Dolar 38,9344
%0.04
Euro 44,2717
%0.52
Altın 4.203,630
%1.95
Bist-100 9.356,00
%-1.26

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Ahmet Özer 7 ay sonra hakim karşısında! Özgür özel de duruşma salonunda

Ahmet Özer 7 ay sonra hakim karşısında! Özgür özel de duruşma salonunda

Esenyurt'un rekor oyla seçilmiş Belediye Başkanı Ahmet Özer, yedi ayın ardından ilk kez hakim karşısına çıktı. CHP Lideri Özgür Özel de Silivri'de.

  • Ege Postası
  • 23.05.2025 - 12:24
  • Güncelleme: 23.05.2025 - 14:02

İstanbul’un ve Türkiye’nin en büyük ilçesi Esenyurt’un seçilmiş Belediye Başkanı Ahmet Özer, 30 Ekim 2024’te tutuklandı. Özer’in yerine kayyum atandı. Özer, şafak operasyonuyla gözaltına alındı.

Polis baskınıyla başlayan gözaltı dalgası, ardından birçok CHP’li belediye başkanıyla devam etti.

Özer, iddianame olmadan aylarca cezaevinde tutuldu. Özer hakkındaki iddianame, cezaevindeki dördüncü ayında yazıldı.

Özer, bugün ilk kez hâkim karşısına çıkacak. Silivri (Marmara) Cezaevi’nde tutuklu bulunan Özer’e destek için CHP Genel Başkanı Özgür Özel de gelecek. Özel, duruşmanın ardından İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile görüşecek.

Ahmet Özer’in kızı ve avukatı Seraf Özer, Halk TV’de babasının ilk duruşmada tahliye edilmesini beklediklerini söylemişti.

Halk TV Muhabiri Gamze Altunay ve Kameraman Gencer Keten de Silivri’de duruşmayı anbean takip ediyor.

ÖZER'İN AVUKATI ERSÖZ SAVUNMAYA BAŞLADI

Ahmet Özer'in bir diğer avukatı Hüseyin Ersöz, savunma yapmaya başladı.

ÖZER'İN AVUKATI SINAR SAVUNMA YAPTI

Ahmet Özer'in avukatı Hasan Sınar, savunmasına başladı.

Sınar şunları ifade ediyor:

Soruşturma konusu sanığın ilişkilendirilmeye çalışıldığı örgüt PKK olup bu örgüt silah bırakma kararı almış ve siyaseten de barış sürecine girilmiştir. Artık bu örgüt fiilen ortadan kalktığından örgüt üyeliğinden soruşturma ve kovuşturma yürütülmemesi ve bu suçtan cezalandırılma yapılmasında toplumsal fayda kalmamıştır.

Soruşturmaya konu olan arama kararı usul ve hukuka aykırıdır. Gerekçesizdir. Bu nedenle arama ve el koyma işlemlerinin tamamı hukuka aykırıdır. Mahkeme kararları açık, ilgili, yeterli bir gerekçeye sahip olmalıdır. Avrupa İnsan Hakları sözleşmesine göre gerekçesiz kararla arama yapılması tek başına hukuka aykırılık için yeterlidir. Bu nedenle bu delillerin hükme esas alınması mümkün değildir. Verilen arama kararında soyut ve genel geçer ifadelerle verilmiştir. Hangi tür delillerin toplanmasının umulduğu da tanımlanmamıştır.

Hangi somut olguların arama kararına dayanak teşkil ettiği de yazılmamıştır. Kanunun aradığı makul şüphe ile ilgili bile bir açıklama yapılmamıştır. Bu yönü ile de alınan arama kararı hukuka aykırıdır. Yine arama kararının gece vakti arama yapılmasına müsaade edilebilmesi için suç üstü hali, gecikmesinde sakınca bulunan haller var ise verilebilir. Güneşin doğmasından bir saat öncesine kadar olan vakit gece olarak tanımlanmıştır. 30.10.2024 tarihinde açık kaynaklarda görüleceği üzere güneş 07.34 de doğmuştur. Bu nedenle 06.34 ve öncesi gece olarak değerlendirilir ve yapılan arama işlemi 06.10 da başlanmış olduğundan ve kararın 06.00 ile aramaya izin verildiğinden verilen arama kararı gece vakti arama kararıdır ve kanuna aykırı olarak alınan bu karar da tek başına hukuka aykırılık teşkil eder.

