Dolar 32,3878
%-0.1
Euro 34,5931
%-0.6
Altın 2.390,260
%-1.84
Bist-100 10.046,00
%-0.37

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
'Eğitimin hafızası silindi'

'Eğitimin hafızası silindi'

​ CHP’li Susam, Türkiye genelinde 17 bin okul müdürünün görevden alınmasını, Milli Eğitim’in hafızasının silinmesi olarak değerlendirdi.

  • Ege Postası
  • 22.10.2014 - 09:31
CHP İzmir Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Mehmet Ali Susam, Türkiye genelinde 17 bin, İzmir’de ise 750 okul müdürünün görevden alınmasını Milli Eğitimin hafızasının silinmesi olarak değerlendirdi. 
Eğitimin siyasetten arınmış, liyakati, becerisi olan yöneticiler tarafından yönetilmesi gerektiğini söyleyen Susam, “Bugüne kadar görülmemiş bir kadrolaşma hareketi yapılıyor. Yıllarca emek vermiş, duvarları plaketlerle dolu okul müdürleri, başarısız yaftası yapıştırılarak görevden alındı. İzmir’in TEOG birincisi okulun, Seferihisar’da Türkiye Hentbol Şampiyonu olan okulun müdürü başarısız ilan edildi, görevden alındı. Türkiye’de en başarılı ikinci eğitim yeri seçilen Çeşme Öğretmenevi’nin müdürü Bakan’ın elinden plaket aldıktan, iki ay sonra başarısızlık gerekçesiyle görevden alındı” dedi.

Sendika taşeron olarak kullanılıyor
Görevden almalarda temel kriterin hükümete yakın olan Eğitim-Bir Sen’e üye olmamak olduğunu ifade eden Susam, “Bu sendika 17 ve 25 Aralık sürecinde, ayakkabı kutuları ortaya saçıldığında, ‘Başbakanımıza darbe girişimi var, üyelerimizi sokağa dökeceğiz’ diyen sendikadır. Kısa süre önce sendikaya üye olmayan İlçe Milli Eğitim Müdürleri görevden alınarak, yerlerine sendikalı müdürler göreve getirildi. Okul müdürlerini başarısız ilan eden puanlamayı da -onlarla bir ay bile çalışmayan- bu yeni müdürler yaptı. Hasan Sağlam Öğretmenevinde yeni okul müdürlerini seçmek için mülakat yapılıyor, komitenin tamamı aynı sendikanın üyesi. Mülakatta kamera ya da ses kaydı alınmıyor, itiraz edilirse ortada somut delil yok. Amaçları sendikanın belirlediği isimleri okul müdürü yapmak. Ardından müdür yardımcıları için bir operasyon başlayacak. Sayıları sadece İzmir’de 5 bini bulan müdür yardımcısı ya sendikaya üye olmaya zorlanacak ya da görevden alınacak. Hükümet kadrolaşmada bu sendikayı taşeron olarak kullanıyor” diye konuştu. 

Eğitimin sorunları düzelmiyor
Türkiye’de eğitim sisteminin gerek anlayış, gerek müfredat, gerekse fiziksel imkan ve araç-gereç bakımından kalkınmış ülkelerin eğitim sistemlerinin gerisinde kaldığını söyleyen Susam, sözlerini şöyle sürdürdü:
“AKP döneminde Milli Eğitimde 5 bakan ve sayısız düzenleme yapıldı. Müfredatlar, eğitim süreleri, katsayılar, SBS, LYS, TEOG gibi sınavlar değiştiği gibi; ‘Atatürk ilke ve inkılapları ile cumhuriyetin temel değerlerine bağlı öğrenciler yetiştirmek’ ifadesi Milli Eğitim Bakanlığı'nın görev tanımından çıkartıldı. Orta başını örtmenin, lisede evlenmenin önü açıldı. En yetkili ağızlar ‘Dinine ve kinine bağlı bir nesil’ hedeflediklerini söyledi.  

Tek amaçları İmam Hatip liseleri
2002’den bu yana gerçekleştirilen düzenlemeler eğitim hamlesi başlatmak, gençlerin fazla okumasını teşvik etmek, okullaşmayı arttırmak, eğitim kalitesini yükseltmek yerine İmam Hatip okullarına destek vermek, tüm okulları fiilen İmam Hatip noktasına getirmek ve eğitim içeriğinde Cumhuriyet’in temel değerlerinin vurgusunu azaltmak amacında. 
Oysa okulların maddi sıkıntıları, alt yapı, bina, makine-teçhizat, öğretmen gibi eksiklikler eğitimin kalitesini düşürüyor. Milli Eğitimin bütçesi 55,7 milyar lirayken, Cumhurbaşkanı için yapılan sarayın maliyetinin 1 milyar lirayı geçecek. 

Uluslar arası sınavlarda 44. sıradayız
Eğitim geliştirilmesi gereken bir alan olmak yerine kadrolaşılması gereken bir alan olarak değerlendirildiğinde; Türkiye, Uluslar arası Sınavlarda (PISA) 65 ülke içinde Matematikte 44, okumada 41 ve Fen alanında 43.sırada kalmaktadır. 
Okullarda verilen eğitimin kalitesinin düşük ve yetersiz kaldığı için mezunlar iş, sanayi çalışacak insan bulamamaktadır. TÜİK rakamlarına göre 15-24 yaş grubunda işsizlik yüzde 16,7’ye çıkmıştır.  

Yeni bir metod belirlenmeli
Her öğrencinin eşit, yeterli ve bilimsel bir eğitim alınabilmesi için; akademisyenler, öğretmenler, veliler, işverenler, Sivil Toplum Kuruluşu temsilcilerinden oluşan bir şura toplanarak ülkemize en uygun eğitim metodunu tespit etmelidir. Daha sonra üzerinde uzlaşma sağlanan bu eğitim sisteminin kolaylıkla değiştirilmemesi için tedbirlerin alınması gerekmektedir.”

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.