Dolar 32,5585
%0.14
Euro 34,9022
%0.69
Altın 2.433,630
%0.03
Bist-100 9.645,00
%-0.5

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Rize'de müsilaj paniği

Rize'de müsilaj paniği

Rize’de deniz üzerinde oluşan katman, vatandaşlar tarafından müsilaj sanılarak paniğe neden oldu. Konuyu inceleyen Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Su Ürünleri Fakültesi uzmanları, katmanın dalgadan kaynaklı kabarcık olduğunu belirledi.

  • Ege Postası
  • 19.06.2021 - 09:43

Rize’de sabah saatlerinde vatandaşın denizin üzerinde gördüğü yoğun kabarcıklar paniğe neden oldu. Gündemde olan Marmara Denizi’ndeki müsilaj nedeniyle korkan Rizeliler durumu hemen Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi yetkililerine bildirdi.

Üniversiteye ait Karadeniz Araştırma Gemisi bölgeye gelerek incelemelerde bulundu. Denizin üzerinden ve dalgıçlar vasıtasıyla denizin içerisinden çeşitli numuneler alındı.

İlk belirlemelere göre ise denizin üzerinde oluşan katmanın sadece rüzgardan kaynaklı oluşan dalga ve denize akan derenin köpüğünden kaynaklı oluşan baloncuklar olduğu gözlemlendi.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan RTEÜ Su Ürünleri Fakültesi Deniz Biyolojisi Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Ertuğrul Ağırbaş, ilk bulgulara göre denizin üzerinde halkı tedirgin eden görüntünün dalgadan oluşan köpüklerden ibaret olduğunu söyledi.

Doç. Dr. Ertuğrul Ağırbaş “Üniversitemize gelen ihbar üzerine balıkçı barınağında çekilen bir fotoğraf üzerine Karadeniz Araştırma Gemimizle beraber denizdeki durumu incelemek için bir çalıştırma gerçekleştirdik" dedi.

Ağırbaş, "Yaptığımız incelemelerde elde ettiğimiz bilgiler ile durumun deniz salyası olmadığı ve denizdeki dalgalanmadan dolayı köpüklenme olduğu kanısına vardık. Ancak aldığımız numuneleri laboratuvarda test ederek daha sağlıklı sonuçlar elde edeceğiz” açıklamasında bulundu.

"EN BÜYÜK TEHLİKE DENİZ SUYU SICAKLIĞININ ARTMASI"

Üniversitenin 2014 yılından bu yana kendisine ait Karadeniz Araştırma Gemisi ile bölgede çalışmalarını titizlikle devem ettiğini dile getiren Ağırbaş şöyle konuştu:

Arazide yaptığımız saha çalışmalarında deniz suyu sıcaklığı ve oksijen derecesine baktık. Şu an deniz sıcaklığı 20-21 santigrat derece durumunda.

Oksijen seviyesi ise 8 mg/lt altına hiç düşmedi. Bölge itibarıyla çay ve fındık üretiminin yapıldığı bir bölgede bulunmaktayız. Dolayısıyla bazı dönemlerde gübrelemelere bağlı olarak azot ve fosfat gibi bazı bileşiklerin yüksek olması muhtemel.

Ancak denizde yaptığımız kendi ölçümlerimizde bu bulguları hiçbir zaman redfield olayı dediğimiz 16 N1 oranı üzerinde azot ve fosfata rastlamadık. 

"FİTOPLANKTON BASKISI HER GEÇEN GÜN ARTMAKTA"

Genel olarak bir değerlendirme yapacak olursak denizel ekosistemler sahip oldukları dinamiklerle birçok canlıya ev sahipliği yapıyor.

Bu canlılar içerisinde en önemlisi fitoplankton dediğimiz birinci üretici canlı çeşidi olarak karşımıza çıkmakta. Bunlar denizel ortamda organik maddenin üretiminden sorumlu olan ana üreticiler olarak ve aynı zamanda dünyanın ihtiyacı olan oksijeni üreten en büyük canlı grubudur.

Fakat bunlar üzerindeki baskılar her geçen gün artmakta. Bunlardan en önemlisi deniz sıcaklığının artmasıdır. Bunun gibi birçok etken bulunmakta.

"DOĞU KARADENİZ SAHİLLERİ BÖYLE BİR RİSKİ ŞU AN İÇİN TAŞIMIYOR"

Karadeniz’in Marmara Denizi ile kıyaslandığında yapısal olarak var olan farklılıklar nedeniyle müsilajın olma ihtimalinin az olduğunun altını çizen Ağırbaş “Marmara Denizindeki salya problemi her geçen gün artmakta. Marmara’ya göre Karadeniz’i değerlendirdiğimiz zaman, Karadeniz yapısı itibariyle dünyanın en büyük anoksik havzalarından birisi. Ancak dalgaya açık olması ve bölgede özellikle Rize ve Artvin tarafında yoğun sanayi atığının olmaması böyle bir riski şu an için taşımamakta" şeklinde konuştu.

"Fakat önümüzdeki yıllarda iklim değişikliğinin çok daha hissedeceğimiz aşikâr. Dolayısıyla bizim bu noktada hep birlikle yerel yönetimle, üniversitemizle, STK’lar ile bu anlamda çözüm üretmek amacıyla bütün paydaşlarıyla bir araya gelmemiz gerekiyor" diyen Ağırbaş şunları söyledi:

Üniversiteler bildiğiniz üzere bulundukları bölgeye hizmet olarak ön plana çıkmakta. Yaptığımız çalışmalarla da bunu ön plana çıkarmaya çalışıyoruz.

RTEÜ Teknik Bilimler Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi Tolga Akdemir de deniz altında yapılan çalışma neticesinde ilk belirlemelere göre müsilaj adına hiçbir bulguya rastlanamadıklarını söyledi.

"MÜSİLAJIN BALIKLAR ÜZERİNDE BİR YAN ETKİSİ YOKTUR"

Müsilajın deniz canlılarına yönelik etkilerinden bahseden Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Göktuğ Dalgıç ise deniz salyası olarak adlandırılan müsilajın deniz canlılarını tüketmeye engel olmadığını dile getirerek “Son günlerde Marmara Denizinde yaygın olarak görülen müsilaj, zaman zaman Karadeniz’de de önceki yıllardan beri özellikle mayıs aylarının sonunda, haziran aylarının başlarında görülmekte" diye konuştu.
Dalgıç konuşmasının devamında şunları dile getirdi:

Bugün küçük bir örneğini arkadaşlarımız burada inceleyecekler. Yalnız benim burada özellikle söylemek istediğim su ürünleri tüketimi ve balıklar açısından müsilaj ile ilgili herhangi bir sorun olmadığından bahsetmek istiyorum.

Tüketicilerimiz rahatlıkla balıklarımızı tüketebilirler. Müsilajın balıklar üzerinde bir yan etkisi veya insanlar üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Bu konuyu özellikle belirtmek isterim. (İHA)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.