Ahmet Özer'in evinde yapılan aramanın gece yapılabilmesi için gecikmesinde sakınca bulunan bir halin olması gerekirdi. Ancak yapılan aramanın gece vakti başlanması nedeniyle kanuna aykırı olarak yapılan arama söz konusudur. Bir kişinin evinde gece vakti arama yapacaksanız kanunun öngördüğü koşulları sağlamalısınız, aksi takdirde aramadan elde edilen delillerin tamamı objektif olarak hukuka aykırı hale gelmiştir.

MK 134'de yani bilişim sistemlerinden bilgisar kütüklerinde arama yapılabilmesi özel bir aramadır. Bu kararın daha sıkı şekil şartlarına tabi tutulmuştur. Bu kararın verilebilmesi için somut delillere bağlı şüphe gerekiyor, ayrıca başka türlü delil elde etmenin mümkün olmadığı hallerde izin verilebilir. Yargıtay uygulaması da çok açık ve net bir şekilde CMK 134 maddesi gereğince bir karar yoksa genel arama kararına göre yani CMK 116 maddesi gereğince alınan arama kararı ile yapılan işlem de hukuka aykırılık sonucunu doğurur. Bu nedenle alınan arama kararında CMK 134 bulunmamaktadır. Bu nedenle CMK 116 maddesi gereğince alınan arama kararı ile elde edilen delille ilgili inceleme yapılması, delil olarak değerlendirilmiesi mümkün değildir.

CMK 119 maddesine göre yapılacak aramada arama tanıklarının bulunması gerekir. bunun sebebi aramanın objektif olarak denetlenmesi için öngörülmüştür. Ahmet Özer evi ve işinde yapılan aramada özel güvenlik görevlileri tanık olarak bulundurulmuştur. Kanunda açık olarak ihtiyar heyeti ve komşunun tanık olarak bulundurulacağı düzenlenmiş olmasına rağmen güvenlik görevlisinin tanık olarak bulundurulması kanuna açıkça aykırıdır. Çünkü güvenlik görevlisi komşu değil emniyetin emri altında çalışan güvenlikçidir. Bu hususla ilgili objektif ve tarafsız arama tanıkları bulundurulmadan yapılan arama işlemi hukuka aykıdır. Ceza genel kurulu ve Anayasa mahkemesi ve AİHM kararları da bu yöndedir.

Ahmet Özer'in evinde ve iş yerine eş zamanlı olarak arama yapılmıştır. bir kişi aynı anda iki yerde olamayacağından dolayı aynı anda yapılan aramda hukuki bir yarar bulunmadığından kişinin hazır bulunabilmesi hakkı ihlal edildiğinden açıkça kanuna aykırıdır.

Yine el konulan dijital materyallerin imajlarının alınarak iade edilmesi gerekirken, istisnai durumlar oluşmadan dijitallere keyfi olarak el konulmuştur. yapılacak iş imaj alınması gerekirken, tüm dijitallere el konulması kanuna açıkça aykırıdır. Yani verilen arama kararının neresine dokunsanız hukuka açıkça aykırılık görülmektedir. Veri bütünlüğünün sağlanması için imajın alınarak bir örneğinin şüpheliye verilmesi gerekirken hiç birisi yapılmamıştır. Bu hukuka aykırılıkları ayrıntılı anlatmamın sebebi şudur. Kanun derki yüklenen suç yalnızca hukuka uygun delillerle ispat edilmelidir. Yani hukuka aykırı elde edilen delille soruşturma yürütülmesi ve karar verilmesi mümkün değildir.

Hukuka aykırı davranmanın mazereti olmaz. Bu nedenle CMK 217/2 maddesi gereğince bu delillerin dosyadan çıkarılması gerekir.
İletişimin tespiti kararlarında başka türlü delil elde etmenin mümkün olmadığı durumlarda verilebilir. Somut olayda hangi kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu, neden başka türlü delil elde edilmesinin mümkün olmadığı açıklanmayan bir kararla elde edilen deliller de hukuka aykırıdır. Bu nedenle bu kararla elde edilen delillerin hükme esas alınması mümkün değildir. Kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin ihlali anlamına gelebilecek arama ve dinleme kararlarının alınabilmesi için attığınız taşın ürküttüğünüz kuşa değmesi gerekir. Yani bir insanın 13 yıllık geçmiş görüşmelerinin tespiti ve buradan suç çıkarılabilmesi için verilen arama kararı da ölçüsüz ve hakkın özünü zedeleyecek şekilde verildiğinden bu yönü ile de hukuka aykırıdır.

