Dolar 32,4913
%0.13
Euro 34,8183
%0.28
Altın 2.488,400
%1.06
Bist-100 9.556,00
%0.26

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
TMMOB'dan emsal artışı çıkışı: Biz dava açmasak da...

TMMOB'dan emsal artışı çıkışı: Biz dava açmasak da...

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in kent genelinde parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 emsal artışı yapılacağını duyurmasının ardından gözler, TMMOB’nin karara dava açıp açmayacağına çevrildi. Konuya ilişkin TMMOB bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan TMMOB İl Dönem Sekreteri Aykut Akdemir, yargı yoluna ilişkin, “Emsal artışını verenler zaten kendi yaptıkları planlamalara karşı bir karar alıyorlarsa biz yapmasak da zaten Cumhuriyet Başsavcılığı bunu görecektir. Bir yanlış varsa biz dava açmasak da Cumhuriyet Başsavcılığı açacaktır” dedi.

  • Ege Postası
  • 14.10.2021 - 12:31

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- 30 Ekim 2020’de meydana gelen deprem 6.6 şiddetindeki depremde evleri ağır, orta ve hafif hasar gören yaklaşık 79 bin depremzede bir yıla yakın bir süredir emsal artışı taleplerini dile getirmişlerdi.

Depremden yaklaşık bir yıl sonra ise geçtiğimiz günlerde İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nden Bayraklı K alanlarında parsel bazında yüzde 20 ada bazında yüzde 30 emsal artışı kararı çıkmıştı. Ancak karar, yalnızca bayraklı sınırlarını kapsaması nedeniyle hem muhalefet hem de depremzedeler tarafında eleştirilmişti.

Emsal artışı kararına ilişkin gözler dava açılıp açılmayacağı konusunda TMMOB’ye çevrilirken TMMOB, bugün konuya ilişkin bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya depremde evleri zarar gören ve emsal artışından faydalanmak isteyen bazı depremzedeler de katıldı.

“TÜM ÇÖZÜMSÜZLÜKLERE DAİR ÇÖZÜMLERİMİZİ SÖYLEMEK İÇİN BURADAYIZ”

Açıklamada konuşan TMMOB İl Dönem Sekreteri Aykut Akdemir, sosyal devlet vurgusu yaptı ve “Basın açıklamamız depremzede dostlarımızla yapıyoruz. Bilgi aktarmaya ihtiyaç var. Depremden sonra 11 ay geçti. Biz depremden sonra Bayraklı’da ilk yıkılan binanın başındaydık. Bugün de buradayız Bugüne kadarki tüm çözümsüzlüklere dair çözümlerimizi söylemek için buradayız. Geçtiğim günlerde meclisten geçen bir emsal artışı kararı var. CHP Genel Başkanı geldiğinde ve izi ziyaret ettiğinde ve depremzedelerle buluşmasında sosyal devlete vurgu yaptı. Biz 30 Ekim’de de sosyal devleti biliyorduk bugün de biliyoruz. Sosyal devleti şöyle tanımlıyoruz. Sosyal devlet halkından aldığı vergiyle eğitim, arınma gibi zorunlu hizmetleri vermek zorundadır. Bir afet gerçekleştiğinden elindeki tüm kaynaklarla birlikte afeti yaşayanların mağduriyetlerini gidermekle mükelleftir. Sosyal devlet budur. Sosyal devlet sadece ana yasa değildir. Biz buradayız” dedi.

“8 BİN KONUTTA SOSYAL DEVLET VAR YIKILAN BİNALARIN İNŞASINDA YOK”

Yapılması gerekenler konusunda Bayraklı Kent Hastanesi’nin yanında bulunan deprem rezerv alanı üzerinden merkezi iktidarı, sorumlulukları yerine getirmemesi noktasında eleştiren Akdemir, bu maliyetle yıkılan konutların yeniden inşa edilebileceğine dikkat çekti ve “Yapılması gereken şuydu: Depremde 800 yakın ağır hasarlı bina oldu. Cuma deprem oldu Pazartesi kadar hasar tespiti yapmadılar. Aradan geçen 3 günde insanlar o evde yattı. Bunun hesabını ne Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü hem de Bayraklı Belediyesi veremez. 30 Ekim’de daha Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü sahaya çıkmamışken biz 40 arkadaşımızla birlikte hasar tespit çalışmasına başladık. Halkımızın sorunlarını belirlemek için merkez oluşturduk. Bunlar, bir afet döneminde yapılması gereken işlerdi. Biz anayasanın verdiği sorumluluklar çerçevesinde bunu yerine getirdik. Bu yaptığım işte mali hiçbir talep yok. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü bizim talep ettiğimiz ve enkazlar kaldırılırken alınması gereken tedbirleri almadılar. 7 tane alan belirlemişler. Ne olduğu anlamdık. Bayrakçı’nın üst taraflarında bir bina yapıyorlar. Sosyal devlet burada var. Sosyal devlet, Bayraklı’nın tepesine 8 bin konut yapılırken var. Ama Bayraklı’nın göbeğine yıkılan evle yapılacağında sosyal devlet tok emsal artışı var. Müteahhit var. İnsanın aklıyla, acılarıyla oynuyoruz sonra TMMOB’den insanların acılarıyla ilgili taraf olsun olmasın istiyorsunuz. Böyle bir şey yok. Biz akıl ve bilimin ışığında gidiyoruz 7 proje alnındaki ihaleler 7-28 Aralık tarihlerinde gerçekleşti. Kasın ayının içinde Bayraklı bölgesindeki bir dairenin maliyeti 220-260 bin lira arasındaydı. 7 proje alanı var ve daha düşük maliyetle yapılması gerekiyordu. Devletin yaptığı ihalelerde ortama rakam 360 bin lira. İhaleyle fiyat artırdılar” diye konuştu.

