Dolar 32,2020
%-0.22
Euro 35,0069
%-0.22
Altın 2.498,740
%1.32
Bist-100 10.644,00
%3.14

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
8. Günde gündem: Kızılay ve 3 Mayıs tartışmaları!

8. Günde gündem: Kızılay ve 3 Mayıs tartışmaları!

TV 35 ekranlarında yayınlanan 8. Gün programında gündem Kızılay’a yapılan eleştiriler nedeniyle kan bağışı alınmasında yaşanan sıkıntı ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 3 Mayıs tarihini "İzmirliler Günü" olarak ilan etmesinin ardından AK Parti ve MHP cephesinden gelen sert eleştiri ve tartışmalar oldu.

  • Ege Postası
  • 06.05.2020 - 09:17

EGEPOSTASI-Kızılay’a yapılan eleştirilerin kurumu yıprattığını belirten TV 35 Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları, siyasetçilerin bazı hassas kurumlarla ilgili açıklama yapmadan önce daha dikkatli olması gerektiğini, aksi durumda sonucun kan bulunamaması gibi ağır sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu.

Mithat Umutoğulları “Bu kadar kan sıkıntısı yaşanmasının sebebi ki? On gün önce Kızılay başkanı konuk olmuştu bize. Sen kalkıp Kızılay ile ilgili sanki yolsuzluk yapıyor algısı yaparsan, polemik konusu yaparsan. Vatandaşın da Kızılay’a olan güveni sarsılır. Kızılay da bangır bangır kan diye bağırır. Ben de dedim ki siyasetçiler konuşurken dikkat etsinler biraz. Yolsuzluk hırsızlık evet konuşulsun. Ama savcıya gidip başvursun. O kurumları itibarsızlaştırmak daha kolay. Ben de diyorum ki bu kurumlar üzerinden siyaset yapmasın kimse” diye konuştu.

Nakçı: Sen iddialara cevap vermezsen

Gerçek Haberci Genel Yayın Yönetmeni Adem Nakçı ise Kızılay’ın kendisine yönelik eleştirilere bugüne kadar yanıt vermediğini vurgulayarak, “Sen sana gelen suçlamalara cevap vermezsen güven sarsarsın. Sen iddialara cevap vermezsen. Kızılay’ın kan kurumu ile yardım kurumu ayrıdır. AK Parti ve MHP il başkanları kan vermeye giderken keşke arasalardı Saadet’i de götürseydi” dedi.

Mithat Umutoğulları ve Adem Nakçı, İBB Başkanı Tunç Soyer’in 3 Mayıs'ı "İzmirliler Günü" olarak ilan etmesinin ardından AK Parti ve MHP cephesinden gelen eleştirilere verdiği yanıtı da değerlendirdi.

Umutoğulları: 9 Eylül farklı bir gün

Umutoğulları, “Başkan, ‘derdimiz İzmirliler Günü değil, bütün dünyada böyle organizasyonlar var. İzmir’in bir günü olsun. Dünyada bir marka ve gün yaratalım’ diyor. '9 Eylül var' diyor AK Partililer. Bugünü getirip konserle sulandırmak manevi şeyine zarar verir. Başkan da bugün onun önemini, anlamını şey yapan bir konuşma yaptı. Bence siyasi çevrelerinde bunu böyle düşünerek yorumlaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Nakçı: Düşünmeden yapılış bir karşı atak

Adem Nakçı da “İzmir’in ticari anlayışını biraz daha arttırmak amaçlanıyor. 9 Eylül’de bunu yapamazsın. Düşünmeden yapılmış bir karşı atak bence. Haluk Işık’ın 9 Eylül şiirini okuyun ne olduğunu anlayın” değerlendirmesini yaptı.

PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:

Mithat Umutoğulları: Bu örneklerin çoğalması gerekiyor. İki farklı kutuptan siyasetçiyi şu stüdyoda ne zaman bir araya getireceğiz acaba'

Adem Nakçı: Haber kanalında cepheler var. CHP artık o kadar rahatsızlandı ki kabul etmiyor. Siyasetin gittiği yer yanlış.