Diyarbakır savcılığı tarafından yapılan bir soruşturma dosyasında bir takım dijital materyaller ele geçirilmiş, el yazılı bir notun taranmış hali delil olarak değerlendirilmiş, o delil mersin savcılığına gönderilmiş, bu delil üzerine 2023 yılında iletişim tespiti kararı veriliyor, yine teknik takip kararı verilmiş, Diyarbakır cezaevinde ele geçirildiği belirtilen bir dijital materyal hakkında ne arama kararı, ne arama tutanağı, hiç bir belge dosyamızda yok, buna bağlı olarak fiziki takip ya da iletişim tespiti tutanağı da dosyada yok, bu kadar yokluk içinde nasıl bir savunma yapabileceğiz, bu nedenle varsa Diyarbakır cezaevindeki yapılan arama ile ilgili belgelerin dosyaya getirtilmesi gerekir. Bu belge içeriğinde ilk çözüm sürecinde İmralı'daki görüşmeler sırasında çözüm sürecine katkı sunabilecek kişiler arasında mersin üniversitesi öğretim görevlisi olan Ahmet Özer de olması gerekir şeklinde bir ifade nedeniyle terör örgütü üyesi olarak suçlanmaktadır.
Diyelim ki cezaevinde flashdisk yakalandı. bu dijitalin cezaevinde olmasının ne mantığı vardır. içerde bilgisayar mı var, bu kadar yüksek güvenlik önlemi alınan bir cezaevine avukatlar bile didik didik aranarak alınırken bu materyal nasıl içeri girebilir.

12.12.2023 tarihinde Ahmet Özer in yaptığı Ahmet isimli kişi ile yaptığı görüşme ve yine aynı gün Mehmet Kaya isimli kişi ile yaptığı telefon görüşmeleri şüpheli bulunmuştur. Mehmet Kaya ile yapılan görüşmede taziyede bulunulmuş ve sizin gibi çok değerli evlatlar yetiştirdi cümlesinden Mehmet Kayanın kardeşlerinden örgüt üyesi olan 2 kardeşi olması nedeniyle örgüt ile ilişkilendirilmiştir. Ahmet isimli kişiden HDPnin belediye başkanlığı desteği istediğine ilişkin beyan var. HDPden seçim desteği istemenin neresi terör örgütü üyeliği suçunu oluşturur. annesini yitiren bir evlada isnani mülahazalarla yaptığı görüşmeden örgüt üyeliği isnadı çıkarabilmek için bu toprakların geleneğini göreneğini hiç bilmemek yetmez, aynı zamanda bizim anlayamadığımız kötücül bir akla sahip olunması gerekir. bu kurmacayı icat edenler insanlık bilmediği gibi hukuk da bilmiyorlar.

ÖZGÜR ÖZEL, İMAMOĞLU İLE GÖRÜŞMEYE GİTTİ

Silivri'de Ahmet Özer'in duruşmasını takip eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, duruşmaya verilen arada tutuklu Ekrem İmamoğlu'nu ziyaret etmek için ayrıldı. Ziyaretin ardından heyet, duruşmaya geri geleceklerini bildirdi. (Cumhuriyet)

Avukat Fırat Aras, Ahmet Özer'in ifadesinin tamamlanmasının ardından duruşmaya 10 dakika ara verildiğini aktardı.

