Dolar 32,5728
%0.1
Euro 34,9833
%0.44
Altın 2.428,800
%0.23
Bist-100 9.722,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
TMMOB’den emsal artışı kararına ‘altyapı sorunu’ göndermesi

TMMOB’den emsal artışı kararına ‘altyapı sorunu’ göndermesi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun emsal artışı müjdesiyle birlikte TMMOB’ye çevrildi. Karara ilişkin değerlendirmelerde bulunan TMMOB İzmir İl Sekreteri Aykut Akdemir, tek bir bölgede yapılacak emsal artışının birçok sorunu beraberinde getireceğini söyledi ve “Son 2-3 yıldır İzmir’in trafiğini görüyorsunuz ya da kanalizasyon sorununu hepimiz yaşıyoruz. Bu kalabalığı nasıl kaldıracaksınız? Altyapınız var mı? Altyapınız olmadan üst yapıyı neden yapıyorsunuz” dedi.

  • Ege Postası
  • 27.09.2021 - 10:20

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İzmir’de 30 Ekim tarihinde meydana gelen 6.9 şiddetindeki depremin ardından gündeme gelen “emsal artışı” sorunu hala devam ediyor. 

Depremde evleri yıkılan ve yeniden yapılacak olan binlerce vatandaş yeni imar kanunu nedeniyle kentsel dönüşüm ve afet bölgesi ayrımı engeline takılırken depremin ardından devlet tarafından inşa edilecek yapıların metrekare ve katlarında sınırlamalara gidilmişti. Depremin ardından kurulan İzmir Depremzedeler Dayanışma Derneği(İZDEDA), sıkça kat sınırlaması nedeniyle meydana gelen mağduriyetleri dile getirmiş, emsal artışı ve faizsiz kredi taleplerini yetkililere iletmişlerdi.

Öte yandan; bir dizi programa katılmak için İzmir’e gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, depremzedelerle buluşmuş ve emsal artışı müjdesi vererek “Yapılacak” demişti.

Emsal artışı kararıyla birlikte gözler bugüne kadar birçok kez emsal artışı gibi kararların kentin planlamasını bozacağını ifade eden TMMOB’ye çevrildi. Karara ilişkin değerlendirmelerde bulunan TMMOB İzmir İl Sekreteri Aykut Akdemir, tek bir bölgede yapılacak emsal artışının birçok sorunu beraberinde getireceğini söyledi.

“SOSYAL DEVLETİN SORUMLULUĞUNU HATIRLATMAKTAN BAŞKA BİR GÖREVİMİZ YOK”

Emsal artışından daha önemli olan konunun sosyal devlet anlayışı olduğuna dikkat çeken Akdemir, “Emsal artışından önce daha çok önemsediğimiz bir kavram söyledi Kılıçdaroğlu. Sosyal devlet kavramı dedi. Sayın Kılıçdaroğlu’nun bahsettiği sosyal devlet kavramı bizim bildiğimiz şudur: Burada yıkılan bütün binalar devletin hükümleri tasarrufu altındaydı. Mülkleri, tapuları depremzedelere ait olmakla beraber orada oturma gerekçeleri, belediyenin verdiği izin üzerineydi. Burada hiçbir şekilde ruhsatsız bir bina yıkılmadı. O ruhsatların sorumlusu devletti, sosyal devletti. Sosyal devletin görevi de bu yıkılan binaları olduğu yerde nasılsa tekrar yeniden yapmaktır. Hiçbir şekilde emsal artışına gerek yoktur. Birincil görev budur. Oraya 8 bin konut yapana kadar o bedeller burada yıkılan binalar için harcanmalı. Burada yıkılan her bina yıkılmadan önce nasılsa, hangi boyuttaysa o boyutta tekrar yapılmalıydı. Sosyal devletin görevi budur. Bizim sosyal devletin sorumluluğunu hatırlatmaktan başka bir görevimiz yok şu an TMMOB olarak” dedi. 

“BURADA ARTIRIRSANIZ BAŞKA YERDE DE ARTIRMAK ZORUNDASINIZ” 

Tek bir bölgeye verilecek emsal artışının zaman içerisinde kentin geneline yayılma riski olduğunun altını çizen Akdemir, bu durumun beraberinde başka sorunları da getireceğine dikkat çekti ve “Bu bütüncül bir planlamanın sonucu. Siz çıkıp ‘Yalnızca şurada emsal artırıyorum. Burada artırmıyorum’ diyemezsiniz. Sosyal devlet, eşitlik. Burada artırırsanız başka yerde de artırmak zorundasınız. İzmir’in genelinde bir artış olur. Bunu nasıl engelleyeceksiniz? Hangi yetkiyle? Nasıl eşitlik kavramı, nasıl sosyal devlet? Bu bütüncül bir planlamanın sonucudur. Siz her bir kar artışı emsal artışı getirdiğinizde bir nüfusu getiriyorsunuz. Son 2-3 yıldır İzmir’in trafiğini görüyorsunuz ya da kanalizasyon sorununu hepimiz yaşıyoruz. Bu kalabalığı nasıl kaldıracaksınız? Altyapınız var mı? Altyapınız olmadan üst yapıyı neden yapıyorsunuz” diye konuştu.

