Dolar 32,3196
%0.21
Euro 35,0662
%-0.16
Altın 2.279,620
%0.09
Bist-100 9,02
%2.43

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Manisa’da yolsuzluk iddialarında ikinci perde: Dosyanın kilit ismi…

Manisa’da yolsuzluk iddialarında ikinci perde: Dosyanın kilit ismi…

TR35 Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları, geçtiğimiz ay gündeme gelen Manisa Büyükşehir Belediyesi’nde yolsuzluk iddialarına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Umutoğulları, yargıya dosya konusunda çağrıda bulunurken dosyanın kilit ismi olabilecek kişiyi açıkladı. 

  • Ege Postası
  • 18.06.2021 - 15:53

EGEPOSTASI- Geçtiğimiz ay Manisa’da MHP’li Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin de dahil olduğu ‘yolsuzluk’ iddiaları gündeme oturmuştu.

Manisa Geri Dönüşüm Enerji Üretim A.Ş eski Yönetim Kurulu Başkanı ve iş insanı Hacı Nuh Kaya’nın ortağı olduğu Manisa Geri Dönüşüm Enerji Üretim A.Ş’nin işlettiği Manisa Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Entegre Atık Değerlendirme Geri Dönüşüm Rehabilitasyon Bertaraf Tesisleri ile Düzenli Depolama Sahası’nın bakımı ve işletilmesinin baskıyla ellerinden alındığını baskıyla ellerinden alındığını ileri sürerek şikayetçi olmuştu. CİMER’e başvuru yapan ve iddiaların sahibi olan iş insanı Hacı Nuh Kaya’nın şikayetinin ardından Manisa Valiliği ön izleme başlatmıştı.

TR35 ekranlarında konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Kaya, kendilerinden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı adına sözleşme gereği belediyeye ödenmesi gereken yüzde 12’lik paya ek olarak yüzde 17’lik daha pay istendiğini ve bu konuda baskılara maruz kaldıklarını iddia etmişti.

Konuyu, 8. Gün programında tekrar ele alan TR35 Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları, tüm iddialara rağmen hala yargının harekete geçmemesi ve Manisa Büyükşehir Belediyesi’nden herhangi bir açıklama yapılmamasına dikkat çekerken dosyanın kilit ismi olabilecek kişiyi açıkladı. 

Umutoğulları, yayınlanan programın ardından Manisa Büyükşehir Belediyesi tarafından noterden onaylı bir uyarı yazısı geldiğini ifade ederken gönderilen yazıda, görevi sorulan isimlerin görevlerine ilişkin de bilgi verildiğini söyledi ve “En çok merak edilen konu olan ve benim yayında da sorduğum bazı isimlerle ilgili açıklama da yapılmış. Yazıda, ‘Manisa Geri Dönüşüm Entegre Atık Tesisi ile ilgili hem Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı hem Ahmet Turgut hem de Ertuğrul Yıldırım’ın herhangi bir irtibatı ya da ilgili bulunmamaktadır’ diyerek ‘Kurumumuz yetkililerince atılan iftira ve karalamalar için Hacı Nuh Kaya hakkında hem kurumumuz hem de ismi geçen yöneticilerimiz tarafından mahkemeye başvurulmuştur’ demişler” dedi.

“BU İDDİALAR MUHALİF OLAN BİR BELEDİYE BAŞKANIYLA İLGİLİ OLSAYDI…”

Olayın yargı ayağını da değerlendiren Umutoğulları, “Ortaya atılan bu iddialarla ilgili yapılan şikayetlere rağmen hiçbir savcının, müfettişin, Sayıştay’ın ya da İçişleri Bakanlığı’nın devreye girmemesi ve 10 ay geçmesine rağmen olayda ismi geçen şahısların adliyeye gidip ifade vermemesi özellikle yargı açısından bence çok düşündürücü. Bence Türkiye’de bir şeylerin değişmesi gerekiyor. Acaba bu iddialar muhalif olan bir belediye başkanıyla ilgili olsaydı yine aynı tavır olur muydu? Bu da ayrı bir tartışma konusu. Mesela İzmir’den çok basit bir örnek vereyim. Tutuklu bulunan Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy’la ilgili yapılan şikayetler üzerine polisin gece yarısı operasyon yaparak belediye başkanını gözaltına alıp arkasından tutuklayarak işlem yaptığını ve savcılığın bu konuda çok hızlı davrandığını düşünürsek Manisa’da bu kadar iddianın olduğu durumda hala ifadelerin alınmaması ve soruşturma açılmaması düşündürücü. Bizler bunun için temiz toplum diyoruz. Ben burada belediye başkanını suçlamıyorum. Suçsuz da demiyorum ama kamuoyunu aydınlatmaları ve bununla ilgili Hacı Nuh Kaya da bu konuda karalama kampanyası içerisindeyse çıkıp açıklama yapmaları ve Kaya ile yargı önünde hesaplaşmaları gerekiyor” diye konuştu.