ÖZER'İN İFADESİ TAMAMLANDI

Ahmet Özer'in ifadesi başladı. Özer, İmralı Süreci'nde AKP iktidarının, "Soyadımız Türkiye" sözünün sahibinin kendisi olduğunu ifade etti. Özer şunları ifade ediyor:

Ben bir bilim insanıyım. Etnik gruplar üzerine çok sayıda araştırma yaptım. Ben etnik grupların ülkemizde refah bir şekilde yaşayabilmesi için araştırmalar ve çalışmalar yaptım. Bu güne kadar hiç mahkeme yüzü görmedim. Benim bir terör örgütüne üye olmam mümkün değildir. Bunun neden mümkün olmayacağını anlatmaya çalışacağım.
Ben yıllarını barışa ve bilime adamış bir insanım, onlarca kitap, yüzlerce makale, binlerce sempozyum, konferans yaptım. Onlarca ödül aldım. Ben adil olduğuna inanmak istediğim vicdanınıza sesleniyorum. Böyle bir insan terör örgütüne iradesini teslim eder mi?
Adlarımız farklı olsa da soyadımız Türkiye'dir sözünün mimarı benim.
Ben Esenyurt Belediye Başkanı olarak seçilmeseydim bu gün huzurda olmayacaktım. Bu suçla itham edilmeyecektim. Ben seçilmeseydim bu gün barış sürecinde aktif rol alacaktım.

Esenyurt'ta 700 bin seçmen var, ben seçmenin yarısından fazlasının oyunu alarak seçildim. Esenyurt'u alan İstanbul'u alır, İstanbul'u alan Türkiye'yi alır öngörüsü nedeniyle Esenyurt'u ele geçirebilmek için kayyım atayarak ele geçirdiler. ( Avukat Fırat Aras, aktardı)
Bunu söylemekten hicap duyuyorum ama Van'dan gelip Türkiye'nin en büyük ilçesini yönettiğim için buradayım.

İddia makamı Batı'daki Kürtler, Doğu'daki Kürtler diye ayrım yapıyor. Partimin Batı'daki Kürtlere temsil alanı sağladığı söyleniyor. Bunu yapanlar, sürecin baltalanmasını mı istiyorlar?

Bölücü örgüt üyesi olmak suçlayan insanlar kitaplarıma bakarlarsa öyle olmadığımı anlarlar.

700 sayfalık kitabım, başbakan ve cumhurbaşkanlarının başucu kitabıdır. Kürt sorununa dair önerilerim hala yürürlülüktedir.(Gazeteci Hazar Dost aktardı)

Biz batıdaki Kürtlerin CHP'de temsiliyete izin verildiği için kriminalize edilerek suçlu gibi gösterilmeye çalışılıyoruz. Ben hayatım boyunca suç işlemedim. Yıllarca öğrenci yetiştirdim. Öğrencilerim arasında milletvekili, bakan, belediye başkanı, hakim, savcı, avukatlar var. Böyle bir insandan terörist çıkar mı? Bunca yıl bu kadar görev yapmışım, devlet kademelerinde çalışmıştım, bu kadar zaman durup belediye başkanı olunca mı terörist olmuşum. Ben İmamoğlu'nun çalışma arkadaşı olduğum için burdayım. Ben Türkiye'deki halkların kardeşlerini istediğim için buradayım. Ben güya iddianameye göre teröristmişim. Onlarca kitabım var, bunların arasından bir roman kahramanına gerilla dediğim için teröristlikle suçlanıyorum.

Türkler ve Kürtler arasında bir sınır çizmek büyük bir mahfa sebep olur. Ben içerde olduğum için üzülüyorum çünkü ben dışarda olsaydım barış sürecine en büyük katkıları ben yapacaktım. Zira benim uzmanlık alanımdır. Ancak ben içerdeyim ama benim barış üzerine yaptığım çalışmalarım dışarda vücut buluyor.

Hukuk ve adalet olmazsa bir toplum asla ayakta duramaz. Adalet sadece mahkeme solonunda değildir. Aynı zamanda toplumsal refahı belirleyen en temel kurucu unsurdur. Adaletin olmadığı yerde eğitim, özgürlük kalmaz. Hiç bir ekonomik plan, hiç bir reform gerçek anlamda başarıya ulaşamaz. Bu gün ekonomi bakanının ülke ülke dolaşıp para aradığı ortamda yapılacak en temel şey adalet duygusunun sağlanmasıdır. Demokrasinin ilk şartı adalettir. Adalet zaafa uğrarsa devlet zaafa uğrar. Hukuk insanları bir arada tutan temel çimentodur. Eğer adalet sarsılırsa toplum sarsılır, çürür ve yıkılır.

