AK Partili Sarman’dan Tugay’a çok sert eleştiriler! İzmir’in göbeğinde panolar, enkaz, sessizlik!

İzmir’de tartışmalara neden olan Çankaya Katlı Otoparkı’nın akıbeti hala belirsizliğini korurken, kamuoyunda sabır taşını çatlatan eleştiriler yükseliyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın zaman zaman “yıkacağız”, zaman zaman “güçlendireceğiz” açıklamalarıyla gündeme gelen otopark krizi, İzmirli yurttaşlar arasında“artık karar verin!” seslerine neden oldu.2020 yılında yaşanan 30 Ekim İzmir depreminin ardından hem Büyükşehir Belediye binası hem de Çankaya Katlı Otoparkı için risk tespit raporları gündeme gelmişti. Ancak aradan geçen yıllara rağmen somut bir adım atılamaması, İzmir’in yönetiminde “kararlılık eksikliği mi var?” sorusunu gündeme taşıdı.

YUNANİSTAN KADAR BÜTÇEMİZ VAR, BİR OTOPARKI KONUŞUYORUZ!

Konuya ilişkin yapılan sert eleştirilerden birinde şu ifadelere yer verildi:“Bugün İzmir ve Manisa Büyükşehir Belediyeleri'nin yıllık bütçesini birleştirince Yunanistan kadar bütçeye sahip oluyoruz. Ama bir katlı otoparkın yıkımı bir yıldır gündemden düşmüyor. Belediye dediğin karar verir, uygular.”

SABAH 9 AKŞAM 5 MEMURİYETİYLE ŞEHİR YÖNETİLMEZ!

Tepkiler yalnızca otoparkın yıkılıp yıkılmaması ekseninde değil; belediyecilik anlayışının kendisi de eleştirilerin merkezinde: “Sabah 9’da gel, akşam 5 buçukta çık; iki nikâh kıy, üç cenazeye katıl… Böyle belediyecilik mi olur? Karar almak bu kadar mı zor? Vatandaş icraat bekliyor, laf değil.”

BİR ZAMANLAR KEPÇEYLE GİRİP YIKIYORLARDI

Geçmiş dönemlerden örneklerle kararlılık vurgusu yapılırken, İhsan Alyanak dönemine atıfta bulunularak şöyle denildi:“Geçmişte bir belediye başkanı, 'Valilikten baktığımda Basmane Garı’nı görmek istiyorum' dedi, ertesi gün kepçeyle girip binayı yıktı. Şimdi ise sadece konuşuyoruz. Bu kararsızlık, İzmir’e yakışmıyor.”

Eleştirilerde, Tunç Soyer döneminde en azından tramvay ve altyapı çalışmalarıyla uğraşıldığı vurgulanırken, mevcut yönetimin şu ana dek “cenaze ve düğün dışında” bir icraat göstermediği dile getiriliyor.

 YIKALIM DA NE YAPACAĞIZ?

 Sorusuna net yanıt: Ödüllü mimari proje önerisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a seslenen eleştiride şu öneri dikkat çekti:“Çık açıkla: ‘Ben burası için ödüllü proje yarışması açıyorum. Birinciye 100 milyon TL, ikinciye 20 milyon, üçüncüye 5 milyon vereceğim’ de. Mimarlar çalışsın, İzmir’in göbeğine estetik bir proje çıkar. Kazananı açıkla, 500 günde bitireceğim de. Bunu şeffafça paylaş. Projen varsa, cesaretin de olsun.”

ŞU ANKİ OTOPARK GÖRSEL OLARAK DA, TEKNİK OLARAK DA ÇİRKİN

Yıkım kararının yalnızca siyasi değil, teknik bir kararlılık gerektirdiğini vurgulayan değerlendirmede dikkat çeken teknik detaylar da paylaşıldı: “30 metreyi geçen yapılarda dilatasyon boşlukları bırakılır. Bu bina da 3’e bölünmüş durumda. Yanlış hatırlamıyorsam bir kısmı sağlam, diğer iki blok çürük raporu almış. Peki bu bina güçlendirilebilir mi? Evet, ama önce karar verilmeli.”

 OYALANMA ARTIK, HAREKETE GEÇ!

Uzun süredir gündemi meşgul eden tartışmalara tepki gösteren vatandaşlar ve uzmanlar, şehrin gerçek sorunlarına odaklanılması gerektiğini söylüyor:“İzmir Türkiye’nin üçüncü büyük kenti. Bir otopark için bir yıl karar verilemiyorsa, burada belediyecilik anlayışı sorgulanmalıdır. Karar vermek cesaret ister. Mazbata sende, patron sensin!”

YIKILSIN AMA PROJE NEREDE?

Çankaya Katlı Otoparkı için “güçlendirme mi, yıkım mı?” tartışması sürerken, süreci izleyen yurttaşlar ve uzmanlar artık sabrın taştığını dile getiriyor. Otoparkın yalnızca estetik değil, teknik olarak da çağın gerisinde kaldığı belirtilirken, öneriler net: “Yıkalım ama projeyi de ortaya koyalım! Ödüllü bir yarışma açın, kazanan mimari halka açıkla, gün verin. 500 günde bitireceğiz deyin. Cesaret gösterin, hedef koyun!”

 BÜYÜKŞEHİR BİNASI NEREDE? KIRMIZI SAÇ PANOLAR İÇİNDE UTANIYORUZ!

