Dolar 32,4005
%-0.06
Euro 34,6200
%-0.52
Altın 2.388,880
%-1.9
Bist-100 10.046,00
%-0.37

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
AK Partili Kaya'dan TV35'te flaş açıklamalar! Kılıçdaroğlu ve Oğuz'un görüşmesi manidar!

AK Partili Kaya'dan TV35'te flaş açıklamalar! Kılıçdaroğlu ve Oğuz'un görüşmesi manidar!

TV35 ekranlarında yayınlanan Beyaz Masa programına bağlanan AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, 15 Temmuz hain Fethullahçı terör örgütünün darbe girişimi öncesi ve sürecini anlattı. AK Partili Kaya, program sunucusu Kutluhan Nesil'in sorularını da yanıtladı. AK Partili Kaya, FETÖ üyesi suçlamasıyla yargılanan ve 6 yıl 3 ay hapis cezası verilerek tahliye edilen Urla Belediye eski Başkanı Burak Oğuz'un CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesinin 15 Temmuz’un hemen öncesine denk getirilmesini ‘manidar’ bulduğunu açıkladı.

  • Ege Postası
  • 16.07.2020 - 13:02

AK Parti ve İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, 15 Temmuz hain FETÖ terör örgütünün darbe girişimi öncesi ve sürecini anlattı. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz Darbe Girişimi anma günü yaptığı açıklamaların tasvip ve kabul edilemeyeceğini kaydeden Kaya, “Bugün oluşan ruhta bir ve beraber olunmayacaksa ne zaman olunaca? Sayın Kılıçdaroğlu’nun başka yere gitmesine izin verilmiş olabilir ama şehitlerimiz var. Meydanlarda toplanan vatandaşlarımız asla demokrasiden vazgeçemeyeceğimizi gösterdi. Dünyada bir örneği yok. Millet canı pahasına demokrasiye sahip çıktı. İnşallah sayın Kılıçdaroğlu da bir gün bunları görebilir. Böyle önemli ve anlamlı duruşları inşallah siyasete kurban etmez diye düşünüyorum” dedi.

Oğuz ile görüşmenin 15 Temmuz’un hemen öncesine denk getirilmesi manidar

FETÖ üyesi suçlamasıyla yargılanan ve 6 yıl 3 ay hapis cezası verilen Urla Belediye eski Başkanı Burak Oğuz, cezaevinde kaldığı süre göz önünde bulundurulup, yurt dışı yasağı konularak tahliye edildi.

Oğuz’un CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesinin 15 Temmuz’un hemen öncesine denk getirilmesini ‘manidar’ bulduğunu açıklayan Kaya, “Konu şu an için yargıda. İlk derece mahkemesi kararını verdi. FETÖ’ye ilişkin dosyada üye olmaktan mahkum etti. Bu ziyaretin düşündürücü noktası, 15 Temmuz’un hemen arkasına denk getirilmesini ben çok manidar buluyorum. Bir belediye başkanımız karar kesinleşmiş olmasa da ortada çok somut deliller var. Ama ne hikmetse anlaşılamaz bir vaziyette, CHP’nin il başkanından genel başkanına kadar bir sahiplenme, ki bu hainlerin çok net şekilde ortaya çıkmış durumda” ifadelerini kullandı.

ATİLLA KAYA’NIN AÇIKLAMALARI:

Uzun süredir Ankara’dayız.  15 Temmuz şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Adalet komisyonunda kanun tasarısı hazırladık. Akşam saatlerinde İzmir’e gelmiştim.

Yemeğe oturduğumuz saatte gördük ki darbe kalkışmasının ilk belirtileri ortaya çıkmış. Dönemin valisiyle telefon görüşmesi yaptık. Valiliğe doğru hareket ettik hemen. Konak Demokrasi Meydanı’na geldik. Meydan bomboştu. Valiliğe doğru oradan yürümeye başladım. Hatta iki toma vardı. O an aklıma şu da geldi, darbecileri ilk hedefi de Valilik olacaktı. Karşısına geçip valiliğin merdivenlerinden yukarı çıktığımda Vali Bey de yalnızdı. Sayın Valimizle nasıl bir değerlendirme yapacağımızı konuştuk. Hemen akabinde milletvekilimiz sayın Kerem Ali Sürekli geldi. Emniyet müdürümüz geldi. Bir değerlendirme yaptık. Kerem Ali beyle birlikte il başkanlığımıza gittik.