Bütün bunlarla beraber bu soruşturmanın ne kadar boş olduğunu ispatlamak istiyorum. savcı, lehimize olan hiç bir delili dosyaya koymamış, oysa savcı aynı zamanda şüphelinin de haklarını korumak zorundadır. Aleyhte delil topladığı gibi lehine olan delilleri toplaması gerekir. Zanlarla soruşturma yürütmüş, ama bizim lehimize hiç bir şey koymamış. İddianame, savcının istediği şeyleri yazıp istemeyeceği şeyleri yazamayacağı bir belge değildir. Ben 2011 yılından beri CHP üyesiyim. Ben yıllarca üniversite ve kamu kurumlarda görev yaptım, ben mecliste defalarca görev yaptım, bunların hiç birini dosyaya koymamış. Bana devletin verdiği teşekkür ve takdir belgelerini dosyaya koymamış, benim teröre ve şiddete karşı olduğuma dair onlarca yazım ve çalışmam var, bunların hiç birini dosyaya koymamış, savcı resmen önyargı ile dosya hazırlamıştır. Bu nedenle bu bir hukuki çalışma değil siyasi bir çalışmadır. Savcılık bana eşit davranmamış, önyargı ile hareket etmiştir. Unutmamak lazım ki her dava bir sınavdır. Eğer bu sınavı geçemezsek hukuk olarak hepimiz kaybederiz. Özgürlüğün koruyucusu hukuk devletidir. Biz üstünlerin hukukuna değil hukukun üstünlüğüne inanmak zorundayız.

Savcı, benim 30 tane polisle evimin basılması için talimat vermiş, savcı beni çağırsa ben gitmeyecek miydim? Beni neden bu şekilde yakalamaya çalışıyor, çünkü algı yaratmaya çalışıyor. Ben sabahın köründe polisler kapıda görünce acaba benim çocuklarıma bir şey mi oldu diye korktum. Eşim bana dedi ki yıllarca beni ve çocuklarını ihmal ediyorsun bu mu senin ödülün dedi.

Benim dijital belgelerimin imajını almadan doğrudan aletleri alarak el koydular. Bu hukuka aykırıdır. Benim telefon şifremi istediler. benim saklayacağım hiç bir şey olmadığı için kendim şifremi verdim. Buna rağmen delil karartma şüphesi ile tutuklandım. Benim lekelenmeme hakkım ihlal edildi. savcı beni sürekli terör örgütü üyesiymişim gibi algı yaratmaya çalıştı. hani hukuka göre bir kimse kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadan suçlu ilan edilemezdi. Aslında savcı benimle değil bir siyasi görüş ile mücadele ettiğini düşünüyor. Bu yaklaşım ülkeye barış getirir mi? Bana hiç bir sorgumda sorulmayan gizli tanık, tutuklanmama gerekçe gösterildi. Madem gizli tanığınız vardı neden bana sormadınız.

izli tanık varsa bana sual olarak yöneltilmesi gerekirdi. Ban sorulmayan gizli tanık nedeniyle 7 aydır tutukluyum. Bu dava siyasi bir davadır. birileri bir düğmeye bastı ve bizi kurban olarak seçtiler. Ben gözaltında iken Erdoğan Esenyurt'ta teröristler var dedi. Ben gözaltında iken tutuklanmamdan önce kayyım belirlendi. bunlar hukuka aykırıdır.

avcı benim remzi kartal ile 14 kez görüştüğümü yazmış, külliyen yalandır. Velev ki görüşmüşüm, AKP milletvekilleri remzi kartal ile yemek yedi onlara bir şey yapılmadı. neden kurban seçtiler. cezaevinde bir belge bulmuşlar içinde benim adım geçiyormuş, o belgede Numan Kurtulmuş'un da adı geçiyor, ona neden işlem yapılmıyor da sadece bana yapılıyor.(Avukat Fırat Aras aktardı)

Güya itirafçı varmış, gizli tanık varmış, 2020 yılında örgütten ayrılan birini bulmuşlar, benimle ilgili ifade vermiş, benim 2024 yılındaki güya KCK daki görevimi anlatmış, 2020 yılından örgütten ayrılan kişi benim 2024 'deki görevimi nereden bilebilir. resmen uydurma beyanlarla dosyayı doldurmaya çalışmışlar.