İZMİR GÜZEL BİR SINAVDAN GEÇTİ

Mithat Umutoğulları: CHP’nin artık Türkiye’de aman vakalar artsın ölümler olsun Türkiye kaosa girsin anlayışından vazgeçmesi gerekiyor. Sen bundan vazgeçmediğin sürece bitmiyor. Dünyada da örnekleri var. Bir günde 4, 5 bin kişi ölüyor. Türkiye'ye bakıyorsun her gün veriler düşüyor. Bu teknik bir başarı. Bilim adamlarının Sağlık Bakanı'nın yaptığı açıklamalar var. Bütün bunları başaran bir ülke var. 'Sağlık bakanlığımızı tebrik ediyorum' de. Bunu konuşmuyorsun. Özgür Özel’in saçma sapan açıklaması var. Başından sonuna dinledim. Hükümete yakın medya organlarının getirdiği dili kabul etmiyorum. Özel de onu kast etmiyor. Ama tartışmaya mahal verecek polemik yaratmanın esprisi yok. CHP’li belediyeler İzmir’de güzel bir sınavdan geçti. Çalışmalar çok başarılı, eksikler olabilir. İktidar partisinin milletvekilleri, vali gibi hükümet kanadını temsil edenler başarılı işler yaptı. İzmir Corona ile mücadelede tüm katmanlarıyla bir başarı hikayesi yazdı. Bütün herkes inanılmaz güzel başarı hikayesi yazdı. Ama bunu taçlandırmak lazım. Keşke bugün sağlık müdürünün İzmir’de hastanelerdeki başarısını anlatabilse. Bunlara izin verilmiyor. Keşke bu tartışmalar ve kavalar olmasa. Keşke cumhurbaşkanı ulusal seslenişte hangi önlemler alındı, kısıtlamaları anlatabilse.

ÖMER ÇELİK DOĞRU SÖYLÜYOR!

Adem Nakçı: CHP’li bir isimle konuştum bugün. Özgür Özel’i dediği belki yüzde bir milyon doğrudur. Ama sen ya erken seçim ya da başka türlü dersen karşı taraf bunu koz olarak kullanır. O zaman birileri 'kavanozda kurşun gösterir, öldürürüz, yaşatmayız' der. Adamı gözaltına aldılar ama ne oldu. Ev hapsine aldılar. Kanuni uygulamayı uygulamazsan bu sefer daha beter olur. 80 darbesini yaşadım ben. Aynı pozisyona mı gelsin ülke. Ülkenin Cumhurbaşkanısın ya yapacağın önlemleri alman lazım. O dakika anlatıyorsun 40 dakika CHP’ye sallıyorsun. Rejim diyemezsin kardeşim. Ömer Çelik doğru söylüyor. Dil artık o kadar kabalaştı ki. Soyer ile ilgili bu kentte 500 bin basılan gazete dağıtıldı. Ne oldu pek? Soyer yüzde 54 oy aldı. Saldırı ve hakaret dilinden herkes kaybediyor. Yeni moda başlamış. Kerem Ali Sürekli gibi bir naif bir insan bile gece yarısı gece yarısı tweet atıyor. Kızılay’ın kan kısmı ve yardım kısmı ayrıdır. MHP ve AK Parti bugün kan vermeye gitti. Diğer partiler niye gitmiyor.

BUNUN MÜSEBBİBİ YAYGARA YAPANLAR

Mithat Umutoğulları: Bu kadar kan sıkıntısı yaşanmasının sebebi ki? On gün önce Kızılay başkanı konuk olmuştu bize. Sen kalkıp Kızılay ile ilgili sanki yolsuzluk yapıyor algısı yaparsan, polemik konusu yaparsan. Vatandaşın da Kızılay’a olan güveni sarsılır. Kızılay da bangır bangır kan diye bağırır. Elli defa bize mesaj attılar kan bulunamıyor diye. Bunun müsebbibi Kızılay ile ilgili yaygara yapanlar. Deprem olduğunda kim önce gidiyo? Kızılay. Yapılan bağışı getirip de yolsuzluk içine koyarsan o zaman vatandaş kan verme görevini yapmaz.