Çok anlamlı idi, duygulandık

İl başkanlığımızda insanlar toplanmaya başlamıştı. İzmir’in demokrasi duruşunu ortaya koyuşunu gördük. Valilik binasından il başkanlığımıza gidip geri dönünceye kadar meydana akın akın insanların aktığını gördük. Sayın Cumhurbaşkanı ve Binali Yıldırım’ın çağrıları üzerine hain FETÖ darbesine karşı tepkisini ortaya koymak için akın akın meydana doğru geliyordu. Çok anlamlı bir andı. Duygulandık. Çünkü o meydana darbecilere karşı duruş gösterecek hemşehrilerimizin olduğunu görmek bizi ziyadesiyle mutlu ve demokrasinin de bu ülkede yıllarca bu tip kalkışmalara karşı da dik duruşunu gösterdi.

Nokta nokta anlık müdahale ettik

Askeri birliklerin harekat tarzı izlenmeye çalışıldı. Özellikle dönemin valisi Erol Ayyıldız ve emniyet müdürü Celal Uzunkaya tarafından. Nokta nokta anlık özellikle Celal beyin müdahaleleri oldu. Hainler İzmir’de harekete geçmeden önce onların önünü tıkayıcı anında hamleler yaptı. Çok çabuk meydanın doluşu, akabinde valimizin emniyet müdürümüzün ve ordudaki darbe karşıtı komutanlarımızın anlık müdahaleleriyle, İstanbul ve Ankara’da darbecilerin harekete geçtiği noktada İzmir’de de hareketlilik vardı, ama anında yapılan müdahalelerle vatandaşlarımıza yönelik saldırılar olmadan hemen derdest edildiler. Gerçekten kriz masasında muazzam bir yöneticilik gösterildi.

Milletimizin duruşu çok önemli

Milletimizin duruşu çok önemli. Türkiye darbelerle çok karşı karşıya kaldı. Ama ilk defa bir darbe hem Başbakanımız Binali Yıldırım hem Cumhurbaşkanımız darbeye karşı teslim olmayacaklarını ortaya koyarak, bir duruş gösterdiler. Daha önceki darbelerde maalesef siyasi irade durmadan darbecilere hemen teslim olmuştu. Milli irade için gerekirse canını feda etmek önemli deriz hep. Gerçekten kefenlerle yola çıkıldığının en önemli göstergesi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Binali Yıldırım, milletimizin önünde, hain darbecilere karşı durarak bunu göstermiş oldular. İstanbul’dan Ankara’ya dönüş yolunda saldırıya uğradı. Milletimizle birlikte engellenmiş oldu.

17-25 Aralık’ta da…

1960’lı yıllardan itibaren ortaya çıkmış bir örgüt var. Bu örgüt özellikle kendini din ve cemaat görüntüsü vermiş. Vatandaşların dini duygularını istismar ederek, devletin belli noktalarına sızma noktasında faaliyetler sürdürmüş. Bunların gerçek yüzünün ortaya çıktığı, 17/25 Aralık’ta da biliyorsunuz yargı darbesi ortaya koymuşlardı. 5 bine yakın FETÖ mensubu hakim ve savcı atıldı. Onların sızmasını önleyen bir kanun çıkardık. Bunların hepsi terör örgütünün kafasındaki ortaya koymuş olduğu ve 17-25 Aralık yargı darbesiyle başlayan süreci milletimizle birlikte önledik.

TBMM’yi bombalamaya kalktılar

TBMM’yi de bombalamaya kalktılar. Ankara’da bulunan milletvekillerimiz toplandı mecliste. Bunların nasıl gözlerinin döndüğünü, milletimize ne kadar düşman olduklarını ortaya koyan eylemler olduğunu görmüş olduk. 15 Temmuz milletimizin her kesiminin, demokrasiye inanan, ortaya koyduğu tavırla, siyasi iradenin Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu tavırla ortadan kaldırıldı. Üzülerek söylüyorum ki, Kemal Beyin bu noktadaki açıklamalarını maalesef almıyorum. Kemal bey daha önce de ‘bu ülkede darbe olmaz bir daha. Darbe olursa tankın üzerine ilk ben çıkarım’ demişti. Ama hep beraber gördük ki 15 Temmuz gecesinde yani o Kemal Beyin aracı özel izinli, darbecilerin arasından evine kadar gitmesine müsaade edildi. Demin bahsettiğimiz irade bu. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız da bizler de hep kefenimizle yola çıktığımızı söylüyoruz. Kemal bey de böyle olduğunu iddia etmişti. Ama darbe kalkışmasında gördük ki milletin yanında değil Kadıköy Belediye Başkanının evinde gelişmeleri takip etti.