Rahmetli Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan, Öcalan'ı ziyaret ediyorlar ve benim barış sürecine katkı sunmam istenmiş, bu nasıl bir suç olabilir. Bahçeli, kurucu önder dediği kişinin mektupları 5 yıldızlı otellerde okutuluyor. 3 kişilerin benim yokluğumda benimle ilgili söyledikleri beni nasıl bağlayabilir. Ben Vanlıyım, bizde taziye önemlidir. Babam bana derdiki, dostunun yasında ağla üzüntünü paylaş, düğününde oyna sevincini paylaş, ben siyasetçiyim, Mehmet Kaya isminde birini arıyorum, anneniz vefat etmiş, başınız sağolsun, anneninizden Allah razı olsun sizin gibi değerli evlatlar yetiştirmiş demişim, aradığım kişinin kardeşlerinden biri örgüt üyesiymiş, onu da kast etmişim, onu övmüşüm gibi değerlendirme yapılmış, böyle bir şey olabilir mi?

:Güya ben HTS kayıtlarına göre örgüt üyesi insanlarla görüşmüşüm, külliyen yalandır. hakkında adli işlem olan kişilerin tamamını örgüt üyesi gibi nitelendirmiş ve onlarla olan görüşmem örgüt görüşmesi gibi değerlendirilmiş, sokaktan geçen birini çevirin HTS kayıtlarını inceleyin illaki adli işlem geçirmiş birileri onlarda da çıkar. ben görüştüğüm kişilere önce bana GBTni ver sonra seninle görüşeyim mi demeliyim, ben insanların adli işlem geçirip geçirmediğni nerden bilebilirim, kaldı ki beni ilgilendirmez, ben yaptığım görüşme beni bağlar.

Ben Pervin buldan ile görüşmüşüm, örgüt üyeliğinden işlem görmüş, benim görüşmemi dosyaya eklemişler, e geçen gün Pervin Buldan'ı, Cumhurbaşkanı Erdoğan aradı konuştu, şimdi Erdoğan görüşüyor da ben görüşünce mi suç olacak.

Gazetecilerle, iş adamlarıyla, akademisyenlerle görüşmelerim dosyaya konulmuş, bu adamlar her gün ekranlarda konuşmalar yapıyor, bu adamlar soruşturma geçiriyor diye bu adamlarla görüşmeyecek miyim, konuştuğum insanları hakkında işlem olup olmadığına göre mi belirlemeliyim,

Remzi Kartal vanlıdır ve benim hemşerimdir. remzi kartal ın tüm ailesi siyasetçidir, AKP DOĞRUYOL gibi partilerden de siyasetle uğraşanlar var, remzi kartal ile 14 kez görüştüğüm belirtilmiş, remzi kartal Türkiye'de iken görüşmüşümdür, ancak yurt dışına gittikten sonra görüşmedim. varsayalım ben remzi kartal ile görüşmüşüm, 10 yıl boyunca bu örgüt üyesi ile 1 kez mi görüşürüm, ayrıca remzi kartal'ın kırmızı bültenle arandığı yazılmış iddianameye ancak ben size resmi belge sunayım, bu kişi kırmızı bültenle aranan biri değildir. Velev ki bir kez görüşmüşüm, ne konuşmuşum, suça konu ne varmış, hiç biri belli değildir. Ben medya der'i ziyaret etmiştim, burayı yüzlerce insan ziyaret ediyor. burayı ziyaret eden herkes terörist olarak yaftalanabilir mi, ben siyasetçiyim, tüm dernekleri ziyaret edebilirim, benim siyasi çalışmam sırasında herkese selam verebilirim. böyle bir şey olabilir mi?

Savaş Çağlar benim kardeşimin oğludur. iddianamede teyzemin oğlu yazılmış, benim bacımın oğlunun bir arkadaşı terör örgütünden işlem görmüş diye benim de örgüt üyeleri ile görüştüğüm gibi değerlendirme yapılmış, doğuda örgütten işlem yapılmamış akrabası olan var mıdır, bu mantığa göre doğudaki kimse ile görüşülmemesi gerekir.

