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. 

“CHP’NİN KALESİ SÖYLEMİNİ HİÇBİR ZAMAN KABUL ETMEDİK!”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Ekrem İmamoğlu’na destek olmak amacıyla düzenlediği Büyük İzmir Mitingi’yle ilgili, “İzmir her zaman demokrasiye sahip çıkmıştır. Bazı illerde İzmir için CHP kalesi denirdi. Biz CHP’liler olarak hiçbir zaman bunu kabul etmedik. İzmir her zaman demokrasiden yana olmuştur. CHP’nin değil demokrasinin kalesi olmuştur. Merkez sol olarak DSP’nin iktidar olduğunda böyle olmuştu. Merkez sağ olduğunda da demokrasiden yana olmuştur. Laik demokratik cumhuriyete her zaman sahip çıkan bir kent olmuştur. Bu son mitingde de bir kez daha bunu gösterdi. İzmir’le ilgili bir başka yakıştırılan kimlik de; ‘kurtuluşun ve kuruluşun kenti İzmir.’ Son mitingde de yine demokrasi mücadelesinin çok önemli bir basamağında Ege Bölgesi ayağa kalktı. Bir şekilde demokrasiye ve adalete sahip çıkmayı vatani görev edindi.” dedi.

“EN SAĞCISINDAN EN SOLCUSUNA HERKES BİR ARAYA GELDİ”

Mitingleri CHP’nin mitingi olmaktan çıktığını belirten Yüksel, “Genel başkan da bu miting demiyor eylemdir diyor. Türkiye’de yaşananlara karşı yargı vesayetine karşı, haksız yere tutuklamalar, adaletin örselendiği dönemde toplumun bütün kesimlerini sayarak ‘ya hep beraber ya hiçbirimiz’ diyor. En sağcısı da en solcusu da ama demokrasi ve adalet duygularında birleşenlerin bir araya geldiği bir mitingdi. Ümit Özdağ’ın hapishane bulunmasında rahatsız olan bütün kesimler de geldi. Orada bir amaç vardı. 19 Mart’tan sonra geri adım attırmak için yapıldı. ‘Sandığı önümde adayımı yanımda istiyorum’ amacıyla başlatıldı bu eylemler… İstanbul’da her hafta bir ilçede miting yapılıyor ama büyük mitingler Anadolu’nun her yerine yayıldı. 81 ile bu bir şekilde yayılacak. Bunun sürekli olması önemli. O hedefe ulaşabilmek için süreklilik şart. Ayrıca bu eylemlerin mutlaka şiddetsiz olması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

“HEPSİ UNUTULUYOR AMA SAVUNMALAR TARİHTE KALIYOR”

Yüksel konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

“İmamoğlu’nun adaylaşma sürecine, dayanışma sandığıyla beraber baktığınız zaman 15 buçuk milyon insan aday olsun diye oy kullandı. Ve siz aldınız bu adayı hapishaneye attınız. Bu aday olursa beni yener diye düşündükleri için bir takım senaryolarla, gizli tanıklarla yaptılar. İzmir’de de yaşamıştık. Aziz başkanla birlikte İmamoğlu’nu ziyarete gittik. 1, 1.5 saat toplantı yaptık. Gitme amacımız da şuydu. Aynı senaryolar İzmir’de de yaşanmıştı.  397 yıl hapis isteniyordu. Bürokratlarla birlikte baktığınızda bin yıllık bir ceza davasıydı. Çok benzer suçlamalar var yine içi boş, yalancı ve gizli tanıklarla yürütülen bir durumdu. Bürokratların birçoğu hapishanedeydi. Orada suçlamaların aynı olduğunu söyledik İmamoğlu’na; hepsi unutuluyor da tarihe bir tek o davaların savunmaları kalıyor. İmamoğlu’nun da İstanbul’da savunması çok önemli ve tarihte yerini aldı. Diyelim ki ortada bir şeyler var. Ama masumiyet karinesi diye bir şey vardır. Tutuklu yargılanmaları için hiçbir şey yok. Görevlerini yapabilirler. İstanbul dünyanın en zor kentlerinden birisidir. Biri meclisten seçildi ama ne olursa olsun ekipten birilerini de tutukluyorsunuz. ” ifadelerini kullandı.