Adem Nakçı: Kızılay iddiaların belgesini koyar o zaman susturursun. Gelen eleştirilere bir tane cevap var m? Kurum olarak zan altında kalırsın o zaman. Biz belgeyi bulduk. 50 bin tane kurban kesilmiş Polonya’da diyor adam. Sen kalkıp Ankara, Adana’daki mezbahada kestik dersin. Kızılay kendini aklamadığı müddetçe.

Mithat Umutoğulları: Adem’in hırsızlık yaptığına inanıyorsan alır belgeyi koyarsın savcılık soruşturmayı yapar sonucu ortaya koyar. Kanun yok m? Mithat şu bardağı on liraya almış ama aslında bardak beş lira dersin. Savcılığa suç duyurusunda bulunursun. Savcılık araştırır sonucu açıklar.

Adem Nakçı: Sen ülkende Corona nedeniyle ihtiyaç sahibi insanlar varken Endonezya, Filipinler’de cami yıkarsan tepki olur.

BU TAKTİK MELİH GÖKÇEK TAKTİĞİ

Mithat Umutoğulları: Devlet o ülkelere yardım etmesin mi' İnsanlar ölsün mü' Kızılay’ın kasası doluyken dünyanın başka bir ülkesinde felaket olduğunda gitmesin m? Tabi ki Somali, Afganistan, İran, Irak’a gidecek. İhtiyaç varsa gidecek. Türkiye için bu kadar hayati kritik bir hikaye için bunun üzerinden bunu yıpratırsan ölecek olan adam kan bulamıyor. Bu işi çarpıtıp yaygara yapan insanlar yüzünden. Bu işi en iyi Melih Gökçek yapardı. Şu gazeteci şöyle şöyle yaptı derdi. Gazeteci yargıya giderdi. Bu taktik Melih Gökçek taktiği.

Adem Nakçı: Sen sana gelen suçlamalara cevap vermezsen güven sarsarsın. Yalan habere dönersen kimsenin güveni kalmaz. Vatandaş da onu söylüyor zaten. Sen iddialara cevap vermezsen. Kızılay’ın kan kurumu ile yardım kurumu ayrıdır. AK Parti ve MHP il başkanları kan vermeye giderken keşke arasalardı Saadet’i de götürseydi.

TÜRKİYE'DEYARGI YOK EFENDİM, NEYE GÖRE YOK!

Mithat Umutoğulları: Önemli işlere imza atmış Ensar Vakfı vardı. Şimdi ne geliyor Ensar denince akl? Bu vakıf birinin yaptığı iş üzerinden öyle mi yorumlamak lazım. Bazı kurumlar vardı. Diyanet İşleri Başkanı pahalı bir Mercedes ile gündeme gelmişti. Çok mu doğru bir şeyd? Bu kurumu böyle bir tartışmanın içine çekip siyaset yaparsan kurumu zedelersin. Türkiye’de yargı yok efendim. Neye göre yargı yo? Bu kurumlar suçsuzdur demiyorum. Bazı kurumların hassasiyetleri vardır toplum üzerinde. Yanlış yapanlar cezasını çeksin. Bunlara dokunursan işte kan bulamıyorsun. Sonuç bu oluyor.

Adem Nakçı: Aile Bakanı Ensar olayı çıktığında ne dedi, bir defadan bir şey olmaz dedi. Klorak gibi adamsın. Aklama. Kızılay’ın kan kısmı ile yardım kısmı ayrı.

CİDDİ KAN SIKINTISI YAŞIYORUZ

Mithat Umutoğulları: Kızılay başkanı geldiğinde bize siyasilerin yaptığı eleştiriler, bizim kan bağışımızı etkiledi. Dolayısıyla biz kurum olarak tarihinde ilk defa kan bağışında bu kadar sıkıntılı döneme girdik. Ciddi kan sıkıntısı yaşıyoruz. Kan gelmemesi demek hayati bir tehlike arz ediyor. Ben de dedim ki siyasetçiler konuşurken dikkat etsinler biraz. Yolsuzluk hırsızlık evet konuşulsun. Ama savcıya gidip başvursun. O kurumları itibarsızlaştırmak daha kolay. Ben de diyorum ki bu kurumlar üzerinden siyaset yapmasın kimse. Gitsinler suç duyurusunda bulunsunlar.

