Dolar 32,5710
%0.1
Euro 34,9591
%0.37
Altın 2.426,840
%0.15
Bist-100 9.722,00
%0.8

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Tahliye edilen Sedef Kabaş'tan ilk açıklama

Tahliye edilen Sedef Kabaş'tan ilk açıklama

'Cumhurbaşkanına hakaret' suçlamasıyla 49 gün tutuklu kaldıktan sonra bugün 2 yıl 4 ay hapis cezası verilerek tahliye edilen gazeteci Sedef Kabaş, cezaevi önünde açıklama yaptı. Kabaş, "Sadece beni yargılamadılar. Aslında bizim gibi gerçekleri yazan, anlatan, konuşan, yani buna cesaret gösteren böyle gazetecileri hapsederek, üzerlerinde baskı oluşturarak sanmayın ki bizi hapsediyorlar. Diyorlar ki ‘Böyle gazetecileri hapse atarız. Ayağınızı denk alın’ mesajını vererek gözdağı veriyorlar ve bu toplumda kendilerince korku iklimi yaratmaya çalışıyorlar. Soru şu? Korkacak mıyız? Elbette hayır. O yüzden haklıysak korkmayacağız, haksızlık varsa da susmayacağız. Ben gazeteci olarak elimden geldiğince gerçekleri yazmaya devam edeceğim, kimsenin şüphesi olmasın" dedi.

  • Ege Postası
  • 11.03.2022 - 21:15

Gazeteci Sedef Kabaş, katıldığı bir televizyon programında kullandığı sözler nedeniyle 22 Ocak 2022 tarihinde 'cumhurbaşkanına hakaret' suçlamasıyla tutuklanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianameyle Sedef Kabaş hakkında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı İsmail Karaismailoğlu'na hakaret ettiği gerekçesiyle toplam 11 yıl 8 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.

2 YIL 4 AY HAPİS CEZASI VERİLEREK TAHLİYE EDİLDİ

Bugün yapılan ilk duruşmada hakim karşısına çıkan Kabaş, iki bakan yönünden hakkındaki suçlamadan beraat etti. Mahkeme, 'cumhurbaşkanına hakaret' suçundan 2 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırdığı Kabaş’ın tahliyesine karar verdi.

Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan çıkan Kabaş, "Bir hukuk devletinde birinin yaşamayacağı şeyleri yaşattılar bana" dedi. Kabaş, şunları söyledi:

"HAKLIYSANIZ KORKMAYACAKSINIZ"

“Gün, dayanışma günü. Onca baskıya ve sindirmeye rağmen müthiş bir dayanışma sergileyen, ‘biz buradayız’ diyen herkese teşekkür ediyorum. Desteği, mesajlarınızla, yüzlerce mektubunuzla hissettirdiniz. Ama inanın, benzer desteği bana bu kapının arkasında yatan, ‘kız kardeşlerim’ dediğim kadınlar da hissettirdi. Biz haklıyız. Haklıysanız korkmayacaksınız, haksızlık varsa susmayacaksınız. Bir hukuk devletinde birinin yaşamayacağı şeyleri yaşattılar bana.

"TAKVİM GAZETESİNİN MANŞETİYLE BİR ANLAMDA İLK KURŞUN ATILMIŞTI" 

Ne yapacağız biz bundan sonra? Bize bir genelge yayınlasınlar, bilelim. Hangi atasözünü kullanacağız, hangilerini kullanmayacağız, ona göre konuşalım. Bunun sınırını kim, neye göre çiziyor? Mevcut iktidar, devletin bütün imkanlarını kullanarak bir kadın gazetecinin adeta üzerine çullandı. Takvim gazetesinde beni aleni hedef alan ve hakaretse hakaretin alasını yapan Takvim gazetesi bir manşet attı. ‘Hoşt. Sedef Kabaş Cumhurbaşkanı’na hakaret etti’ diye. Bir anlamda ilk kurşun atılmıştı.

