Umutoğulları 8. Gün’de İlhan Kut’u bombaladı: Sahtekar!

EGEPOSTASI – Gazeteci Mithat Umutoğulları, Büyük İzmir TV’de yayınlanan 8. Gün programında İzmir’de iş adamı İlhan Kut tarafından kurulacağı duyurulan KUT TV adlı televizyon kanalıyla ilgili iddiaları bir kez daha gündeme getirdi.

Umutoğulları, Kut’un “Cumhurbaşkanı bana İzmir’de televizyon kanalı kurma görevi verdi” dediğini, yanında sigortasız çalıştırıp, maaşlarını ödemediği iki kişiyi işten çıkarttığı ve tüm personelin yer aldığı WhatsApp grubunu da kapattığı iddiaları hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Umutoğulları’nın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

“MUHASEBECİSİ HASTAYMIŞ”

“4 kişi 25 gün kadar çalışmışlar. Ben öyle bir şirketin olduğunu da düşünmüyorum. ‘Üfürük projesi’ demiştim. ‘Cumhurbaşkanı bana kanal kurma talimatı verdi’ diyerek yalan söylüyorsunuz. Cumhurbaşkanı’nın adını kullanarak insanları kandırıyorsunuz. Buna sahtekarlık denir. Yanınızda çalıştırdığınız kişilerin sigortalarını yapmayıp, maaşlarını ödemiyorsunuz. Neden? Muhasebecisi hastaymış. Koskoca şirkette bir muhasebeci mi olur? İlhan Bey şirketinde fatura kesmesi gerektiği zaman muhasebecisi hastaysa o gün fatura kesmiyor mu? 

“FOYANIZ ORTAYA ÇIKTI”

Sen insanları işe çağırıyorsun. İnsanlar 8-10 saat emeğini verip evine ekmek götürecekler. Sen o insanların emeğini yok sayacaksın. İnsanların iş akdini feshediyorsan, aynı gün parasını vereceksin. Bizim yayınlarımızdan sonra apar topar insanları işten çıkardınız. Çünkü foyanız ortaya çıktı. Hızlı bir şekilde WhatsApp gruplarını kapatıp, ‘Ben bu işi yapmayacağım’ demişsiniz. Niye kaçıyorsunuz? Ödeyeceksiniz maaşları. Buradan SGK müdürlerine çağrı yapıyorum. İlhan Kut 4 işçiyi sigortasız çalıştırmıştır. Bunu ihbar olarak kabul edin. SGK Bölge Müdürü gereğini yapmazsa onun da hakkında suç duyurusunda bulunacağım. İlhan Kut’la ilgili CİMER’e yazı da yazdım. Hiç kimse devletin en üst makamındaki kişinin adını adını kullanarak ‘Medya kuruluşu kuracağız’ diye şarlatanlık yaparak, kendi emellerine alet edemez.

“CUMHURBAŞKANI’NIN ADINI KULLANARAK SAHTEKARLIK YAPAMAZSIN”

O sahtekara buradan çağrıda bulunuyorum. Çık Cumhurbaşkanı’ndan özür dile, ya da mahkemede hesabını verirsin. Cumhurbaşkanı’nın adını kullanarak sahtekarlık, şarlatanlık yapamazsın. Gazetecilik, televizyonculuk onurlu bir meslektir. Sen bu insanların onurunu ayaklar altına alamazsın. Cumhurbaşkanı’nın adını bir daha ağzına alıp, sahtekarlık yapma. Yüreğin yetiyorsa ver beni mahkemeye. Bu sahtekarlığın hesabını ödeyeceksin. CİMER’den cevap geldiğinde ben sana bunu hesabını soracağım. Git o işçilerin hakkını öde, sigrotasını yatır. Kimsenin hakkını yeme. 

“AK PARTİ’YE ÇAĞRI”

Hakkı yenen çalışanlardan birisiyle konuştum hüngür hüngür ağlıyor. Sen kimsin kardeşim? Bu insanların umutlarıyla nasıl oynarsın? Cumhurbaşkanı’nın danışmanları var, seni niye arasın? Öyle olsa bile bu bilgiyi iş görüşmesi için gelenlere ifşa eder misin? Bir adamın kimliğine karakterine yakışır mı? AK Partili yöneticiler, il başkanı ve milletvekillerine söylüyorum. Harekete geçin. 

“İNANMAYIN BU ADAMA”

Aylardır televizyon kanalı kurmak için her dönem değişik değişik adamlar getirmiş, kendini ciddiye aldırıyor. Sen kimsin ki insanları dolandırıyorsun? Kimsenin kul hakkını yemeyeceksin. Sen onun, bunun adını kullanarak prim yapmayacaksın. Buradan kim bizi dinliyorsa söylüyorum, inanmayın bu adama. Cumhurbaşkanı’nın sana böyle bir şey söylemediğini ispatlayacağım. Senin bütün sahtekarlıklarını çıkartacağım. Hiç kimse gazeteciliğin onurunu ayaklar altına alamaz.”