Eleştirilerin odağındaki bir diğer konu ise, 30 Ekim 2020 depremi sonrası yıkılan İzmir Büyükşehir Belediyesi ana hizmet binası. Aradan geçen beş yıla rağmen henüz temel dahi atılmamış olması, "beceriksizlik ve vizyonsuzluk" eleştirilerine neden oluyor:“Protokolde vali, komutan, belediye başkanı yürüyor ama Büyükşehir’in binası yok. İzmir’in kalbi Konak’ta, Saat Kulesi’nin yanında, Hasan Tahsin heykelinin yanı başında kırmızı saç panolarla çevrili bir yıkıntı duruyor. Bu, hem şehre hem tarihe saygısızlıktır!”

YIKALIM AMA AFGANİSTAN’A ÇEVİRMEYELİM!

Otoparkın altındaki görüntülere dikkat çekilerek, şehrin estetik yoksunluğuna da dikkat çekildi: “İzmir’in merkezinde, yıkıntıların ve işportacıların ortasında utanç verici bir manzara var. Berlin’e bakın; tarihle, estetikle bütünleşmiş şehir. Biz Fas ya da Afganistan değiliz! Şehir planlaması böyle yapılmaz!”

BERLİN'DE BİSİKLETLİ TURİSTİK TAŞIMACILIK ÖRNEKTİR, KÖLELİK DEĞİLDİR

Eleştiride ayrıca bisiklet taksi uygulamasına yönelik yapılan "kölelik" benzetmesine de tepki vardı: “Berlin’i gördünüz mü? Para verirsin, biri seni bisikletle gezdirir. Bu tarihî ve sembolik olabilir. Ama bizde her iyi fikre çamur atılıyor. İzmir’in vizyona değil, önyargısız cesur adımlara ihtiyacı var.”

YIKMAK KOLAY, YAPMAK VİZYON İSTER!

Otopark ve belediye binası gibi şehrin kalbindeki iki önemli yapının yıkılıp kaderine terk edilmesi, “Enkaz belediyeciliği” eleştirilerini de beraberinde getirdi.“İzmirli artık laf değil icraat görmek istiyor. Kırmızı saç panoların arkasına saklanan bir belediyecilik değil, dünya şehirlerine yakışan mimari projeler görmek istiyor.”

BELEDİYECİLİK KIRMIZI SAÇ PANO ÇEKMEK DEĞİLDİR

Eleştiriler, kentin en merkezi noktalarında beş yıldır süren atıl görüntüler üzerinden yükseliyor:“Büyükşehir binası yıkıldı, ama yerine tek bir çivi çakılmadı. Konak Meydanı'nda Hasan Tahsin heykelinin arkasında hâlâ kırmızı saç panolar var. Bu sadece kente değil, tarihimize de saygısızlık. Gazeteciler Günü’nde panoların önünde anma mı yapılacak?” Yıkmak kolay. Asıl mesele, yerine ne koyacağın. Yıkıyorsunuz ama yapmıyorsunuz. Buna ‘enkaz belediyeciliği’ denir.

PROJE YARIŞMASI AÇIN, KAZANANI HALKA AÇIKLAYIN!

Vatandaşlar, sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğini belirterek uluslararası düzeyde bir mimari yarışma öneriyor: “İngiltere’den, Fransa’dan, Türkiye’den, hatta Ermeni kökenli ünlü mimarları davet edin. Ödül koyun: 1. olana 100 milyon, 2.ye 20, 3.ye 5 milyon TL verin. Kazananı açıklayın, halka gösterin. ‘500 günde tamamlayacağız’ deyin. Şeffaf olun.Binayı yapana kadar o alanı yeşil alana çevirin. Çınar dikin, çim serin, oturma alanı yapın, insanlar soluk alsın. İzmir’e yakışan budur.”

ALSANCAK’A BİSİKLETLİ ÇÖZÜM DEĞİL, ULAŞIM PLANI LAZIM

Ulaşım konusundaki eleştiriler de gündemdeki diğer başlık. Bisiklet taksi gibi sembolik projelerle trafiğin çözülmeyeceğine dikkat çekiliyor: “Bu çözüm değil. Alsancak’ı trafiğe kapat, girişleri ücretli yap. İnsanlar arabayı otoparka koysun, yürüsün. Kaldırımları genişlet, çay içilecek alanlar yarat. Gerçek ulaşım planlaması bu.”

BELEDİYE BAŞKANLIĞI NİKÂH, CENAZE İŞİ DEĞİLDİR!

Vatandaşlar, belediye başkanlarının artık halkı bilgilendiren, planlı ve hesap verebilen bir yönetime geçmesi gerektiğini vurguluyor:“Altı ayda bir çıkın, ne yaptığınızı anlatın. ‘İlk 6 ay hedefimiz bunlardı, şunları yaptık, sırada şunlar var’ deyin. Sürekli zam haberiyle güne uyanıyoruz. Bu anlayış değişmeli.”

MAZBATA SENDE, PATRON SENSİN. KORKMA, KARAR VER!

Son sözler ise cesur ve net:“Mazbata sende. Patron sensin. Yargıdan korkma; hırsızlık yapma, halkın hakkını yeme. Ama yap! Yıkma bahanesi üretme. İzmir enkazın altına gömülmesin. Bu senin şansın: İzmir’in kalbine bir eser bırak. Torunların, ‘Bu binayı Cemil Tugay yaptı’ desin.”