“EMSAL ARTIŞINI VERENLER BUNUN GEREĞİNİ YAPACAK”

Emsal artışının depremzedelere değil müteahhitlere faydası olduğunu belirten Akdemir, “Diğer tarafta emsal artışı yapalım diyenler sanıyorlar ki… Depremzedelerden ücret çıkmayacak, müteahhit senin hakkın buydu diyemeyenler emsal artışı veremez. Devlet olduğu gibi yeniden yapması gerekirdi, yapamadı. Bilim ve tekniğe aykırı altyapısı olmadan, planlamak tekniğinin dışında kalacak şekilde Ankara'dakilerin yapamadığını İzmir'den yapmak doğru değil. Emsal artışının karşılığı bu. Sosyal devletin sözü söylenecek. ‘Devletin buradaki binaları olduğu gibi yapması gerekirdi’ diyecek ve emsal artışı verenler bunun gereğini yapacak. Bilim ve teknik olmadan, planlamanın dışında 30 Ekim’de İBB’yi hiçbir şekilde saha sokmadılar. Her şeye Çevre Şehircilik Müdürlüğü karar verdi. Bugün emsal artışında Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, bir şey diyebilecek mi? 2 kurumla karşı karşıyayız. Merkezi iktidarın bugüne kadar yaptıkları ve yapmadıkları. Diğer taraftan da İBB ve ilçe belediyelerinin yapmaya çalışıp yapmadıkları. Bu kurumlar bir araya gelmediği sürece sorun çözülmez” ifadelerini kullandı.

“BİZ BU OYUNUN BİR PARÇASI DEĞİLİZ”

TMMOB’nin emsal artışına karşı dava açıp açmayacağı konusundaki iddialara da değinen Akdemir, şunları söyledi; “TMMOB’den beklenen şey, ‘biz emsal artışına karşıyız.’ Bu cümleler değil. Bu masanın sahibi depremzedeler. TMMOB’nin söz depremzedeler sözüdür. Biz, depremzedelerin hakkını vermeyenler 174 milyar deprem vergisinin nerede olduğunu söylemeyenler, Bayrakçı’nın tepesine 8 bin konut yapmaya paranız arsa Bayraklı’da yıkılan binaları yapsaydınız. TMMOB’ye bağlı odalarla ilgi dava açarlar diye söyleyenlerin depremzedelerin üzerinden siyaset yapmaya çalışan buradan yok dava açarlar diye gerçekliği olmayan söylemler. Biz hiçbir şekilde TMMOB’de yaptığımız işlerden para almıyoruz. Bu yaptığımız görev kamu görevidir. Bu halka borcumuz var. Borcumuz da bu görevi yerine getirmek. Karşımızda kim olduğuyla ilgilenemeyiz. Bizim sözümüz 30 Ekim’de de aynıydı bugün de aynı.  Çözüm, her zaman orunun kendi içindedir. Analitik düşünce çözümü sorunu içinde arar. Sorunu, yaratanlar çözer genelde. Sorunu yaratanlar çözemiyorlarsa eğer onlar gider yerlerine başkaları gelip çözer. Deprem yaşadık depremzedeler var. Bugün birçoğu emekli olan küçük gelirlerle yaşayan birçoğu da hala evinin taksitini ödeyenlerin canı yanıyor. Müteahhitlerin canı yanmıyor. Şu anda ortalama 500 bin liraya çıkmış durumda Baykal’daki 100 metrekare evin fiyatı. Birileri bir oyun oynuyor. Biz bu oyunun bir parçası değiliz. Depremzedeyi de bu oyunu parçası yapanlar yarın bunun hesabını veririler biz tarihi sorumluluğumuz yerine getiriyoruz. Birilerinin yanında olduğumuz için değil. O yüzden sözümüz şu: Emsal artışı diye bir şeyden bahsediliyorsa artış oranında nüfus artışı demektir. Bu da altyapı demektir. Bunu yamadan sözlenen her söz popülist yaklaşımdır. Gerçekleşemeyecek söz ermektir. Siyasiler istedikleri kararı alabilirler Akıldan, bilimden be teknikten uzak alınan tüm kararlar gerçekçi değildir. Bir mecliste alına karar o kararın akılcı ve doğru olduğu göstermez. Ama bilimden ve teknikten uzak, altyapısı olmayan kararların tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. TMMOB’nin sözü budur. Sosyal medyada sürekli şehir plancıları odamızın dava açması konuşuyor İçimizdeki herhangi bir odaya yapılacak saldırı hepimize yapılmıştır. Biz her türlü saldırıya karşı buradayız. Biz hırsıza hırsız, katile katil dedik diye yargılanıyoruz. Vazgeçmiyoruz.”

