Dolar 32,5648
%0.06
Euro 34,8657
%0
Altın 2.435,900
%0.24
Bist-100 9.645,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Susuz: İstanbul Sözleşmesi, bu ülkede öldürülen kadınların kanlarıyla çıktı

Susuz: İstanbul Sözleşmesi, bu ülkede öldürülen kadınların kanlarıyla çıktı

Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi olan İstanbul Sözleşmesi bugün itibarıyla resmi olarak fesih edildi. Türkiye’nin uluslararası sözleşmeden çıkmasına kamuoyunda tepkilere neden olurken Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri üyesi Hilal Susuz, “İstanbul Sözleşmesi, bu ülkede öldürülen kadınların kanlarıyla çıktı. Biz İstanbul Sözleşmesi’nden kolay kolay vazgeçecek değiliz. Elimizden kaydı gitti diye bir kenarda oturacak değiliz. Mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

  • Ege Postası
  • 01.07.2021 - 11:47

ÖZLEM KARA/ EGEPOSTASI- Mart ayında Resmi Gazete ’de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle, Türkiye Cumhuriyeti’nin İstanbul Sözleşmesi’nin (Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi) tarafı olmaktan çıktığı duyurulmuştu.

Karar, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin 3. maddesi gereğince alınmış ve son fesih tarihi, 1 Temmuz olarak değiştirilmişti.

Kadınların yaşam hakkını güvence altına alan uluslar arası bir sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılma kararı, kamuoyunda büyük tepkilere neden olmuştu.

Siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının da aralarında bulunduğu tüzel kişiler tarafından davalar açılmış fakat sözleşme tarihine iki gün kala Danıştay kararını vermiş ve oy çokluğuyla İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararının yürütmesinin durdurulması talebini reddetmişti.

İstanbul Sözleşmesi’nin feshine ve Danıştay kararına tepki gösteren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri üyesi Hilal Susuz, İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin verilen kararları tanımadıklarını belirtti ve “Anayasamızdan, sözleşmesizden vazgeçecek değiliz. Her gün kadınlar şiddettin her türlüsüne uğrarken biz de mücadelemizi büyüterek haklarımız için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

Öte yandan kadınlar İstanbul Sözleşmesi'nin fesih edilmesine tepki göstermek amacıyla tüm Türkiye'de bugün eylem yapacak.

“DANIŞTAY’IN KARARINI TANIMIYORUZ”

Danıştay’ın 3’e 2 oranla yani oy çokluğuyla yürütmeyi durdurma kararı verdiğini belirten Susuz, Danıştay kararının anayasaya aykırı olduğunu vurguladı ve “Sonuçta toplum vicdanı, kadınların mücadelesi ve her gün öldürülen kadınların, şiddette uğrayan kadınların gerçekliği varken biz tabii ki de bu kararı tanımıyoruz. Biz Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclisleri olarak Cumhurbaşkanlığı kararının durdurulması için dilekçemizi vermiştik ama Danıştay’da 3’e 2 oranla, oy çokluğuyla bunu reddetti” dedi.

“ERDOĞAN’IN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇIKMASI ANAYASA’NIN ÜSTÜNDE DEĞİL”

Susuz, kadınların anayasadan ve İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceklerini belirterek “İstanbul Sözleşmesi fesih edildikten sonra ve Anayasa tartışmaları alevlendirilmeye çalışıldığından beri biz, ‘ Anayasayı, yasayı, sözleşmeyi uygula' diyoruz. Bu çıkarılan genelgeler veya valilik kararlarının hiçbiri anayasanın üstünde değil. Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’nden çıkması da Anayasa’nın üstünde değil. Bu durum TBMM yoluyla mümkün olacak bir şeyken, tek başına bu kararı verdi. Biz mücadelemizden vazgeçmiyoruz. Biz nasıl İstanbul Sözleşmesi yürürlükteyken ve uygulanmıyorken sözleşmeyi uygula diye mücadele ediyorduk. Fesih kararının ardından da kararı geri çek sözleşmeyi uygula dedik. Şimdi de anayasamızdan, sözleşmesizden vazgeçecek değiliz. Her gün kadınlar şiddettin her türlüsüne uğrarken biz de mücadelemizi büyüterek haklarımız için mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

“POTANSİYEL FAİLLERİ DAHA FAZLA CESARETLENDİRECEK”

İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmamasının faillere cesaret verdiğini ve faillerin ‘Şu kadar yatıp çıkarım’ gibi söylemlerine dayanak olduğunu belirten Susuz, “Bu kadar kadın öldürülürken kadınların ölümlerinin şüpheli bırakılması, İstanbul Sözleşmesi’nin verdiği bir cesaretti. Uygulanmadığı için cesaretlenen bir kesim var. Şimdi de biz kadınlar o kadar mücadele ederken ya da kadınlar öldürülürken, kadınları koruyucu bir mekanizmanın fesih edilmesi, potansiyel failleri daha fazla cesaretlendirecek bir durum. Her şeyden önce İstanbul Sözleşmesi toplumsal cinsiyet eşitliği temeline dayanan ve kadınların uğradığı şiddetti cinsiyet temelli alan ilk ve tek sözleşme. Baktığımızda da kadınların yıllardır vermiş olduğu bir eşitlik mücadelesi var. Dolayısıyla bunun topluma bir yansıması oluyor. İstanbul Sözleşmesi fesih edildikten sonra 1 Temmuz’a kadar İstanbul Sözleşmesi yürürlükte kaldı. Bu süreçte kadınlar karakola gittiğinde ‘ o artık eskindendi, biz sana koruma vermeyiz’ tarzında söylemler oldu. İstanbul Sözleşmesi’nden resmi olarak çıkılmadan bile kadınlar karakollarda bunlara maruz kaldı. İstanbul Sözleşmesi ve Emine Bulut’tan sonra çıkan genelgelerden sonra da kadınlar karakollardan geri çevriliyordu. Kadınlar, ‘Benim güvenliğimi sağlayan İstanbul Sözleşmesi şu an yoksa ben ne yapacağım’ bunu düşünüyor. Kadınlar şiddette uğradığında, cesaretlendirilip yargı yoluna başvurması gerekirken, bu şiddette uğrayan kadınların ve şiddette uğrama potansiyeli olan kadınların tamamen cesaretini kırmak demek. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının kadınlarda psikolojik şiddettin artması da söz konusu olacaktır diye düşünüyorum. ‘Ben başvursam ne olacak’ diyenle o şiddetle burun buruna yaşamak zorunda kalan kadınlara daha fazla ağırlaştırılmış bir durum olacak aslında. Çünkü güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi artık olmayacak. Bu da otomatik olarak o kadının şiddet görüldüğü evde onu bağlayan bir sebep olacak” ifadelerini kullandı.

“ KADINLAR YAŞAM HAKKI İSTİYOR”

Susuz, kadınların haklarından vazgeçmeyeceğini bunun için ise sokakta hakları için mücadele edeceklerini belirtti ve şunları söyledi; “Bizler hem 1 Temmuz’da hem de 1 Temmuz’dan sonra sokağa çıkacağız. Biz ebetteki bu Danıştay kararını tanımıyoruz, tanımayacağız. Hiçbir şey Anayasanın üstünde değildir. Danıştay’ın bu kararı da oy birliğiyle değil, oy çokluğuyla alınmış bir karar. O tek bir kişinin redettme kararı daha farklı olsaydı. Durdurma kararına yönelik olsaydı çok farklı şeyler olacaktı. Dolayısıyla biz mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Biz haklarımız olan ve daha fazlasına ulaşmak için mücadele edeceğiz. Daha fazlası dediğimiz şey kadınlar yaşam hakkından daha fazlasını istemiyor. Kadınlar her alanda eşitlik istiyor. İstanbul Sözleşmesi, bu ülkede öldürülen kadınların kanlarıyla çıktı. Biz İstanbul Sözleşmesi’nden kolay kolay vazgeçecek değiliz. Elimizden kaydı gitti diye bir kenarda oturacak değiliz. Hem kazanmış şartlarımız, mevcut Anayasa, 6284 ve elimizden şimdilik alınan İstanbul Sözleşmesi için de mücadele etmeye devam edeceğiz.”

ANKARA SÖZLEŞMESİ

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya, İstanbul Sözleşmesi’nin yerine ‘Ankara Sözleşmesi’ni hazırladıklarını ifade etmişti. Kaya’nın ifadelerini de değerlendiren Susuz, İstanbul Sözleşmesi’nde LGBTİQ+ bireylere de yer verildiği için sözleşmeye karşı çıkanların anayasaya karşı çıktığını belirtti ve “Anayasa cinsel yönelim veya cinsel kimlik ayırt etmeksizin her vatandaşın eşit hakkı yer alır anayasada. Anayasa da mevcut olan bu eşitliği Ankara Sözleşmesi’nde yer alması demek kabul edilebilir bir durum değil. Mevcut İstanbul Sözleşmesi ve bu kadar geniş kapsamlı. Kadına şiddet uygulamadan öncesi ve kadın şiddette uğradıktan sonrasını,, tüm yaşamını kapsayan koskoca bir sözleşmeyi bile yıllarca uygulamayanlar, uygulamamak için elinden geleni yapanlar ‘Ankara Sözleşmesi’ yapacağız deyip için işinden sıyrılamaz. O sözleşme çok tartışmalı ki tartışılması da gerekir. Uluslararası sözleşme yeri geldiğinde mahkemelerde anayasanın bile üstünde sayılabilir. Siz uluslararası bir sözleşmeye karşı çıkınca otomatik olarak yargı sistemine de karşı çıkmış oluyorsunuz. Bu durumda Ankara Sözleşmesi’ni nasıl yapacaklar, yapacaklar mı? Bu kadar yapmak için zamanları var mı ?Hiç bir şey belli değil. Anayasayı uygulamayan bir hükümet Ankara Sözleşmesi yapacağız diyor ve bu toplum tarafından bir karşılık bulmuyor. Çünkü bir sürü anayasal bir ihlal söz konusu” dedi.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.