Sayın Kılıçdaroğlu kabul edilemeyecek açıklamalar yapıyor

Darbenin bir numaralı hedefi Recep Tayyip Erdoğan, yani Cumhurbaşkanımız, siyasi irade. Buna karşın yapılmış bir kalkışma. İzmir’den, Çiğli’den kalkan hainlerin helikopterle gidecekleri nokta Marmaris. Cumhurbaşkanımızın olduğu yere doğru hareket ediyorlar.  CelalBey ortaya çıkarmıştı bunu. Sayın Cumhurbaşkanımızın canına kast eden bir hareket var. Ama maalesef bugün geldiğimiz noktada bakıyoruz ki, sayın Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz gününün anmasına yakışmayacak şekilde açıklamalar yapıyor. Darbenin bir numaralı hedefi Cumhurbaşkanına yönelik asla kabul edilemez, tasvip edilemez, Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan vatandaşlarımızın hiçbirinin de kabul edemeyeceği, açıklamalar yapıyor.

İnşallah sayın Kılıçdaroğlu da bir gün bunları görebilir

Bugün oluşan ruhta bir ve beraber olunmayacaksa ne zaman olunaca? Sayın Kılıçdaroğlu’nun başka yere gitmesine izin verilmiş olabilir ama şehitlerimiz var. Meydanlarda toplanan vatandaşlarımız asla demokrasiden vazgeçemeyeceğimizi gösterdi. Dünyada bir örneği yok. Millet canı pahasına demokrasiye sahip çıktı. İnşallah sayın Kılıçdaroğlu da bir gün bunları görebilir. Böyle önemli ve anlamlı duruşları inşallah siyasete kurban etmez diye düşünüyorum.

Ziyaretin 15 Temmuz’a denk getirilmesi manidar

Konu şu an için yargıda. İlk derece mahkemesi kararını verdi. FETÖ’ye ilişkin dosyada üye olmaktan mahkum etti. Bu ziyaretin düşündürücü noktası, 15 Temmuz’un hemen arkasına denk getirilmesini ben çok manidar buluyorum. Bir belediye başkanımız karar kesinleşmiş olmasa da ortada çok somut deliller var. Ama ne hikmetse anlaşılamaz bir vaziyette, CHP’nin il başkanından genel başkanına kadar bir sahiplenme, ki bu hainlerin çok net şekilde ortaya çıkmış durumda. Biz o zaman da söyledik 17-25 Aralık kalkışmasında da Cumhuriyet Halk Partisi’nin milletvekilleri, il teşkilatları, o dönemdeki il başkanları, bu gazetelerin yayın kuruluşlarının önünde adeta yayınlar yapıyorlardı. 2014 seçimlerine girdik sonra.

Güler, FETÖ ile işbirliği yaptıklarını açıklamıştı

CHP eski Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir eski Milletvekili Sayın Birgül Ayman Güler hanımefendinin açıklamaları çok sabit. CHP olarak 2014 yerel seçimlerinde FETÖ ile işbirliği yaptık diyor. Biz bunu sahada da gördük. FETÖ ile adı anılan isimler CHP adaylarıyla birlikte çok ciddi faaliyetler sürdürdüler. Sayın Kılıçdaroğlu’nun hem dünkü yaptığı konuşmalar hem aynı gün tekrar FETÖ’den ceza almış Urla Belediye Başkanı ile yapmış olduğu konuşmalar, 17-25 Aralık’ın ardından devam eden süreçte FETÖ’nün CHP içinde hala varlığını sürdürme noktasında temasları bulunduğunu akla getiriyor.

Ayasofya’nın zincirleri kırılmış oldu

Önemli bir karar. Hem Danıştay’ın verdiği karar. Daha sonra Cumhurbaşkanımızın imzaladığı kararnameyle Ayasofya’nın zincirleri kırılmış oldu. Ayasofya bizim açımızdan bir egemenlik meselesi. Yani yurtdışından tepkiler olacaktır tabi. Bizim kılıç hakkıyla Fatih Sultan Mehmet Han’ın aldığı ve ibadethane olarak hizmet veren Ayasofya’nın bugün alınan bir karardan hoşnutsuzluk duyan bir vatandaşın olmasını çok anlamlandıramıyorum açıkçası.

Şu an karşı duruş gösterenlerin hepsi hem 28 Şubat’a hem darbe tartışmalarına da sempati ile bakan kimseler. Bu bizim iç meselemizdir. Bu, nesillerin ve bizim neslimizin özleminin giderilmesidir. Bu meselenin gelecek nesillere aktarılmasını engellemiş oldular.