“KENDİ YAPTIKLARI PLANLARA KARŞI KARAR ALIYORLAR”

Emsal artışı kararı verenlerin mevcut planlara aykırı karar vermiş olacaklarının altını çizen Akdemir, ortada bir yanlış varsa kendilerinin dava açmasına gerek kalmadan Savcılığın bu konuda devreye gireceğini belirtti ve “TMMOB raporla iş yapar. Orayı şu kata burayı bu kadar artırıyorum diyemezsiniz. 5 milyon insan yaşıyor bu kentte. Burası Kayseri ya da başka bir şey değil. Böyle bir kentte rahatlıkla imar mevzuatında artırıyoruz, düşürüyoruz diyemezsiniz. Her birimin kendi içinde değerlendirilmesi gerekir. Biz bu konuda raporumuzu hazırlıyoruz. Emsal artışının getirilerini değerlendiriyoruz. Barınma hakkını mı konuşuyoruz yoksa yapıların rant için stoklanmasını mı konuşuyoruz? Biz barınma hakkını savunuyoruz. Buralara rant için bakanlara sözümüz yok. Emsal artışını verenler zaten kendi yaptıkları planlamalara karşı bir karar alıyorlarsa biz yapmasak da zaten Cumhuriyet Başsavcılığı bunu görecektir. Bir yanlış varsa biz dava açmasak da Cumhuriyet Başsavcılığı açacaktır. Bizim elimizdeki tek argümanımız akıl ve bilim. Bir yerde yanlış varsa, planlama tekniğine aykırı uygulamalar varsa bu kararı kimin aldığıyla ilgilenmeyiz. Bu kararın depremzedelere faydası olmadığı orada. Biz böyle bir durumda hukukun gerekliliklerini yapacağız. Yanlış bir karar varsa dava açacağız.

“BİZİM KAPIMIZ BURADA”

Son olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin emsal artışına dava açmaları için TMMOB’yle görüşmeler içinde olduğu iddialarına da yanıt veren Akdemir, şunları söyledi; “Biz bilim ve teknik adına konuşuyoruz. Bizim kapımız burada. Hiçbir şekilde kapalı kapılar ardına görüşmemiz yok. Hiç kimseyle bir görüşmemiz yoktur.”

“RANTLA VATANDAŞIN SORUNUNU ÇÖZMEYE ÇALIŞIYORLAR”

Açıklamada konuşan, Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Sekreteri Zafer Mutluer ise emsal artışının birtakım somut sonuçları olacağını ve kentin altyapısının bu sonuçları tolere edebilecek yeterlilikle olmadığına dikkat çekti ve odalara dava açmamaları için baskı yapılıyor. Aynı zamanda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendi kararlarına da aykırı. 1/25 bin ölçekli çevre düzeni planına göre kent merkezinde mevcut yerleşim alanlarında nüfus yoğunluğunu arttırıcı plan değişikliği, plan revizyonu yapılamaz. Bu kentin anayasasında olan bu karar da aykırı. Kurumsal açıdan da bir tutarsızlık söz konusu. Herhangi bir yargı sürecine gidildiğinde iptal olacak bir husus. Kendileri de mevzuata, planlama ilklerine, hukuka aykırı olduğunu biliyorlar.“Kaybettikleri evlere sahip olmasının koşulu olarak müteahhitlerin oraya girmesi, vatandaşlardan az para alması gerekirdi. İlk olarak 1 Mart 2021’de İBB bir plan notu kararı aldı. Bununla birlikte mevcut imar planlarına ek olarak imar notları kabul edildi. Zaten bir artış kabul edildi belli bir oranda bunu örneklerini de ilerleyen süreçlerde çalışacağız. Öte yandan bina bazında yapılan artışlar da bölgede yüzde 50-60 nüfus artışı getirecektir. Bunu somut sonuçlarından bazıları; o bölgede otopark sorunun yüzde 60 oranında artması, altyapının daha yetersiz geleceği, trafik sorunun daha da belirginleşeceği demektir. Buna ek olarak şu anda barınma sorunun tartışıyoruz. Bunun sebebi konut politikasına bu şekilde yaklaşmaktan kaynaklı. Kette ciddi bir boş konut stoku var. Ama yatırım amaçlı üretilen konut yaklaşımı var. Bu nedende kiralar da ciddi şekilde artıyor. Bu, konut fiyatlarını da artırıyor. Fazla konutlar ve buradan elde edilecek rantla vatandaşın sorunu çözülemeye çalışılıyor. Sonra biz ‘Neden bölgede kiralar arttı’ ‘ neden altyapı yetersiz’ sorusu sormamız mümkün değil. Dolayısıyla bir sorunun kaynağını tespit edip o kaynağı ortadan kaldırmayan bir yaklaşımın çözüm getirmesi mümkün değildir” dedi.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.