8. Gün’de gündem 'Çibel Protestosu': Tek sorumlu Aslanoğlu

EGEPOSTASI- Gazeteci Mithat Umutoğulları, TR35 TV’de yayınlanan 8. Gün programında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. 

İKTİDARA YAKINLIĞIYLA BİLİNEN YENİ ASIR İLE ASLANOĞLU’NUN DİRSEK TEMASI 

CHP İzmir İl Başkanlığı koltuğuna atanan Şenol Aslanoğlu’na Yeni Asır üzerinden tepki gösteren Gazeteci Mithat Umutoğulları, ‘’ Aslanoğlu’nun Yeni Asır ile olan hukukunu ilk yaptığı basın toplantısında gördük. Aslanoğlu aleyhine haberlerle ilgili tavır alacağını ve tavra da örgütü de dahil edeceğini söylemişti. Bu aba altından sopa göstermekti. Özellikle CHP ve CHP’li belediyeler ile ilgili sürekli aleyhine haber yapan  ve algı yaratmaya çalışan gazetenin haber müdürü ile ilgili bir teşekkürü olmuştu. Bu çok şaşkınlık yaratmıştı. CHP ile Yeni Asır arasında kurumsal bir ilişki kurulması aksine bir gerginlik yapıldı ve Genel Başkan talimatıyla iktidara yakın olan medya kuruluşlarına mesafe koyuldu. Yeni Asır İzmir’in köklü kurumlarından biri. Belli bir grubun satın almasından dolayı iktidara yakın olan CHP’nin aleyhine haber yapan bir gazete haline geldi. CHP’de yöneticilik yapanların kendini ifade etmek istemediği bir gazete oldu. Durum böyleyken, yeni seçilmiş il başkanın Yeni Asır ile ilişki kurma çabasında olduğunu gördük’’ dedi. 

ASLANOĞLU, YENİ ASIR’IN HABERLERİNİ MEŞRULAŞTIRDI 

Yeni Asır Gazetesinin Aslanoğlu’nun atanmasından 5 ay önce CHP’de il başkanlığı sürecini yazdığına dikkat çeken Gazeteci Umutoğulları, ‘’Daha Yücel’in istifası bile konuşulmazken 5 ay önce, Erhan Gülenç, Aslanoğlu ile ilgili yazdığı köşe yazısında, Aslanoğlu’nun il başkanı olacağını yazmıştı. Atılacak adımlar öncesinden Yeni Asır’a söylenmiş. Erhan Gülenç’in aylar öncesinden yazdığı haberler ve köşe yazıları hep doğru çıktı. A haber ile bir CHP’linin yakın olması kafa karıştırır. Buradaki mesele şu; senin partine, partinin belediye başkanlarına, partinin genel başkanına, meclis üyelerine hakarete varan haberler ve yorumlar yapan ve partinin kanlı bıçaklı olduğu bir kurum hakkında yaptığın açıklamada teşekkür ediyorsun, neden? Yeni Asır’ın bugüne kadar yaptığı bütün haberler meşrulaştırıldı’’ ifadelerini kullandı. 

ASLANOĞLU YENİ ASIR’A TESLİM OLDU 

Kamuoyunun gözünün önünde olan bir siyasetçinin cesur olması gerektiğini belirten Umutoğulları, ‘’ İmamoğlu’na yapılan haksızlığı görüyoruz nasıl bir direniş gösterdi, aynı şekilde Soyer’de direniş gösterdi. İzmir’in il başkanlığına gelmiş kişinin daha cesur olmasını bekleriz. Kendi partisinin delegasyonuna cesaret verecek bir tavrının olmasını bekleriz. Bu il başkanının bu iradeye sahip olmadığını görüyoruz. Yeni Asır ile girdiği dirsek temasında görüyoruz. Aleyhinde bir şey yazılmamasını isteyerek, 40-50 gazetecinin önünde Yeni Asır’a teşekkür ederek teslim oldu’’ dedi. 