“CESUR SAVCILARIN OLDUĞUNA İNANCIM TAM”

Kaya, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Ahmet Turgut’un kendilerine gelerek sözleşme gereği belediyeye verilecek yüzde 12’lik paya ek olarak belediye başkanı için cirodan yüzde 17’lik ek bir ödeme istendiğini iddia etmişti. İddiaların gerçek olup olmadığının ortaya çıkarılmasının yargı için oldukça kolay olduğunu ifade eden Umutoğulları, “İsmi geçen kişinin şantiyeye gidip gitmediğinin tespit edilmesi çok kolay. HTS kayıtlarından ya da ismi geçen şahısların Hacı Nuh Kaya ya da ortağıyla kaç kez görüştüğü çok kolay tespit edilebilir. Bu iddiaların doğru olup olmadığı da kolayca anlaşılabilir. Hacı Nuh Kaya, belediye başkanının söz konusu kişiler üzerinden kendisinden rüşvet istediğini iddia ediyor. Peki bu kadar uzun zamandır bunu dile getiren kişiyle ilgili Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cengiz Ergun dava açmış mıdır? Bununla ilgili bir dava açmış mıdır? Düşünün belediye ihalesini alan bir firmanın sahibi belediyenin ve devletin bütün kanuni gücünü kullanarak yüzde 17’lik rüşvet istendiğini iddia ediyor ve genel sekreter üzerinden kendisine baskı yaptığını söylüyor. Bütün bunlar söylendikten sonra buna bir ses ya da kulak veren yok. Burası devletin resmi kurumu değil mi? Bu şirkete kaç defa yazı ya da ceza yazılmış? Kaya’nın iddiaları yasal. Devlet eğer isterse bu yazıları ve cezaları sorup alabilir. Bunlar resmi belgeler çünkü. Eğer ilgili merciler bu konuda bir talepte bulunursa belediye de bu belgeleri teslim eder. Bunun tespiti bu kadar basitken bununla ilgi hala bir soruşturma açılmaması ya da savcılığın girişimde bulunmaması ilginç. Son dönemlerde siyaset-yargı ilişkisi bu kadar eleştirilirken yargıyı da tartışılır hale getiriyor bu durum. Savcıların bu durumda hangi siyasi parti olursa olsun kim olursa olsun belediye içerisinde bir usulsüzlük varsa bununla ilgili işlem yapmaları gerekir. Eğer yargı insanları partilerine göre sınıflandırırsa vatandaşların yargıya olan inancı her geçen gün daha da sekteye uğrar. Ama ben Türkiye’de hala cesur savcıların olduğuna ve olayın aydınlanması için girişimde bulunacaklarına inancım tam” ifadelerini kullandı. 

“CEMAL KARAKURT BUNUNLA İLGİLİ İFADE VERMELİ”

Hacı Nuh Kaya’nın ortağı olduğu şirketin, sözleşmeyle Cemal Karakurt isimli iş insanına devredilmesi ve ihaleyi alan şirketin alt taşeron olarak göreve devam etmesi hususuna da değinen Umutoğulları, “Şirketin ilk devri bu şekilde yapılıyor. Ana sözleşme sahibi olan şirket alt taşeron oluyor ve normalde ana sözleşme 1 yıl yürürlükte kalması gerekirken bir ay sonra Tarık Kaya’nın şirketine devrediliyor ve ne oluyorsa bir anda Cemal Karakurt devre dışı kalıyor. Yani Karakurt, şirketi Hacı Nuh Kaya’dan alıyor ve Tarık Kaya’ya veriyor. Bu arada ne olduğunu kimse bilmiyor. Tarık Kaya’nın bu denli büyük bir iş hacmi var mıdır? En çok tartışılan konulardan biri bu. Bu kişinin bankadan 100 bin lira bile kredi çekebilecek durumu olmadığı ve başkan ile yakın bir ilişkisinin olduğu iddia ediliyor. Burada bir parantez açmak gerekiyor. Cemal Karakurt bence bu işin kilit ismi. ‘200 milyon liralık yatırım yapacağım’ diyerek şirketi alması ve 1 ay sonra devretmesi düşünülmesi gereken bir durum. Ben buradan bütün savcılara, dosyayı araştıran Sayıştay yetkililerine sesleniyorum. Bence buradaki kilit isim Cemal Karakurt. Eğer Karakurt dinlenirse bu dosyayla ilgile büyük bir çözümlemenin olacağını düşünüyorum. Dolayısıyla Cemal Karakurt bununla ilgili ifade vermeli. Bütün gerçeklerin o isimde olduğunu ifade edebilirim. 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.