Benim hesap hareketlerimde azat özer, benim öz kardeşimdir, bayramda kurban kessin diye para göndermişim, Mehmet Özer benim kardeşim, Yusuf Özer benim yeğenim, ben kardeşlerime akrabalarıma yardım gönderdiğim paraları suç olarak değerlendirmiş, güya Azat Özer'in bir x paylaşımı nedeniyle örgüt propagandasından işlem görmüş, neymiş ben bu kişiye para göndermişim, Sezai Bayram Van'da ev sahibi olduğum sitede yöneticidir, ben bu kişiye evimle ilgili para alışverişi yapmışım, Sezai hakkında işlem var diye dosyaya bu kaydı da eklemişler, böyle bir şey olabilir mi? Muhammet Özçoban benim yeğenimdir. kendisi bana seçim yardımı olarak toplanan parayı bana göndermiş, bunu da bir suçmuş gibi göstermişler. benim akrabalarımın bana seçim yardımı parası göndermesi kadar doğal bir şey olabilir mi? İbrahim Fırsatbul isminde bir beyaz eşyacıdan elektrik süpürgesi almışım, para göndermişim, 1600 lira para göndermişim, bu kişi hakkında işlem varmış, vay ben bu kişiye para göndermişim. böyle saçmalık olabilir mi?

Golik isimli dergi hala yasal, toplatılma kararı olmayan bir dergidir. Bu derginin içindeki bir resimden dolayı vay efendim oğlu ölen birinin cenazesini taşıyormuş, derginin içindeki bir resimden dolayı benim hakkımda suç delili olarak gösterilmiş. Dergide demokratik özerk yönetimlerinden bahsedilen bir yazı varmış, bu yazıyı da suç delili olarak gösterilmiş, demokratik modernite isimli Abdullah Öcalan'a ait bir PDF kitap varmış, bunu hatırlamıyorum, Rojda Şenses isminde bir sanatçı belediyede konser vermiş, bundan dolayı terör suçu delili olarak gösterilmiş. kültür festivalinde bu sanatçı geldi türkü söyledi, bu etkinliği kaymakam ile birlikte açılışını yaparak başlattık, bu kişi hakkında terör suçundan işlem görmüş. bu etkinlikte Öcalan lehine slogan atılmış, ben tek tek halkın attığı sloganı mı takip edeceğim, ülkenin polisi zabıtası var, güvenliği onlar takip edecek. benimle ne ilgisi var.

Ben ne tanığı, ne gizli tanığı tanımıyorum, bununla ilgili bu aşamaya kadar bana hiç bir soru sorulmadı. tamamen saçmalık.

HDK ve kent uzlaşısı konusu var. ben HDK tanımıyorum, hiç bir toplantılarına katılmış değilim. güya kent uzlaşısı ile bazı PKK yöneticllerinin beyanlarını üretmişler. Bizim CHP olarak böyle bir uzlaşımız yoktur. Bizim Türkiye ittifakı adı altında yaptığımız siyasi işbirlikleri vardır. Bunların tamamı yasal partilerdir. Ben Gelecek Partisi'nden, DEVA partisinden oy aldım. AKP'li seçmenler bana oy verdi, bunların tamamı kent uzlaşısına mı destek verdi, böyle bir şey olabilir mi? Ben Esenyurt'ta her iki kişiden birinin oyunu alarak seçildim. bu insanlar suç mu işledi yani.
Ben bir bilim insanıyım, ben şahsi irademi bir örgüte teslim edecek bir insan değilim. Ben yıllarca öğrenci yetiştirdim, irademi teslim etsem bu çocukların yüzüne nasıl bakarım. Terör örgütü üyesinin bir hiyerarşide bulunması gerekir, ben hangi hiyerarşiye dahil olmuşum. Dosyada bunlarla ilgili hiç bir delil ve bilgi yoktur. Benim terör örgütü ile ideolojik bir birlikliğim de yoktur.

Benim hakkımdaki tüm deliller toplanmıştır. Delil karartmam söz konusu değil. Bu dosyanın dışında uydurma delillerle başka bir dosyadan da tutukluyum. Tutukluluğumun sona erdirilerek tahliyeme karar verilmesini talep ederim.

AHMET ÖZER ALKIŞLARLA HAKİM KARŞISINDA

CHP Hukuk Komisyonu Üyesi ve Avukat Fırat Aras, Özer'in hakim karşısına çıktığını aktardı.

Özer, duruşma salonuna girince ayakta alkışlandı. Duruşmayı CHP Lideri Özgür Özel, kalabalık bir heyetle izliyor.

Ayrıca, İstanbul Barosu yönetimi de duruşma salonunda.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.