Yüzde birlik bölümünü bile temsil etmiyorlar

Çoklu baro konusunda yoğun tartışmalar oldu. Bir defa kamuoyunu bir defa kesinlikle yanıltmaya çalışıyorlar. Bunu İzmir’e döndüğümüzde de yapacağımız açıklamalarla değerlendireceğiz. Bugün İzmir Barosu hem avukatlık yapan hem İzmir’de yaşayan vatandaşlarımızın yüzde birlik bölümünü bile temsil etmeyen, marjinal bir kafayla hareket ediyor. Özellikle terör ve teröristlerin yaptığı eylemlere neredeyse payanda olacak açıklamalar yapıyorlar. Bu yaklaşım ne İzmir’de yaşayan avukat arkadaşlarımıza ne de İzmir’e faydası var.

Gelin dinleyelim dedik ama…

Buraya geldiler. Meclise de davet ettik. Komisyona gelip dertlerini anlatmak istemediler. Ama bir yaygara. Bizi içeri almak istemediler dediler. Kendi aralarında üç temsilci arkadaş gelsin denildi, salgın nedeniyle. Gelin komisyona değerlendirmelerinizi dinleyelim dedik. Ama gelmediler. Gelemezler. Çünkü söyleyebilecekleri bir şeyleri yok.  Marjinal görüşler ortaya koymaya çalışıyorlar. Avukatların hiçbir mesleki sorunlarının çözümüne yönelik faaliyet göstermiyorlar.

Bu yaklaşımlarıyla zarar veriyorlar

İstanbul, Ankara ve İzmir barolarının barolar birliğindeki delege yapısındaki ağırlıkları yüzde 45’lere çıkmış. Adı barolar birliği. Düzenleme ortada. Özellikle İzmir Barosu başkanının açıklamalarına bakıyorsunuz. Bakın İzmir Barosu Fethi Sekin’in barosudur. Sekin, oradaki yargı mensuplarını ve avukatları korumak için şehit oldu. İzmir Barosu şehit Fethi Sekin’in emaneti İzmir Adliyesi’ndeki, onu şehit eden terör örgütlerinin eylemlerine yaptığı açıklamalarla payandalık yapıyor. Yani bu doğru mudu? Baroların yönetimlerinin dışındaki hiçbir avukat arkadaşımız bunu tasvip etmez. Bir tane arkadaşımızın farklı bir düşüncesi olmaz. Ama işte bu yaklaşımlarıyla hem avukatlık camiasına hem meslek ve meslektaşlarına hem de İzmir ve İzmirlilere ilişkin yaptıkları açıklamalarla zarar veriyorlar.

Bu marjinal grupların baro yönetimlerinde kalma şansları olmayacak artık

İşte bugün artık bu tip marjinal grupların, baro yönetimlerinde kalma şansları olmayacak bu düzenlemeyle. Artık avukatlık mesleğini geliştirmek isteyen arkadaşlar bu barolarda olma şansına kavuşacaklar. Bu marjinal siyasi görüşlere sahip arkadaşlar kaybedecekler. Bu kanunla bunu artık ortadan kaldırmış oluyoruz.

Gece Aziz Beyi aradım ve…

Gece ben Aziz Beyi aradım. Sayın başkan gerçekten atladı, geldi. Bizim kriz masasına. Çünkü koordinasyonda ciddi sıkıntı yaşanıyordu. O gece, orada o kriz masasında o da gerekli çalışmasını sürdürmüş oldu. Ama işte CHP, nereden nereye. Dönemsel olarak ne kadar değişime doğru gittiğini aslında önce ortaya koydu. Kemal Bey'in açıklamalarında da görüldüğü üzere. Ya da işte Urla’daki hadiseden baktığınız zaman. Bunu ortaya koyan bir yaklaşım değişimini ortaya koyan bir örnek olarak görüyorum.

Foça’dan savaş gemileri yola çıkmıştı

Foça’dan savaş gemileri İzmir Körfezi’ne doğru harekete geçtiğiyle ilgili haber geldi. Hedef meydandaki vatandaşlar. Nasıl durdurabilirizi değerlendirmeye çalışıyoruz. Ama tabi ki karşınızdaki bir savaş gemisi, Foça’dan çıkmış geliyor. Aklıma balıkçı arkadaşlarımız geldi. Balıkçılar başkanını aradım. Savaş gemisi yola çıktı. Bunu durdurabilecek bir şeyin var mı dedim. Vekilim hemen yola çıkıyoruz dedi. Balıkçı tekneleri  savaş gemisinin karşısına doğru yola çıktı. Ertesi gün tekrar aradım. Nasıl durduracaktınız diye sordum. Valla bu hiç aklımıza bile gelmemişti. İşte bu milletimizin ve İzmir’imizin ne kadar cesur ve yürekli olduğunu ortaya koyan bir duruş olarak bizim aklımızda kaldı. 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.