CHP’NİN KOLTUĞUNA SOYER VE ASLANOĞLU BİRLİKTE OTURDU 

CHP’li Aslanoğlu’nun, Soyer’i kararlarına ortak ettiğine vurgu yapan Umutoğulları, ‘’Siyasetçi radikal kararlar alır. İl Başkanı hep Büyükşehir Belediye Başkanı ile yapılacakları anlatıyor, aslında bir başarısızlık hikayesi yazacak. Başarısızlığına ortak arıyor. Ortak edeceği kişi onu o koltuğa oturtan Soyer olacak. Kendine güvenen bir kişi, Büyükşehir Belediye Başkanı ile ortak çalışacak ve onun emir erliğini yapacaksa bile bu mesajı kamuoyuna vermez. Sen kamuoyu karşısına il başkanı olarak çıktıysan senin örgütlerken sorumlu olacaksın. Şu an CHP’nin koltuğuna Tunç Soyer ve Şenol Aslanoğlu oturuyor’’ dedi. 

ESKİ YÖNETİM İTİBARSIZLAŞTIRILDI 

 Aslanoğlu’nun ortaya irade koyamadığını belirten Umutoğulları, ‘’İradesini ortaya koyamadığı fotoğrafı dün il başkan yardımcıları ile yapılan toplantıda tekrar gösterdi. 4,5 yıl başkan yardımcılığı yapan yönetimden alındı ve bu yönetime yapılanlar hiçbir yönetime yapılmamıştı. Bir yönetimin görevdeyken bile bu kadar itibarsızlaştırılması görülmemişti. İl başkanı atandıktan sonra önce yönetim ile oturup onlardan memnun olduklarını söyledi. Ertesi gün onlarla çalışmayacağını belirtti. Yeni yönetim atandı ve siz kendi iradenizi ve beraber çalışacağınız arkadaşları seçtiniz. Bugün yeni yönetim ile toplanılacak, eski yönetim ile dün toplanmıştı. Bunun tam tersi olması gerekmez miydi? Eski yöneticileri apar topar çağırıp, bundan sonra beraber çalışalım diyor. En büyük saygısızlıklardan biri de yeni yönetime yapıldı. Eski yönetim ile bağlılığınızı ortaya koyarsanız yeni yönetime de saygısızlık yapmış olursunuz’’ dedi. 

SOSYAL MEDYA İL BAŞKANLIĞI 

Aslanoğlu’nu yeni yönetim atanmadan sahaya çıkmasına tepki gösteren Umutoğulları, ‘’İl başkanı koltuğa oturmadan tek başına alana çıkıyor. Sen birlilerini peşinden koşturacaksan il başkanlığı yapamazsın. Vatandaş sana derdini anlatmak için alanda koşmayacak. Genel Başkan hafta sonu geldi, ama organizasyon ve koordinasyon yoktu. Programdan önce başkanlarla, ilçe başkanlarıyla bir araya gelmesi ve organizasyonu yapması gerekiyordu, o ne yaptı yalandan sahaya indi.  CHP Genel Merkezi’ni daha adayı belli değilken ve seçim startı verilmemişken plan ve program yokken senin gidip esnafın elini sıkmanın hiçbir esprisi yok. Bu sadece sosyal medya il başkanlığı olur. İhmal ettiğin örgüt ve örgüte verdiğin mesaj seni içten içe kemirir. Eski yönetim toplantıda, itibarsızlaştırıldıklarını söylemişler. Yeni atanmış yöneticilerle hala toplantı ve görüşme yapılmamış. Sen neredesin alanda geziyorsun. Sen bütün gün dolaştın da ne oldu, oy mu arttırdın? CHP il başkanına bakarak kaç kişi partiye oy verir. Senin görevin koordinasyon yapmaktır. İlçe ziyaretleri ve sorunlu olan ilçelerde kırgınları toparlarsın. Sen örgütü hiç tanımıyorsun, yanına 2 adam alarak yalandan 2 esnafın elini sıkıp ajitasyon yapıyorsun bu örgüt bunu yemez’’ ifadelerine yer verdi. 