ÜLKEDE MASKE DAĞITAMAYAN KURUM GİDER UZAK DOĞU'DA DAĞITIRSA OLMAZ

Adem Nakçı: Hala savunuyorsun. Çünkü aklama çalışması içindesin. Yardım kısmında yolsuzluk sıkıntı olabilir. Yardım ve kan kısmını ayrı tutmamız gerekiyor, kan bağışında bulunalım dememiz lazım. Ülkede maske dağıtmayan kurum gider de Uzakdoğu’da yardım dağıtırsan olmaz. Bunu da eleştirmezsen. Ama kan ayrı bir kurumdur. Takdir ediyorum, AK Parti ve MHP il başkanları güzel bir iş yapmışlar. Keşke bunu yaparken diğer partileri de çağırsaydılar.

Mithat Umutoğulları: Anlama kıtlığı mı va? Ben diyor muyum yolsuzluk yapılmamıştır diye.

Adem Nakçı: Ver yargıya demek gözünü kapatmaktır. Sen gazetecisin Mithat. Araştırmacı gazetecilik diye bir kavram var. Belgesini ortaya koyarsın gönderirsin yargıya.

Mithat Umutoğulları: Ben ne anlatıyorum sana sabahtan beri. Bu kurumların hassasiyeti var. Elinde belge varsa önce git savcıya suç duyurusunda bulun diyorum. Sen bunu yapmıyorsun, konuşuyorsun.

SOYER 'DÜNYADA BİR MARKA VE GÜN YARATALIM' DİYOR

İzmirliler Günü ile ilgili tartışmalar var. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer cevap verdi. Bir bardak suda fırtına koparmayın diyor. Açıklamasını dinledim sabah. Dinlerken birkaç gündür hakikaten koparılan fırtınanın ne kadar densiz ve gereksiz olduğunu yorumlama şeyimiz oldu. Başkan o kadar güzel anlatıyor ki. Bizim derdimiz "İzmirliler Günü" değil, bütün dünyada böyle organizasyonlar var. İzmir’in bir günü olsun. Dünyada bir marka ve gün yaratalım diyor. '9 Eylül var' diyor AK Partililer. Bugünü getirip konserle sulandırmak manevi şeyine zarar verir. Başkan da bugün onun önemini, anlamını şey yapan bir konuşma yaptı. Bence siyasi çevrelerinde bunu böyle düşünerek yorumlaması gerekiyor. 5 Mayıs İzmirliler Günü değil de belki ismi değiştirilir. Maalesef Tunç Soyer ile bir kontakt kurulamadı.

Adem Nakçı: Gereksiz bir tartışma ve polemik. Dünya Türkçülük Günü’ne muhalefet demiş Hasan Kalyoncu.

Mithat Umutoğulları:: Kalyoncu ortalıkta gözükmez. Arada bir dostlar alışverişte görsün havasıyla bunu yapıyor.

Adem Nakçı: Türkçülük Günü Nihat Atsız ve arkadaşlarının mahkemede yargılandığı gün. 3 Mayıs’ta dünyaya hava katacak, İzmir turizmini belki kalkındıracak iki günlük bir festival. Almanya’nın Octofest festivaline binlerce turist gidiyor.

Mithat Umutoğulları: İsme takıldı herkes. Ya ismi ne olabilir diye sayın başkan tartışmaları bitirmek adına anket yapıp öneri alsa.

Adem Nakçı: 3 Mayıs Fenerbahçe’nin kuruluş yıldönümü mesela. Ama 19.07 var Dünya Fenerbahçeliler Günü. Kuruluş tarihi. İzmir’in ticari anlayışını biraz daha arttırmak amaçlanıyor. 9 Eylül’de bunu yapamazsın. Düşünmeden yapılmış bir karşı atak bence. Haluk Işık’ın 9 Eylül şiirini okuyun ne olduğunu anlayın.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.