İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Çamlı: Pandemiyi yok edecek tek silah aşı!

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Dünya bir yıldan uzun bi süredir koronavirüs salgınının etkisi altında. Salgın nedeniyle şu ana kadar dünya genelinde 67 milyon 9 bin 962 koronavirüs vakası saptanırken 1 milyon 535 bin 107 kişi de salgın nedeniyle hayatını kaybetti. Türkiye’de ise virüsün ülkemizde göründüğü mart ayından bu yana 539 bin 291 pozitif vaka saptanırken salgın nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 14 bin 900 oldu.

Koronavirüse karşı dünya genelinde topyekun mücadele devam ediyor. Virüse karşı etkili olacak ilaç ve aşı çalışmalarında bugüne kadar büyük yol katedildi. Dünya genelinde bazı aşı firmaları koronavirüse karşı etkili olduğu söylenilen aşılar geliştirdiler.

Virüsü yenmede etkili olduğu söylenen bir diğer aşı da Çin’li aşı firması ve SinaVac’ın ürettiği CoronaVac aşısı. FAZ1 ve FAZ2 çalışmalarının sonuçlarının olumlu olduğu açıklanan aşıdan Türkiye50 milyon civarı sipariş etti ve ilk parti aşıların bu hafta içerisinde ülkeye girmesi bekleniyor.

Ancak kamuoyunda aşıya karşı negatif bir algı söz konusu. İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı, gelmesi planlanan aşıyı Egepostası’na değerlendirdi. Aşının FAZ1 ve 2 demelerinin sonuçlarının etkili olduğunu ifade eden Dr. Çamlı, aşılarda milliyetçilik yapılmaması gerektiğini söyledi. Dr. Çamlı ayrıca toplumun en azından yüzde 65’inin aşıyı olması gerektiğine de dikkat çekti.

“YAN ETKİLERİ KONUSUNDA BİLGİ VERİLMEDİ”

Ülkeye gelecek aşının birkaç parti halinde geleceğini ifade eden Dr. Çamlı, önemli olan bir noktaya parmak basarak, “SinoVac firmasının ürettiği CoronaVac aşısı, FAZ1 ve FAZ2 insan çalışmalarının sonuçlarını geçen ay yayımladı. Ama büyük insan toplulukları üzerinde yapılan FAZ3 çalışmasının sonuçlarını henüz yayımladı. Yani etkinlik ve yan etkiler konusunda fikir veren FAZ3 çalışmasının sonuçları konusunda herhangi bir açıklama yapılmadı ama önümüzdeki günlerde yapılacağı söyleniyor. Sayın Bakan ‘ın açıklamalarından okuduğum kadarıyla da FAZ3 çalışmalarının sonuçları açıklanacak, etkinliği ortaya çıkacak, Türkiye’deki akreditesi olan kurumlar bu aşıyı inceleyip onay verecek ve aşılama da ondan sonra başlayacak. Aşı şu an Türkiye’de onay almış bir aşı değil. FAZ3 çalışmalarının etkinliği henüz ortaya çıkmadı ama herhalde çıkacağı düşünülerek bu aşılar sipariş edildi” dedi.

“AŞILARIN MİLLİYETİ OLMAZ”

Toplum genelinde aşıya yönelik önyargılar yersiz olduğunu belirten Dr. Çamlı, “Öncelikle aşıların milliyeti olmaz. Üreten firmadır önemli olan. Sinovac firması yıllardır aşı üreten bir firma ve ürettiği teknik yani canlı virüslerin zayıflatılarak vücuda verilmesi tekniği bizim öteden beri bildiğimiz ve başka aşılarda da denenmiş uzun dönem sonuçları bilinen bir teknik. Çin aşısı, Almaya aşısı, İngiltere aşısı gibi konuşmak doğru değil. Sonuçta bu şirketlerin aşıları. İkincisi bu aşıyla ilgili, FAZ1 ve FAZ2 insan çalışmaları yapıldı. Resmi sonuçları da geçen hafta açıklandı. Baktığımız zaman bu aşının gerek etkinlik açısından güvenli olduğu gerekse yan etkisinin düşük olduğu görülüyor. Ama buradaki çalışmalar az sayıda insanlar üzerinde yapılmış çalışmalar. Yani FAZ1 ve FAZ2 çalışmalarına katılan insan sayısı daha düşüktür.  Daha büyük insan toplulukları üzerinde yapılmış FAZ3 çalışmalarının sonuçları henüz açıklanmadı ama herhalde etkin ve güvenli çıkacağı tahmin ediliyor. Ancak bu konuda resmi bir açıklama henüz yok. Yani Sağlık Bakanlığı bu aşıyı onaylamadı ama bu onaylamayacağı anlamına gelmiyor. Büyük ihtimalle FAZ1 ve FAZ2 çalışmalarının sonuçlarına bakarak güvenli çıkacağını düşündüler ve önceden sipariş veridler” diye konuştu.