ÇİBEL PROTESTOSUNUN SORUMLUSU ASLANOĞLU’DUR 

CHP Lideri Kemal Kııçdaroğlu’nun İzmir programı sırasında ÇİBEL işçilerinin yaptığı protestonun büyümesi ve ardından yaşanan arbedeyi değerlendiren Umutoğulları, ‘’Senin Genel Başkanın İzmir’e geldi, yerden yere vurdular,  Aslanoğlu  bostan korkuluğu gibi durdu. Böyle bir sorun olduğunu bilmiyor muydu? Sorun çıkma ihtimaline karşı önlem alması gerekmez miydi? Bunun sorumlusu Aslanoğlu’dur. Bu koltuğa oturduysan, orada bir eylem olma ihtimali varsa ki haberi vardı bu olaydan, engelleyeceksin. Sendikayı arayacak ve böyle bir eylemin önüne geçecektin. Karşıyaka’da, Menderes’te gezeceğine bu eylemi önleyecektin. Sen örgütün başkanısın. Burada ne Çiğli Belediye Başkanını, Büyükşehir Belediye Başkanını, ne sendika sorumludur. Burada tek sorumlu CHP’nin il 
başkanlığı koltuğuna oturan Aslanoğlu’dur. CHP’nin Lideri geliyorsa, onun kente girişinden çıkışına kadar olumsuzlukları önleyecek kişisin. Aslanoğlu, Genel Başkanı buradan temsil eden en yüksek makamsın. Sen üstüne düşeni yapmayacak ve poz vereceksin, genel başkan kürsüye çıkmadan partinin ve genel başkanı aleyhine çalışan ve orada yapılacak olan projeyi gölgeleyecek eylemi yapacaklar sen ise sadece kafa çevirip bakacaksın. Böyle örgüt yönetilmez. İl başkanı bugün buranın mülki amiri. Senin burada bir problem varken sen bunu görmezden gelirsen ve olumsuzluğu önleyemeyeceksen o koltukta oturmayacaksın. İl başkanı oturduğu yerden kalkıp sorunu engellemek için adım bile atmadı. Bu konu hakkında 1 satır bile açıklama yapmadı. Bütün ülke çalkalanıyor sen önceki yönetimi çağırıp toplantı yapıyorsun. Senin Genel Başkanını pert etmişler sen Karşıyaka’ya vatandaşı ziyaret etmeye gidiyorsun. Hala orada yaşanan sorunu çözmek için bir adımı yok. Sen göz göre göre iktidar medyasına o malzemeyi verdin ve 2 gündür iktidar medyası genel başkana vuruyor. Bir çok yerde Kılıçdaroğlu işçi düşmanı ilan edildi. Bunun hesabını kim ödeyecek, diyeti Gümrükçü mü Soyer mi ödeyecek? Bir partinin genel başkanı İzmir’e geliyorsa yapılan bütün organizasyonun sorumlusu il başkanıdır. İl başkanından bu durum ile ilgili tek bir açıklama yok. Git sendikaya rest çek. O sendikacıya gereğinin yapılmasını söyle. Medyaya tavır alıyorsun ya sendikaya karşı da al. Kişisel geleceğini ve kariyerini her şeyden önce tutuyorsun’’ ifadelerine yer verdi. 

SENDİKALAR CHP’Lİ BELEDİYELERE KARŞI ACIMASIZLAR 

ÇİBEL işçilerinin eylemlerinin provakasyon olduğunu belirten Gazeteci Mithat Umutoğulları, ‘’Eylemler neden hep Çiğli’de oluyor. Bir çok belediyede işçiler ekonomik krizden dolayı maaşlarını gecikmeli alıyor. Neden diğer belediyelerde eylem olmuyor? İşçilerin geçinememesinin sorumlusu hükümetin yanlış politikalarıdır. Bunun  sorumlusu belediyeler mi? Direksiyonda hükümet olmasına rağmen, DİSK’in açıklamasında bir tane bile hükümet ile ilgili cümle yok. Sen bu protesto da nasıl Çiğli Belediye Başkanını suçlayabilirsin? Artık sendikalar CHP’li belediyelere karşı inanılmaz acımasızlar. Keşke başkanlar bunları görse. Sendikanın varlığı artık tartışılmaya başlandı. Sendikanın görevi sadece TSİ imzalamak mıdır? Ekonomik kriz varken insanlar evine ekmek götüremezken, büyük mitingler yapmıyorlar. Sen orada işçi hakkı diyebilir misin, protesto sonrasında işçiler saldırarak haklıyken haksız duruma düştü. Oraya gelip olay çıkartacaklarına temsilcileri ile Kılıçdaroğlu ile görüşmek istediklerini belirtip, görüşseler de daha farklı olurdu. Sendika temsilcileri bugün görevden aldı’’ ifadelerine yer verdi. 