“BİZ YANLIŞI SÖYLEDİK”

Bölgedeki yapılanma sık sık gökdelenler üzerinden örneklendirilirken TMMBO olarak alanın gökdelen bölgesi haline getirilmesine de karşı çıktıklarını hatırlattı ve şunları söyledi; “Geçmişte yapılan hataları tekrar etmek bir yöneticinin sorumluluğu ve görevi değildir. Hataları telafi etmektir sorumluluğu. Orada bir hata yapılmış. Bu doğru bir karar değil. Buranın gökdelenler bölgesi olması zaten hataydı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın o dönemde aldığı kararlar yanış kararlardı. Biz o zaman da söyledik. Doğru bulmadık. Yanlış yapıldı. Biz yanlışı söyledik. Depremi yaşadık. Bu provaydı. Deprem değildi bizim yaşadığımız şey. İzmir depremini yaşamadık biz. Bu İzmir’in yaşayacağı deprem değildi. İzmir’in en planlı yerinde bu depremi yaşamamıza rağmen yaşadığımız sorunlar ortada Şimdi buraya emsal artışı vereceksiniz. Altyapınız yok. E olacak?

“BİZ BİR TARAF DEĞİLİZ”

TMMOB olarak İzmir için doğru kentsel planlama tarafı olduklarını ifade eden Akdemir, “Biz bir taraf değiliz. Biz, hiçbir siyasi hareketin ya da siyasi partinin karşısına geçme derdinde değiliz. Biz, İzmir kentine dair doğru planlamanın yapılması için sözümüzü söylüyoruz. Bu kadar nettir. Elimizdeki tek gücümüz de kendi bilim teknikten gelen gücümüz ve diğer tarafıyla da hukuk. Biz kimsenin karşısında değiliz. Muhalif de değiliz. Sözümüzü söyledik. Yıllar önce söylediğimiz söz bugün karşımıza çıkıyor. Biz gökdelenlere de karşı çıktık. Şimdi çıkıp herhangi bir yönetici ‘Folkart’lar doğru karardı’ diyor mu? Bunu diyen bir tane yönetici varsa biz susalım hiç konuşmayalım. ‘Bu gökdelenler doğru karardı, doğru iş yapıldı’ densin, biz dükkanı kapatalım” ifadelerini kullandı. 

"MÜTEAHHİTLERİN DİLİ BİZİM DİLİMİZ DEĞİLDİR"

TMMOB’nin emsal artışı konusunda istemezükçü bir tavır içerisinde gibi gösterilmeye çalışıldığını belirten Akdemir, alandaki emsal artışını istemeyen kesimin iktidar olduğunu söyledi ve “Burada istemeyen biz değiliz. İstemeyen hükümet. Hükümet burayı bir türlü göçe zorluyor. Rant politikaları yüzünden buradaki demografik yapıyı bozmaya ve göçe zorlamaya çalışıyor. Bir diğer tarafıyla yerel yönetimler ve muhalefet partileri de burada derdini anlatabilmek için halkın istediklerini yapmak üzerine bir söz vermeye çalışıyor. Ama şöyle bir şey var: Siz muhalefetsiniz, sosyal devleti savunuyorsunuz. Sosyal devlet şunu yapar: Burada ne yıkıldıysa aynısını gelir vatandaşın cebinden para çıkarmadan yapar. O kadar para toplandı. Nerede o paralar? Deprem vergisi ödüyoruz. Benim ödediğim vergilerle buradaki depremzedelerin evleri yapılabilir. Ben buna gönülden razıyım. Ben bu devlete sahip çıkıyorsam buna razıyım. O vergiler gelip burada kullanılmalı ve burada yıkılan binalar olduğu şekilde yapılmalı. Bu kadar basit. Biz bunu söylemek için herhangi bir siyasi parti üyesi olmak zorunda değiliz. Anayasayı okumuş herhangi bir vatandaş ve depremzedeler de bunu talep etmeli. Bunun hiçbir detayı yok. Kat artışıydı, oydu buydu… Müteahhitlerin dili bizim dilimiz değildir. Bütüncül bir planlamanın sonucudur bunlar” dedi. 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.