DÜNYADA AŞI STOKU SORUNU VAR

Birçok ülkenin aşıların FAZ1 ve FAZ2 çalışmalarının sonuçlarına bakarak aşı siparişi verdiğinin altını çizen Dr. Çamlı, “Dünyada aşı bulunmuyor. Bütün ülkeler sipariş veriyorlar. Dolayısıyla geç kaldığınızda aşı bulmakta sıkıntı çekiyorsunuz. Bir bakıma adeta risk alarak sipariş verdiler. Diğer ülkeler de BioNTech ve Pfizer için bunu yaptılar. Daha FAZ3 sonuçları açıklanmadan bu aşılara para vererek siparişlerini verdiler ve şu an bu aşılardan bulamıyorsunuz. Melesela Kanada kendi nüfusunu yaklaşık 8 kez aşılayacak kadar aşı aldı. Bu da dünyada ‘aşı milliyetçiiliği’ denen bir kavramı ortaya getirdi. Yani zengin ülkeler paraları erken bastırarak erken siparişle bu aşıların bu dönemki üretimlerinin tamamına yakınını aldılar. Oysa sosyo-ekonomik olarak daha fakir ülkeler bu aşılara ulaşamayacaklar ve sıkıntı yaşanacak. Bu nedenle uluslararası birtakım etik düzenlemeler yapılmaya çalışılıyor. Bunun için dünyadaki bazı ülkeler bir araya gelerek şunu söylediler: Sadece bir ülkedeki herkesi değil bütün ülkelerdeki risk gruplarını aşılayalım. Çünkü pandemi küresel bir sorun, ülkesel bir sorun değl. Örneğin İngiltere ya da Kanada kendisini güvene aldığını düşünse bile panemi devam ettiği sürece güvende olamazlar. O yüzden de madem ki aşı konusunda bir kısıtlılığımız var.Bir ülkenin bütün vatandaşlarını aşılaması yerine bütün ülkelerin risk gruplarına aşı yapalım deniliyor. Bunun için uluslararası çapta bir etik düzenleme yapıldı ve 172 ülke buna imza attı. Türkiye henüz imza atmadı ama bu konuda olumlu görüş bildirdi. Şu anda dünyadaki en önemli sorunlardan biri aşı dağılımının adil olmaması. Biz bunu daha önce başka aşılarda da yaşamıştık. Zengin ülkeler dünyanın tamamına yetmeyecek aşıları satın aldılar ve gelişmekte olan ya da fakir olan ülkelere aşı kalmadı. Bu gerçekten etik açıdan çok sıkıntılı.  Yani durum böyle olunca FAZ1 ve FAZ2 çalışmalaır bir etkinlik sağlayınca ülkeleler sipariş vermeye başladı. Şu anda Türkiye istese de BioNTech ya da diğer modern aşıları alamaz çünkü aşı yok” ifadelerini kullandı.

ÖNCELİK RİSKLİ GRUPLARDA

Aşılama konusunda önceliğin riskli gruplar olacağını söyleyen Dr. Çamlı, “Sağlık Bakanı, aşının 4 aşamada yapılacağını söyledi. 1. aşama risk grubundakiler. Yani sağlık çalışanları, 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olanlar. Öncelik bu grupta. Çünkü aşı birden biri 50 milyon doz gelmeyecek. Son aşamada da herkese yapılacak. Aşılar 11 Aralık’ta gelecek ama hemen aşılamaya başlanmaz. Normal şartlarda FAZ3 çalışmasının sonuçlarından sonra da beklenilmesi gerekiyor ama pandemide hızlı davranılması gewrekiyor. Onun için de ön onaylar, acil onaylar alınabiliyor. Çünkü pandemide insanlar ölüyorlar ve devletler de insiyatif kullanıyorlar. Pandemide bu tarz şeyler olabiliyor. Birtakım şeyleri beklemeden hızlı ve acil onaylar verilebiliyor. Bunlar, pandemi şartlarında ve yaşadığımız süreçler içerisinde hiçbiri yanlış değil” dedi.

“TOPLUMUN YÜZDE 65’İNİN AŞILANMASI GEREKİYOR”

Dr. Çamlı, toplumun aşıya önyargıyla yaklaşmaması gerektiğini belirtti ve aşı olmanın önemine vurgu yaparak şunları söyledi; “Eğer gelen aşının FAZ3 çalışması olumlu çıkarsa ve Türkiye de onaylarsa kesinlikle herkese aşı yapılmalı. Bunu Çin aşısı diye küçümsememek lazım. Çünkü bulunduğumuz pandemide, pandemiyi yok edecek tek silah aşı, başka bir silahımız yok. Pandemi can yakıcı hale geldi. Her gün yüzlerce kişiyi kaybediyoruz ve giderek de büyüyor. Pandemiyi durdurabilmenin tek gerçekçi yolu aşılama. Bunun içinde toplumun en azından 3’te 2’sinin yüzde 60-65’inin aşınlanması gerekiyor. Küçük bir kesimin aşılanması yeterli değil. Toplumsal bir bağışıklık elde etmemiz gerekiyor. Aşı ferdi bir karar değildir, toplumsal bir sorumluluktur. Bu yüzden de Sağlık Bakanlığı’na görev düşüyor. Bunu geçmişte olduğu gibi kişilerin tercihine bırakamayız. Devletlerin zorla aşı yaptırabilme yetkileri var aslında ama Bakanlık bu konuda ikna edici olmak, doyurucu ve tatmin edici açıklamalar yapmak durumunda. Son dönemde anlamsız aşı karşıtlığı çıktı ve kafa karışıklıkları yarattı. Buna izin verilmemesi lazım. Aşı şu an pandeminden kurtulmamız için en etkin ve güvenli yöntem.”