DİKİLİ’DE CHP TABANININ SORUNLARI VARDI 

CHP Dikili İlçe Başkanının ve 8 yöneticinin istifasını değerlendiren Gazeteci Umutoğulları, ‘’Dikili İlçe Başkanının istifa gerekçesi sağlık sorunlarıydı. İlçe Başkanı BBP’de daha önce siyaset yapmış bir isimdi. Orada CHP tabanın bu konuda bir sıkıntısı vardı. İlçe başkanının istifası sonrası yönetim de istifa ediyor ve yönetim düşüyor. Hiçbir belediye başkanının parti örgütleri ayakta dursun gibi bir derdi yok. CHP’de 10 yıldır, ilçe başkanlığına siyaset ile alakası olmayan insanlar koltuğa geliyor. İlçe başkanının niteliği önemli değil, sözümden çıkmasın diye düşünüyorlar. CHP tabanında inanılmaz bir rahatsızlık var. Partide değişik kademelerde görev almış insanlar rahatsızlar. Adil Kırgöz’ün bütün hesaplarının yerel seçimler üzerinden olduğu duyumlar geldi. Kırgöz iyi iş yapmışsa tekrar seçilir zaten. Orada oluşturulacak yönetim bütün örgütü kucaklayan bir yapı olması gerekiyor. Siz bu yapıyı sağlamazsanız, il yönetiminde olduğu gibi yöneticileri atar ve eski yöneticilere beraber çalışalım dersiniz. Ben CHP’de yaşanan süreci sağlıklı görmüyorum. Örgütün gidişatı iyi değil. Umarım CHP İzmir’de genel seçimlerde başarılı bir sonuç alır ve İzmir’de kendisine yakışır çalışmalar yapar. Bunun yolu da partiye hizmet edecek, örgütü tanıyan ve alana indiğinde vatandaş ile doğru iletişim kuran insanların olması gerekiyor. Bu örgüt dayanışmasını sağlamadan il başkanının sokağa tek başına inmesi işgüzarlıktan başka bir şey değil’’ dedi. 

CHP’NİN İZMİR’DE BU HALE GELMESİNİN SEBEBİ KOCAOĞLU’DUR 

İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Aziz Kocaoğlu’na tepki gösteren Umutoğulları, Kocaoğlu’nun CHP’nin mutfağı yok ifadelerini hatırlatarak, ‘’15 yıldır mutfağın başında Kocaoğlu vardı, Kocaoğlu itiraf etmiş. 15 yıl sonra aday olmayacağını açıkladıktan sonra böyle açıklamalar yaparsan kimse seni ciddiye almaz. O koltuğa oturunca devrim mi yaptın? CHP’nin tek büyükşehir belediye başkanlığı İzmir’deydi. Kocaoğlu da partiyi elinde tutarak yönetmeye çalıştı. CHP’nin en güçlü olduğu dönemlerde İzmir’de örgüt dağıldı. Keramet Aziz bey de olsaydı Soyer yüzde 50 oy almazdı. Kocaoğlu’nun İzmir’e yaptığı haksızlığın patlamasıydı. CHP İzmir’e Aziz Kocaoğlu gibi kendini partinin üstünde görenler verdi. Kocaoğlu şimdi nerede? Seçim var, partine hizmet et, sokağa çık. Bu partinin size ne verdiğine bakmak ve kıymetini bilmek lazım. Parti size hizmet etmeniz için bu imkanları veriyor. CHP 20 yıl sonra İzmir’de bu noktaya geldiyse Kocaoğlu gibi bu partide görev almış ama kendi kişisel menfaatleri uğruna partiyi yok sayan insanlar yüzünden CHP iktidar olamadı. Kimsenin Kemal Beyin adaylığı konusunda bir kaygısı yok. Herkesin derdi, ben koltuğumu nasıl sağlamlaştırırım kavgasıdır. 

Umutoğulları konuşmasının devamında, ‘’ CHP’nin başına siyaseti bilmeyen ismi atadılar. Daha ilk Genel Başkan ile bir araya geldiğinde onu yerden yere vurdular. Siyasete hakim olanlar o alan  o adamları sokmaz ve eylemi önler. Menderes’te harcayacağı 4 saati işçilerle harcasaydı o iş biterdi. Umarım CHP içerisinde ayaklanma ve hareketlilik başlar. Seçimlere giderken halkla görüşen her kademe de kenetlenmiş ve tek yumruk olmuş bir siyasi parti olarak devam eder’’ dedi.