“İSTANBUL BİR GÜN BİLE TEFTİŞSİZ GEÇMİYOR”

 “Bütün CHP’li belediyelerde özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde sürekli teftişler var. Orada bir gün bile müfettişsiz geçmiyor. Devamlı oradalar. Binlerce teftişten geçirilmiş ama hiçbir şey kalmamız. İstanbul’u yöneten bütün önemli insanları 3. Dalgayla gözaltına aldılar. Her gün maalesef böyle bir şeye uyanıyor Türkiye. Yönetilemez hale gelinmesini istiyorlar. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da soruşturmaları oldu. Ama o zaman hiç kimse Erdoğan’ı tutuklamayı konuşmadı. Yönetimi engellemeye bir kere hakkınız yok. 4 kere seçilmiş bir belediye başkanını hapse atıyorsunuz karşısındaki aday olan birini orada birini İstanbul’da görevlendirmeye çalışıyorsunuz. Bugün mecliste bu konuşuluyor.” diye konuştu.”

CHP’NİN STRATEJİSİ BELLİ!

CHP’nin 2028 seçimleri için bir stratejisi olup olmadığıyla ilgili Yüksel, “Her zaman var ama CHP’nin şu anda üzerinde durduğu tek stratejisi bu haksız ve hukuksuz davaların bitirilmesidir. Eylemlerle İmamoğlu’nun bütün bu davalardan aklanıp çıkarılması… Türkiye yönetilemez halde. Bir an önce seçime gidip tekrar toparlanmaya ihtiyacı var. Demokrasi içinde, adil bir düzen içinde olmak için bunu ısrarla sürdüreceğiz. Ama tabi ki en kötü senaryoda İmamoğlu kendisi cevap vermişti: ‘beni yok etseniz ne olacak bu ülkede milyonlarca İmamoğlu var.’ O yüzden bu ülkede bir çaresizlik yok.” dedi.

“ÇÖZÜM SÜRECİ SADECE MECLİS’TE OLUR”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin silah bırakmayla ilgili komisyon çağrısıyla iligli Yüksel, “En başından beri CHP’nin ısrarla söylediği bir şey var. TBBM’de bu çalışmalar yürütülüyor. İYİ Parti’nin genel başkanı da bas bas bağırıyor. Siyasi partinin bir lideri olarak hiçbir şeyden haberi olmadığını söylüyor. Meclise başından getirilip komisyonların kurulup birlikte yürütülmesi gereken bir şeydi. Bizim temsilcilerimiz orada. Başka bir yerde olmaz. Bahçeli şunu demiş, bunu demiş. O tarafa çok bakmıyorum. Hala neler konuşuluyor bilinmiyor. Bunları nasıl Meclis’e taşımazsınız? Nasıl barışı sağlayacaksınız? Genel başkanımız şehit aileleri de olsun süreçte diyor. Bunun yeri Meclis’tir ve Türkiye’de tüm insanları ikna etmeniz gerekiyor buna. Bunu; akılcı, açık, şeffaf bir şekilde konuşulması gerekiyor. Kapalı kapılar arkasında ne koşulduğu belli olmayan bir konu. ” diye konuştu.

“CHP ORADA DA EN BÜYÜK PARTİ”

Yüksel son olarak önemli bir şey yaşandığını belirterek, “Bugün CHP’nin ev sahipliğinde sosyalist enternasyonal toplantısı yapılıyor. Bugün sosyalist kadınların toplantısı var. Devam edecek toplantılar ve CHP Türkiye’de birinci parti. Şu anda 81 ülkeden 86 parti katılıyor bu toplantıya ve orada CHP orada en büyük parti.” ifadelerini kullandı.