"AKP'NİN ÖNDE GELENLERİ KORO HALİNDE BENİ SUÇLADI"

Dönemin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ne dedi? ‘Bu hadsiz açıklamalar, edepsiz açıklamalar için yargı hak ettiği cezayı verilecektir’ minvalinde, ihsası rey denilen ve bir Adalet Bakanı olarak da kendisine asla yakışmayan açıklama yaptı. Maalesef bu açıklamasıyla da bu şekilde tarihe geçecek. Akabinde AKP’nin önde gelen nice başka bakanları koro halinde beni suçlu ilan ettiler. Ve bunu milyonlara yaptılar. Şöyle düşünün; bugünün Türkiye’sinde AKP istediği kişiyi işaret ediyor, diyor ki ‘Bu suçlu’, medya bunu milyonlara yayıyor. Tutuklanıyorsun, sonra diyorlar ki ‘Delil karartma ve kaçma şüphesi’. Bunu zül addederim kendime. Kim kaçacakmış? Yarın öbür gün biri kaçacaksa o Sedef Kabaş olmayacak. Buradayım. Ve bu düzen değişene kadar da hiçbir yere gitmeye niyetim yok.

"DİYORLAR Kİ 'AYAĞINIZI DENK ALIN'"

Sadece beni yargılamadılar. Aslında bizim gibi gerçekleri yazan, anlatan, konuşan, yani buna cesaret gösteren böyle gazetecileri hapsederek, üzerlerinde baskı oluşturarak sanmayın ki bizi hapsediyorlar. Diyorlar ki ‘Böyle gazetecileri hapse atarız. Ayağınızı denk alın’ mesajını vererek gözdağı veriyorlar ve bu toplumda kendilerince korku iklimi yaratmaya çalışıyorlar. Soru şu? Korkacak mıyız? Elbette hayır. O yüzden haklıysak korkmayacağız, haksızlık varsa da susmayacağız. Ben gazeteci olarak elimden geldiğince gerçekleri yazmaya devam edeceğim, kimsenin şüphesi olmasın.

"EN BÜYÜK TEMENNİM OĞLUMLA KUCAK KUCAĞA UYUMAK"

En büyük temennim oğlumla kucak kucağa uyumak. Çok özledim çünkü, sürpriz yapacağım.

"ASLA VAZGEÇMEYECEĞİM"

Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Makamıma hakaret edildi, şahsım önemli değil’ açıklamasını yaptı. Ondan sonra da manevi tazminat davası açtı. 250 bin lira. Asla vazgeçmeyeceğiz. Bu tür baskı, linç kampanyalarıyla, gözaltına alma, hapsetme siyasetiyle bu iş gitmeyecek. Bu düzen değişecek.”

"BU BİR İNTİKAM DAVASIDIR"

Kabaş’ı cezaevi önünde karşılamaya gidenler arasında olan gazeteci Merdan Yanardağ da şunları söyledi:

"Sedef Kabaş, TELE 1’deki program nedeniyle cezaevine kapatıldı. Her şeyden önce Anayasa’nın bir ihlali, Türk Ceza Kanunu'nun ihlali, hukuk düzeninin bir ihlali söz konusu. Tutuklanmayı gerektiren bir suçlama değil. Hakaret suçu nedeniyle Türkiye’de tutuklanan kimse yok. Ceza verilse bile yatarı olmayan bir ceza. Ona rağmen tutuklandı. Bu bir intikam davasıdır. Türkiye’ye karşı, hukuk düzenine karşı, adalete karşı, demokrasiye karşı açılmış bir intikam davasıydı. Burada yargısız infaz yapıldı. 2 yıl 4 ay ceza verildi. Örnek bir dava olduğunu düşünüyorum. Tarih bunu yazacak. Adalet tarihi de basın tarihi de bunu yazacak. Bu ülke Abdülhamitlere teslim olmadı, Abdülhamit’in izleyicilerine hiç teslim olmayacak. Kimseyi teslim alamayacaklar.” (ANKA)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.